×
Malum Turgay Demirel’i, Avrupa FIBA Başkanı yapmamak için İzlanda’ya ilk basket potasını kuran merhum Olafur Rafnsson’u seçmişlerdi. CNN Türk ankorkadını/ anchorwoman Nevşin Mengü’nün tarzına bayılıyorum. Haberi sunmuyor anlatıyor. Gelin onun gibi yapalım; Masalını dinledikten sonra, Turgay Bey’in önce kısaca yakın geçmişini hatırlayalım sonra sadede gelelim.
Demirel verdiği röportajda diyor ki; “22 yıl gerçekten çok uzun bir süre. 1992 yılında başkan olduğumdan bu yana tam 6 kez seçimlere girerek arka arkaya başkanlık görevini sürdürüyorum. 2012 Londra Olimpiyatları’ndan sonra yapılan seçimler sonucunda da 2016 yılında yapılacak olan Rio Olimpiyatları’na kadar başkan seçildim (Nasıl seçimse, resmen atandı). Bu yıl ile birlikte 22 yılı tamamlamış olacağım.17 Mart 1992’de başladığım bu göreve aralıksız devam ederek Türk basketbol tarihinin herhalde en uzun dönem başkanlık yapan ismi oldum.”
İŞİN İÇYÜZÜ ŞÖYLE...
Basketbolumuzun 22 yıllık federasyon başkanı Turgay Demirel kümülatif olarak; Esas işi olan Milli Takımı ”9 yıllık Tanyeviç’li cüceleştirme dönemi”nde Avrupa 17.’liğine geriletti. Milli Takım kıta ilk beşine giremediğinden dünya şampiyonaları ve olimpiyatlara katılamaz. Sahada kazanılamayan katılım haklarını, FIBA’ya devlet kesesinden milyonlarca dolar rüşvet verip WILD CARD satın alarak sağlar yıllardır.
Kendi evinin efendisi olan (Turnuva başarıları sadece İstanbul’da her nedense) milli takımı, son dokuz yıl kader ortağı (!) Bogdan Tanyeviç’le birlikte resmen dibe vurdurdu. NBA’de oynayan yıldızları teker teker söndürdü. Hiçbiri, en formda oldukları dönemlerde dahi, kulisler ve beyefendinin kaprisleri nedeniyle milli takımlarda randıman veremediler. Kimler gelip kimler boş geçmedi ki, saymakla bitmez.
Ataşehir’deki ilk maçta yaptıkları hataları, yenildikleri son karşılaşmada gidermelerine rağmen, oradaki gerilimden netice alamayan Avrupa Şampiyonu ‘Sarayın Altın Kızları’ ezeli rekabete imzayı koydu.
Toplam kupa sayısı ve başarıda rakibinin önüne geçerken, tüm bunları seneye yaydıkları devamlılık ve inançla gerçekleştirdiler. G.Saray, Nevriye, Alba, Işıl, Sancho ve Zellous ideal-sert beşiyle başlayarak ‘vurup gitme’ tavrını koydu. Cimbom’un ‘alan’ başlayıp zaman zaman ‘adam adama’ya değişen savunması da, Fenerbahçe’yi adeta komaya soktu.
17-6’yla geçilen ilk çeyrek sonrası gaz kesmeyerek Alba, Işıl ve Nevriye’nin üçlükleriyle Sultanlar, devreye 40-18’le gitti. 22 sayı farka ulaşıp Kanarya’ya 18 sayı attırdılar.
KUPAKOLİK OLDULAR
Fenerbahçe tam saha baskı yaptıysa da kısrak kıvamında ‘gemi azıya almış’ Sultanları dizginleyemediler. Başta Alba olmak üzere Cimbom’un kızları, canlanır gibi olan rakibin güzel oyunu karartmasına müsaade etmeyerek fark resitalini sürdürdü. Son çeyreğe 63-31’le girilirken; Avrupa ikincisi Kanarya, maç çevirme umutlarını sildikleri havluyu, çoktan atmıştı sahaya... Maç sonu Zellous’un kolbastılı kutlaması, Sultanların başarıya inanmışlıklarının kanıtı, muhteşem bir sezonun taçlandırılmasıydı.
