Geçici(!) Federasyon Başkanı Turgay Bey; 2006’da derme çatma sözde gençleştirilmiş takımla 12 Dev Adam’ın belini kıran, NBA yıldızları Mehmet Okur ve Hidayet’in raporlarını saymayıp onları takımdan tırpanlayan “meşhur prensiplerini” yalamış yutmuş. Şaka gibi, tweet atan (Ömer Aşık, Cedi Osman, Emir Preldzic) dilediği zaman katılıyor Milli Takım kaynaşma kampına. Emir, ligde devşirme krizi yaşanınca, kulübüyle dayanışmalı olarak “affını isteme” restini çekti. Federasyon kuzu kuzu geri adım attı. Fenerbahçe’den Preldzic, Banvit’ten Simmons, Dudley (Ersin Dağlı), Wright (Ali Karadeniz),Ruzic, Dixon gibi isimler Türk oyuncularla aynı statüde yer alacak. Eskiye döndük. Olan Turgay beyin yabancı oyuncu ekstra lisans harcına oldu. Bir yerden çıkartır nasılsa acısını biz Avrupa arenasına çıkacaklar ne alemde ona bakalım.
NEYSE HALİM ÇIKSIN FALIM
TRANSFERİN Efendisi Anadolu Efes; Euroleague kuralarında görece en iyi gruba düştü. Real Madrid, Zalgiris Kaunas, Nizhny Novgorod, Dinamo Sassari, büyük ihtimalle elemeden gelecek Kazan. ‘Yeni koç, yeni takım’, bu yılki sloganları. Stratos Perperoglou, Nenad Krstic, Stephane Lasme, Dontaye Draper, Matt Janning, Dario Saric’li kadro koçların koçu İvkovic’le sevenlerini ‘Final 4’ hayallerine daldıracak görünümünde.
Fenerbahçe yangınlara düştü. Duyan gelmiş Kanarya’nın grubuna: Barcelona , Panathinaikos, Emporio Armani, Bayern Münih, PGE Turow. Bu yıl Avrupa’da iş yapabilmek için kadro güçlendirmesine asılması gerek sarı lacivertlerin. Obradovicler’i değiştirdiler. Hırvat Bojan gitti, Sırp Bogdan geldi. McCalebb gitti, Ricky Hickman ve Andrew Goudelock geldi. Kanaryanın transferleri “evet ama yetmez”.
G.Saray da ballı sayılır. Ligde 5 İspanyol takımı olunca Aslan iki Boğa arasına sıkıştı; Valencia Basket ve Laboral Kutxa. Grubun en isimlisi Olympiakos. Kapalı kutular ise, ve Litvanyalı Neptunas. Marko Paşası’nı (Markosvilli) CSKA’ya kaptırıp onların Micov’unu ve İtalyan Arrodori’yi alan Galatasaray bütçesini denkleştirip elini çabuk tutmazsa parkede yaya kalacak.
Ergin Ataman’ın Milli Takımı’nın sosu/saha lideri eksik. Hatta yok. Her şey dâhil tatil köyü açık büfesi gibi. Karnın ve gözün tıka basa doyar ama tat alamazsın. Carlos Arroyo gibi saha içi performansıyla kendini kabul ettirebilecek kalibrede adamı yok eski ‘Devler’in. Geçmişte Hidayet, İbrahim Kutluay gibi, horozların çokluğundan yakınırdık şimdi bir tane yok. Kerem Tunçeri ‘gazman’ olacak belki ama süre alması bile su kaldırır. Malum, kendilerini bile doldurmakta sıkıntı yaşayan Emir Preldzic ve Ender Aslan, oyun kurmak yerine hafiften bozmayı yeğlerler. Guardların böyle sallapatiyken pivotlarından bir Arvydas Sabonis gibi “Tepeden bakıp oyun kurabilecek adam” çıkarabilsen bari. O da mafiş. Ömer Aşık, gelirse Enes Kanter, Oğuz Savaş, Fulkan Aldemir, Barış Hersek hepsi kendine Müslüman. Kerem Gönlüm boyalının pasını alır ama nereye kadar?
