Deniz ÇİYAN / deniz.ciyan@hdn.com.tr
Macera ve doğal güzellikler diyarı: Madagaskar
Madagaskar, gezginler için dünyanın başka yerlerinde yaşayamayacakları macera vadediyor. Yağmur ormanları, adaya özgü hayvan türlerinden en bilineni lemurları ve envai çeşit endemik bitki örtüsü, 400 farklı orkide çeşidiyle Madagaskar’ın doğası beni oldukça cezbetti… İşte size Madagaskar gezi rehberi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezisiyle Türkiye’de son günlerde büyük ilgi uyandırdı Madagaskar… Çoğumuzun ilk defa Küçük Prens okurken karşılaştığı kalın ve uzun gövdeli, devasa baobap ağaçları, tropik mevsim özellikleri, sıcacık insanları ve muhteşem doğasıyla görülesi bir yer.
Kentler arasında arabayla seyahat ederken yol kenarında göreceğiniz çoğunlukla palmiye ağaçlarından yapılmış ve Türkiye’de normal bir oda büyüklüğünde olan küçük evlerin aksine başkentte doğadan ve geleneksel Malgaş yaşam tarzından uzak bir şehir hayatı var.
17. ve 18. yüzyıllarda adayı yöneten Madagaskar Krallığı’nın sarayı olan ve şehrin en yüksek tepesine kurulan Rova, başkentte görülmesi gereken yerler arasında, ama asıl güzelik Rova’nın kurulu olduğu tepeden şehre bakmak, zira bütün çarpıklığı, üst üste binmiş hissi yaratan yapıları ve park ve bahçeleriyle şehri buradan tam olarak algılayabiliyorsunuz.
Şehirdeki Analakely Market, hem yerel meyve, sebze ve yiyecek hem de uygun fiyata gündelik ve hediyelik eşya bulabileceğiniz büyük bir alana kurulmuş ve yerel halkın da sıkça ziyaret ettiği bir pazar alanı.
Ama hediyelik eşya için asıl yer Andravoahangy Market. Havalimanından Tana’nın merkezine giderken sağda kurulu ve her gün açık olan bu yanyana duran küçük kulubeli pazar alanında hasırdan yapılan rengarenk envayi çeşit eşyadan el boyaması magnetlere, yerel bir sığır türü olan zebu’ların boynuzlarından yapılan kolye küpelerden, adadan çıkan doğal taşlardan yapılma pahalı takılara kadar yerel hediyelik eşya olarak ne ararsanız var.
Kentten sıkılıp kendinizi doğaya vermek isterseniz Tana’dan araçla dört saat uzaklıkta ve adanın doğusundaki Andasibe Milli Parkı çok güzel bir olanak.
Isınma ve ekonomik sebepler nedeniyle adadaki ormanlar zamanla çok azalmış ve doğal ortamlarında, doğadaki tek düşmanları fusa fusalarla birlikte sadece bu adaya özgü lemurların hayatlarına saygılı ve sessiz bir şekilde tanık olmak eşsiz bir deneyim.
İlk olarak Antoine de Saint-Exupéry’nin ana karakterinden adını alan Küçük Prens kitabında okuduğum ve “gerçeği nasıldır acaba?” diye senelerce merak ettiğim baobap ağaçlarını görmek isterseniz de adanın güney batısında, Morondava ve Belon’i Tsiribihina kentleri arasında bulunan yoldaki Baobap Bulvarı’nı tavsiye ederim.
Her iki yanı upuzun, dalları ve yaprakları tepesinde bulunan ve çok az su harcayarak yaşayan baobap ağaçlarının oluşturduğu bu yoldan geçerken hem Küçük Prens’in gezegeninde hem de onunla hiç alakası olmayan başka bir gezegendeymiş gibi hissedebilirsiniz. Büyülü bir atmosfer hissi yaratıyor bu ağaçlar.
Eğer bir de adanın da adasına gideyim biraz deniz kenarında dinlenme tatili yapayım derseniz, Madagaskar’ın etrafında birçok küçük adacık var. Hatta bunlardan en bilineni Nosy Be diye Madagaskar’ın kuzey batısında bulunan bir adacık. Berrak suları ve beyaz kumsalları ile gerçek bir cazibe merkezi.
Ama tatilinizin bu kısmında hem güzel deniz hem de daha az turistik olsun derseniz, o zaman adanın kuzey doğu sahilindeki Soanierana – Ivongo kasabasından 1,5 saatlik hızlı feribot ile ulaşabileceğiniz İle Sainte Marie adacığını tavsiye ederim. Yeşilliklerin ve envayi çeşit yerel meyve veren ağaçların arasındaki bungalovlarda kalıp, hindistan cevizi ağacının gölgesinde güneşlenip ılık sulara dalmak isterseniz sizin adacığınız burası!
Madagaskar’da seyahatinizi planlarken doğa koşullarını göz önüne alarak biraz zaman payı bırakmayı unutmayın, çünkü “bugün hava kötü, gemi kalkmıyor, yarın tekrar deneyin,” veya “çok yağmur yağdı, yol kapandı, bugün otobüs gitmiyor,” gibi cümlelerle karşı karşıya kalabilirsiniz. O sebepten neredeyse Türkiye büyüklüğündeki ada içinde seyahat ederken ve gitmek istediğiniz hedef 5-6 saatlik araba yolculuğundan daha uzun sürüyorsa Madagaskar’ın yerel uçak firmalarını kullanarak hava yollunu kullanmanızı tavsiye ederim.
