Yurtsan Atakan

Ahh, kazık...

6 Ekim 1997
Eyvah ki ne eyvah... Bir kazıktan kurtulalım derken umarız Kazıklı Voyvoda'nın kazığından daha beter bir kazığa oturtulmuyoruzdur. Bildiğiniz gibi Türk Telekom Genel Müdürü Cengiz Bulut geçtiğimiz hafta içinde, hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmalarının selameti açısından Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir tarafından görevinden alındı.Şimdi diyeceksiniz ki; neden eyvah, İnternet konusundaki uygulamalarını her fırsatta eleştiren sen değilmiydin? Evet doğru, bendim. Ama eleştirmek başka, olaylara objektif bir şekilde bakmak başka. Türkiye'de ‘‘eleştiri’’ kelimesi her nedense hep olumsuz anlamda kullanılır, birisi bir başkasını eleştiriyorsa, eleştirdiği kişiyi sevmediği varsayılır. Bu yüzden de eleştiriler ‘‘yapıcı’’ ve ‘‘yıkıcı’’ olmak üzere ikiye ayrılmaya çalışılmıştır ama bu çaba da tutmamıştır. Bu sefer de insanlar ‘‘yapıcı eleştiri’’den övgü, ‘‘yıkıcı eleştiri’’den yergi anlamını çıkartmaya başladılar.Cengiz Bulut'un görevden uzaklaştırılmasına eyvah dememizin nedeni açık. Bu kaygımızı hükümet değişikliği sırasında da dile getirmiş, her hükümet değişikliğinde yaşanan bürokrat kıyımından Cengiz Bulut'un nasibini almamasını dilemiştik. Gerekçemiz ise hatalarıyla sevaplarıyla Cengiz Bulut yönetiminin İnternet konusunda artık bilinçlenmeye başladığı, yeni gelecek bir bürokratın ise bu konuda ne kadar bilgili olacağının bilinemeyeceğiydi.Olmadı, bakanlık soruşturmaların selameti açısından Bulut'u haklı bir uygulamayla görevinden aldı. Çoğu gazeteci gibi yargıya karışmak gibi bir niyetimiz yok, ama umarız Bulut bu soruşturma sonucunda aklanır ve görevinin başına döner.Bulut'un yerine atanan Mustafa Horata'nın İnternet'e yaklaşımını ise şimdilik bilemiyoruz. Ancak bu görev değişikliği çok kritik bir zamana denk geldi. Türkiye'deki İnternet kullanıcılarının sayısı ayda ortalama 10-12 bin kişi artıyor. Kullanıcıların sayısı artıkça da İnternet Erişim Sağlayıcı şirketlerin telefon hattı kapasiteleri hızla doluyor. Bu yüzden TT'nin erişim sağlayıcılara her ay bin kadar yeni telefon hattı tahsis etmesi gerekiyor.Bulut yönetimi yetersiz telefon hattı ve santrali sorununa çözüm olarak E1-trunk uygulamasını getirmeye hazırlanıyordu. Ancak her uygulamada olduğu gibi trunk uygulamasında da kaplumbağa hızıyla yol alıyordu. Çünkü TT, gerek teknoloji gerek işletme ve gerek tarifelendirme olarak bu uygulamaya hazır değildi. Yıl sonuna kadar da hazır olamayacak görüntüsü vermesine karşılık erişim sağlayıcılara yeni telefon hattı da vermiyordu. Bu yüzden de kullanıcı sayıları hızla artan bazı erişim sağlayıcılardan hizmet alan kullanıcılar, İnternet'e bağlanmak istediklerinde sık sık meşgul hatlarla karşılaşmaya başlamışlardı. TT ne trunk uygulamasını başlatabiliyor ne de yeni hat tahsis ediyordu. Bunun sonucunda, gereksinim duyulan telefon numarası açığı bu ayın başında 2.500'e kadar tırmandı. Bulut yönetimi görevden alınmasaydı bu konuda ne tedbir alacaktı bilinmez. Ancak yeni genel müdür Horata'nın acil bir çözüm bulması gerekiyor. 822'li telefon numarası açığına getireceği çözüm Horata yönetiminin ilk sınavı niteliğinde. Kısacası ak koyun kara koyun bu hafta belli olacak.www.list2000.com.tr/interaktif yurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Ölürem kızlar naz eyleme

