Ancak, yeni transferleri Melli, Thompson ve Guduric’den beklediğini alamayan Fenerbahçe, 10 yeni oyunculu Anadolu Efes’i teslim alamadı.
29 sayısı ve üstün zekasıyla giderek McCollum takımı haline gelen ev sahibi, bu oyuncunun ve Ledo’nun sayılarıyla maçı kafa kafaya götürürken, Melih üçlükleriyle takımı adına sert savunma arası gediklerini buldu. Obradovic geceyi lehine çevirecek doğru 5’i bir türlü bulamadı. Fenerbahçe, üstün olduğu boyalı alanı kullanmamakta ısrar ederek Efes’in işini kolaylaştırdı.
POTA ALTI KUTSALDIRİsabeti de iyi olmayan Fenerbahçe’yi, delici kısalarını kullanma hamlesi maçta tuttu. İkinci yarıda çift uzunlu 5’iyle üçlük etkinliğini boyalı alana olgun hücumlarla yansıtan Anadolu Efes, araya 10 sayılık fark koydu ve bir daha skoru bırakmadı. Fenerbahçe bu bölümde hücumda akıcılık sağlayamadı ve çemberden uzak kaldı.
Sarı lacivertlilerin son çeyrekteki yerli oyuncular ve deneyimli isimlerle şok geri dönüş gayreti ortalığı kızıştırmasına rağmen, makus kaderini değiştiremeden pota altı gerçeğiyle yüzleşti son şampiyon.
Lig başladı.. Aynı tas aynı hamam.. Kendi ülkemizde sığınmacı gibiyiz. Televizyon yorumcusu bile yabancı. Şaka gibi… Sıradan bir her anlamda Fransız gülünç Türkçesiyle bizim basketbolu yorumluyor. Göreve gelirken “ligde hiç yabancı oyuncu bırakmayacağım” sözü veren Hidayet Türkoğlu bu işi beklenen kıvama getirememiş. Onların yüzünden Milli takım evimizde 14.oldu. Yapabildiği tek şey “Gençler Ligi” kurmak ama getirisi çok uzun vadeli. Bari 1 alt Ligde yasaklama getirip süreci hızlandırsaydı. Takımlar gene yüzde seksen 2.sınıf Amerikalı ve veteran, bin yaşında Avrupa eskisi oyuncularla dolu. Genç Bulgar oyuncu bile var! Oynamakta olan Türk oyuncularda hiçbir gelişme gösteremeden yaşlanmışlar.
Onlar oynar biz bakarız
Euroleague Şampiyonluğunu ikilemeyi kovalayan Fenerbahçe Doğuş, uzaylı gibi kaldığı ligde, uzak ara şampiyon olur. Kafasını değiştirmeden kendini küçülterek McCormick takımı olmuş Anadolu Efes ortaların liderliği için Banvit ve sahibini yitirmiş Daçka’yla kapışır. Ortalarda Ataman’ı ve işe yarar tüm oyuncularını gönderip Kunter’le, dar bütçeyle içine kapanan avuç avuç siyahiler dolu Galatasaray, İzmir’in direneni, küllerinden yeniden doğmuş, jöntürkler ve görece iyi Amerikalıları toparlamış Karşıyaka var. Ligin gerisi hemen herkesin birbirini yenebileceği final sekiz için kapışacak takımlardan oluşuyor. Anadolu da marka olmaya çalışanların büyük yanlışı her sene sil baştan yapmaları. Yabancı havuzundan değişik oyuncular alıp her yıl yeni koçla Milli Piyango alır gibi şans arıyorlar. Fark yaratabilirler mi bilmem ama mütevazi bütçeli, kadrosu daha da incelmiş Beşiktaş Sanko Japan ilk haftanın deplasmanda ilk kazananı olurken Sertaç Şanlı’yı basketbolumuza kazandırdığını gösterdi.
Udoh ve Bogdanovic’le helalleşip ayrılmış şampiyon bu yıl farklı bir basketbol oynuyor. Duruma göre vaziyet alma uzmanı Obradovic boyalı alanda kalecisi kalmadığı için takım savunmasında, herkese paylaştırdığı sorumlulukla, sertleşmeye gitmiş. Vessely ve Thompson’la çift hareketli uzunla, yüksek ritimli, hızlı hücumlu, koşarak başlayan Fenerbahçe ilk yarıda; Banvit’in oyuna ortak olmasına müsaade etmeden araya 10 sayılık fark koyarak momentumu eline aldı. Filipovski’nin hücumda denge ve disiplinden yana, topun değerini bilen ve yarı saha hücumunda etkili olmaya çalışan ekibi Banvit, Vidmar ve Kulig’i boyalı alanda olumlu kullanarak oyunu yakın ara tuttu.
