Yalçın Bayer

Turizm sessiz siyaset canlı

27 Aralık 2016
ANTALYA’da durum aynen böyle... Siyaset derken ‘hareketlilik’ sadece AK Parti’de... AK Partili Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, onca işi arasında her hafta sonu seçim bölgesine geliyor, sanki seçime hazırlanıyormuş gibi çeşitli etkinliklere katılıyor. Bu hafta sonu, bir süre önce yerleştiği Antalya’da kendi adıyla hem Batı hem de geleneksel müzik aletlerinin öğretildiği sanat akademisi kuran Sümer Ezgü’yü ziyaret ederek, açılışını yaptı. Bakan, ‘abi’ dediği Ezgü’ye annesinin türkülerini ne kadar çok sevdiğini söyledi. Manavgat’ta, Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı Ticaret ve Sanayi Odası’nın MATSO Turizm Fakültesini açtı. (Yerel gazeteciler bu töreni ‘Manavgat’ta tarihi gün’ diye duyurdu.) Bu arada Deniz Baykal’a “Mezhepçilik, ayrımcılık ve özellikle teröre destek verme konusunda partiniz için yaptığınız özeleştiriye ben de katılıyorum” dedi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül törenine katıldı. Vefat eden bir partilinin evine taziyeye gitti. Gerektiğinde memleketi Alanya ve Antalya’nın maçlarını kaçırmıyor, yoğun bir ziyaret trafiği yürütüyor. Antalya Büyükşehir özetle Belediye Başkanı Menderes Türel’le ve milletvekilleriyle güçlü bir ekip oluşturan AK Parti kadrosu harıl harıl çalışıyor, ilkbaharda seçim olacakmış gibi... CHP örgütü mü? Onlar ortada yok. AK Parti’nin, kaçırdığı ABB meclis üyelerinin neden AKP’ye gittiği yolunda kafa bile yormuyorlar. (AKP’nin bu transferlerine de değineceğiz...) Geriye ne mi kalıyor? Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak kentiyle ilgili soru önergesi veriyor. Hafta sonu verdiği soru önergesi hayli ilginçti:

EXPO 180 milyon bütçe ile başladı, 1.7 milyar harcandı. 9-10 katlık sapmanın gerekçesi nedir? Gider ile gelir arasında 1.7 milyar TL fark var. Gelir, harcamanın % 1’i kadar. Bu büyük bir başarısızlık değil mi?

EXPO sürecinde gündeme gelen yolsuzluk iddiaları soruşturuldu mu?”

Turizmde bu yılki düşüş % 44’ü bulmuş; Antalya’ya gelen turist sayısı, aralık ayı ortasına kadar, o da Rusların desteğiyle 6 milyonu bulmuş... Bu da bir rekor!... 2017 de umutlu görünmüyor.

GÜNÜN SÖZÜ

“Daha iyi bir dünya arayışı, başka insanların, bir düşünce uğruna yaşamlarını istemeyerek feda etmeyeceği bir dünya arayışı olmalıdır.”

Karl Popper

İLK KARARNAME DİYELİM Mİ?

ANAYASA

Yazının Devamını Oku

Menemen’in anlamı

23 Aralık 2016
EĞİTİM-İş Genel Başkanı Mehmet Balık yazıyor:

23 Aralık 1930’da Menemen’de bir grup yobazın başlattığı ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi katletmesiyle sonuçlanan acı olay, laik ve demokratik Cumhuriyet’in varlığına yönelen başarısız girişimlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır.

 

Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine inanmış Mustafa Fehmi Kubilay, bağlı olduğu değerler adına canını hiçe saymış, Cumhuriyet’in korunması uğruna ulusumuzun hiçbir özveriden kaçınmayacağının göstergesi olmuştur. Kubilay, ulu önderimiz Atatürk’ün belirttiği gibi ‘Cumhuriyet’in hayatiyetini tazeleyen ve kuvvetlendiren’ bir simge olarak ulusumuzun gönlünde ‘devrim şehidi’ olarak ölümsüzleşmiştir.

 

Her öğretmen bir Kubilay olmalıdır. Bütün eğitim-bilim çalışanları ve halkımız, bağnaz düşüncelerin kişi, toplum ve devlet yaşamını etkilememesi için duyarlı olmalı, Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflerini gerçekleştirmesi yolunda ilerici atılımları ilk günkü bilinçle sürdürmelidir. Cumhuriyet’in kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan düşünce ve girişimler, ulusumuzun duyarlılığı ve sağduyusu sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Kuşkusuz Türk ulusu yüce Atatürk’ün aydınlattığı yolda ilerleyecek, Cumhuriyetimize, ulusal değerlerimize bağlılığını her koşulda gösterecektir.

