Paylaş
Buna rağmen devletin en mahrem yerlerine dalıyor, tam yetki istiyor, önünde duranı yok ediyor.
Anlayacağınız Musk, Washington’da sıkıyönetim komutanı gibi ortalıkta dolaşıyor.
Olayı anlatayım...
Musk ve adamları Hazine Bakanlığı’na gidiyor. Hazine’nin ödeme sistemine erişim istiyor. Erişim vermemekte direnen deneyimli bürokratlar Musk’ın yönlendirmesiyle uzaklaştırılıyor. Sonunda Musk ve adamlarına erişim sağlanıyor.
İş şurada tehlikeli bir hal alıyor...
Hazine, devletin farklı kurumları tarafından gönderilen paraları ödüyor. Bakanlığın elinden yılda 5 trilyon dolardan fazla para geçiyor. Bu sisteme erişim üst düzeyde korunuyor çünkü milyonlarca Amerikalının sır gibi saklanan sosyal güvenlik numarası, vergi geçmişleri ve en mahrem kişisel verileri bu veri tabanında saklı. Yetmedi...
Musk daha sonra Amerikan kalkınma ve yardım ajansı USAID’ye el attı.
1961’de Başkan Kennedy tarafından kurulan ajansın çalışanları bir gecede kovuldu, sisteme giriş yetkileri kaldırıldı ve Dışişleri Bakanı Rubio kurumun başına “kayyum” olarak atandı.
Kongre küplere binmiş durumda.
Dünyanın en zengin iş insanı ve ne idüğü belirsiz ekibi devletin köküne elektrikli testereyle dalmış, tüm işleyişi kökünden koparmak üzere.
Ezcümle şu anki haliyle... Musk ABD’de yönetime el koydu.
NE ‘BÜYÜK’ LİDER
Trump’ın şöyle bir çalışma şekli var:
-Durduk yere bir ülkeyle kriz çıkart.
-Tehditlerle krizi tırmandır.
-Ülkenin lideriyle telefonda görüş.
-Zafer ilan et.
Daha geçen gün iki komşusu Kanada ve Meksika ile ekonomik savaşa girmek üzereydi. Ne olduysa yüzde 25 gümrük vergisi kararları saatler kala ertelendi.
Neden?
Güya Trump bu ülkeleri dize getirdi. Öyle mi olmuş bir bakalım...
Meksika sınıra 10 bin asker göndermeyi taahhüt etti. Trump vazgeçti. Halbuki aynısını Biden’a 4 yıl önce zaten taahhüt etmişlerdi.
Kanada 1.3 milyar dolarlık sınır güvenlik projesi taahhüt etti. Trump vazgeçti. Halbuki Başbakan Trudeau bunu iki ay önce zaten duyurmuştu.
Tabii Trump kanadına bakarsanız...
-Büyük zafer.
-Trump iki ülkeyi daha dize getirdi.
-“Lider dediğin böyle olur” naraları atılıyor.
Ne yapalım... Alan memnun, satan memnun.
ACI VAR MI ACI
Biden döneminde:
-Benzin fiyatları uçtu.
-Market masrafları uçtu.
-İkinci el araç fiyatları uçtu.
-Ev fiyatları uçtu.
-Mortgage faiz oranları uçtu.
Trump ne vaat etti?
Fiyatlar düşecek. Enflasyon bitecek. Hayat pahalılığı sona erecek.
Halk yetkiyi verdi. Peki etkiyi görecek mi?
Bir de Trump’ın vaat ettiklerine bakalım.
Meksika’ya, Kanada’ya, Çin’e, İngiltere’ye, Avrupa Birliği’ne, BRICS’e ek gümrük vergileri.
Trumpçılar bu işten pek çakmıyor.
Uzmanlar “ticaret savaşları enflasyonisttir” diye bas bas bağırırken... Trump ve yanındakiler gümrük vergilerini “Bize daha çok para gelecek” diye sattı, Trumpçılar da afiyetle yedi.
Amma velakin geçen gün Trump ağzındaki baklayı çıkardı.
“Gümrük vergileri biraz acılı olacak ama değecek.”
Ee o zaman bize de şunu demek düşer...
Her türlü vaadi tatlı tatlı yemenin, acı acı faturası olurmuş.
ZELENSKİ KARDEŞ O NE
Amerika, ülkelerin petrol yataklarına, doğal zenginliklerine çökmek için geçmişte en azından demokrasi götürme yalanı falan atardı.
Trump’ta o da yok.
Grönland mı? Bana ver.
Panama Kanalı mı? Bana ver.
Kanada mı? Bana ver.
Şimdi de gözünü Ukrayna’ya dikti. “Ukrayna’nın nadir bulunan zengin yeraltı kaynaklarını istiyorum” diyor.
Trump’ın bu “Benim olacak, binicem üstüne, vurucam kırbacı” tavrı bana Kahtalı Mıçı’yı hatırlattı.
Eh yani Başkan... Kahtalı Mıçı yine insaflı, yarısını istiyor. Zelenski hepsini vermese olmaz mı?
Nicole Kidman, Karoline Leavitt, Taylor Swift
HANGİSİNE BENZİYOR KIDMAN MI SWIFT Mİ
Beyaz Saray’ın yeni sözcüsü Karoline Leavitt... 27 yaşında. Tarihin en genç sözcüsü.
Akıllı, ağzı laf yapıyor, asla söylenen lafın altında kalmıyor.
Havasıyla Washington’da adından da çok söz ettiriyor.
Geçen gün Tarafsız Bölge’de CNN Türk Haber Programları Müdürü Onur Akhan kendisini Taylor Swift’e...
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan ise Nicole Kidman’ın gençliğine benzetti.
Ben kararsız kaldım... Sizce hangisi?
Paylaş