Deneyim farkıyla FENER
Eurobasket’in kralı Vidmar’ı yeterince değerlendiremeyen kadro rotasyonu zengini Banvit başta ki reaksiyonunu maç boyu koruyamadı. Geniş rotasyonla oynayan Fenerbahçe gecenin adamı Datome, Wanamaker ve “bu yılın oyununu ben kurarım iddiasındaki” Sloukas’ın adam takipli alan savunmasına karşı doğru zamanlamalı sayılarıyla çift haneli farkı maçın uğurlu sayısı belledi.
Atıcılar kervanına 2.yarıda Nunnally’de katıldı. Banvit tüm gayretlerine rağmen, zor bulduklarını ucuz harcayınca, Fenerbahçe oyunu istediği sayı boyunda tutup, değişik viteslerde oynayarak takım kalite farkını bütün maça yayarak korudu.
12 dev adam Federasyonu imdat kolunu çekip “kabus ekspresini” durdurdu. Asli görevini yaparak “basketbolda yabancı oyuncu sorununa” neştersiz ameliyat yaptı.
Türk kulüp takımları Avrupa kupaların da, yabancı oyuncu ağırlıklı takım yapılarıyla, şampiyon olurken salt korumacılık yaklaşımıyla “yasaklama yapıp” ayağımıza sıkmanın alemi yoktu tabii ki. TBF kırmadan dökmeden, kulüplerin Avrupa başarısına ket vurmadan, gençler seviyesinde reform yaptı. Elini cebine sokup 2-2,5 milyon liralık konaklama ve ulaşım masraflarını karşılayacak. 18 yaş deplasmanlı liginde gençlere iddialı ortamda fazla maç oynatarak yetiştirecek.
BASKETÇİ FABRİKASI..
Yarının yıldızları giderek 20 yaşa kadar genişletilecek bu çözüm liginde, 20 takımx320 oyuncu, sıfır yabancılı ortamda kapışacak, pişecek, alttan yukarı iterek yabancı oyuncuların yerini alacaklar. Bogdanovic’de aynen böyle yetiştirildi. Sırp yıldız Partizan’a gelmeden önce Adriyatik liginde Zitko Basket ve Zvezdara takımlarında oynatılarak pişirildi. Elmas çocuk Doncic’de 13 yaşında geldiği Real Madrid’de beş sene B takımda sabırla eğitildi.
Basketbolcu oynarsa gelişir mantığıyla; Büyük kulüplerde sezon boyu havlu sallayıp oturmak yerine, gençler “Gençler Liginde” müsabaka ortamında yetişecekler. Deplasmanlı oynayacaklar, televizyon maçlarını naklen verecek. Keşke, liselerimizin Dünya Şampiyonu olduğu güzel eski günlerde olduğu gibi, liseler arası maçlar heyecanı da bu lige “kardeş okul formatında” monte edilebilse de salonlarda taraftar gençlik coşkusuyla dolsa taşsa..
Türkoğlu, 2017 Avrupa Şampiyonası’ndaki hakem kararlarından yakınarak, “FIBA Avrupa Başkanı’nın haksız hakem kararlarına duyarsız kalması bizi üzdü, kendi ülkesindeki şampiyonada milli takımımıza destek olmasını beklerdik” diye başladığı serzenişini, “Cumhurbaşkanımız 1,5 saat antrenmanda yanımızda olurken Demirel’in, milli takım maçlarına gelmemesi inanılır gibi değildi” diyerek, Turgay Bey’i basketbol tarihinin gri sayfalarına gömdü.
Turgay Demirel’in yıllardır yazdığım yanlışlarının bir kısmının farkına vararak somutlayan Hidayet Türkoğlu, göreve geldikleri günden bu yana, önceki yönetimin pazarlama ajansı Infront ile imzalamış olduğu, kulüpleri 20 milyon dolara yakın zarara sokacak anlaşmayı temizlemekle uğraştıklarını anlattı.
HEDEF ALTIN JENERASYONTURGAY Bey yangından mal kaçırır gibi Harun Erdenay’a devir teslim sırasında imzalattırmış anlaşmayı. Hiç gereği yokken araya soktuğu ajansa devlet ve kulüplerin sırtından haksız ve fahiş para kazandırmış. Görünen o ki yıldız dev adamımız, dev başkan olmak yolunda kararlı.
Ayrıca, masa başına geçmiş efsane 12 dev adamlar federasyonu; yeniden altın jenerasyon oluşturabilmek için 18 Yaş Gençler Ligi’ni deplasmanlı yapmak, oluşacak 2-2,5 milyon liralık konaklama ve ulaşım masrafını tamamen federasyonca karşılamak, sonunda da play-off ve dörtlü final organize ederek olayı televizyonda yayınlatarak cazip hale getirmek gibi somut adımlar da hazırlıyorlar. Kolay gelsin...