AŞISI YOK BUNUN
İŞİN başından ‘acı’yı söylemek gene bana düştü. Tuz ruhu değil ki bu “takım ruhu”. Aşısı yok. Luiz Felipe Scolari’nin psikoloğu Regina Brandao örneğindeki gibi dışarıdan destek almak da “yaşam koçu” deneyimi yaşamış Ataman’a ters gelir. Üstelik “kendini yerden yere atarak savaşçı model” oluşturan pompacı Ömer Onan’da yok. Onun yeni jenarasyon karbon kopyası, atletik çocuk Doğuş Balbay fazla Amerikalı. Bireysel olarak hepsi hırslı çocuklar. Daha öncede buna birçok kez ispatladılar. Ama bu defa bu hırsı “winner/kazanan takım karakter”ine dönüştürecek katalizör yok. Belki biraz Sinan Güler ama daha kendini mahalleye kabul ettiremedi. Çeşme başında dolar mı? Meşhur ve vazgeçilmez Bormio kondisyon kampında oluşur mu? Gerçekten kuşkuluyum. Bunca zaman Ersan İlyasova’nın ameliyatsız geçirmeğe karar verdiği sağ ayak bileği sakatlığının nekahet devresinin gün be gün takip edilerek Milli Takım’a getirilememesinde de “yüksek idari hata” olduğuna inanıyorum. Dünyanın vakti var ve ”hiçbir şey için geç değildir.”
Bırakıp FIBA Avrupa Başkanlığı’na gitmiyor ki basketbolumuz ipotekten kurtulsun. Bırakamıyor çünkü para burada. Elinde hiç kupası kalmayan FIBA iflas halinde.
Akbulut modeli TBF Başkanlığı’na naif bir artçı bırakmak istiyor ki kimse kötü kokan enkazı eşelemesin. Devletin ödeneği ve kulüplerden aldığı haraçlardan kopamıyor bir türlü. Son olarak ‘yabancı oyuncu lisans yağmalaması’na imza attı. Sultası altındaki kulüplere ligde 5-1 yabancı oynar dayatmasıyla kasasını dolduracak.
Her bir artı 1 oyuncu için 125,000 dolar lisans harcı/haracı alacak. Ayrıca yılların devşirmeleri Erwin Dudley, Emir Pleznic vb oyuncular yabancı statüsüne geri döndürüldü. Altyapıymış, genç oyuncu yetişmesiymiş, milli takımların geleceğiymiş umurunda değil. Dini imanı para. Türkiye ligi kelepir lejyoner cennetine döndü. Onun için Euroleague’de çeyrek final ötesine geçemiyoruz.
TANIMAZSAN TANIMAZLAR
Euroleague demişken; Turgay Demirel’in son Fenerbahçe Ülker-Galatasaray final serisi krizinden sonra “Galatasaray’ın Avrupa Ligi’ne katılabilmesine karar vereceğim” blöfünü hiç ırgalamadılar. Galatasaraylı sezon lig listesi yayınlandı. Neden, çünkü orası NBA modeli ULEB Avrupa Kulüpler Birliği’nin özel ligi. FIBA’nın borusu ötmez orada.
Sen bizde Kulüpler Birliği kurulmasına sürekli ket vurursan onlar da sana Yalova Kaymakamı muamelesi çekerler. Biraz gamlı baykuşluğu bırakıp güzel şeylerden bahsederek haftaya girelim.
“Maksadımız Fenerbahçe Kulübü’nün, maalesef halen sürmekte olan yönetim anlayışının Türk sporunda yarattığı ağır hasar konusunda farkındalık yaratmak ve yetkili mercileri göreve davet etmektir” diyorlar. “Asillerin soylu davranması gereği “Galatasaray, tarihsel yükümlülüklerinin gereği olarak “ETİK SPOR İÇİN BOYKOT” kararını uygulamaya sokmuştur. Bizim için “adalet ve ahlak” kavramları her türlü başarı tanımının üzerindedir ve her türlü kupadan daha değerlidir” diyorlar; ama bence bu söylem eski reklamdaki gibi “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankası’yız” demenin Fransızcası...
Fazlasını Molière; Kibarlık Budalası/Le Bourgeois Gentilhomme) komedisinde ne güzel anlatır. Tadında bırakmazlarsa bu iş Dante’nin İlahi Komedya/Commedia, Divina Commedia’sına dönecek. Monşerlerin tez vakitte Versay Sarayı’ndan/Le château de Versailles’dan çıkıp halkın arasına karışmaları, Fransız edebiyatından kurtulmaları lazım.
SEZEN AKSU DER Kİ..
O kadar da değil; son krizde yanlışların tamamını Fenerbahçe yaptı dayatmasıyla çözüme varamayız. Beyaz sayfa açmak istiyorsak şarkıdaki gibi; “Masum değiliz hiç birimiz” asgari müştereğinde mutabık kalmalıyız. Eskiden sokakta bilye oyununa başlamadan yaptığımız ‘ayak alma’ oyununda yaptığımız gibi; Uzlaşmaya bir adım siz atacaksınız bir adım Kanarya. Uzlaşmanın ombudsmanı da yeni Basketbol Federasyonu Başkanı olacak. Son rezaletin MR’ını çektik. Tümörü söküp atacağız ama önce tarafların tansiyonu düşürmesi gerek. İç barışı sağlamanın yolu itidalden geçer.
