Türkiye algısı nasıl düzeliyor?

"BURADA Türkiye ile ilgili o kadar çok etkinlik yapılmaya başladı ki, izlenimim bunun bir plan ve eşgüdüm içinde düzenlendiği..." Bu sözlerin sahibi, Avrupa Birliği’nin üst düzey bir bürokratı. Kendisine bunun doğru olmadığını söyleyince hayret ediyor. İçimden "Keşke öyle olsaydı" diye geçiriyorum, ama sonra fikir değiştiriyorum.

Belki de böylesi daha iyi. Planlı programlı hareket etmeyi hiçbir zaman beceremedik, strateji oluşturup bir eylem planı ve takvim dahilinde ilerlemek, birlikte el ele verip iş yapmak bize göre değil. Nitekim sivil toplum kuruluşları, şirketler, belediyeler birbirlerinden habersiz Türkiye’nin tanıtımı için pek çok etkinlik gerçekleştiriyorlar.

Tek sakıncası bazen aynı güne farklı kuruluşlar tarafından düzenlenen iki konserin birden rastlaması! Ya da geçen çarşamba olduğu gibi Güler Sabancı’nın Belçika Kraliyet Nişanı aldığı saatlerde Avrupa Parlamentosu’nda Zaman Gazetesi’nin Türkiye’yi anlatan basın fotoğrafları sergisinin açılması.

Köşemizde oturup görünmez bir el ya da devlet tarafından güdülerek Türkiye için çalışmayı beklemekten vazgeçmiş olmamız iyi bir şey. İletişim adına ekilen tohumların sonuçları alınmaya başladı bile. Bir yıl öncesine kıyasla Avrupa başkentinde Türkiye kesinlikle daha fazla tanınıyor.

* * *

Perşembe sabahı Avrupa Parlamentosu... Yarım milyon kişinin izlediği, 10 ülkede ve 10 dilde yayın yapan AB haber ve politika portalı Euractiv’in burada düzenlediği toplantının konusu "Avrupa başkentleri arasında karşılıklı iletişim". Salonun girişinde Türkçe bir afiş asılı: AB’yi doğru yerden izleyin: Euractiv.com.tr.

Bu anons, Euractiv’in Referans ve Hürriyet’in stratejik ortaklığıyla geçen ay başlayan Türkçe yayınına ait.

Ayrıca, o sabah parlamentoya gelen herkes kapıdaki dev Euractiv afişindeki Avrupa haritasında Türkiye’nin de bütün haşmetiyle yer aldığını görüyor. Afişin önünden geçen TÜSİAD Temsilcisi Bahadır Kaleağası’nın tepkisi "milyon dolarlık tanıtıma bedel bir iş yapılmış" oluyor.

* * *

Avrupa Komisyonu’na beş aylık devrelerle 9’ar Türk stajyer alınıyor. Aralarından üç genç kız öğrenci, diğer ülkelerden gelen 600 kadar stajyerin Türkiye’yi iyi tanımadığını görüp bir konferans düzenlemeye karar vermişler. Ayrıca konferans sonunda stajyere Türk yemekleri ikram etmek istediklerini anlattılar. AB ülkelerinden gelen stajyerlerin önemli bir bölümü, staj sonrası AB Komisyonu’nda memur olarak çalışmaya başlıyor. Hedefi doğru seçilmiş bu etkinliğe destek olmak isteyen kurumlar çıkarsa iyi olur.

3-14 Aralık tarihleri arasında ise Avrupa Komisyonu’nun ünlü Berlaymont binasındaki Başkanlar Galerisi’nde "Aydın Doğan Karikatür Yarışması"ndan seçilmiş 26 eser sergilenecek. 3 Aralık akşamı serginin açılışını Genişlemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn yapacak.

Bütün bu iletişim fırsatlarının toplamı, Türkiye algısını ciddi biçimde olumluya çeviriyor. Koordinasyona gerek yok, ivme yakalanmışken bırakalım böyle gitsin.
Yazarın Tüm Yazıları