3 Ekim 1997
Hangi Ağ sitesinin hangi Ağ sayfasından okumuştum hatırlayamıyorum, bu yüzden kaynak veremeyeceğim. Yazılarımın, okurlarımın gözündeki güvenilirlik derecesi nedir onu da bilemiyorum. İster inanın ister inanmayın (yazdıklarıma güveniyorsanız alıntı yaptığım İnternet sitesinin bende güvenilir bir kaynak izlenimi bıraktığını da ekleyeyim), pazar analistlerine göre İnternet kullanıcılarının arasına önümüzdeki 30 yıl içersinde 30 milyon kadın katılacakmış. Dahası, 2000 yılına kadar İnternet kullanıcısı olacak 20 milyon çocuğun da yarısından çoğu kız olacakmış.Bunlar birer araştırma verisi. Bu verilere bir gözlemimi ekleyeyim. Tahmin edebileceğiniz gibi ücretsiz İnternet danışmanlığı yaptığım arkadaşlarımın sayısı, arkadaş hatırına ücretsiz hukuk danışmanlığı yapan avukatlarınki kadar kabarık. Gelelim izlenimlerime... Kategorizasyonlara nahoş bakan kızlar alınmasın, İnternet'le gerdek saatlerine eşlik ettiğim insanlar ikiye ayrılıyorlar; erkekler ve kadınlar... Ve ilk birkaç saatlik ısınma turlarından sonra erkekler hemen porno kanallarına, kızlarsa hemen gevezelik kanallarına yöneliyorlar.Erkek okurlarım darılmasın, bugünkü yazımın konusu İnternet kullanıcısı kadınların karşı karşıya olduğu sorunlar. Onun için on erkeğe bir kadının düştüğü sohbet kanallarında flört edecek kadın bulmakta çektikleri zorluğa değinmeyeceğim. Konumuz testosteron egemen İnternet dünyasında kadınlara yönelik içeriğin azlığı. Huri zengini cennetin kadın versiyonu sohbet odaları dışında, İnternet kadınlar için tam bir cehennem.İnternet'te kadınlara yönelik hiçbir şey yok demiyorum. Var, var olmasına ama nerede? İnternet üzerindeki herhangi bir arama makinasına bağlanıp, kadınlara yönelik yayın yapan Ağ sitelerinin adresini bulmak için bir tarama yapmaya kalkışın da, ne demek istediğimi anlayın. Tarama için gerekli olan anahtar kelimelerden biri kaçınılmaz olarak ‘‘kadın (woman)’’ olacak. Karışınıza gelecek yüzbinlerce adresin yüzde doksandokuzunun ise bir porno sitesine ait olacağına dair her türlü bahse girmeye hazırım.İşte yazımın, kadınlara kıyak bölümü. Öyle herkesin kullandığı ‘‘Altavista’’, ‘‘Hotbot’’, ‘‘Excite’’ gibi sıradan arama makinalarını boş verin. Kadınsı zevklerinize, kadınsı ilgi alanlarınıza yönelik Ağ sayfalarını bulmanız için bağlanmanız gereken adres http://www.girltech.com.Anahtar kelimeler aracılığıyla tarama yapmaktan hoşlanmıyor, ‘‘Yahoo’’ benzeri kategorik bir rehber mi istiyorsunuz. O da kolay, http://www.grrl.com/other.html adresinde yüzlerce kadınsı adres sizi bekliyor.Hakkımda, o bir kadın düşmanıdır dedikodusunu yayan pop feministler utansın, benden size bir kıyak daha... Bilgisayar oyunlarının da yalnızca erkeklere hitap etmesinden, kadınların oynayabileceği oyunları bulamamaktan mı şikayetçisiniz? Hele bir http://www.planetgirl.com adresini deneyin, sonra görüşürüz.Bu arada http://www.list2000.com.tr/interaktif/page.asp?r=26 adresinde Deniz Ceylan'ın açmış olduğu tartışmaya katılmayı da ihmal etmeyin.yurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Kaşınıyorum

