Yalçın Bayer

Fatih Sultan Mehmet hiç yobaz değildi

27 Mayıs 2015
SAYIN Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Bey 29 Mayıs fetih kutlamalarına katılacakmış.

Umarım fethin öneminin ve bilhassa Fatih’in dehasının gerçek yüzüyle anılmasına vesile olur kendisinin katılımı, yeni bir seçim mitingine dönüşmeden... Burada özetleyeyim: İstanbul’un fethi askeri bir başarı değildi, neredeyse hezimetti. Sadece 8000 kişinin savunduğu, nüfusu en çok 60 bine düşmüş aç ve yoksul Bizans’a 80 bin kişilik düzenli ordu ve en az 10 bin kişilik başıbozuklardan oluşan ve o zamana kadar tarihin gördüğü en büyük ateş gücüne sahip bir ordu saldırdı ve ancak iki ayda alabildi. Vaziyeti Fatih’in ısrarı ve mağlup komutanları şiddetle cezalandırması ancak kurtarabilmiştir. Halbuki Haçlılar Osmanlılardan 249 sene evvel çok daha güçlü bir Bizans başkentini iki haftada, top kullanmadan almışlardı, çünkü doğru yerden, Haliç’ten saldırmışlardı. Osmanlı fethinin çok gecikmesinin sebebi Fatih’in kara surlarından yaptığı saldırının yerinin yanlış seçilmiş olmasıydı. Denizde de 140 parça Osmanlı donanması, Bizans’a yardıma gelen yalnızca üçü muharip dört gemiyi (evet yanlış okumadınız sadece dört) durduramamıştı. Fatih’in sinirden atını denize sürdüğü meşhurdur.

MEDENİYET ÂŞIĞI

İstanbul’un fethinin önemi askeri değil, onu fetheden 21 yaşındaki padişahın medeniyet aşkını ortaya koymasındadır. Fetihe, İslam evliyalarının yardım ettiğini söyleyen Ak Şemseddin’i tersleyip; “Öyle bir şey yok. Şehri benim kılıcım aldı” diyerek din ile devleti kesin bir şekilde ayırmış, arkasından şehrin kütüphanelerindeki coğrafya, tarih ve Yunan mitolojisi eserlerini toplatarak koruma altına almış, coğrafya eserlerini tercüme ettirmiştir. Onun koruma altına aldığı eserler ondan sonra ihmal edilerek çürümeye terk edilmiştir. Fatih’in çevirttiği Batlamyus Atlası’nın Topkapı Sarayı’ndaki çürümüş halini görünce gözlerim yaşarmıştı. Atatürk, Fatih’ten kalanları restore ettirip koruma altına almasaydı, onları da kaybedecektik (bu konuda Deismann’ın eseri okunmalıdır). Osmanlı, İstanbul’a adam gibi sahip çıkamadığı gibi, en büyük padişahı olan Fatih’e de sahip çıkamamış, onun hayali olan modern toplumu gerçekleştirememiştir. Onu daha 49 yaşındayken zehirleten şüpheliler arasında Gentile Bellini’nin yaptığı enfes portresini saraydan attıran oğlu, yobaz II. Bayezid’in de sayılması tarihimizin en karanlık, en acı şüphelerinden biridir. O portre bugün İngiltere’nin milli hazineleri arasındadır, bizim değil!
Fethi kutlayacağız derken onun dâhi mimarının aziz hatırasını sakın rencide etmeyin, onu gerçek büyüklüğü ile milletine tanıtın.
A. M. Celal ŞENGÖR

Yaya üstgeçitleri engellilere engel

BÜYÜKÇEKMECE Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün 15 engelli vatandaşa akülü araç verildiği töreni izliyor. CHP 3. bölge milletvekili adayları Süleyman Çelebi ve Engin Altay’ın da katıldığı törende engelli bir kadının başkan Akgün’den ricası dikkat çekiyor. Yasemin Gören ismindeki bedensel engelli kadın, Hasan Akgün’e “Başkanım ben Kumburgaz’da oturuyorum. Sahile geçmek için üstgeçidi kullanmam gerekiyor ama engelli rampası yok. Ne olur bir çözüm bulun” ricasında bulunuyor. Akgün, bu konuyu İBB ile görüşeceğinin sözünü veriyor ve ekliyor. “Biz sahile inen yollarda engelli rampası olmayan sokak ve cadde bırakmadık ancak üstgeçitlerde yetkimiz yok” dedi. İBB yetkililerine acilen duyurulur.Sait TEMUR

Elazığ’dan Kocaoğlu’na mektup

Yazının Devamını Oku

Tekirdağ Asyaport ve King Abdullah Economic City...