TANSİYON YÜKSEKKEN AMELİYAT YAPILMAZ
Asırlık camialar, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında söylenmedik çirkin laf bırakılmayan “beyanatlar krizi” nihayetinde Türkiye Basketbol Ligi’nin son maçında hava atışı yapılamadı.
20 küsur yıldır basketbolumuzun sırtından inmeyen Turgay Bey son perdeyi indirdi. Serideki çifte standart yönetim kararları, inadına hakem atamalarıyla sorunu bu hale Federasyon Başkanı Turgay Demirel getirdi..
”Seni ben seçtirdim” diyen Aziz Yıldırım’a karşı, seçimde oy vermeyen, son krizde de “Hiçbir kararını tanımıyoruz, meşruluğu yitirdi” diyen Galatasaray’a hasmane tavır aldı.
Son dakikaya kadar kendi yarattığı sorunu çözme yollarını aramadı. Maçı 2 gün erteleyerek, tarafları gerekli önlemleri aldığına ikna edip finalin oynanmasını sağlayabilirdi. Oysa sorunu çözeceğine gözünü fazla korkutamayan tarafa, G.Saray’a yüklendi.
Şimdi memleketinde final oynatamayan FIBA Avrupa Başkanı olarak alay konusu olacak. Biz de arkasından basketbolu tekrar rayına oturtmak için pösteki sayacağız.
Kaos sürecinde Federasyon ve FIBA Avrupa eş Başkanı ortada yok. Genel sekreteri Ali Özsoy, Yıldırım’dan herkesin ortasında fırça yedikten sonra istifa (!) etmiş Kanada’ya kaçmış vaziyette.
Alışılmış beşlerle girilen maçta G.Saray gömük savunma sonrası kaptığı hata toplarıyla başlattığı hızlı hücumlarla atak yaptı. 24-13 Galatasaray lehine geçilirken ev sahibi Arroyo, Markoisvili ve Cenk’le attığını soktu. (%50 üçlük) Ergin Ataman, Zoric oyuna girdi diye iyi giden düzenini bozup Ersin’i oyuna alıp ondan da verim alamayınca Galatasaray’ın skor ritmi düştü. Ekstra kahraman Bjelica üçlükleriyle oyuna tutunan Kanarya ampulden Bogdanovic ve Oğuz’la bulduğu sayılarla 2 sayı geride gitti odaya.
ARROYO SAZI ELİNE ALDI
3. çeyreğin 5 dakikasında eşitlik sağlandı. Cenk üçlükleriyle devredeydi. Emir F.Bahçe hücumlarının dinginliğini sağlar, Zoric’i pota altında iyi kullanırken maç el değiştirip durdu. Son çeyreğe F.Bahçe 60-58 önde girdi. Arroyo’nun sazı eline alması Bonsu smaçlarını beraberinde getirdi. Ev sahibi son 5 dakikaya 12 sayılık farkla girdi. 5 dakikada maç kaybetmeyi kabullenmiş görünümde ki Obradovic oyunu çevirecek önlem alamadı. Kriz dakikalarını fauller ve hatalar birbirini kovalarken Arroyo galibiyeti getirdi.
Neyse ki parkedeki hakemler ve iki taraf oyuncuları basketbolu diğer oyunlardan farklı kılan; centilmenlik ve aile terbiyesi kodlarını unutmamışlar. Sihirbaz koçu cezalı Fenerbahçe’nin hızlı temposuna Galatasaray’da uyunca“koş koş at” maçı izlemeye başladık. Bogdanovic gene Arroyo’yu kilitleyerek oyundan düşürmekle görevlendirilmişti. Maç boyu da ısrarla yaptı görevini.
İlk çeyrekte bu müthiş baskı Cimbom’u top kayıplarına sürüklerken Kleiza’ nın sayılarıyla Kanarya adına 15 sayı farkla semeresini verdi: 26-11. Arroyo’yu rahatlatacak Ender’inden yoksun Aslan ‘kuyruğunu tramvay çiğnemişçesine’, sert Fenerbahçe savunmasını delmeyi bırakın, zaman zaman baskıdan topu ön sahaya geçirecek yolları bulamadı. Sarı kırmızı hataları havada uçuşurken fark aldı başını gitti. Fenerbahçe vites küçültmese daha da fazla olurdu. Kanarya odaya 45-21 önde giderken istediğini fazlasıyla almıştı.