 

ANAYASA KOMİSYONU’NDA CHP’Lİ AYTUN ÇIRAY UYARDI: BUNDAN GERİ DÖNÜN

 

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş ‘imarla’ yükseliyor

22 Aralık 2016
BEŞİKTAŞ geri görünüm ve etkilenme bölgeleri plan değişikliği İBB’den ‘elbirliğiyle’ geçti... Yani AKP ve CHP tarafından...

2960 sayılı kanunun özel bir kanun olduğunu ve amacın Boğaziçi bölgesinde nüfus yoğunluğunu artırcak yapılanmayı sınırlamaktı. Bu nedenle Boğaziçi bölgesinde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na aykırı hükümleri uygulanamaz. (3194 sayılı kanun/ madde: 4)

 

15.12.2016’da İBB meclisinde kabul edilen plan değişikliği ile Beşiktaş geri görünüm ve etkilenme bölgesinde mevcut imar planı notları yerine Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına karar verildi. Bir sürü sakıncası olduğunu söylüyor mimarlar. Şöyle ki:

 

Tek bir plan notu ile bütün planın yok sayıldığını...

 

Boğaziçi Kanunu’na ve İmar Kanunu’na aykırı olduğunu...

 

Yazının Devamını Oku

FETÖ soruşturmalarında 'derin' kuşkular var

21 Aralık 2016
CHP Hatay milletvekili Av. Mevlüt Dudu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a soruyor:

FETÖ soruşturmalarına ilişkin derin kaygılar vardır. Devlet kademelerine ustalıkla sinmiş, bugüne kadar kendini gizlemeyi başarmış kripto FETÖ’cü cumhuriyet savcıları, birçok ilde açılan FETÖ soruşturmalarında görev alabilmektedir. Bu kripto FETÖ’cü savcılar; FETÖ soruşturmalarını yöneterek, çoğu masum vatandaşımızı sahte ihbar mektupları ya da dayanaksız suçlamalarla içeri atmakta, soruşturmaları sulandırarak, darbeyi gerçekleştiren ‘beyin takımı’na ulaşmayı sağlayacak delilleri karartabilmektedir. Bugüne kadar darbeyi örgütleyen ve gerçekleştiren Yurtta Sulh Konseyi’nin tam listesinin açığa çıkarılamaması da endişe yaratmaktadır.



Şu anda itirafçı olan tüm hâkim ve savcıların eski görev yerlerinde bırakılması ise akla ve hukuka uygun değildir. Bu durum, FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı, güvenilir delillere dayanmadan yürütüldüğü ve adaletli olmadığı yönündeki şüpheleri artırmaktadır. Üstelik uygulama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na da aykırıdır.



Adalet, toplumun nefes borusudur. Bu boru kesilirse önce iktidar, sonra tüm toplum boğulur.”


Yazının Devamını Oku

‘Gizli oylama mutlaktır’

20 Aralık 2016
ESKİ İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan, Anayasa Komisyonu’nda bugünden itibaren görüşülecek 21 maddeden oluşan Anayasa’ya değişiklik teklifi ile ilgili olarak TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a bir mektup gönderdi.

Kazan’ın oylama ile ilgili uyarısı şöyle:

 

Çok iyi bilindiği gibi, Anayasamızın 175. maddesine göre, anayasa değişiklik teklifleri için, ‘gizli oylama’ mutlak bir yöntem kuralıdır, vazgeçilemez, ihmal edilemez. Ve gizliliğin ihlali yargı denetimine tabidir. Nitekim, Anayasa Mahkememizin 07.07.2010 gün ve 2010/87 sayılı kararında, bu gerçeğin vurgulandığını görüyoruz (bakınız, 01.08.2010 günlü Resmi Gazete, Sayı 27659). Evet, 12 Eylül 2010’da referanduma sunulan, 5982 sayılı yasayla ilgili iptal davasında, geçerli bir kabul için anayasaya uygun (yani gizli) bir oylamanın şart olduğu açıkça belirtiliyor. Ama “dava dilekçesinde bu durumu ispatlayacak açık ve yeterli delil bulunmadığı gibi, bu usulsüzlük iddialarının... İkinci tur oylamalarda gerçekleştirildiği de belirtilmediğinden” iptal isteği reddedilmiştir.