Onları en zorlayan komşunun Olimpiakos ve Panathinaikos’u oldu. Onlarda ağırlıklı vatan evlatlarından oluşuyor.Bu iki ülkenin Milli Takımlarının Dünya ve Avrupa’nın zirvesinde oluşları “liglerini abur cubur,tekne kazıntısı yabancı oyuncularla doldurmama” uygulamalarını en doğrulayan kanıtı.SERGIO LLULL,SERGIO RODRIGUEZ,RUDY FERNANDEZ,VICTOR SADA,JUAN CARLOS NAVARRO İspanya’dan.VASSILIS SPANOULIS,KOSTAS SLOUKAS, DIMITRIS DIAMANTIDIS komşudan birkaç isim. Bizim ligler ise yabancı oyuncu düşkünler evine gibi.İş bilmez veya kendi işini çok iyi bilen kulüp yöneticileri bir takım transfer simsarlarının eline oyuncak olmuş. Deli paralar ödeyerek aslında beş para etmez adamlar transfer ediyorlar. Kırk yılda bir getirdikleri oyuncularıda kötü koçlar elinde mundar ediyorlar.
Takke düştü kel göründü
Bu akılsız politika yüzünden Avrupa kulüpler zirvesini bu yılda uzaktan seyrediyoruz. Milli Takımada, bu yüzden yıllardır oyun kurucusu ve kilit skorer bulamıyoruz. Bütün bunlara Fransız kalan Basketbol Federasyonunun başkanı Turgay Demirel son son; Derdi yabancı oyuncu transfer harcını cebellezi etmek olduğundan “kadroda 6 sahada 5 yabancı oyuncuya” icazet vermiş. Kulüpler bitpazarına nur yağmasını bekleye dursunlar biz Milli takıma bakalım. Bizi yana yakıla yalanladılar ama Milli takım menajeri Harun Erdenay;Jordan Farmar’ la devşirme konusunu görüştüklerini itiraf etti. Bence Dixon ,Deleney, Langford gibi adı geçen adayların hiçbiri 1den 4e her yerde oynayabilen Emir Pledzic’den vazgeçmeye değmezdi ama Ataman Langford’da karar kılmış.Milli Takım için gerekli ruh ve kazanma hırsı böyle sağlanamaz..
Hayır(lı) olsun
CSKA final4’da Rusya nerde? Bizim gibi “devletin parası deniz yemeyen domuz” demeyip WİLDCARD satın almadıklarından Avrupa Şampiyonasına katılamıyor. Neden? CSKA oyun kurucuları, MILOS TEODOSIC ve AARON JACKSON yabancı. Milli Takımlarını yıllarca yabancı oyuncu J.R. Holden’ın ellerine bıraktıklarından hüsrana uğradılar. Bile bile lades yapmayın beyler. Hem sonra Milli takımın başka çok ciddi sorunları var; Dış basında Ersan İlyasova’ın gelmek istemediği lafları dolaşıyor. Enes Kanter konusu hala bell-boy’dan devşirme idari manejer (?)Barboros Akkaş ölçeğinde sürüncemede. ”Arıyoruz” da “telefonda görüşüyoruz” la hallolmaz bu işler. Tek işiniz var bari onu düzgün yapın.
Ona yoğunlaşmamız gerek. Basketbol Federasyonu’nun 55 yılını yaşıyoruz. Hiç katılamadığımız olimpiyatlara katılma şansını sonunda yakalama fırsatımız var. Ataman-Sarıca beraberliği beni otuz küsur yıl öncesine götürdü. Rahmetli Aydan Siyavuş’la birlikte Efe’li Erman’lı ilk kuşak rüya takımı Balkan şampiyonu yapıp ülkeye ilk ve tek altın madalyayı kazandırmıştık. Bu başarıya Avrupa’ya en fazla Aydın Örs’ün 2001 ‘Hu-ha Dev Adam’ıyla yaklaştık. Arada Avrupa ikinciliği rüzgârı ve mükemmel NBA yıldızlarıyla dolu nesli heba ettiğimiz, kara deliğe düştüğümüz Bogdan dönem var. Şimdi sıra doğru seçim Ataman-Sarıca ikilisiyle üçüncü baharı yaşamaya geldi. İkisi birlikte Beşiktaş ve Efes de güzel anlaşmış iyi işler çıkarmıştılar.
En kötü dördüncü oluruz2014 İspanya Dünya Şampiyonası formatına bayıldım. Bizim C Grubu’nda ABD, Finlandiya, Yeni Zelanda, Ukrayna ve Dominik Cumhuriyeti var. İlk dörde girmek lazım ki gireriz. Çapraz eşleşme D Grubu’nda ise Avustralya, Angola, Litvanya, Meksika, Slovenya ve Kore yer alıyorlar. Korkulu rakiplerimiz İspanya, Arjantin, Yunanistan, Fransa, Sırbistan, Hırvatistan diğer A-B kümesindeler. Sonuna kadar onlarla görüşmeyeceğiz. Görece rahat akışta kazaya uğramazsak yarı finali ABD’yle oynar dördüncü olur, Olimpiyat katılım hakkını alırız.