26 Mayıs 2015
BAŞBAKAN Davutoğlu önceki akşam İzmir’de geniş katılımlı yemekte toplantıda, ‘Tekirdağ’ adını verek Türkiye’nin ilk transit konteyner limanı olacak Asyaport’a atıf yaptı.

Asyaport, CHP’nin projesinin minik bir örneği... Davutoğlu, akşam üzeri Çanakkale’den Tekirdağ mitingine gelirken, limanın üstünden geçti.
CHP’lilerin bu limanın yanında kurulacak Türkiye’nin ilk ‘yeşil OSB’sinin TMMOB tarafından yargı yoluyla durdurulnmasına değindi ve CHP’yi suçladı...
Davutoğlu, açıklamalarıyla Trakya çiftçisini ‘ihya etti’; organik tarım, seracılık, damlama sulama... arazi toplulaştırılması, kanola, ayçiçeğine yüksek teşvikler, primler... Trakya bütün balkanları besleyecek bir tarım havzası haline getirilecek. Yağmayı önlemek de akla gelseydi keşke!
CHP’nin ‘Yüzyılın Projesi’ gündeme geldiği sırada, dünyanın en büyük denizcilik firması MSC’nin Türk ortağı Soyuer grupla yaptığı, Türkiye’nin ilk transit konteyner limanı (Hubport) olan Asyaport muhtemelen temmuz ayında faaliyete geçecek. 20 metre derinliğe kadar toplam 2000 metre rıhtımı ve yıllık 2.5 milyon TEU’ya varacak kapasitesi ile dünya ölçeğinde bir liman konumunda. Asyaport Limanı’nda 11 adet 24 yan sıraya kadar hizmet verebilecek kapasitede rıhtım vinci (Ship-to-Shore Gantry Crane) ile 33 adet lastik tekerlekli saha vinci (Rubber Tyre Gantry Crane) çevreci bir yaklaşımla, tamamen elektrik enerjisi ile çalışacak şekilde tasarlandı. Asyaport, denizyolu, karayolu ve demiryolu bağlantıları ile bölgesinde bir lojistik merkez olarak gelişen Tekirdağ’ın iş ve çalışma yaşamına 1200 kişilik istihdam kapasitesi ile büyük bir katkı sağlayacak.
2010’da yapımı başlayan konteyner limanının yaşanan çeşitli sıkıntılar nedeniyle yapımı bugünlere kadar uzadı. Asyaport, farklı ülkelerden farklı din ve kültürlere ev sahipliği yapan bir ‘Ana Liman’ (Hub Port) olmayı hedefliyor. Cami, kilise, sinagog gibi ibadet yerleri bir bütünlük içinde limanda bulunacak.
Asyaport, Mediterranean Shipping Company (MSC) grubunun liman yatırımları yapan şirketi Global Terminal Limited (GTL) ile Soyuer ailesinin münhasıran konteyner limanı işletmesi amacı ile kurmuş oldukları Asyaport Liman AŞ tarafından yapıldı.
CHP’nin açıkladığı ‘Yüzyılın Projesi’nin küçük bir örneği Asyaport Limanı... Yanında Tekirdağ Organize Sanayi Bölgesi (TORSAB) kurulacaktı. Ancak çevresel etkiler nedeniyle ‘şimdilik’ iptal edilmiş görünüyor.

Yazının Devamını Oku

Açık hava reklamında AKP ezici üstünlükte

24 Mayıs 2015
SEÇİM kampanyası için İstanbul’u dolaşırken, AKP’nin afişlerinin ezici bir üstünlüğü olduğu dikkat çekiyor.