 

GİZLİLİK KURALI

 

Demek ki, geçerli bir kabul için sadece ‘evet’ oylarını saymak yeterli değildir. Oylamanın da mutlaka Anayasa’da öngörülen gizlilik kuralına uygun yapılması gerekir. Aksi halde, 5982 sayılı yasada yaşananlara benzer baskı ve kontrollerle gizlilik ihlal edilir ve durum fotoğraflama/tutanaklara bağlama gibi yollarla kanıtlanırsa, değişikliğin iptalle sonuçlanması mümkündür. Gerçekten, toplumun önemli bir kesimi oylamada baskı ve denetimin devreye gireceği, dolayısıyla gizliliğin ihlal edileceği kaygısını taşıyor. Ve hangi maddelerin/nasıl düzenlendiği görülmeden, hatta HSYK ile Anayasa Mahkemesi’ni değiştirmeye yönelik çalışma yapıldığı bile bilinmeden atılmış 316 imzayla, ancak 08.12.2016 akşamı tamamlanmış olan metnin sunulmuş olması, bu kaygıları artırıyor.

 

Yazının Devamını Oku

Ahlak gri kabul etmez!

16 Aralık 2016
ÜLKEMİZİN bugün geldiği noktanın en temel nedeni nedir?

İktidar mı? Muhalefet mi? Dış güçler mi? PKK mı? FETÖ mü? Geçmişten beri gelen hatalar mı?

 

Din sömürüsü mü? Dinsizlik mi? Yoksa sorun ekonomik mi?

 

Hepsinin üzerine tezler yazılabilir belki; ama bana kalırsa en dipte yatan sorun, bunların hiçbiri değil!

 

Gerçi son zamanlarda kimi dinlesem, herkes topu ‘dış güçlere’ atıyor! Başımıza gelen belaların en büyük suçlusu olarak ‘dış güçleri’ gösteriyor.

 

Yazının Devamını Oku

Kahraman yargıçlara gereksinim var artık

15 Aralık 2016
BASIN Konseyi’nin düzenlediği Medya ve Etik Toplantısı’nda konuşan Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, “Türk yargısı önüne gelen eylemlerle ilgili konularda yargılama dışında kalanların dedikodularından rahatsız” dedi.

Yargı bağımsızlığı ilkesi çiğnendiği için de Türk yargısının rahatsız olduğunu söyleyen Selçuk şunları söyledi:

“Yargı bağımsızlığını çiğneme pahasına, zaman zaman yargıçların emekli edildiklerine rastlanmıştır. Ama yasayla işlerine son verildiklerine demokrasilerde hiç mi hiç rastlanmamıştır. Anayasanın 139’uncu maddesi ve 100’e yakın hukuk fakültesine karşın ülkemizde bu da oldu. Kimi yargıç ve savcılar da tutuklandı. Hukuk tarihinde böyle bir olayı bugüne değin duymadım. Her açıdan örselenen yargıya, resmi dille konuşanların da itiraf ettikleri üzere güven kalmamıştır. O nedenle bugün artık kahraman yargıçlara gereksinim duymaktayız. Ama onları da rahat bırakmıyoruz. Yargının bağımsızlığı sadece yasama-yürütme organlarına karşı değil. Kamuoyu ve basına karşı da yargı bağımsız. Yargı bu açıdan da rahatsız.”

Konseyin ‘Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Teşviki Hibe Programı’nın tamamlanması nedeniyle düzenlenen toplantıda Prof. Dr. Selçuk, yargının sokaktaki dedikodulara göre değil, hukuka göre karar vermesi gerektiğini hatırlattı.

YÜZ KIZARMASINI UNUTTUK

Yazının Devamını Oku

Futbolun dili işte bu...

14 Aralık 2016
İSTANBUL’daki son saldırıya en büyük tepkiyi daha önce ülkemizde futbol oynamış ve teknik adamlık yapan iki isim gösterdi.

GS’de büyük başarılara imza atan Didier Drogba ve Beşiktaş’ı çalıştıran Slaven Biliç üzüntülerini anlatırken, futbolun sevgi ve barış diline vurgu yaptı. Drogba sosyal medyadaki hesabında “Bölemezsiniz, ayıramazsınız. Birlikte güzel Türkiye, polisimizin yanındayım” derken, polis selamı veren fotoğrafını paylaşmasıyla acımıza ortak oldu. Sosyal duyarlılığın ne kadar zirvede olduğunu şu mesaj ortaya koymuyor mu?

Biliç de oynadıkları Liverpool maçından sonra saldırıya sessiz kalmayarak kameralara yaşadığı derin üzüntüyü şöyle anlattı:

“Belki tanıdığım en iyi insanlar Türkiye’de idi. Dünyanın en iyi ülkelerinden ve en iyi şehirde bunların yaşanması çok üzücü. Yaşananlar beni paramparça ediyor.”

Bu iki eski dost, yüreğimize dokunarak, acımızı paylaşarak futbolun sadece futbol olmadığını dünyaya bir kez daha ilan etti.

Yazının Devamını Oku