3 Ekim 1997
Hayırdır inşallah, yine kaşıntım tuttu. Geceleri daha çok rüya görmeye, sık sık uykumdan uyanmaya başladım. Altımdaki koltuk yerinde pek sağlam durmuyor, tekerlekleri üzerinde kayıp duruyor. Zaten ben de üzerinde fazla oturamıyor, sık sık yerimden kalkıp masamın etrafında dolaşıyor, zaman zaman koridora çıkıp kimseye sataşmadan volta atıp duruyorum.Aklıma TRT'nin tek tabanca olduğu devirde, onca büyük medya kuruluşu varken, ne sihirdir ne keramet peydah oluveren MagicBox geliyor. Sağlıklı bir haber ağı dahi kurmadan, radyo yayınlarını andırır görüntüsüz haber bültenlerine rağmen Star'a rakip olan Show TV'yi anımsıyorum. Gazeteler kendi televizyonlarını kurmakta gecikmiyorlar ama atı alan Üsküdar'ı geçmiş bir kere. İzlenilirlikte bir numarada kalamıyorlar belki ama delinemez sanılan tekeli delip ayakta kalmayı başarıyorlar sonuçta.Aklıma dergi yayıncılığının sarsılmaz devleri geliyor. Harıl harıl kadın dergisi çıkartma yarışındalar. Dergi sektörüne bizden başka kimse bulaşamaz havasındalar. Televizyonun rekabetine dayanamayan genel ilgi alanlarına yönelik dergiler tüm dünyada topu atarken, çıkarttıkları genel ilgi alanlarına yönelik haftalık dergilerin başarısına bakınca haklılarmış gibi geliyor. Bu arada dergicilik sektörü tüm dünyada, özel ilgi alanlarına yönelik dergilere yöneliyor. Çünkü reklamverenler onbeş, yirmi bin satışlı dergilere ilan vermektense reklam medyası olarak televizyonlara kayıyorlar. ‘‘Cost per Thousand’’ (Reklamla bin kişiye ulaşmanın fiyatı) hesapları yalnızca özel ilgi alanlarına yönelik dergileri ayakta bırakıyor. Nedeni basit, her türlü insandan oluşan bir kitleye ulaşmak isteyenler için en ucuz reklam ortamı televizyon. Ama eğer yalnızca sizin ürününüzle ilgilenen bir kitleye ulaşmak istiyorsanız, önünüzdeki en ucuz yol, okurlarının tamamı hedef kitlenize giren, özel ilgi alanlarına yönelik dergilere ilan vermek. Türk girişimciler de boş durmuyor. Dergi devlerinin göremediği boş alan yeni girişimcilerin yayınladığı bilgisayar dergileriyle dolduruluyor. PC World bir numaraya, Chip iki numaraya oturuyor. Yıllar sonra devler de bilgisayar dergisi çıkartmaya başlıyor. Atı alan Üsküdar'ı geçmiş bir kere...Aklıma İnternet hakkındaki haberlerin küçümsendiği yıllar geliyor. Gazetelerdeki bilgisayar sayfalarının, şirketlerin ilan karşılığı basılan basın bültenlerinin yayınlandığı kağıtlardan öteye gitmediği yıllar... Gazeteler birer ikişer İnternet için özel hazırlanmış sayfalara yer vermeye başlıyorlar. Endüstrinin köşe başlarını tutan sektör dergileri, anlaşılmaz bir nedenle İnternet'i küçümseyen bir tutum takınıyorlar. Sonra sonra bu dergiler de İnternet konulu özel sayfalar, özel sayılar yayınlamaya başlıyor. Sür eşeğini Niğde'ye...Büyük gazetelerin İnternet üzerinde hazırladıkları, ilkokul çocuklarının ‘‘homepage’’lerini andırır Ağ sitelerine göz atıyorum. Sırtım kaşınmaya başlıyor, altımdaki koltuğun rahatı batıyor... Hayırdır inşallah...www.list2000.com.tr/ interaktifyurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Ölürem kızlar naz eyleme

