Paylaş
PİYASALAR yoğun gündem ile birlikte dalgalı bir seyir izliyor. Gerek iç ve dış gündeme bağlı gelişmelerle piyasalar yön bulmaya çalışıyor. Borsa İstanbul geçen haftanın en dikkat çeken yatırım adresi oldu. BIST100 Endeksi dış borsalardan pozitif ayrışma gösterdi. Yaşanan çıkışta TCMB toplantısı sonrası gelen açıklamalar önemli rol oynadı. TCMB toplantısında beklendiği üzere faiz yüzde 50 seviyesinde sabit bırakılırken toplantı metni “güvercin” tonda bulundu. Enflasyonda düşüş vurgularının önümüzdeki toplantılar için faiz indiriminin başlayacağı sinyali olarak değerlendirilmesi piyasalarda olumlu tepkiye neden oldu. Bu algı banka hisselerinde sert yükselişi beraberinde getirerek piyasanın genelini etkisi altına aldı. Borsadaki çıkışla beraber işlem hacmi tekrar 100 milyar TL’nin üzerine çıktı. Bu durum borsaya ilginin arttığını göstergesi olarak kabul edilebilir. Hareketlilik artınca ilginin artması doğal. Faiz indirim beklentileriyle gösterge tahvil faizindeki düşüş hızlandı. Bu durum bankaların tahvil bono portföy kazançlarına olumlu yansıyabilir. Faiz düşüşü kaynak maliyeti açısından da önemli.
ANAHTAR KASIM AYI ENFLASYONU
TCMB toplantısının ertesi günü TCMB’den zorunlu karşılık düzenlemesi geldi. Zorunlu karşılıklar, “TL mevduat” için artarken “yabancı para mevduatı” için düşürüldü. Bu durum TCMB toplantısının devamı ve sonraki sürece hazırlık olarak görülebilir. Faiz indirim beklentileri bir süredir gündemdeydi. Citigroup, “Aralık ayında TCMB faiz indirimi masada” derken, BofA’dan, “TCMB’nin Aralık indirimi için alanı var” görüşü geldi. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık ayında 2.5 puanlık faiz indirimini hâlâ masada ve ihtimal dahilinde” gördüğünü söyledi. Aran, “Kasım ayı enflasyonu yüzde 2’nin altında gelirse bu Merkez Bankası’na aralık ayında faiz indirimi yaparak yıla başlama imkanı tanır” dedi. İç piyasalar şimdi önümüzdeki aylar için TCMB’den gelecek olası bir faiz indirimini fiyatlamaya başladı. Bu iyimserliğin korunması için anahtar kasım ayına ait enflasyon verileri olacak. Eğer enflasyonda TCMB metninde vurgulandığı üzere düşüş belirgin bir hal alırsa ve diğer piyasa şartları zorlamaz ise borsada iyimserlik korunabilir.
İNDİRİMİN BOYUTU DEVAMLILIĞI ÖNEMLİ
Olaya bir başka açıdan bakarsak; Türkiye’de faiz indirimi olursa bunun enflasyona ve carry trade işlemlerine yansımaları nasıl olacak, sorusu akla geliyor. Faiz düşerse bunun kur ve talep üzerine, doğal olarak enflasyona yansımaları önemli. Yüksek faizle kur baskılanmış ve TL’ye dönüşün hızlanmasıyla TCMB rezervleri hızla toparlanıp rekor seviyelere ulaşmıştı. Faiz indiriminin boyutu ve devamlılığı diğer bir soru işareti. Faiz düşüşüyle carry trade pozisyonları çok fazla rahatsız olamayabilir. Perşembe günkü TCMB faiz indirim sinyaline rağmen döviz kurları sakin kaldı. Ancak gösterge tahvil faizinde ciddi sayılabilecek bir düşüş gözlendi. Bu önceden alınmış tahvil bono portföylerine kâr yazacak.
FAİZ MAKASI KORUNMUŞ OLACAK
Olası bir faiz indiriminde doğal olarak diğer ülkeler ile faiz kıyaslaması yapılacak. ABD ve Avrupa merkez bankaları da faiz düşürüyor. Trump’ın seçilmesiyle ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararları konusunda ciddi bir tereddüt yaşasa da küresel ekonomide son dönemde yeni trend faiz indirimleri yönünde. Bu nedenle iç ve dış piyasalar arasındaki faiz makası önemli ölçüde korunacak. Bu açıdan faiz indirimi tolere edilebilir görülüyor. Olası faiz indirimine bir de yüksek faizle yavaşlayan ekonomiye can suyu olarak bakmak gerekecek. Parasal sıkılaşma politikasıyla enflasyon ile mücadele ederken diğer ekonomik göstergeler zorlandı. Özetle, borsa çıkış için beklenti ve gündem ihtiyacını güvercin tondaki TCMB metninde bulmuş görülüyor. Bu beklentinin tek başına BIST100 Endeksi’ni çok yukarılara taşımasını öngörmek fazlaca iyimserlik olacak. Diğer iç ve dış gündemin de yardımcı olması gerekecek. Borsa İstanbul’da dozu artıp azalmakla birlikte olumlu hava korunabilir.
