×
Dokuz kupalı kariyerinin dört kupasını gittiği yerde ki ilk senesinde yaşamıştı. Kitabında “şerefli mağlubiyet” yazmazdı. Fenerbahçe’yle son sekize giremedi. Adamı da kendimize benzettik.Labarol Kutxa maçında ki basketbol utancı yaşanırken molada Obradovic; Neyin peşindesiniz anlamıyorum” ‘SHAME ON YOU’ dedi oyuncularına. Ekledi basın toplantısında;“Takımımda hiç motivasyon görmedim. Oynadığımı oyun nedeniyle çok kötü hissediyorum. Anahtar oyuncularımız çok umursamazdı. Büyük hayal kırıklığına uğradım. Takımımda çok fazla bencillik vardı. Soyunma odasında da bunları söyledim. Pes etmeden her şeyi başarmak istiyoruz. Ancak bu oyunla mümkün değil.”Fenerbahçe’nin yakın geçmişte beğenmeyip gönderdiği Ukic,Batiste ve Gist’li vasat kadro,mütevazı bütçeyle Panathinaikos çeyrek finalde biz yokuz.Olimpiakos maaş veremez hallere düştü.Ama komşu iki takımını da çeyrek finale attı.Biz gene üç takımla fısladık.Neden acaba? Tüm suç oyuncularda mı?
KKA’dan kurtulmak lazım
Kazanılmış Kaybetme Alışkanlığı(KKA)sarmalından çıkmak lazım.Hep aynı şarkı ”Kimler geliyor kimler geçiyor”dönüp dolaşıp başladığımız noktaya geliyoruz. Hadi Tuncay Özilhan’ın Anadolu Efes’i için katılmak bile başlı başına reklam. Bu kazanım onları kesebilir ama camia ruhunu sürekli beklenti kırıklığına uğratan Fenerbahçe ve Galatasaray’a ne demeli? Fenerbahçe bakalım yıllardır büyük düşünme-büyük oynamalarına engel olan takozu bulup atabilecek mi? Karakaşına karagözüne bakmaksızın mıntıka temizliği şart. CSKA maçında destan yazmasına tek top kalan Galatasaray ümidini haftaya taşırken gerçekten göze hoş gözüken akıllı basketbol oynadı. Gelin ata binmiş ya kısmet demiş olası Partizan galibiyeti Cimbom’u çeyrek finale atarda teselli buluruz.
Kentin iki yakasının ezeli rakipleri Ülker Arenada ‘sadece ilk çeyrekte bir araya geldiler’ desem yeridir. Geri kalanda Fener yandı, Cimbom baktı. Hatta beş dışarıda oynayarak yangına körükle gitti.17-17 denklikle geçilen kör dövüşünde Galatasaray’ı oynadığı 8 dakikada 10 sayı üreten Domercant oyuna tutuyordu ama Ataman ona müsaade etmedi (!) Obradovic’in sabit beşiyle stabil duruş sergilemesine karşın ‘rulet masasına oturmuş gibi’ herkesi deneme sarmalına giren Ataman eli sıcak yegane silahı Domercant’ı yanına alarak ikinci çeyrekte 26-8’lik Fenerbahçe atağını adeta ‘seyretme tavrı’ sergiledi..
CARLOS ARROYO PATLADI!
KAPTAN Ömer Onan’ın girmesiyle iyice ısınan Fenerbahçe on yedi sayılık olağanüstü bir farkla tamamladı ilk yarıyı...
Fener’de ikinci yarıda oyuna her giren sert savunmayla rakibin geri dönmesine izin vermezken, kişisel performanslarının da üzerine çıktılar. Cimbom’un her şeyi Carlos Arroyo ve dış atış ‘sallabol’u. Arroyo’yu uzun forvetleriyle savunarak devreye sokmadı Fenerbahçe.
Üçlük savurganlığıda 26’da 6 olunca hezimet kaçınılmaz oluyor. Bu ruh haliyle yakaladığı G.Saray’ı yüz kere oynasa yener Kanarya. Kanarya yener de Cimbom’a ayıp oluyor. G.Saraylı havlu atan takımı sevmez. Bilye oynasan bile F.Bahçe galibiyeti ister. Aman dikkat Ataman; Durmadan ayar verdiğin fanatik seyircini ‘tribünde fenerle arama’ durumuna düşme.