1 Ekim 1997
Hangi Ağ sitesinin hangi Ağ sayfasından okumuştum hatırlayamıyorum, bu yüzden kaynak veremeyeceğim. Yazılarımın, okurlarımın gözündeki güvenilirlik derecesi nedir onu da bilemiyorum. İster inanın ister inanmayın (yazdıklarıma güveniyorsanız alıntı yaptığım İnternet sitesinin bende güvenilir bir kaynak izlenimi bıraktığını da ekleyeyim), pazar analistlerine göre İnternet kullanıcılarının arasına önümüzdeki 30 yıl içersinde 30 milyon kadın katılacakmış. Dahası, 2000 yılına kadar İnternet kullanıcısı olacak 20 milyon çocuğun da yarısından çoğu kız olacakmış.Bunlar birer araştırma verisi. Bu verilere bir gözlemimi ekleyeyim. Tahmin edebileceğiniz gibi ücretsiz İnternet danışmanlığı yaptığım arkadaşlarımın sayısı, arkadaş hatırına ücretsiz hukuk danışmanlığı yapan avukatlarınki kadar kabarık. Gelelim izlenimlerime... Kategorizasyonlara nahoş bakan kızlar alınmasın, İnternet'le gerdek saatlerine eşlik ettiğim insanlar ikiye ayrılıyorlar; erkekler ve kadınlar... Ve ilk birkaç saatlik ısınma turlarından sonra erkekler hemen porno kanallarına, kızlarsa hemen gevezelik kanallarına yöneliyorlar.Erkek okurlarım darılmasın, bugünkü yazımın konusu İnternet kullanıcısı kadınların karşı karşıya olduğu sorunlar. Onun için on erkeğe bir kadının düştüğü sohbet kanallarında flört edecek kadın bulmakta çektikleri zorluğa değinmeyeceğim. Konumuz testosteron egemen İnternet dünyasında kadınlara yönelik içeriğin azlığı. Huri zengini cennetin kadın versiyonu sohbet odaları dışında, İnternet kadınlar için tam bir cehennem.İnternet'te kadınlara yönelik hiçbir şey yok demiyorum. Var, var olmasına ama nerede? İnternet üzerindeki herhangi bir arama makinasına bağlanıp, kadınlara yönelik yayın yapan Ağ sitelerinin adresini bulmak için bir tarama yapmaya kalkışın da, ne demek istediğimi anlayın. Tarama için gerekli olan anahtar kelimelerden biri kaçınılmaz olarak ‘‘kadın (woman)’’ olacak. Karışınıza gelecek yüzbinlerce adresin yüzde doksandokuzunun ise bir porno sitesine ait olacağına dair her türlü bahse girmeye hazırım.İşte yazımın, kadınlara kıyak bölümü. Öyle herkesin kullandığı ‘‘Altavista’’, ‘‘Hotbot’’, ‘‘Excite’’ gibi sıradan arama makinalarını boş verin. Kadınsı zevklerinize, kadınsı ilgi alanlarınıza yönelik Ağ sayfalarını bulmanız için bağlanmanız gereken adres http://www.girltech.com.Anahtar kelimeler aracılığıyla tarama yapmaktan hoşlanmıyor, ‘‘Yahoo’’ benzeri kategorik bir rehber mi istiyorsunuz. O da kolay, http://www.grrl.com/other.html adresinde yüzlerce kadınsı adres sizi bekliyor.Hakkımda, o bir kadın düşmanıdır dedikodusunu yayan pop feministler utansın, benden size bir kıyak daha... Bilgisayar oyunlarının da yalnızca erkeklere hitap etmesinden, kadınların oynayabileceği oyunları bulamamaktan mı şikayetçisiniz? Hele bir http://www.planetgirl.com adresini deneyin, sonra görüşürüz.Bu arada http://www.list2000.com.tr/interaktif/page.asp?r=26 adresinde Deniz Ceylan'ın açmış olduğu tartışmaya katılmayı da ihmal etmeyin.yurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Yeni dalga