Ama zannetmeyin ki burada hava koşulları geçerli olmuyor! Genellikle küçük uçaklarla seyahat edildiği için şiddetli yağmur veya fırtına gibi durumlarda bu ulaşım yolunda da aksaklıklar olabiliyor.
Bir de uçak firmasına kaldığınız otelin adını ve numarasını verirseniz iyi olur, çünkü bu aksaklıklar daha geç olabildiği gibi planlanan seyahat saatinden daha önce de olabiliyor. Onların bu gelişmeleri size haber verebilmeleri için havayolları firması ile iletişim içinde olmanız çok önemli. Ülke içerisinde yapacağınız seyahatin uçak biletlerini internet üzerinden alırsanız oradaki bürolarından elden alacağınız biletlerden biraz daha pahalıya alıyorsunuz, ama en azından havayollarının bürosunu aramakla uğraşmıyor ve çok da uzun olmayan çalışma saatlerine uymak zorunda kalmıyorsunuz.
Adada gezmek için araç kiralayacaksanız, aracı bir şoförle kiralamanızı tavsiye ederim, çünkü hem yolları bulmak kolay değil hem kaybolursanız çok az Fransızca haricinde sadece Malgaşça konuşan yerel halk size pek yardımcı olamıyor hem de özellikle yerel olmayan insanların güvenliği sıkıntılı bir konu. Ada insanına dair en sevdiğim olgulardan bir tanesi sıcak ve açık olmalarının haricinde adalet ve hakkaniyet duyguları sahibi olmalarıydı. Otobüse veya gemiye binmek için Türk milletinin yaptığı gibi birbirinizi ittirmenize, sıranın önüne geçmeye çalışmanıza gerek yok. Bileti alış sıranıza göre adınızı çağırıyorlar ve siz de o sıraya göre kullanacağınız araca binip seyahat ediyorsunuz. İşte bu kadar!
Yanınıza bolca ince, ter emen, hava geçiren, kolay kuruyan t-shirt ve şort veya pantolon alın zira gün içerisinde o kadar terleyeceksiniz ki muhtemelen o eşyaları yıkamadan bir daha giymek istemeyeceksiniz. Ve yıkadığınız zaman dilerseniz yerel halkın yaptığı gibi ıslak çamaşırlarınızı yol kenarındaki çayırların, çimenlerin üzerine sererek hızlıca kurutabilirsiniz.
Ne zaman ve nasıl gidilir?
Ocak ortasından Mart ayına kadar siklon mevsimi olduğu için o tarihler haricinde senenin her günü Madagaskar size o güzel ve macera dolu yüzünü gösterecektir. Türk Hava Yolları 2015 Aralık’tan beri Madagaskar’a direkt uçuyor. Haftanın beş günü İstanbul’dan 13 saatlik bir uçuşla ve Morityus’ta kısa bir duraklama ile bu ülkeye varabiliyorsunuz. Haftanın üç günü de yine Morityus’ta bir duraklama ile başkent Antananarivo’dan İstanbul’a direkt uçuş var.
Ocak ortasından Mart ayına kadar siklon mevsimi olduğu için o tarihler haricinde senenin her günü Madagaskar size o güzel ve macera dolu yüzünü gösterecektir. Türk Hava Yolları 2015 Aralık’tan beri Madagaskar’a direkt uçuyor. Haftanın beş günü İstanbul’dan 13 saatlik bir uçuşla ve Morityus’ta kısa bir duraklama ile bu ülkeye varabiliyorsunuz. Haftanın üç günü de yine Morityus’ta bir duraklama ile başkent Antananarivo’dan İstanbul’a direkt uçuş var.
Ne yenir?
Ada halkı neredeyse her öğünde pilav ile bize egzotik gelen farklı yerel meyve türleri yediği için bu iki yiyecek grubundan fazlaca tüketmeye hazır olun. Fazla et tüketmiyorlar, özellikle kırmızı et tavuk etine göre daha az tüketiliyor, ancak tandır gibi uzun sürede pişirilen ve zebu denilen yerel bir sığır türünden yapılan “hen’omby ritra” adlı bir yiyecekleri var ki yanında baharatlı pilavı ve egzotik meyveleri ile parmaklarınızı yiyebilirsiniz. Madagaskar, rumu ile meşhur bir ada ve Dzama diye yerel markaları bu sert içkiyi sevenler için güzel bir ikram.
Ada halkı neredeyse her öğünde pilav ile bize egzotik gelen farklı yerel meyve türleri yediği için bu iki yiyecek grubundan fazlaca tüketmeye hazır olun. Fazla et tüketmiyorlar, özellikle kırmızı et tavuk etine göre daha az tüketiliyor, ancak tandır gibi uzun sürede pişirilen ve zebu denilen yerel bir sığır türünden yapılan “hen’omby ritra” adlı bir yiyecekleri var ki yanında baharatlı pilavı ve egzotik meyveleri ile parmaklarınızı yiyebilirsiniz. Madagaskar, rumu ile meşhur bir ada ve Dzama diye yerel markaları bu sert içkiyi sevenler için güzel bir ikram.