CHP açık hava reklam kampanyalarında son derece zayıf kalıyor. Daha doğrusu iki parti arasında eşitler arasında bir mücadele olmuyor. Bu küçük partiler için de söz konusu... Çünkü AKP her türlü devlet ve büyükşehir belediyesinin olanaklarını sonuna kadar kullanıyor.
CHP reklam panolarının önemini yeni fark ediyor ama... CHP’nin AKP gibi profesyonel bir ekibinin olmaması nedeniyle ‘zayıf’ kalıyor. Konuştuğumuz CHP’li üst düzey yöneticileri de bunu kabul ediyor. Sorularımıza şu yanıtı veriyorlar:
“Kılıçdaroğlu’nun mitinglerde söyledikleri son derece etkili... Ancak AKP’nin yoğun ve etkili açık hava reklam kampanyası karşısında CHP üstünlük sağlayamıyor. Bunun bir başka nedeni de var. CHP’li belediyelerin kullanımındaki bilbordlar ve reklam panolarının tümünün AKP’nin reklam ajansı Stroer ve yan şirketi Fors Medya tasarrufunda olduğu dikkat çekiyor.
(CHP’li belediyelerin reklam haklarını bulunduran Erol Olçok ile ilgili olarak Ahmet Davutoğlu, bir süre önce Çorum mitinginde AKP’nin reklam kampanyasını, ‘Çorumlu Erol Olçok’un yaptığını’ ve çok memnun olduklarını belirtmesi dikkat çekmişti. CHP’nin ise böyle ağırlığı olmadığı gibi ortaya çıkardığı bir isim de yok.
İstanbul’a bakarsak, CHP’li Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Ataşehir, Sarıyer gibi açık ara önde olduğu belediyelerde AKP’nin kampanyası ezici bir üstünlük sağlıyor. Ortaya çıkan soru da şu: CHP kendi belediyelerinin imkânlarını niye değerlendiremiyor.”
“CHP’nin İstanbul’da 14 belediyesi var, sadece birkaç belediyede görülen, yeni ve etkili bir mecra olan ‘Uniboard’ reklam panolarında Kılıçdaroğlu reklamları görünüyor. Bunlar da olmasa açık hava reklamlarında CHP’nin hiç adı okunmayacak. CHP kendi elindeki belediyelerin reklam potansiyelini AKP’nin eline nasıl teslim eder? Ne yazık ki, sonra da gidip Ali Taran vasıtasıyla Stroer’e para ödeyerek bilbord alması komik bir şey değil midir?”
Sadece İstanbul mu, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile tüm CHP’li belediyelerdeki potansiyel farkına varılmaz, anlamak mümkün değil. Bir tek Eskişehir Belediyesi, reklam panolarını AKP’li şirketlere teslim etmedi. Bunun dışında CHP’li belediyelerin bulunduğu Zonguldak, Muğla, Aydın, Hatay, Edirne ve Kırklareli gibi diğer kentlerde de CHP’nin reklam kampanyası bulunmuyor.

Yazının Devamını Oku

Sizi gidi intihalciler sizi!

23 Mayıs 2015

AHMET Davutoğlu, CHP’nin ‘Merkez Türkiye Projesi’ üzerine, ‘Merkez kelimesini benim kitabımdan çaldılar’ (!) diye sert yaptı. Davutoğlu’nun iddiasına katılmak mümkün değil... Zira, bu proje zaten dünyada üç ülkede uygulanan bir proje... CHP, bunun Türkiye ayağını gerçekleştirmeyi amaçlıyor.
Davutoğlu’na hatırlatayım:
“Yeni Türkiye” ifadesi, çok açık ve net olarak, Atatürk’ten intihaldir. (Bakın, ben sizin gibi, hırsızlık demiyorum. Edebi ve kitabi bir dil kullanıyorum.)
‘Yeni Türkiye’, Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye’dir. ‘Yeni Türkiye’ ifadesini ilk kez Atatürk kullanmıştır. Tayyip Erdoğan da aslında, benim uyarılarım üzerine “Yeni Türkiye ifadesini ilk kullananın Atatürk olduğunu” itiraf etmiştir. Ama buna rağmen, sanki ilk kez kendisi kullanmaya başlamış gibi kullanmaya devam etmektedir. Dahası, Tayyip Erdoğan’a göre, “Yeni Türkiye” kendisinin kurmaya çalıştığı Türkiye’dir. Davutoğlu’na bir hatırlatma daha: Erdoğan’ın çılgın proje olarak gündeme getirdiği, ama henüz tek çivisini bile çakamadığı ‘Kanal İstanbul Projesi’ de merhum Ecevit’ten intihaldir. Erdoğan’ın da aday olduğu 1994’deki yerel seçimler arifesinde, Ecevit tarafından, partisinin İBB Başkanı adayının projesi kapsamında açıklanmıştır. Ancak, şunu da belirtmek isterim ki, Ecevit, 21 yıl önce açıkladığı bu projeyi, İstanbul’un bugünkü gibi beton-kent haline gelmemesi için önermişti. O projeyle İstanbul’un çarpık yapılaşma süreci de önlenmiş olacaktı.
Davutoğlu’na bir hatırlatma daha: Partinizin kullandığı ‘Sessiz Devrim’ de -2002 yılında-, DSP Genel Sekreteri sıfatıyla isim babalığını benim yaptığım ‘Sessiz Devrim’ adlı kitabımızdan intihaldir.
Bunu da daha önce belgeleriyle açıkladım... Fakat buna rağmen sizin partiniz de ‘Sessiz Devrim’ adıyla kitap bastırdı.
Ve... Ve...