25 Eylül 1997
Yılların getirdiği alışkanlıklar, dahası bir önceki hükümetin kronik yalancısı yüzünden siyasilerin sözlerine kuşkuyla yaklaşmak en doğal hakkımız. Ancak, yeni hükümetin bilişim sektörü ve İnternet'e olumlu yaklaşımı -bu konuda sarfedilen sözlerin samimiyet katsayısı ne olursa olsun- kaçırılmaması gereken bir dalga yarattı. Bu dalgayı kullanıp Bilgi Çağı'na yelken açmak için hükümetin samimiyetine, aksi kanıtlanıncaya dek inanmak zorundayız.Bu olumlu dalgayı en iyi şekilde kullanmanın yolu ise iyi niyetlerine inandığımız siyasileri İnternet konusunda bilinçlendirmekten geçiyor. Türkiye'de İnternet'in önündeki engeller öylesine çok ve büyük ki, hükümetin bu konuda doğru icraatlerde bulunması için iyi niyetli ve İnternet'in önemini kavramış siyasilerden daha fazlasına gereksinimi var. İnternet'in öneminin bilincindeki siyasilerin ‘‘Emret Başbakanım’’ dizisindeki, bürokratların oyuncağı olmuş saftorik İngiliz başbakanın durumuna düşmemesi için sağlıklı bir bilgi akışına ihtiyacı var.Bu tür bir girişim geçtiğimiz günlerde dernekleşen, İnternet Servis Sağlayıcılar (İSS) tarafından gerçekleştirildi. İSS temsilcileri, İnternet'e büyük önem veren Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin de katıldığı bir toplantıda Türkiye'nin içinde bulunduğu İnternet darboğazından çıkması için önerilerini Türk Telekom'a ve hükümete aktardılar.Toplantıda TT Genel Müdürü Cengiz Bulut, kurumunun İnternet'i bir kar alanı olarak görmediğini belirterek, İSS'lerin görüşlerine değer verdiklerini ve bu görüşler üzerinde çalışmalara hemen başlayacaklarını belirtti.İSS'lerin ortaya koyduğu görüşlerse Cengiz Bulut'un bu sözlerinin samimiyetini ölçer nitelikteydi. TT'nin önümüzdeki dönemde göstereceği faaliyetlerle Bulut'un bu sözlerinde ne kadar samimi olduğunu gösterecek test niteliğindeki görüşlerden bazıları şunlardı;İnternet Erişim Noktası'nın (İEN) kuruluş ve işletme maliyetlerinin İSS'ler arasında paylaştırılması öngörülmüş, ancak Türk Telekom tarafından verilecek hizmetin ne içeriği ne de maliyetleri açıkça belirtilmemiştir.Tüm sorunlarına rağmen, Türkiye'nin İnternet haberleşmesinde en kritik rol Turnet'e verilmeye devam etmektedir. Oysa Turnet'i ayakta tutacak zorlayıcı maddelerle İEN'in üzerine ek yükler koymak yerine, Turnet olmadan da sağlıklı çalışacak bir çözüm bulunmalıdır.İEN sözleşmesini imzalayan firmaların yurtiçi haberleşmeyi Turnet üzerinden yapma ve belli kapasitelerde Turnet bağlantısı alma zorunluluğu kaldırılmalıdır. Turnet iyi hizmet verirse bu firmalar zaten Turnet'ten hizmet almayı tercih edeceklerdir. Ama kimse iflas etmiş bir yapıyı zorla ayakta tutmaya mecbur edilmemelidir.İSS'ler Türkiye'nin İnternet'e hızlı ve ucuz bir şekilde bağlanması için İEN gibi bir oluşumu ortaklaşa kullanmaya hazırdırlar. Ancak İEN'ye bir de Turnet'i kurtarma misyonunun verilmesi, ayrıca İSS'lerden yurtdışı bağlantılarında TT'nin çok yüksek bedeller talep etmesi bunu imkansız kılmaktadır.Toplantıda dile getirilen diğer önemli görüşlere http://www.list2000.com.tr/interaktif/page.asp?r=32 adresinden ulaşabilir, bu konudaki kendi görüşlerinizi aktarabilirsiniz.yurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Nostaljik İnternet geyiği

