Paylaş
Pek çok ünlü isim gibi Pınar Kür’ün de Nişantaşı’nda gittiği kuaför Ali Yatkın, “Cinayet Fakültesi” adlı romanı kendisi için imzalatmıştı. Ancak kitap bir süre sonra ortadan kayboldu. Yatkın, kaybettiğine üzülse de geçen yıllar içinde kitabı haliyle unuttu.
Ancak gazeteci Yavuz Rençberler bir eskiciden aldığı onlarca kitap arasında bu imzalı kitaba rastlayınca, sahibi hayattaysa ona ulaştırmak istedi.
Sosyal medya çağında bu da zor olmadı. Instagram hesabından Ali Yatkın’la iletişime geçti.
Ali Yatkın şaşkınlık ve mutluluğu bir arada yaşadı: “Neredeyse 20 yıl önce kaybolan kitabım için hiç tanımadığım biri bana ulaşarak ‘Sahibi siz misiniz’ diye sorunca şaka sandım. İnanamadım. Ücreti neyse ödeyeyim ne olur bana ulaştırın dedim. Ama hiçbir bedel istemeden bana teslim etti. Kendisine minnettarım. Yazar dostum Pınar Kür’ün kitabı bir daha kaybolmamak üzere kitaplığımda yerini aldı.”
Yavuz Rençberler ise “Hele ki yazarından imzalıysa, kitap kaybetmenin üzüntüsünü biliyorum. Tamamen bu duyguyla sahibine ulaştırdım. Kitabın sahibinin mutluluğu, gülümsemesi paradan puldan daha kıymetli” dedi.
Boğaziçi, Şen Gönüller Yatağı...
Remzi Kitabevi yeni bir Boğaziçi kitabı çıkarmış.
Mimar yazar Turan Akıncı, araştırmacılığıyla 500 sayfayı aşkın bir çalışmaya imza atıyor bu kez.
İlk bakışta kıyılara sıralanan tarihsel saraylar, sefaretler, yalılar renkli resimlerle sunuluyor. Ancak okudukça görüyoruz ki; bu yapıların konumu, mimari özellikleri, bazı detaylar, yapıların çevresindeki korular, denizle ilişki ayrıntılı bir anlatımla veriliyor...
Örneğin bir yalı deniz kıyısında “leb-i derya” olarak konumlanmışken aradan yol geçince “sahilhane” oluyor.
Ayrıca kitapta yapıların ilk sahipleri, sonraki sakinleri yaşam öyküleriyle veriliyor. İlginç siyasal olaylar da sıralanıyor.
Yeni Tiyatro’yla ‘Yeni Sinema’ el ele
Yeni Tiyatro Dergisi, filmseverler için Yeni Sinema Dergisi yayımlamaya başladı.
Tiyatrodan sinemaya sahne ve görüntü sanatlarını bir araya getirmeyi amaçlayan dergi, bundan böyle okurlarına iç içe geçmiş iki dergi sunacak.
Dergi, Atilla Dorsay, Kerem Akça, Mehmet Erduğan, Ali Ulvi Uyanık gibi alanındaki usta isimlerin yazılarına da yer verecek.
Bu oluşuma tanık olmak, bana da keyif verdi.
İsveç’in 2024’teki en iyi kitabı Türkçede
İskandinav edebiyatına Türk okurunun ilgisi günden güne artarken, Türkçeye yapılan çevirilere bir yenisi daha eklendi. Lisa Ridzén’in geçtiğimiz yıl İsveç’te yılın en iyi kitabı seçilen “Turnalar Güneye Uçarken” romanı, Timaş Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Finlandiya’nın önemli ödüllerinden Adriblis Awards’ta ‘en iyi kurmaca’ ve ‘en iyi ilk roman’ dallarında finale kalan romanın hakları kısa sürede 33 ülkeye satıldı.
“Turnalar Güneye Uçarken”, bir baba ve oğlu üzerinden sevgi ve hayatın kontrolünü elden bırakmama mücadelesini anlatıyor. Yazar Fredrik Backman’ın ifadesiyle: “Veda etmek zorunda kalan herkesin hikâyesi...”
Mustafa İri’nin sevdiği oyunlar
Tiyatro eleştirmeni Mustafa İri’yle oyun izlemek hem çok keyifli hem de geliştirici oluyor. Kendisine bu yıl en sevdiği oyunları sordum, işte cevabı...
1. Yenilmez: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan modern bir klasik. Yenilmez adlı kedilerinin kaybolması üzerine farklı yapıdaki iki aileyi Londra kırsalında bir araya getiren başarılı oyun, Nihat Alpteki’nin ustalıklı rejisiyle zirveyi zorluyor.
2. Ebedi Barış: Juan Mayorga’nın çağlar üstü manifestosu ülkemizde birçok kez sahnelendi. Meraklısı çok olan oyun bu yıl da İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun programında yer aldı. Gözde yönetmen Yunus Emre Bozdoğan sade, provokatif ve güçlü bir yaklaşımla izleyiciyi hipnotize etmeyi başarıyor. İyi seyirler...
Kim ne okuyor?
◊ Pervin Ünalp, Gary Small ve Gigi Vorgan’ın yazdığı “Bir Psikiyatristin Gizli Defteri: En Sıra Dışı Vakalar” adlı kitabı okuyor...
◊ Öner Ciravoğlu, Ksenophon’un “Anabasis” adlı eserini Hayrullah Örs çevirisinden okuyor...
◊ Yazar İsmail Birateş, Nüket Aşkın’ın “Sırlarıyla Atatürk’ün Kız Kardeşi–Makbule Hanım” adlı eserini okuyor.
◊ Hasip Akgül, Orhan Şevki’nin “Gölge Adam-Bir Menajerin Anıları” adlı eserini okuyor.
Paylaş