Yazının Devamını Oku

CHP’nin mega kenti İç Anadolu’da mı?

22 Mayıs 2015

CHP, iktidara gelmesi halinde hangi stratejik hedefleri öngördüğünü açıkladı; ‘Türkiye’nin Kaderini Değiştirecek Yüz Yılın Mega Projesi’... Kılıçdaroğlu, kısaca 2035’de ‘Merkez Türkiye’ dedi.
Birinci sınıf demokrasi, rekabetçi ve üreten bir ekonomi, hakça bölüşen, liyakate dayalı sürdürülebilir bir sosyal devlet yapısı, yakın coğrafyaya barış ve refah ihraç eden bir politik düzen...
AKP’nin 2023 hedefine karşılık, CHP 2035 tarihi itibariyle, bir merkez ülke olarak dönüşümün tamamlanmasını programlıyor. Coğrafi konumun ve genç nüfusun avantajlarını, farklı sektörlerdeki ulaşım ağları, enerji hatları, mega kentler, Ar-Ge öncelikli bilim ve sanat merkezleri ile bir arada değerlendirip, küresel ölçekte bir ticari konsolidasyonun merkez ülkesi olma planlanıyor.
200 milyar dolarlık bir yapılanma ile birlikte 4.5 saat uçuş mesafesinde 58 ülke (1.5 milyarlık nüfus) ve 21.6 trilyon dolarlık pazar hacmi...
“Kişi başına düşen gelir de bugün içine düştüğü 10 bin dolar tuzağından kurtarılıp 2035’de 30 bin 294 dolara çıkarılacak... 2.2 milyon vatandaşa iş.”AKP, dış politika stratejisindeki zaafları nedeniyle, bölgesel güç ve Başbakan’ın sevdiği tanımlama ile bir ‘havza gücü’ olma iddiasından uzaklaştı.
CHP, uluslararası ilişkilerde, ideolojik yakınlıklara değil, demokrasi ve ‘hukukun üstünlüğü’nün getireceği avantajı öne çıkarıyor.
AKP, Cumhurbaşkanı ile organik bağını koparamadığı için, nevi şahsına münhasır bir ‘başkanlık modeli’nin baskısı altında, hukukun siyasete tabi olduğu bir düzlemde yol almaya çalışıyor.

Yazının Devamını Oku

Karayalçın: Her eve zamlı üç dört maaş girecek

21 Mayıs 2015

BAŞBAKAN eski yardımcısı Murat Karayalçın, milletvekili adayı olma yerine İstanbul İl Başkanı oldu. Karayalçın, İstanbul’a gelişini, ‘Genel Başkanım istedi, parti ve ülke hizmeti için emir saydım’ diye açıklamıştı. Karayalçın ve ekibi her eve girme projesi dahil on üzerinde süreli proje yürütüyor. Günde üç program ile her seçim bölgesine bizzat gitmeye özen gösteriyor. Karayolu ile günde 200-250 kilometre yol yapıyor.
Ayrıca genel merkez ve adaylarla koordineli günde 20’den fazla program yürüyor.
İl Yönetimi ve SKM Başkanları ile muntazam her hafta toplanan Karayalçın aday adaylarını da her gün teker teker arayarak çalışmalarla ilgili bilgi alıyor. İlçe başkanları ile konuşuyor. CHP’nin seçim bildirgesinin aynı zamanda bir hükümet programı olduğuna dikkat çekerek, “Anadolu’nun Kemal’i Başbakan, CHP iktidar olacak” diye konuşuyor.
CHP’nin hükümet programının altyapısı olan seçim bildirgesinde sadece İstanbul’da 1 milyon 400 bin emekliye yılda iki bayram ikramiyesi vereceklerinin altını çizen Karayalçın kurmaylarına, “Bu emekliye verilecek olan... Emekliler ilk ikramiyelerini iki ay sonra Ramazan bayramında alacak. Her evde en az bir iki asgari ücreti var. Sakat yakını olanlar da maaş alacak. Bir emekli, bir ya da iki asgari ücretli olan her eve artış olarak ayda ortalama 1000 TL girecek’’ diyor. Sadece emekli değil, asgari ücretli, sakat maaşlarındaki artışlara da vurgu yapılmasını istedi. Ümraniye dahil seçim çalışmalarında da şu mesajı verdi:
“7 Haziran’dan sonra 12 Eylül’ün kalıntılarından başta YÖK olmak üzere hepsi tarihe gömülecek. 12 Eylül’ün sivil diktacılarının kurumlarını da tarihe gömeceğiz. İnterneti yasaklayan, özgürlükleri kısıtlayan anlayışı ortadan kaldıracağız. Gençlerimize iş olanakları yaratan ekonomik büyüme modelini hayata geçireceğiz. İstanbul’da 1 milyon 400 bin emeklinin yaşıyor. İki ay sonra Ramazan Bayramı’nın birinci gününde emeklilerimiz ilk ikramiyelerini alacaklar. 17 Temmuz’da Başbakan Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da yaşayan 1 milyon 400 bin emekliye bir maaş ikramiye verecek.”