25 Eylül 1997
Oscar'ın son manitası İngiliz Hasta, hemşiresine yaklaşık şu kelimelerle hesap soruyordu, ‘‘Kanada'dayken de sokakta rastladığın her Kanadalının boynuna mı sarılıyordun?’’. Hemşiranımın tek suçu savaş sırasında, ülkesinden uzaklarda, hastasının sargılara bürünmüş yüzü sayılmazsa haftalardır insan yüzü görmediği bir anda karşılaştığı hemşehrisine gösterdiği sevinç tezahüratıydı.İnsan hangisine hak vereceğini şaşırıyor. Aklıma, New York'da İkizler'in göğü delen terasını terk edip, yeryüzüne doğru çıkacağım yolculuğa hazırlanırken, asansörün kapısında arkamdan gelen Türkçe sözcükleri duymamla hızla kafamı çevirdiğim an geldiğinde hemşireye hak veriyorum.Berlin sokaklarında, gecenin bir vaktinde otelimin yolunu ararken Almanca bilmememe ve Almanların da pek İngilizce konuşma heveslisi olmadığını bilmeme rağmen hiç endişelenmemiş olduğumu düşününce de hastanın fikrine yatıyor aklım.Daha iki sene önce, ‘‘İnternet’’ kelimesine de hemşirenin hassasiyetiyle tepki veriyordum. Bugün bakıyorum, ‘‘İnternet’’ kelimesi olduk olmadık heryerde çarpabiliyor kulağıma...Biraz önce gazetenin merdiveninde, yarım kat önümden inen üç kişinin konuşmasına misafir oldum. ‘‘Sorun değil’’, diyordu delikanlı, ‘‘İnternet'ten bağlanıp da sipariş edebilirsin. Hesabı kredi kartından kesiyorlar’’.Daha bir yıl önce İnternet'te işe yarar hiçbir şey yok diyen yazar yazıyor babam yazıyor, ‘‘İnternet'ten CIA'in adresine girdim. Türkiye'deki son durumu şöyle değerlendiriyorlar’’...Üniversite öğrencisi kuzenim Didem'in arkadaşları ‘‘Nereden biliyorsun?’’ sorularını, ‘‘Geçen gün İnternet'ten okudum’’ cevabıyla savuşturuyorlar. İnanılması zor bir olay anlatıp destek mi arıyorsunuz, üniversitelilerin esprisine başvurun, ‘‘İnternet'ten öğrendim’’...Bilgisayara elini bile sürmemekle övünen köşe yazarının köşesini bir yılı aşkın bir süredir e-posta adresi süslüyor.Konken partisinde kuşburnulu poğaça ikram eden evin hanımı ‘‘Ay şekerim, enfes vallahi. Nereden buluyorsun bu orijinal tarifleri’’ iltifatını, ‘‘İnternet hayatım, İnternet, ne ararsan şıp elinin altında’’ cevabıyla geçiştiriyor.Tekstil firması sahibi kokteylde ayak üstü yakınıyor bir diğer overlokçu, remayözcü işverenine, ‘‘Adamlar geldiler alladılar, pulladılar, yere göğe sığdıramadılar, biz de kandık hadi yaptıralım bir Web sayfası dedik. Dünyanın dört bir yanından sipariş yağacakmış. Ne gezer birader, sayfaya koydurttuğum ‘counter' dahi atmıyor’’.İnternet geyikleri böyle sürüp gidiyor. Laf aramızda, siz de kulak misafiri olduysanız bu türden farklı geyiklere, http://www.list2000.com.tr/interaktif/page.asp?r=33 adresine yazmayı ihmal etmeyin.yurtsan@ibm.net
Yazının Devamını Oku

Zaman kötü

18 Eylül 1997