Daha doğrusu rahatlatmalıydı ama Kanarya inanılmaz derece gergin ve kontrolsüz oynadı dün akşam. 15-14 üstünlükle geçilen ilk çeyrekte taraflar karşılıklı yoklama çekerken Nicolo Melli’nin ikisi üçlük 8 sayısını engelleyemeyen savunmamız kevgir gibi geçirgendi. Oyun kurucusuz oynadığımız kısa sürede Jerrels’i iyi kullanan Armani anlaşılmaz Kanarya hatalarını değerlendirerek kırılma anı 8-0’lık serisine dönüştürüp momentumu aldı. Bir daha da panikbol oynayan Kanarya’ya vermediler. Kleiza hata rekorları kırarken onların Gani Lawal’ı da smaç ve bloklarıyla çemberleri kırdı. Bogdanovic’in üçlükleri sayesinde fark açılmadan 38-29 geride odaya gittik.
OBRADOVIC KOPTU3. çeyrekte Moss üçlük yağmurunu sürdürürken hatalarımız birbirini kovaladı. Kenarda sinir krizleri geçiren Obrac, 20 sayı gerideyken 6.15 dakikada Kanarya’nın kötü oyununda katkısı olmayan (!) hakem Arteega’ya baskının ölçüsünü kaçırınca diskalifiye edildi Bu kriz direnç getirdi sahaya. 5 dakika kala 9 sayıya indirdik farkı ama dramatik sonu kurtaracakken Mirsad da, üstelik hakem son topu bize vermişken, sahaya girip teknik faul alınca Avrupa rüyamız sonlandı.
Belli ki akıl ve hikmet yol göstermiş. Turgay Demirel, MFÖ’nün ‘mecburiyetten’ şarkısını mırıldanarak, zorlada olsa doğru yolu buldu. 2014 FIBA Dünya Kupası’ndan başlayarak, 2016 Yaz Olimpiyat Oyunları sonuna kadar üç yıllık süre ile Ataman görev yapacak. Akıllı seçim Ufuk Sarıca’da yardımcısı. AğabeyHarun Erdenay ile küskünlükleri geride bırakarak devlerin BEYAZ sayfasını açacaklardır. Ergin ilk açılımında; geleceğin takımlarının hedef turnuvada hazırlanması safsatasına son verilip, İspanya’ya en formda oyuncularla WINNER takımla gidileceğinin müjdesini verdi.
HOŞGELDİN ERGİN
BIRAKMASI herkes için hayırlı olacak Hido veda etti.Önce NBA’ de harikalar yaratan Enes ve Ersan geri kazanılmalı. Harika gençler Kenan, Melih, Metecan ve İzzet devreye sokularak son Mohikan ağabey Ömer Onan’a da jübile yapılmalı. Koçun aklı ahde vefa yapılacak ağabeylerde kalmamalı. Oğuz yaza kadar aslanlar gibi olurken Furkan’da silkinir. Milli Arroyo olmadığına göre oyunu kim kuracak sorusuna gelince? Ataman yoksullukların efendisidir. Yabancı oyun kuruculara mahkûm edilmiş Türk basketbolunun kilidini kıracaktır. Önümüzdeki 150 günde milli başarıyı yakalatacak oyun kurucumuz kendini bize kabul ettirecektir. Hoşgeldin Ergin, hoş günlerimiz olsun.
Tamam Pana’daki 13 yıllık yaşanmışlığı, 5 Euroleague,11 Yunanistan Ligi, 7 de Yunan Kupasıyla doluydu; ama yılların deneyimli profesyonel koçunun romantizmi aşaması gerekirdi. Pana’yı kötü bir döneminde yakaladı.
Kimin kralı?
Evlerinde Laboral’e bile yenilmiş, koçları Pedoluakis kovup yerine eski oyuncuları Alvertis’i getirmiş, üstelik Curry ve Gist’ten de yoksun yakalamışken yenme şansımız vardı. Grupta 10 maçta 5 galibiyet, 5 yenilgi ile 5. sırada bulunan sarı lacivertliler bu galibiyetle pansuman yapıp çeyrek final yoluna devam edecekti.
Salona asılan devasa pankartta “Kral geri döndü” yazıyordu. Duygusal yoğunlukla başlayan ilk çeyrekteki Kanarya atağıyla başlayan şoku 10-0’lık seriyle yanıtlayan Pana, Diamantidis ve Ukic’in berbat oynadıkları gecede Zach Wright’ın extra oyunuyla momentumu geri aldı ve ev sahibi 41-37’yle önde gitti odaya. Komşu işi biliyor. Arada plaket verip koçu iyice bitirdiler. Diamantidis toparlandı. Bramos üçlük oldu yağdı. İlk maçta ki 5 sayı avantajımızı da kaptırdığımız çok kötü bir sonuçla dönüyoruz...
