Köşenizde yer verirseniz belki Yargıtay da hatırlar diye düşündüm. Pek çok hukuksuzluk ile devam eden yargılama nihayet 06.01.2015’te Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlandı ve temyiz talepleri üzerine Yargıtay’a gitti. İlgili dairenin verdiği karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine 31.05.2016’da Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitti ve Mayıs 2016 tarihinden bu yana 3 yıla yakın süredir karar için bekliyor ve 2019 yılında da zamanaşımı gerçekleşecek.
Bu durumda verilen kararın caydırıcı olup olmadığı bir tarafa, yargının bulunduğu durumu ve verilen kararlar ile ilgili süreci kamuoyu ile paylaşmak isterim.
Avukat Şehnaz DOĞAN YÜZER
KİTAPLARA BİNDİRİM MERMİLERE İNDİRİM
E-KİTAPTA KDV oranı yüzde 8’den 18’e çıkartılırken, CHP Ankara milletvekili Murat Emir, bir önergesinde mermi fiyatlarında yüzde 7.5 indirim yapıldığını açıkladı. Murat Emir, MKEK’nın ‘mermi fiyatlarındaki indirim’ kararını bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. “Isınma, yemek, ulaşım pahalanırken, ateş etmek ucuzluyor” diyen Emir, Bakan Hulusi Akar’a “Son 5 yılda, yıl yıl ne kadar mermi satışı yapılmıştır? Satılan mermiler çeşitlerine ve boyutlarına göre ne kadardır?” diye sordu.
TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre, 2018 Aralık ayı enflasyonun açıklaması ile birlikte, bir önceki ay yüzde 21.62 olan yıllık enflasyonun yüzde 20.30’a gerilediği ifade edildi. Enflasyon rakamlarına göre memur, sözleşmeli ve memur emeklisi yüzde 10 civarında zam alacak.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Grup Sözcüsü, Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, emekli, memur ve sözleşmeli çalışanların alacağı yüzde 10’luk zamma tepki göstererek şöyle konuştu:
“Makyajlı enflasyon rakamları ile halkı aldatanlar kendi maaşına yüzde 26 zam yapıp, emekliye, memura yüzde 10’luk zammı reva görüyor. Ekonomik kriz vatandaşı vurmuş. Millet perişan, gıda fiyatlarındaki enflasyon yüzde 50’yi bulmuş” dedi.
Toplumda gelir dağılımındaki adaletsizlik günden güne açılmıyor mu?
SESSİZLİĞİ ÇIĞLAŞAN KADIN
KİMSELERE sormadan yağan
Güzel yağmurlar sonrası
Memur emeklilerine göre bir hayli düşük aylık alan işçi ve esnaf emeklileri, intibak yasasının çıkarılmasını talep ediyor. AİHM’nin yapılan başvuruyu reddetmesi ile şoke olan milyonlarca emekli, gözünü siyasi iktidarın bu konuda alacağı karara çevirdi. 2008 sonrasında emekli olanlar için çıkarılacak olası yeni intibak yasası ile aylıklarda hatırı sayılır miktarda artış olacak.
Dini bayramlarda ödenen 1000 liralık ikramiye ile ek ödeme miktarının yükseltilmesi emeklinin yeni yıldaki bir diğer beklentisi.
Asgari ücrete yüzde 26 zam yapılarak yüzü bir nebze olsun gülen 7 milyona yakın emekçi, ücretin vergi dışı bırakılmasını yine talep ediyor. Özellikle yılın son üç ayında yapılan yüksek vergi kesintilerinden ötürü yılbaşında asgari ücrete yapılan zam anlamını yitiriyor. Yıllardır bu talep dile getirilmesine karşın emekçilerin beklentisi ne yazık ki karşılanmadı.
Bu arada bugün açıklanacak 6 aylık enflasyon, memur ve emekli aylıklarına 2019’un ilk yarısı için yapılacak zammı netleştirecek.
Öngörüler, maaş ve aylıklarda yüzde 9 ile 11 arasında artış olacağı yönünde.
Şükrü KARAMAN
İŞÇİ VERGİ ADALETİ İSTİYOR
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, Gelir Vergisi Genel Tebliği için diyor ki: “Yıl içinde işçilerin geliri toplam 18 bin TL’yi aştığında yüzde 20 vergi ödeyecekler. Asgari ücretliler ağustosta yüzde 20’lik vergi dilimine girecek. İlk vergi dilimi 18 bin değil, 38 bin olmalıydı. Vergi adaleti istemek işçinin hakkı değil mi?”
Akyüz diyor ki:
“MP’nin (Milli Piyango) 70 milyon liralık -tüm zamanların en büyük- ikramiyesi büyük ilgi gördü. MP’nin asıl kazananını hiç düşündünüz mü?