Zaman kötü sevgili abim, zaman kötü... Bilgisayara elini sürmemekle övünme devri bitti. Köşenin başına kondurduğun e-posta apoletinden de fayda umma. İnternet kullanıcılarının sayısı artıkça bu ucuz numaranı yemeyenlerin sayısı da hızla artıyor.Zaman kötü yerel yazar, zaman kötü... Küreselleşmeye karşı duranların safında yer alma modası geçti. Gazeten artık yalnızca Türkiye'de ya da özel baskı yaptığı az sayıda ülkede okunmuyor. İnternet aracılığıyla yazılarına ulaşan küresel köyün bireysel muhtarları, o eski hoşsohbet lafsatalarını yutmuyor.Zaman kötü ey ‘‘el sol amigos’’, zaman kötü... Sürüngen posta yerini e-postaya bıraktı. Küresel okur, yerel yazarların darkabuklu yazılarına artık e-postayla tepki gösteriyor. Hiç açmadığın e-posta kutunun artık mektup alamayacak kadar dolduğunu anlayınca da, o e-posta apoletini cart diye söküp rütbeni indiriveriyor.ABD'de yaşayan sevgili okur Acar Caner'in (Halit@aol.com) fikirlerini iletmesi, yazılara ulaşması kadar kolay artık. Her okula İnternet bağlanması konusunda geçen hafta yazdığımız fikirlere katıldığını söylüyor Caner, ‘‘Burada söylenen bir söz var, ‘Eğer İnternet'e tam manasıyla hakim olmak istiyorsanız evinize bir genç (teenager) kiralayın'. Bizim evde de durum böyle, benim iki kızım İnternet konusunda benden yüzlerce defa daha ileri. Üstelik İnternet'i okulda, evde, heryerde kullanacaklarından, İnternet onlar için yürümek konuşmak gibi sıradan bir şey olacak. İnternet sayesinde kızların Türkçesi, kompozisyonu çok ilerledi. Türk çocukları da İngilizceyi öğrenir, hele bir fırsat verin’’.Bir başka Amerika ikametçisi Dr. Nadir Özel (NOzel@aol.com) ise ‘‘E-posta züppeliği’’ yazımıza ses veriyor, ‘‘Biz Amerika'da yaşayan bir Türk aileyiz. Aksatmadan hergün Hürriyet gazetesinin İnternet'teki adresine girerek gazetemizi okuyoruz. Bugün de ekler bölümündeki yazınızı zevkle ve içtenlikle katılarak okudum. Ne yazık ki çok ünlü yazar ve gazetecilerimizin bir bölümü İnternet'in önem ve işlevini halen kavrayabilmiş değiller’’.Aynı yazıya bir tepki de Türkiyeli bir dünyalıdan, Volkan Gücer’den (gucerv@prizma.net.tr), ‘‘Aşağıdaki yazıyı ‘...' gazetesinden ‘...'nın ‘e-posta apoletli' sütunundaki adresine gönderdim, ancak hiçbir yanıt gelmedi. Yanıt gelmeyeceğini bilseydim mektup yazardım. Oysa, Serdar Turgut'a göndermiş olduğum hafif geyik bir mesajım yanıt bulduğunda, her köşe yazarının tüm e-postaları yanıtladığı fikrine kapılmıştım’’. Hiçbir köşe yazarının, gelen tüm e-posta mesajlarına cevap verecek zamanı yok tabii ki. Ancak Gücer'in ekte göndermiş olduğu mesajın içeriğinin, bu mesajı alan köşe yazarının cevap vermeden edemeyeceği bir nitelikte olduğunu da ekleyeyim.Bir başka mesaj ise ‘‘Bira Oyunu’’ isimli yazımızda bahsettiğimiz İnternet sitesinin yönetecisi Phil Kaminsky'den (kaminsky@ieor.berkeley.edu), ‘‘Bira Oyunu'yla ilgili olarak Türkiye'den oldukça çok miktarda e-posta mesajı almaya başladık. Siz ya da bir başka Türk köşe yazarının ‘Bira Oyunu' hakkında gazetelerinde bir yazı yazıp yazmadıklarını merak ediyoruz. Eğer böyle bir yazı yazdıysanız bir kopyasını gönderebilir misiniz?’’İşte gördüğün gibi sayın abim. Daha nasıl anlatayım bilmem ki, Kaminsky'ye yazımın bir kopyası yerine, o yazıya İnternet üzerinden hangi adresten ulaşabileceğini ilettiğimi söylesem, yeter mi?www.list2000.com.tr/interaktif
Yazının Devamını Oku

İnternet züppeleri

18 Eylül 1997