ECEVİT’İN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

‘Biz varız, ya siz?’

20 Mayıs 2015

ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi öncülüğünde kalabalık bir aydın grubu Ankara’da ‘Biz Varız Ya Siz’ sloganıyla düzenlenen ‘Serbest Kürsü’de 23 Mayıs cumartesi günü ATO Kongre Salonu’nda bir araya geliyor.
Toplantıya siyaset, sanat, bilim, eğitim, STK, spor ve iş dünyası ile çevre ve yaşam mücadelesinden 40 isim katılacak.
ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan; toplumun çok farklı kesimlerini bir araya getirecek olan organizasyonda konuşmacıların özgürce düşüncelerini dile getireceklerini söyledi. Toplantıda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, sorunlar, beklentiler ve yapılması gerekenler tartışılacak.
Toplantıya katılacaklar arasında Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Mustafa Balbay, Nasuh Mahruki, Çarşı Grubu lideri Ayhan Güner, Bahadırhan Tokmak, Gülsen Tuncer Ayça, Faruk Demir, İlker Başbuğ, Ömer Şan (DEKAP), Mustafa Mutlu, Metin Özkan, Bekir Coşkun, Barış Terkoğlu, Deniz Kestane, emekli hâkim Osman Kaçmaz, Deniz Feneri Savcısı Nadi Türkaslan, Avukat Celal Ülgen, CHP adayı Dursun Çiçek, Veli Demir, Erdoğan Karakuş, Turhan Çakar ve Soma faciasından yaralı kurtarılan işçi Ercan Çetinyılmaz’ın adları geçiyor.
Toplantıda ayrıca Şapka Devrimi’nin 90. Yıldönümü nedeniyle Guinness rekortmeni Onur Tümer’in organizasyonuyla şapka rekoru da kırılmaya çalışılacak.

‘Selooo..’ almış başını gidiyor

BİR

Yazının Devamını Oku

Bu kavga hürriyet kavgasıdır!

19 Mayıs 2015

BUGÜN 19 Mayıs... 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile sonuçlanan, emperyalist işgale karşı Anadolu savunmasının başladığı gün. 1938 yılında alınan kararla bu onurlu gün gençliğe armağan edilmiş, ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Cumhuriyet, 1800’lü yılların son döneminde ‘istibdat’ yıllarında vatanı kurtarmak için bir araya gelen gençlerin, Sivas Kongresi’nde ‘manda’ fikrini tereddütsüz reddeden Askeri Tıp öğrencilerinin, gönüllü olarak cepheye koşan Mekteb-Sultani öğrencilerinin, “Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır” diyen Mustafa Kemal ve daha nice sıra neferinin elleri ile kurulmuştur.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde olduğu gibi, günümüzde Cumhuriyet düşmanı gerici zihniyetle ve uluslararası küresel politikaları ile bölgemizde yeni planlar yapan emperyalist güçlerle mücadelede de gençliğin en ön saflarda yerini aldığı açıktır. Korkuları bundandır. Gericiliğe karşı ‘laiklik’, bağımlılık fikrine karşı ‘bağımsızlık’, peşkeş politikalarına karşı ‘kamuculuk’, tek adamlık heveslerine karşı ‘Sünnet değil farzdır Cumhuriyet” diye haykıran bizlerin çağdaş Türkiye’yi kurma irademizdendir korkuları.
Bu onurlu tarihten aldığımız güçle laik, bağımsız, kamucu bir Cumhuriyet için sizleri, Anadolu aydınlanmasına kıskançlıkla sahip çıkan, çağdaş gençlik ve çağdaş yaşam saflarına mücadeleye davet ediyoruz. Cumhuriyet düşmanları kavgaya davet etti bizleri, kabulümüzdür!”
ÇYDD genel kurulu hafta sonu yapıldı ve Prof. Aysel Çelikel yeniden genel başkan seçildi; çağdaş gençliğe de yukarıdaki mesajı gönderdi.

KILIÇDAROĞLU ERZURUM’DA

Yazının Devamını Oku