Bütün çekilişlerde MP biletindeki rakamlar 6 hanelidir. Bu durumda büyük ikramiyeyi yakalama şansı 1 milyonda birdir. Ama yılbaşı çekilişinde biletler 7 rakamı içeriyor. Bilet numaralarında 7 rakam var. Her bir rakam hanesi 0-9 arasında on farklı değer taşıyor.
Bu durumda büyük ikramiyeyi yakalama şansı 10 kat daha azalarak 10 milyonda bir oluyor.
Yani büyük ikramiye 10 milyon bilet içinde tek bir bilete, bilet alan 10 milyon kişi arasında tek bir kişiye çıkacaktır. 9 milyon 999 bin 999 kişiye çıkmayacaktır.
Ama 70 milyonluk ikramiyenin cazibesi, bu 9 milyon 999 bin 999 kişiyi cezbetmekte ve bilet almaktadırlar.
Bu şanssızlığı azaltmak, bir diğer deyimle şansı arttırmak için birçok internet sayfası, Milli Piyango’da kazanmak için öngörülen ‘mucize duaları, zikir ve salavatları’ okuyucuları ile paylaşmaktadır.
EN KAZANÇLILAR BAYİLER!
O yıllarda CHP’nin belediye başkanlığını alabileceğini düşünmüyordu bile...
Parti olarak ‘Niye harcama yapılsın ki?’ görüşü öne çıkmıştı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın gücüne karşılık CHP bu kez ‘içten’ bir adayı çıkardı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, dün İmamoğlu’nu tanıtırken “İmamoğlu’nun 5 yıl içinde İstanbul’da bir tarih yazacağına yürekten inanıyorum. Bütün İstanbullu işte yıllardır aradığım ama bulamadığım belediye başkanı diyecek” dedi. Hatta bunu ‘tarihi’ bir yolculuk olarak nitelendirdi.
Haliç Kongre Merkezi’ndeki toplantı için il başkanlığı ile İmamoğlu’nun ekibi ciddi bir hazırlık yapmıştı.
İstanbul’daki bütün örgüt, belediye başkanları davet edilmişti. Parti protokolündeki isimlerden milletvekillerine kadar bu listeyi uzun tutabilirsiniz. Diğer partilere, STK’lara ve muhalif basın mensuplarına da davetiye gönderilmişti. Ama bunların hepsi son anda düşünülmüştü nedense!
Kapıdan girişte, İmamoğlu’nun konuşma metni ile Şirin Mine Kılıç’ın yazdığı ‘Benim Sevgili Başkanım Ekrem İmamoğlu: Sıradışı Bir Başarı ve Liderlik Öyküsü’ kitabı veriliyordu.
Kılıçdaroğlu’nun sunumunun adı da “İstanbul Yolunda Büyük Buluşma” idi. İmamoğlu konuşmasını İstanbullulara adadı ve onlara sandık gününde kendilerinin üç soru sormalarını istedi.
“Bu şehri gerçekten kim daha iyi yönetebilir? Bu şehir daha iyi nasıl yönetilir? Bu şehir nereden yönetilsin?”
Gürsel Tekin, Mustafa Sarıgül, Dr. Mehmet Bekaroğlu, Cemal Canpolat, Akif Hamzaçebi.
‘İstanbul’un beşlisi’ diyorlar bu isimlere...
Gürsel Tekin, geçen hafta Kılıçdaroğlu ile Ankara’da ünlü bir balıkçıda yemek yedi.
Kılıçdaroğlu, “Nereyi istersin” diye sordu. Tekin’in İzmir ve Kadıköy’ün adlarını telaffuz ettiği öne sürüldü.
Kılıçdaroğlu’nun kafasında ‘abi formülü’ ile Gürsel Tekin Esenyurt’a, Cemal Canpolat Küçükçekmece’ye, Akif Hamzaçebi Beykoz’a, Mehmet Bekaroğlu Üsküdar’a ve Mustafa Sarıgül de Eyüp’e yakıştırılıyor.
Tuncay Özkan da dahil, bu isimler ‘adaylık’ konusunda taktiksel olarak konuşmuyorlar; tartışmaya girmiyorlar.
ŞİŞLİ’YE YENİ ADAY ADAYI
2014
Oylarımızla vekillerimizi seçeriz bizi temsil etsinler diye. Bu hakkın kul hakkına dönüşmesi mümkün müdür?
Oy hakkını kötüye kullanırsanız, bilinçsiz oy kullanırsanız, kısır çıkarlarınız için oyunuzu sandığa atarsanız elbette bu kul hakkına girer. Sizin verdiğiniz oylarla işbaşına gelenler halka zulmederlerse, vergilerini çarçur ederlerse, devlet hazinesinden yol bulurlarsa, elbette bu kul hakkına girer. Çoğunluk her zaman doğruyu bulmayabilir. Yanılabilir, aldatılabilir.
Bu durumda verilen oyların nasıl kul hakkına dönüştüğünü anlamak için yönetilme tarzımıza bakarız. Memnunsak, o iktidarı işbaşına getiren çoğunluğa teşekkür ederiz.
