Hayalin peşinden koşan insanları izledim o gece

Ama bu yalnızca bir havayolu şirketinin yıl dönümü değildi.

Bu, gökyüzüne tutkuyla bağlı insanların, turizme gönül vermiş bir grubun, sıfırdan yaratılan bir markanın “Biz buradayız” deme gecesiydi.

Ve ben o gecedeydim.

Antalya Cosmos Theatre’da düzenlenen gala, ilk andan itibaren “Bu sıradan bir kutlama olmayacak” dedirtti.

Sahne değil sanki görsel bir şiir gibiydi.

Işıklar, sesler, renkler, dünya müzikleri, kostümler, danslar…

Klasik müzikle açılan bir opera gibi başladı, dünya turuna çıkan bir DJ seti gibi bitti.

Bir tarafta perküsyon ustası Yusuf Özer, diğer tarafta Ivi Adamou’nun kıpır kıpır enerjisi hepimize iyi geldi.

Nalaya Brown sesiyle salondaki herkesin kalbine dokundu, Carolina Karam zarafetiyle podyumu andıran sahnede süzüldü.

Ama bütün bu atmosferin arkasında bambaşka bir hikaye vardı.

O hikaye de tam 20 yıl önce bir otomobilin içinde başladı.

Yıldıray Karaer ve Atılay Uslu, Brüksel’den Amsterdam’a giderken Corendon’u kurmaya karar verdiklerinde yanlarında sadece fikirleri, hayalleri ve inançları vardı.

Bugün 35 uçaklık bir filodan, yılda 10 milyon yolcuya dokunan bir markadan bahsediyoruz.

65 ülke, 165 nokta…

Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ve Corendon Turizm Grubu'nun Kurucu Ortağı Atılay sahnede konuşurken, ben sadece bir şirket sahipliğini değil, bir hayalin peşinden koşan insanları izliyordum.

“Bir tatil havayolu olmak istedik” dediler.

Ama sadece tatil değil, konforu, sadakati, güveni ve dostluğu da taşımayı başardılar.

Salondaki herkesin ortak hissi şuydu.

Corendon sadece bir uçak şirketi değil, bir atmosfer.

Bir yolculuk duygusu.

Ve o yolculuk sadece kalkışla varış arasındaki zaman değil; o koltukta oturduğunuzda hissedilen konfor, karşınızdaki kabin görevlisinin gülümsemesi, uçağın dışındaki logoyu görünce gelen güven hissi.

Davetliler arasında Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Acun Ilıcalı, Yılmaz Vural, Ertem Şener gibi isimler vardı.

Yani iş, siyaset, spor ve medya dünyasının temsilcileri oradaydı.

Ama en önemlisi, orada “turizmi sırtlayan” insanlar vardı.

Otelleri, acenteleri, havayolu ortaklarını temsil eden profesyoneller, yöneticiler, iş ortakları da oradaydı.

Gecenin finalinde şunu düşündüm.

Türkiye güzel hikayeler yazan bir ülke… Corendon da o markalardan biri, bazen yaptığınızdan işten de fazlasını yapabiliyorsunuz.

Özetle…

Bir “hayal ettiğin sürece her şey mümkün” hikayesi.

Ve şimdi bu hikayeye yeni bölümler yazılıyor.

O geceyi özetleyen bir cümle gerekiyorsa, Yıldıray Karaer’in şu sözleri yeter…

“Turizm genlerimizde var. Geleceğe birlikte uçacağız.”

O gece uçağın içinde değildik.

Uçağa binmedik ama hep birlikte gökyüzüne çıktık.

Ve gökyüzü o gece biraz daha güzeldi.

Nice 20 yıllara Corendon…

Ve size notum.

Bir daha Corendon’la uçarsanız, koltuğa oturduğunuzda sadece kemerinizi değil, hayal kurma tuşunu da bağlayın.

İş ortakları şirketin kalbi

Gala Gecesi’nin açılış konuşmasını yapan Yıldıray Karaer başlangıç hikayesini şöyle anlattı.

“Yirmi yıl önce, ortağım Atılay ile birlikte Brüksel’den Amsterdam’a yaptığımız bir araba yolculuğunda Corendon Airlines’i kurma kararı aldık. Amacımız yalnızca bir havayolu şirketi kurmak değil, insanları güvenli, konforlu ve gönülden hizmetle buluşturan bir tatil havayolu olmaktı. Bugün geldiğimiz noktada, bu hayalin milyonlarca yolcuyla paylaşılan büyük bir başarıya dönüştüğünü görmek büyük bir gurur.”

Bazen küçük bir fikir büyük bir hikayenin başlangıcı olur.

İş ortaklarını “şirketin kalbi” olarak tanımlıyor anlatıyor Yıldıray Karaer ve “35 uçaklı bir filomuzla, yılda 10 milyon yolcuya dokunan ve turizm sektörüne önemli gelirler yaratan bir aile olduk” diyor.

Dakik olanlar için

Yeni nesil rezervasyon

Corendon Airlines Ticari İşler Direktörü Paul Schwaiger yeni nesil rezervasyon sistemlerine geçişi tamamladıklarını anlattı. Çok uçan biri olarak hemen dikkatimi çekti.

“Artık bir hedefimiz var” dedi ve ekledi.

“Yolcularımıza güler yüzlü, dakik ve uygun fiyatlı bir deneyim sunmak bizim için sadece ticari bir hedef değil, bir duruş.”