Rıza ÖZEL / rozel@hurriyet.com.tr | Fotoğraflar: Randy VanDerStarren
Dünya turuna çıkan sandalyenin son durağı Türkiye
Dünyaca ünlü markaların fotoğraflarını çekiyordu. Kendisini esir aldığını düşünüp işi gücü bıraktı, fotoğraflarına konu yaptığı sandalyesi ile dünya turuna çıktı. ‘Tek hayat, tek insan, tek dünya’ sloganıyla farklı coğrafyalarda sandalyesini fotoğraflıyor.
Dünyaca ünlü markaların fotoğraflarını çekiyordu. Kendisini esir aldığını düşünüp işi gücü bıraktı, fotoğraflarına konu yaptığı sandalyesi ile dünya turuna çıktı. ‘Tek hayat, tek insan, tek dünya’ sloganıyla farklı coğrafyalarda sandalyesini fotoğraflıyor.
“Reklam fotoğrafçısıyken her yolculuk benim için yeni bir maceraydı, tecrübeydi. İş hayatımda beni bile şaşırtan bir maddi kazanç elde ettim. Kazandığım paranın yanında aldığım ders şu oldu: Hayat güzel ve birçok güzelliği ıskalıyoruz. Yaşarken farkında olmadan aldığımızdan fazlasını veriyoruz.
Bu kez bambaşka bir amaçla ama daha fotoğraf odaklı geziyorum dünyayı. Üstelik yalnızca bir sandalye değil, insanların tutkularının peşinden koşmaya çağıran bir ilham aracı.
Tek bir insan var. Yani farklılıklarımızın ötesinde hepimiz aynıyız. Hepimiz sevilmek, saygı duyulmak istiyoruz.
Siz değiştirmezseniz hayat değişmeyecek
Farklılıklar yerine benzerlikleri kutlamayı öğrenebilirsek dünya herkes için daha iyi bir yer olacak. Bizi birbirine bağlayan şey, bizi ayırandan çok daha önemli. Tek bir hayat var. İnsanlar, ‘Bir gün tango öğreneceğim’, ‘Bir gün oğlumu beyzbol maçına götüreceğim’, ‘Bir gün kutup ayısı göreceğim’ diyor. O bir günü gerçek yapmak bizim elimizde.
Farklılıklar yerine benzerlikleri kutlamayı öğrenebilirsek dünya herkes için daha iyi bir yer olacak. Bizi birbirine bağlayan şey, bizi ayırandan çok daha önemli. Tek bir hayat var. İnsanlar, ‘Bir gün tango öğreneceğim’, ‘Bir gün oğlumu beyzbol maçına götüreceğim’, ‘Bir gün kutup ayısı göreceğim’ diyor. O bir günü gerçek yapmak bizim elimizde.
Siz değiştirmezseniz, yaşadığınız gerçeklik asla değişmeyecek. Bu tek hayatı tutkularımızdan uzaklaşarak yaşamamalıyız. Oturup sandalyeye keyfini sürelim barış ve huzur içinde, hayatı dolu dolu yaşayarak.”
Yedeği yokUsta fotoğrafçı, sandalyenin yedeği olmadığını söylüyor: “Onu kaybetmemek için çok çabalıyorum. Aynısından 10 tane yaptırıp gittiğim ülkelerde bıraksaydım, insanlar bu kadar saygı duymazdı. Bazen çok tehlikeli yerlere koyduğumda kalp atışım hızlanıyor.”
İstediğiniz hayatı yaşayacaksanız, hayatın sizi yönlendirmesine izin vermeyin. Hayatınızın yönetmen koltuğuna oturun. Yaşadığımız tek hayatta mutlu olmaya hakkımız var.”
NERELERİ GEZDİ?
Turuncu koltuk Tayland’ın tapınaklarında, adalarında, Japonya’nın modern kentlerinde, bambu ormanlarında, İzlanda’nın buzullarında, Küba’nın nostaljik sokaklarında, Güney Kore’nin Budist tapınaklarında, ABD’nin kanyonlarında, büyük kentlerin arka sokaklarında, BAE’nin camilerinde, çöllerinde, İngiltere’nin sık ormanlarında, Kanada’nın şelalelerinde fotoğraflara konu oldu.
Turuncu koltuk Tayland’ın tapınaklarında, adalarında, Japonya’nın modern kentlerinde, bambu ormanlarında, İzlanda’nın buzullarında, Küba’nın nostaljik sokaklarında, Güney Kore’nin Budist tapınaklarında, ABD’nin kanyonlarında, büyük kentlerin arka sokaklarında, BAE’nin camilerinde, çöllerinde, İngiltere’nin sık ormanlarında, Kanada’nın şelalelerinde fotoğraflara konu oldu.