Değilsek, onun oylarıyla çektiğimiz çileleri, ceremeleri onun boynuna yükleriz.
İşte bu kul hakkıdır. Oy hakkının kul hakkına dönüştüğü durumdur. M. Necati GÜNGÖR
TARİHİN ÜZERİNE SICAK ASFALT OLMAZ
#tarih dergisinin yayın yönetmeni Gürsel Göncü, Çanakkale konusunda çok hassastır. Derginin aralık sayısında şu uyarıda bulunuyor: Çanakkale muharebelerinin yaşandığı Anafartalar bölgesine yeni yollar yapılıyor. Sıcak muharebenin yaşandığı araziye sıcak asfalt dökülüyor. Amaç, varolan ve büyüyen otobüs-ziyaretçi trafiğini rahatlatmak! Peki Mustafa Kemal ve burada savaşan nice şehidin-gazinin ruhları da rahatlıyor mu? Bizi geleceğe onların mirası taşıyacak, karayolları değil.
ORHAN DURGUT İSTANBUL’U ÇEKTİ
Ancak 13 yıldır dutla ilgili araştırmalar yapıyor. 2006 yılında, yani 12 yıl önce memleketi Erzincan Kemaliye’de dutu her yönüyle incelemeye çalışan Türkiye’nin hatta dünyanın ilk spesifik panelini, her biri alanında çok değerli bilim adamlarıyla gerçekleştirmiş. Ancak bu tarihi panel ne yazık ki insanların basit hesaplarına ve basiretsizliklerine kurban gitmiş.
Sonrasında kendi kişisel gayretleriyle yaymaya çalıştığı bilgiler başkaları tarafından sahiplenilerek 2014 yılında o zaman Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bir ‘Dut Eylem Planı’ oluşturmasına kaynaklık etmiş ve bu kapsamda 3 milyon dut fidanı üretilip dağıtılmış.
“Her ne kadar buradaki emek ve fikir hırsızlığından rahatsız olsam da böylesi bir planın oluşmasında kaynaklık etmiş olmanın manevi hazzı beni mutlu etmektedir” diyor Dr. Gülnur Esma Gürler.
GÖBEKLİTEPE’DEKİ DUT AĞACI
Ancak çalışmanın asıl sahibini olarak bakan beyle bağlantı kuramamış olması konunun akim kalmasına neden oldu ve vakit kaybına yol açtı diye düşünüyor. Özellikle Urfa Göbeklitepe’de altında 2 tane mezarın bulunduğu ‘karadut’un varlığını öğrendikten sonra hiç vakit kaybetmeden alelacele yayınlamaya karar verdiği ‘Göbeklitepe’nin Kutsal Vakfı: DUT’ isimli kitapçığı 2016 yılında kendi imkânlarıyla bastırmış ve bu bilgileri o yıl Davos’ta Göbeklitepe ile birlikte dutun da dünyaya tanıtılması ve markalaştırılmasının gerekliliğini başta Recep Tayyip Erdoğan’a ve Ahmet Davutoğlu’na anlatabilmek için çırpınmış ama ne yazık ki hiç birine ulaşamamış. “Tarihin en önemli ticaret yolu olan ve bugün yeniden canlandırılma aşamasındaki ‘Yeni İpek Yolu’ projesi 27 trilyon dolarlık bir hacme sahipken bu yola adını veren dutun esamisi okunmamaktadır. Oysa bu ağaç şimdiye kadar değerlendirilmemiş kökü, kabuğu, meyvesi, yaprağı ile bir biyoendüstri hammaddesidir. Ekonomik, tıbbi özelliklerinin yanı sıra dünya üzerinde her din ve kültürde bir mistik sembol olarak kullanılabilme potansiyeliyle de çok önemlidir. Hatta bu yönüyle başta Türk dünyasını ve bütün dünyayı, çoklukta birleyecek, ipekböceğinin kelebeğe dönüşümü gibi insanın tekâmülünü simgeleyecek, sabrı, bereketi, bilgeliği sembolize ederek ‘karadut ülküsü’ diye adlandırabileceğimiz yeni bir ülkünün felsefesini oluşturmak gerekir” diyen Gürler, bu konuda aceleci davranılması gerektiğini savunuyor.
“Dünyanın henüz tanımadığı ama çok kıymetli bir süper gıda olan ‘dut’u başkaları sahiplenmeden önlem alınıp küresel markalar yaratılması ve ‘Yeni İpek Yolu’ ile tüm dünyaya tanıtılması gerekir” diye düşünen Gürler, maddi ve manevi çıkar sağlarken bir atıf bile yapmaya tenezzül etmeyen fikir hırsızlarına rağmen yılmadan bilgilerini paylaşmaya devam edeceğini söylüyor.
AVCILAR’A REKOR BAŞVURU
-