BORSA DÜŞÜŞ TRENDİNİ KIRDI
BORSADA temmuz ayından bu yana devam eden düşüş trendi kırıldı ve yeni bir sürece girildi. Çıkışın devamında direnç noktaları 9.650-9.750 ve 10.180 olarak görülüyor. İlk destekler ise 9.500-9.400 ve 9.100-9.000 seviyelerinde. 9.100-9.000 kısa dönem için önemli görülürken bu seviyelerin üzerinde çıkışın devamı beklenebilir. Endekste direnç noktalarında satış denemeleri görülse de çıkış hareketi gücünü koruyabilir.
YABANCI TAHVİL ALIMI HIZLANDI
YABANCI yatırımcıların uzun süredir tahvil bono ağırlıklı alım politikaları devam ediyor. TCMB tarafından dün açıklanan 15 Kasım ile biten haftaya ait verilerde; Yabancı yatırımcılar 138 milyon dolarlık hisse senedi, 1.627 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Tahvil bonoda son bir aylık (18 Ekim-15 Kasım arası) alım tutarı 2.5 milyar doları geçti. Yüksek faiz ve döviz kurlarının yatay seyri carry trade zemininin uygun kalmasını sağlıyor. Hissede ise bir önceki satışların ardından alım gelmesi kayda değer. Aynı hafta; Kur korumalı mevduatta 39 milyar TL, TCMB rezervlerinde 624 milyon dolarlık gerileme gözlendi. TCMB rezervlerindeki dalgalanmada altın fiyatlarının da etkisini dikkate almak gerekir. 156 milyar dolarlık brüt rezervin 62.5 milyar doları altından oluşuyor. Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı ise 24 milyon dolar artışla yatay seyretti. Parasal büyüklüklerde mevcut trend muhafaza ediliyor.
DIŞ PİYASALAR JEOPOLİTİK GELİŞMELERİN ETKİSİNDE
DIŞ piyasaların gündeminde ilk sıralarda tekrar Rusya-Ukrayna gerginliği var. Ortadoğu’daki çatışma ortamı bir parça sakinlik kazanmışken bu defa Ukrayna’nın Rusya’ya karşı ABD ve İngiltere menşeili füzeler ile saldırı düzenlemesi dikkatlerin jeopolitik gelişmelere çevrilmesine neden oldu. Buna Rusya’nın karşılık vermesi piyasaları gerdi. 20 Ocak’tan sonra ABD’de başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın “barış vaadine” karşılık ABD’nin Ukrayna’ya füzeleri kullanma izni vermesi, aynı yolu İngiltere’nin de izlemesine dünya anlam vermekte zorlandı. Ayrıca ABD’nin Ukrayna’nın 4.7 milyar dolarlık borcunu sileceği haberi geçti. Biden yönetiminin Ukrayna’ya gider ayak açıktan verdiği bu destek kafa karışıklığına neden olurken Trump’tan bu gelişmelere ilişkin yeni bir açıklama gelmedi. Karşılıklı füze atmalara rağmen piyasaların bu yöndeki duyarlılığı ilk güne göre kısmen azalmış durumda.
Rusya-Ukrayna savaşı tekrar “iki ülke arasında” devam eden çatışma ortamına dönüşünce bu görünüm biraz rahatlama sağladı ve yükselen borsaları beraberinde getirdi. ABD ve Avrupa borsaları perşembe ve cuma günleri pozitif seyretti. Ancak çatışmanın boyutu yayılır ve genişlerse piyasaların bakışı farklı olur. Borsaların bu seyrine diğer piyasa parametreleri pek uyum sağlamadı.
ALTIN FİYATLARINDA HAREKETLİLİK
Rusya-Ukrayna olayının altın, doğalgaz ve petrol fiyatları üzerindeki etkileri ise yükseliş yönlü oldu. Yüksek ABD tahvil faizleri ve değerlenen dolara rağmen altın fiyatlarında “güvenli liman” ihtiyacına bağlı hareketlilik gözleniyor. Dolar/Euro paritesi son iki yılın en düşük seviyeleri olan 1.04’e kadar gerilerken Euro ve Japon yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı ABD dolarındaki değişimi gösteren dolar endeksi yine iki yılın en yüksek seviyesi olan 107’nin üzerine çıktı. Dolardaki değerlenme ve ABD tahvil faizindeki yükselişte ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim beklentilerinin belirsiz bir hal alması, buna karşılık Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine devam edeceği öngörüleri de önemli rol oynuyor. Son pariteler ile tahvil faizlerindeki hareketlenmelerin para akışı ve ekonomilerin seyri üzerinde bir etkisinin olması muhtemeldir. Bu durum dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülkeler için kaynak maliyeti açısından olumsuz bir görünüm. Ayrıca küresel açıdan sermaye akışları ve ekonomiye yansımaları mümkün.
Mevcut görünümün ne kadar korunacağı, bu olasılıkların ne ölçüde gerçekleşeceğini zamanla ve Trump’ın icraatları başlayınca göreceğiz. Zira piyasa dengeleri ve parametreler sıkça değişkenlik gösterebiliyor. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 4.41 ile haftayı kapatırken jeopolitik gelişmelerin etkisiyle altının ons fiyatı 2.714 dolara yükseldi. Gümüşün tepkisi zayıf kaldı ve ons fiyatı 31.32 dolardan işlem gördü. Zayıf talep ve arz fazlası beklentileri süren petrol fiyatında ise yükseliş sınırlı oldu, brent petrol 74.60 dolardan haftayı kapattı.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.
Paylaş