Aldı benİ bİr müteessir!BENİ kara kara düşündüren oyun kurucu bağımlısı Ergin Ataman’ın Milli Takımda ne yapacağı. Orada Arroyo olmadığı gibi ayarında oyuncuda yok. Ender kendine Müslüman. Emir Pledznic veya devşirilmesi düşünülen Karşıyaka’lı Dixon, Deleney, Langford hatta Farmar arasında bir tercih yapması gerekecek ama hiç biri saha içi koçluk yapacak nitelikte değiller. Milli Takım’a “Yabancı beyin aşılama” daha önce Rusya ve Makedonya başta olmak üzere çok denendi ama aşı tutmadı. Dimyat’a pirince giderken Emir’den de olacağız. Yunanlıların başarısı Yannakis ve Gallis’den bu yana Spanoulis ve Diamantidis’le takımın beyni oyun kurucunun MİLLİ olmasından geçer. Peki, ne olacak? Olması gereken şu; Ataman&Sarıca, Efes ekolünden gelen bütün koçlardaki kalıtımsal ‘Naumoski sendromu’ndan arınarak MİLLİ Takımı oluşturacaklar.
Ona yoğunlaşmamız gerek.Basketbol Federasyonunun elli beşinci yılını yaşıyoruz.Hiç katılamadığımız Olimpiyatlara katılma şansını sonunda yakalama fırsatımız var. Ataman-Sarıca beraberliği beni otuz küsur yıl öncesine götürdü. Rahmetli Aydan Siyavuş’la birlikte Efe’li Erman’lı ilk kuşak rüya takımı Balkan Şampiyonu yapıp ülkeye ilk ve tek altın madalyayı kazandırmıştık. Avrupa’ya en fazla Aydın Örs’ün 2001 Hu-ha dev adamıyla yaklaştık. Arada Avrupa İkinciliği rüzgârı ve mükemmel NBA yıldızlarıyla dolu nesli heba ettiğimiz, kara deliğe düştüğümüz Bogdan dönem var. Şimdi sıra doğru seçim Ataman-Sarıca ikilisiyle üçüncü baharı yaşamaya geldi.İkisi birlikte Beşiktaş ve Efes’ de güzel anlaşmış iyi işler çıkarmıştılar.
En kötü dördüncü oluruz2014 İspanya Dünya Şampiyonası formatına bayıldım. Bizim©grubunda ABD, Finlandiya, Yeni Zelanda, Ukrayna ve Dominik Cumhuriyeti var.İlk dörde girmek lazım ki gireriz.Çapraz eşleşme(D)grubunda ise Avustralya,Angola, Litvanya, Meksika, Slovenya ve Kore yer alıyorlar.Korkulu rakiplerimiz İspanya, Arjantin,Yunanistan, Fransa, Sırbistan,Hırvatistan diğer (A_B) kümesindeler.Sonuna kadar onlarla görüşmeyeceğiz. Görece rahat akışta kazaya uğramazsak yarı finali ABD’yle oynar dördüncü olur, Olimpiyat katılım hakkını alırız.
Aldı beni bir müteessir!Milli koç Ataman’ın Galatasaray’ının çeyrek final serisinde,birazda Barça’nın ritmini düşürmek için“tngrmngrsvrbsktbl”u oynaması Milli Takım için endişelendirdi beni.Topu hücuma tıngır mıngır getirirlerken 8 saniye yolda yitirdiler.Teke tek adam eksiltecek veya boş kattan gelecek oyun düzenleri olmadığından herkesin karşısında bir adam kaldı ve yaratana sığınıp savurdular.Beni kara kara düşündüren oyun kurucu bağımlısı Ergin Ataman’ın Milli Takımda ne yapacağı.Orda Arroyo olmadığı gibi ayarında oyuncuda yok.Ender kendine Müslüman. Emir Pledznic veya devşirilmesi düşünülen Karşıyaka’lı Dixon arasında bir tercih yapması gerekecek ama ikisi de saha içi koçluk yapacak nitelikte değiller. Peki ne olacak?Olması gereken şu;Ataman&Sarıca, Efes ekolünden gelen bütün koçlardaki kalıtımsal “Naumoski sendromu” undan arınacaklar.
Üstelik Spanoulis de mükemmel oynadı ama tek adamla beş kişilik oyun kazanılmıyor. Kaderini saha içi koç oyun kurucuya bağladığında uzun vadede başarılı olamıyorsun.
ELE BAKAN ŞAŞAR
İlk maçı 88-61 gibi bir ‘mahcubiyetle’ kaybeden G.Saray bu defada ‘adabıyla’ yenilemedi. İlk maçta, Arroyo çıkana kadar başarıyla uygulanan Barça’nın yüksek temposunu düşürecek kontrollü set hücumunu dahi yapmayı başaramadık. Attı pattı kim kaç attı basketbolumuz/sallabol bir kez daha iflas etti.