BASKETBOL KAZANDI
CEPTEKİ 24 sayı kredisiyle rahatlamış Fenerbahçe karşısında son atımlık barutunu kullanan Cimbom yaklaşmaya çalışırken boş atışları değerlendiremeyince deneyimli Fenerbahçe kadrosu momentumu maç sonuna kadar kaptırmadı. Boyalı alanı kullanmadan havasını bulmuş Kanarya’yı durdurmanın olanaksızlığını, çareyi dış atış isabetine bırakan, Ataman görmekte gecikti.
Cenk Akyol skoru dengelemeye çalışırken, giren çıkan her Fenerli performanslarını katladılar. 60-46 önde girdiği son çeyrekte; Sinan Güler enerjisini azımsayan Fenerbahçe dün akşam ki başarısını bir ara tehlikeye attı, az daha kabus yaşayacaktı.Tam saha baskı dönüşte alan savunması silahına başvuran Cimbom’un nefesi tükendi ve başta ki dağınıklığının bedelini ağır ödedi sarı kırmızılar..
Turgay Demirel’in Basketbol Federasyonu başında ki icraatlarına yirmi yıldır yaptığım eleştirilerin haklılığı final serisinde tek tek ortalığa saçılıyor.’Avrupa FİBA Başkanı olduysan burada artık Federasyon Başkanlığında bir dakika duramazsın’ derken kılını kıpırdatmayan eski dostları Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu zülfüyâra dokununca kıyameti kopardılar. Yerden göğe kadarda haklılar. Ama kendileri ettiler şimdi kendileri buluyorlar. Eserleriyle iftihar etsinler. Beyzade“seri 7 maçta biter” buyurdu. Teşkilatı da bunu gerçekleştiriyor.Siz daha neyin kavgasındasınız? Eğer samimi olarak“Basketbola yapılan yanlışları kökünden çözmek istiyorsanız” tek yol DEVRİM: Demirel’in TFF’si a dan z ye sıfırlanmalı. NBA modeli Kulüpler Birliğini kurup Turgay Beyin“kulüp düşmanı düzenini” defetmeden basketbol tekrar rayına oturmaz.Yıllardır fahri(!)memur tepenizde boza pişirip duruyor.5+1 kararıyla 125 biner dolarınızı daha alacak. Devşirmeleriniz yabancı oldu
Demirel OUT/basketbol IN
Tanımıyoruz deklarasyonu” yetmez lafınızın arkasında durun ve yolcu edin derdi günü para Turgay beyi. Profesyonel işinizin patronu olmazsanız daha çok ağlarsınız.TFF tamamen iflas etmiştir.Federasyonun merkezi olan,masada tüm kendi görevlileri otururken Apti İpekçi salonunda scoreboard’a Fenerbahçe’ye “Nasıl k…..”yazılıyor.Rezaletin dik alası.Her maçta ayrı bir hakem standardı.Zoric’in kolbastısına İpekçi’de;Hücum faul, Arena’da;Oh ne ala. Arena’da hakeme sarılıp pozisyonu izlemeye sürükleyen Obradovic’e; tapeli Recep’gülüp geçerken’ İpekçi’de;‘4 yabancı aynı anda oynatmadan 1.ci’,’hakeme küfürden 2.’teknik faul ve Diskalifiye.Yunanistan’da da ezeli rakipler Panatinaikos ve Olimpiakos final serisi yönettiler.Beğenmediğimiz Yunan hakemlerine kimse gıkını çıkarmadı.
Carpe diem
Bizim hakemler duruma göre vaziyet alma uzmanları. Kimin atına binerlerse onun türküsünü çığırıyorlar. Sen bana hakemleri söyle ben sana kimin kazanacağını söyleyim’e geldi durum. Son maçta alıngan Fatih Maçbitirmezoğlu’nu görünce maça giden arkadaşıma soyunma odası inkıtalarına hazır olmasını söyledim. Güzel eski Spor Sergi günleri özlemiyle yakınan eski başarılı hakemlerden Ufuk Akyüz:”Herkes defteri kitabı açmış çetele tutuyor. Onlar bize bunu yaptı,biz de onlara şöyle yapalım.Valla ne yaparsanız yapın ama artık BANA BASKETBOLUMU GERİ VERİN!”diyor ama heyhat;Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor: Biz bu günü düzeltmeye bakalım..