Yaptıkları aslında, Başbakan’ı “Olimpiyatları aldık” diye 18 saatlik uçuş sonrası hüsrana uğratanlardan daha beter bir “emanete ihanet”.Ödüller aldı keyfi dağıttı. Başbakanın himayesiyle seçimler kazandı. Neydi bu harika çocuğun en büyük kandırığı? Aman önümü kesmeyin FİBA Başkanı olacağım. İşte bu son yalanda geçen hafta patladı. Dünya Kadınlar Şampiyonası kura çekimine denk düşen FİBA Olağanüstü Kongresi İstanbul’da yapıldı. Cebimizden yapılan bu hovardalığın amacı gelişen, ticari başarı yakalayan kulüpler basketbolu karşısında can çekişen FIBA’nın Avrupa Başkanlığını kapabilmekti.
Hesabı yine tutmadı
Fakat heyhat; Demirel’in kişisel gene hesabı tutmadı. FİBA bu toplantıda “kıtasal alt başkanlıkları kaldırıp organizasyonu tek çatı altında toplama” kararı aldı. Çok başlılığı kaldırıp erki merkezde topladılar. Demirel dimyata pirince giderken evde ki bulgurdan oldu. Malum yakın geçmişte Turgay Bey olmasın diye oybirliğiyle rahmetli “Allah’ın dur dediği İzlanda’nın Federasyon Başkanı’nı FIBA Avrupa Başkanı seçmişlerdi.213 üyeli Dünya FİBA Başkanı yapacak halleri yok her halde. Başka kapıya dediler. Yıllardır FİBA Başkanı olacağım masallarıyla uzatmaları oynayan Demirel. Yirmi yıldır basketbolumuza yapışan Turgay Demirel bakalım şimdi hangi kandırmaca kara komediler sahneye koyacak?
Fırsat mı? Yoksa külfet mi?
Katılan 16 takımın tüm masraflarını ev sahibi ülkenin karşıladığını düşünürsek, küresel ekonomik darboğazda kimselerin neden Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonasına talip olmadığını daha iyi anlarız. Basketbol’da Olimpiyatlara sadece Kadın Milli Takımıyla katılabildiğimizde ayrı bir gerçek. Ödüllendirilmeleri bu kadar pahalı olmamalı. Bir başka gerçek de kadın basketbolunda kulüpler ölçeğinde tamamen yabancı oyuncuya dayalı bir düzenimiz olduğu. Ülkemizde yapılacak bu şampiyona arkası olmayan hâlihazır kadın milli takım neslimizin SON BAHARI. Böyle bakınca milli takım seviyesinde evimizde ki turnuvalarda başarısıyla ünlü Demirel Federasyonunun son kozunu oynadığını görüyoruz.
Demirel ayağına sıktı
Erkeklerde saha başarısızlığımızı parayla kapatıp Wildcard satın alıp katılacağımız 2014 İspanya Dünya Kupasına 160 gün kaldı Milli Takım Koçumuz ve teknik kadrosu henüz belli değil. Tanjevic yıl boyu dolgun maaşını alır maçları seyreder oyuncularını seçerdi. Hani bu işler böyle olur, son dakikaya bırakılmazdı? Yoksa zamana oynayıp, hala maçları izlediğini gözlemlediğim,”Bogdan Tanyevic koordinatörlüğü paralel koçluk gizli senaryosunu” mu devrede sokacak? Obradovic ismini dolaştırıp 30 Mart kırılma noktasını bekliyor. Duruma göre vaziyet alacak. Umarım Sayın Başbakan artık onu tanımıştır.
Fenerbahçe Ülker’de başta zor işlerin adamı Zoric olmak üzere hemen herkes olağan performansının üzerinde oynadı. Banvit, tüm maç boyu kırılma noktasına ideal direncinde kalmaya çalışarak adeta pusuya yattı.
Fenerbahçe’nin başlarda eli de iyiydi. Obradovic öyle sıcak adam değiştirmeleri yaptı ki attığını sokan takım 20’de 8, yüzde 40 üçlük isabetinde kaldı. Bo McCalebb atış ve dalışlarıyla takımı coştururken alıp, kenara oturtunca ‘run & gun game / koş koş at’ temposuna dönen ikinci yarıda top kayıpları ve değerlendirilemeyen toplar hep Banvit’e avantaj oldu.
MUNCHAUSEN SENDROMU
TIPTA Obradovic’in yaptığının karşılığı ‘Munchausen sendromu’. Bu hastalıktan muzdarip olanlar, var olduğunu iddia ettikleri hastalığın belirtilerini, kendi müdahaleleriyle yaratıyor. Örneğin boğazının iç kısmını kesip, kan kustuğunu, mide kanaması geçirdiğini söylüyorlar.