Geçtiğimiz hafta e-posta züppelerinden bahsetmiş, hiç kullanmadıkları halde e-posta adreslerini köşelerinin başına konduran e-posta apoletli yazarları, 50'li yıllarda misafir odalarına buzdolabı koyanlara benzetmiştim. İğneyi biz basın mensuplarına batırdıktan sonra çuvaldızdan nasibini alma sırası ‘‘webmaster’’ olarak anılan İnternet sitesi yöneticilerinde...Bunlara ‘‘webmaster’’ deniliyor ama içimden hani o Garanti Bankası reklamındaki sevimli ihtiyarlar gibi elimi sallayıp ‘‘Webmaster'mış... Hıh... Yalancı webmaster’’ diye homurdanmak geliyor. Türk ‘‘webmaster’’ların çoğu ‘‘yalancı webmaster’’ çünkü öylesine bir tutum içindeler ki, bu tutumları İnternet'in doğasından anlamadıklarının katmerli kanıtı.İki hafta önce bu sayfadan haberini yaptığımız ‘‘Atatürk'e kolay oy gönderilmesini’’ sağlayan Ağ sitesinin ‘‘gerçek webmaster’’ı Ekin Çağlar'dan bir e-posta mesajı aldım. Çağlar e-mektubunda, ‘‘İnternet'ten yaptığımız kampanyayı desteklemek için sayfamıza ‘link' koyma çağrısı üzülerek görüyorum ki cevapsız kaldı’’ diye yakınıyordu.İşte bir ‘‘webmaster’’ı, ‘‘yalancı webmaster’’ yapan tutum da Çağlar’ın yakındığı bu tutum; kendi sitesindeki sayfalar dışında başka sitelerin sayfalarına bağlantı koymaktaki anlamsız naz... İnternet bilginin paylaşımı demek. İnternet'i anlamak, paylaşıldıkça değeri artan tek şeyin bilgi ve sevgi olduğunu anlamak demek.Türkiye zaten Türkçe içerik sıkıntısı çekiyor. Bu içerik sıkıntısına çözüm olabilecek güzel girişimler ise kendilerini duyuramayıp, bir köşede unutuluyorlar. Yapılan güzel işlere, orijinal fikirli İnternet sayfalarına Türkçe içerikli diğer İnternet sitelerinden bol bol bağlantı konması, Türk kullanıcıların İngilizce içerikli Ağ sitelerine kaçışını önleyecek, bunun yerine Türkçe içerikli Ağ siteleri arasında dolaştıracak en basit çözüm. Ama Türkiye'deki ‘‘yalancı webmaster’’ların bencilliği ne kendilerine bir yarar sağlıyor ne de diğer Türkçe içerikli sitelere...Ekin Çağlar, sayfalarına bağlantı konması için başvurdukları site yöneticilerinin, taleplerini ‘‘istesek biz de yapardık’’ ya da ‘‘biz de böyle bir sayfa yapıyoruz’’ gerekçesiyle geri çevirdiklerini aktarıyor. Tamam kardeşim, anladık siz de çok zekisiniz ama birisi sizden önce davranmış ve düşündüğünü yapmış. Yapılan bir işi yeni baştan yapmanın ne alemi var? Farklı bir şey yapacaksan, buyur yap. O zaman da diğeri sana bağlantı verir. Bu tutumun en iyi örneğini ‘‘1 Dakika Karanlık’’ eylemi için İnternet üzerinde açtığımız eylem sitesiyle yaşamıştık. Gerçi birçok kişi ve kurum sayfalarından bağlantı verip destek olmuşlardı ama çoğu haftalar sonra kendi ‘‘1 Dakika karanlık’’ sayfalarını kurmuşlar, hatta bir gazete daha da ileri gidip haftalar sonra açtığı eylem sayfasını bu konuda açılan ilk site gibi duyurma yüzsüzlüğünü dahi göstermişti. Halbuki bu konuda açılan ilk iki siteden diğeri Mustafa Akgül hoca tarafından açılan siteydi ve bizimkiyle aynı tarihte devreye girmişti. İki sitenin birbirine bağlantı vermesi içinse iki site yöneticisinin birbirleriyle haberleşmesine bile gerek kalmamıştı.Züppeliğin lüzumu yok, Ekin Çağlar gibilerine destek olalım.www.list2000.com.tr/ interaktif
Yazının Devamını Oku