Dorsey smaçları, Tomic bloklarıyla sahanın her iki tarafında boyalı alanı olumlu kullanan Barça, üstelik sakatlanarak kenara oturan Navarro’suzluğuna rağmen, 43-25’lik farkla soyunma odasına gittiler. Ataman alan savunması yaparak gazını biraz alınca 3. çeyrekte maçı dengeye getirir gibi olduysa da bu seferde hücum ribauntlarıyla buldukları, 2. topları dışarıdan sokmaya başladılar. 20 sayı yenik girdiğimiz son çeyrekte maç çoktan bitmişti.
Cimbom bitse de gitsek bezginliğiyle umudumu İstanbul’da biletleri şimdiden tükenmiş maça bıraktı. Bambaşka bir pazar olsun ve ilk galibiyeti alalım. Gerisine bakarız..
14 sayı ve birbirinden güzel aranjmanlar yapan Porto Rikolu yıldız Barça’yı parçalanabilir formatta tutmuştu. Arroyo sakatlanana kadar 14 sayı 3 ribaunt 2 asistle oynadı ve takımını en skoreri oldu. Furkan’la yaptığı pick&roll’ler İspanyol koç Pasqual’in kafasını karıştırdı. Sarı kırmızılılar 9-0 ile maça girdiler. Carlos Arroyo’nun bileğinin burkulması oyunun kaderini etkilerken kenardan gelen Pullen şut katkısıyla karşılaşmanın seyrini değiştirdi.
SAYGIDA KUSUR ETMEDİLER
İKİNCİ yarıda Dorsey’in oyuna girmesiyle Katalan ekibi ilk kez öne geçerken ikinci yarıda Arroyo’suz G.Saray organize olmakta zorlandı. Takım adeta sudan çıkmış balığa döndü. Bu kadar tek adam bağımlılığı serinin diğer maçları içinde umut kırıklığı oluyor. Ender 9 sayı, 2 ribaunt yaptı ama diğer olası silahları devreye sokamadı. Hani Ataman, ‘Arkadaşları da ona saygı duyuyor’ diyor ya adeta Arroyo’ya olan saygılarından basketbol oynamadılar!
Şaka bir yana ilk yarı iki periyotta 33 sayı son iki çeyrekte 55 sayı yemeyi sadece Carlos Arroyo’suzlukla açıklamak mümkün değil.
ATAMAN ÇÖZÜM ÜRETMELİ
Turkish United’dı sahada oynayan. Türk kadınının gücü kaldırır da bakalım bizim yüreğimiz bu heyecanı kaldıracak mı? Finalde üç psikolojik hakkını bilinçli kullandı Galatasaray. Sarı kırmızılar maça başlamadan Avrupa’nın en güçlüsü yıldızlar topluluğu ev sahibi Ekaterinburg’u final dışına atarak ülkemize final yolunu açmanın verdiği ‘kupa hakkı’na sahipti bu bir. Grupta ilk maçta 68-66 yenildiği Kanarya’nın oyun etkinliğine cevap vermenin taktik yollarını bularak ’kazanma hakkı’na ulaştılar.
LYTTLE BY LYTTLE
YILLARDIR sabreden derviş koç Ekrem’in de artık “MEMNUN olma hakkı” motivasyona eklenince kulüpler kadın basketbolunun en büyük kupası CİMBOM KIZLARININ OLDU. Darısı ülkemizde bu yaz yapılacak Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası’na. Sıra geldi Dünya Şampiyonu olmaya...
G.Saray kaptanıyla IŞIL’dayarak başladığı ilk çeyrekte 15-0’lık seriyle F.Bahçe’yi sadece 7 sayıda tutarak 20 farkla başladı maça. Sonuna kadar bu krediden yiyen Cimbom’un bütün maç oyunda kalan IŞIL resmen gemisini kurtaran oyuncuydu.
HAK EDEN KAZANDI
KANARYA koçu Iniguez hayatının yanlışını başta yaptı. F.Bahçe, formda Matovic veya Yacoubou yerine sakatlıktan çıkmış Hollingsworth’la başlamanın sıkıntısını yaşarken Cimbom’un sakatı Lyttle baştan 14 sayılık katkı koydu oyuna. Son dakikalarda faul sıkıntısı nedeniyle kenarda unutulan Angel çok çabaladı F.Bahçe’yi maça ortak etmeye... İki mucizevi üçlük atan Şebnem, G.Saray’ın muhteşem kupa zaferini kaptırmadı.