Onları böylesi acı sona mahkum edene ise lanet... Her maçta varlarını yoklarını koydular ama kulüplerinde az oynamalarından kaynaklanan deneyim eksikliği varlarını yok etti. Baştan sona deneyimli yıldız dolu kadrosuyla oynayan İspanyollar, Gasol kardeşlerle içeri yüklenip ribaundları topladı. İlk yarıda sabırla hızlarını kesmeyi ve kısır skorda tutmayı başardık. Voleybol oynar gibi pota altımızda fink attılar. Ancak Korkmaz Furkan(!) ile karşılık verdik. Semih yanına katılabilse farklı olabilirdi sonuç.
Maçın ikinci yarısında gerilen ortamda yaptığımız başarılı baskımızda İspanyolları kurtaran adam Rodriguez oldu. Opsiyonlarımız tükenip oyundan düşünce ve dolayısıyla açık alanı onlara bırakınca, üçlüklerle perdeyi üzerimize kapattılar.
FORMAT ATMAK LAZIM
Bir kez daha Avrupa’nın ilk 8’i dışındayız. Milli vitrinde kepenk kapattık. Olimpiyat hepten yalan. Maçlara bile gelemeyen FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel’in, 3-5 bin dolar lisans harcı uğruna, ‘ülkeye yabancı oyuncu doldurma enkazının’ vebalini genç yüreklere yüklemek ayıptır.
Oldu olacak kırıldı nacak. B takımıyla katılacağımız 2019 Dünya Şampiyonası için de şansımız olmadığına göre; basketbolumuzun vitrini milli takımı milli mesele yapmak ve ‘aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık’ yabancı oyuncu sorunsalını çözmek lazım.
Ama Melih’in birbirinden güzel üçlük ve hızlı hücumlarıyla ilk çeyrekte momentumu vermedik. ‘Melih ve Letonya’ şeklindeki hücumumuza seçenek ekleyemeyince, 35’lik sürpriz Blums’un sırtladığı rakip, üçlükler yanı sıra 24 takım içinde ribauntta sonuncu olduğumuz pota altımızı smaçlarla dağıtarak odaya önde gittiler. 2. yarıda Melih’in isabet yağmuruyla yanıtladık Letonların üçlük düellosunu.
NEDEN OLMASIN?
Ortalık yangın yerine dönünce kemik seslerin geldiği maçta baskıyı arttırarak skor opsiyonu aradık, Cedi etkili dalışlarla sayı bulunca kafa kafaya girdik son çeyreğe.
14 sayı geriden gelen millilerimiz varını yoğunu koyarak İstanbul cehennemi yaşattılar elleri titreyen Letonlara ama maç sonu oynama deneyimsizliğimiz ağır basınca yüreğimizin istediği galibiyeti alamadık maalesef.
2001 Ankara’dan bizimle açık hesabı olan İspanya ile eşleştik. TRT yorumculuğunu yaptığım o muhteşem galibiyet akşamında Pau Gasol yeni yetmeyken İbrahim Kutluay 35 inanılmaz sayı atmış ve boğaları Eymir Gölü’ne dökmüştük.12 Dev Adam’ın doğduğu o akşamki gibi küllerimizden doğarız bakarsınız.
İmkansızı iste, gerçek olsun.
Şut yüzdelerinin yüksek ve savunmalarının sert olduğunu bildiğimiz Belçika’yı konfor alanlarının dışına çıkarmayı başardık. Tam saha baskılı ve Melih ile Cedi’nin potaya dalışlarıyla coşkulu başladık maça. Hızlı hücum sayılarıyla Belçika’yı kroke ettik.
Semih boyalı alanı iyi kullanarak skor tehdidimizi artırdı. 2. çeyrekte yanlış seçimle, yetkin oyun kurucumuz olmamasına rağmen, vites küçülterek sete set oturunca Belçika maça ortak oldu. Ancak parlayan flaş hızlı hücumlarla kafalarını kaldırmalarına müsaade etmedik.
YAYA KALDILAR
Rüzgarımıza kapılan Belçika bizim açık alan basketbolumuzu oynarken zihinleri açılarak alan savunmasına dönünce zorlandık ama 7 sayı önde gittik odaya. İkinci yarıya enerjik giren, üçlük sokma kıvamını yakalayan taraf onlar olunca tekrar geri geldi rakip.
Neyse ki Kenan, Barış, Erkan, Furkan ve Sertaç’ın sayıları farkı korudu ama pes etmeden üçlük atan Belçika’dan bir türlü kaçıp kurtulamadık. Kafa kafaya girdiğimiz son çeyrekte sokak basketboluna dönen karmaşadan Furkan’ın özel gayreti ve Melih’in son dokunuşlarıyla çıkıp Letonya ile son 16 grubu için sıralama maçını oynama hakkını kazanırken çocukların seyirciyle bütünleşen maç kazanma şevki görmeye değerdi.