Obradovic de, Zoric’le Oğuz’u ara ara değiştirip pota altından Banvit’i bitirmeliydi. Ancak Davis, Cevher ve Mejia’yla açık alan basketbolunun harikalarını yaratan Banvit’in ritminde basketbolu tercih edip, eline gelmiş maç ve liderliği çiçek sepetinde rakibine verdi. Hele son dakika içinde Banvit bangır bangır gelirken Zoric’i çıkartıp, İzzet’i buz gibi maçın gerilimine atması var dı ki... Akşamın hatalarına tuz biber ekti.
Barselona maçında hiç oynatılmayan Ömer Onan’dan bahsediyorum. Hoş ondan “bu devirde pata küte savunma yapan nesli tükenmiş canavar” diye bahsedip duran benim pek konuşma hakkım var mıdır? Onu bilemem ama bükemediğin bileği öpecek, yiğidi öldürürken dahi hakkını vereceksin; Ömer Fenerbahçe’nin vazgeçilemez gerçeği. Mevsimler gelip geçiyor, koçlar teskere alıp gidiyor,bir numarası geliyor ama fark eden bir şey yok başarıyı getiren gene;Tekkeyi bekleyen kaptan oluyor.28 dk. kenarda kaldıktan sonra sıfır kilometre hırs, enerji ve coşkusuyla girip 18-3 lük seriyle Malaga’ya Arena’yı dar etti. Seyirciyle bütünleşerek “büyük kaptan takımı buraya getir coşkusu” yaşattı kafası öne düşmüş Kanarya tribünlerine. Maç sonundaki “kaybolan canlar içimizi dağlıyor” demeciyle de Ümit Avcı’nın dediği gibi;Yıllardır süren başarısının sadece sporculukla değil, insanlıkla da alakalı olduğunun ispatı.
Bitmiş maçın davası olmazMaçın diğer delikanlısı da başhakem İtalyan Luigi Lamonica’ydı. Kedi olalı bir fare yakaladı. Bitime 21sa.kala 65-64 Kanarya ilerdeyken, Granger top oyuna sokulurken BoMcCallleb’i tuttu(!) diye “sportmenlik dışı” faul çalarak maça son noktayı koydu. Diariosur Gazetesi haberine göre İspanyollar Aziz Yıldırım’ın bir televizyon söyleşisinde ki “Euroleague hakemlerine bir ara hediye almayı kestim,her maç yenilmeye başladık” ifadesini, ne hikmetse rüşvete yorarak, Sarı Lacivert’liler aleyhine mahkemeye başvuracaklarmış. Bence bir yere varamazlar. Biz işimize yani Fenerbahçe nereye varacak? Ona bakalım.İki hafta yangınlarda Kanarya: Bu hafta çeyrek final iddiasını sürdüren Panathinaikos’la Atina’da, haftaya’da İstanbul’da Armani ile oynayacak. Kendine hayrı olmayan Anadolu Efes Fenerbahçe’ye çok faydası olacak bir Pana galibiyetini uzatmada kaybetti. Koç değişiklikleriyle kaosa girmiş Pana’ya yeniden kan vererek Kanaryayı zora soktu.
Ma(şallah)vili
Geri dönüş diye ben buna derim. Uzun sakatlıktan dönen Markoishvili, maç boyu kaydettiği 19 sayının, 9’unu ilk 10 dakika içinde kaydederek, rakibi şoka soktu.Galatasaray’ı da yaşamsal bir galibiyete taşıdı. Sadece serbest atışlardan 4 sayı bulabilen ve maç boyu denediği 10 şuttan tek isabet kaydedemeyip,saç baş yolduran Erceg’de ki ısrarı Ataman’a az daha havlu attıracaktı. Kendi ifadesiyle; Maçı savunma üzerine kuran, ikili oyunlarını kilitleyip Simon ve Williams solak olduğu için onları sağına yönlendirerek hücumlarını bozan, Lokomotiv’in dışarıdan yüzde 20 ile oynaması ekmeğine yağ süren Ataman’ın “maçın sonunu iyi kontrol ettik” ifadesine katılmıyorum. Maçın sonunu şans belirledi. Bundan sonra Cimbom,Lokomotiv ve Bayern arasında 4.sıra için büyük bir mücadele olacak.Orada 72-66 yendiği Bayern’le İstanbul’da oynayacak Cimbom.Bayern Real Madrid’i yenerek galibiyet sayısını beşe çıkardı. Bu maçı mutlaka kazanmak lazım.Yoksa monşerlerin anlayacağı dilden “Adieu Jolie Candy” mırıldanırız.