Uygun kimyayı bulmak için alaşımı karıştırmak, her maç değişik macera beşlerle başlamak yerine, turnusol kağıdı kullanıp Fenerbahçe kurumsal hafızasına, yani yakın zaman hatıralarına başvuran koç Zeljko Obradovic rakibi maç başından ezeceğini düşündüğü Melli, Thompson ve Datome’li vurucu takımıyla girdi oyuna. Ligin az sayı yiyen iki baba takımı boyalı paskalya yumurtaları gibi tokuştular.. Sert kabuğu kırıp ilk sekiz için çok önemli olan “oyun kurucular maçı” olması beklenen maçın bizim için en güzel haber çok lazım olacağı gecede Jan Vesely sakatlıktan çıkarak kadroda yer almasıydı. Ayrıca onların MATT LOJESKI’yi getirmemiş olması kısmen içimizi rahatlattı. James Gist ve Chris Singleton uzun ikilisinin şutör olması, içeride dışarıda etkili olmaları savunma dengemizi önemli kılıyordu. İçerde çok yerinde yardım savunması yaparak boyalıda teslim olmadık. Düşük tempo ve skorlu giden maçta iki tarafta ilk beşe dakikada futbol deyimiyle, gol kısırlığı çekti. Melih üçlük defteri açarken Singleton’da nazire yaparak çeyreği bize vermedi.
Birbirlerini yokladılar
Sakat JAMES NUNNALLY’i skor bulmada çok aradığımız, iki takımda da sayı hacmini oluşturan esas oğlanların suskun olduğu gecede, oyun kurucu rolünü Wanamker daha sonra Dixon devralınca top paylaşımı rahatladı ve çeşitlenen hücumda Datome’yle az ama öz sayılar bularak skorda atak yaptık. Hemen yanıt verip kopmadılar oyundan. Neyse ki Pana boş üçlük atışlarda alışılmışının dışında çok demir dövdü. Melli’yi alçak postta pas istasyonu gibi kullanarak boyalı alana sokulmaya başladık. Sete set kısır döngülü oyunun ilk yarısı 35-30 lehimize bitti.
Papas pilav yemekte geç kaldı
İlk yarıda oyunu koş koşa dökmelerine müsaade etmeyerek geçiş hücumu yaptırmadığımız rakip Nick Calathes asistleriyle sete sette opsiyon bularak inisiyatif almaya başladı. Tutukluğu tam saha baskıyla atmaya çalıştık. Beraberliği biz bir türlü kıramazken onlar atıp sokarak maçta kaldılar. Thompson’un takipçiliği de olmasa sayı bulamıyorduk. Giren çıkanların hiçbirinden fark yaratacak adamı bulamazken üçlük olup yağdılar. Üç sayı geride girdiğimiz son çeyrek başından itibaren Bobby Dixon’un gayretiyle ve maça katkı vermeye başlayan taraftarla birlikte gereken yangını yaptık. Melli ve Vesely pota altı ikili hücum ve smaçlarla oyuna renk katarken salonda ki Panatinaikos başkanı Manos Papadopoulos çok üzdü. Vesely takım için önemini vurgulayarak sahanın iki tarafın da süper enerji koydu oyuna. Takımı da can siperhane savunma yapınca karar topları bizi severek geceyi ışıklandırdı.
Çeyrek final playoff’u oynamak için ilk sekize kalma kapışması kızıştıkça deplasmanda maç kazanmak iyiden altın değerine yükseldi…Kazanırsan altın buluyor, kaybedersen altın vuruş yemiş oluyorsun. Fenerbahçe’mizin hikmetinden sual etmediğimiz koçumuzun her maça değişik beşle başladıktan sonra dolgu zamanında rakibe tabiri caizse “kalama verdikten sonra” başta onlara bıraktığı momentumu daha sonra geri alma ve/veya alamayarak maç kazanma ve/veya kaybetme hali anlaşılır gibi değildi. Klasik okulda; Oyuncuların önceki maçlarda ki performanslarıyla ilk beş başlamalarını hak ve güven sigortası olarak görürler. NBA’de bu adeta yazılı olmayan kuraldır.. Oyuncu karnesi ve kalibresi bu ölçekle ölçülür ve ücretlerini belirleyecek önemli kıstastır. Rakibin başlama durumuna veya oyun tarzına uygun değişiklikler tabii ki yapılır ama usta hocada bu akşama kadar değişiklikleri kafa karış yapılıyor izlenimi veriyordu. Bu gece kahve deyimiyle ”ters manyel veren” sihirbaz Obrakadabra “bul karoyu al parayı” oyununu sona saklayarak Sloukas,Datome ve Düvelioğlu jokerlerini çekerek maçı kaptı kaçtı.
Korkarım alışkanlık yapacak..
“En iyi savunma hücumdur anlayışına” akıllı seçimle geri dönüş yapan Fenerbahçe Jan Vessely’siz ama çift uzunlu beşle başlayarak maç saatinde 7.dk 38 san, geçene kadar 15-0 önde götürüp, ev sahibine sayı attırmayarak şok tempoda hızlı girdi maça. Ufak bir 7-0 seriyle cevap vererek 18-7’lik skorla fazla dağılmadan, nakavt olmadan kapattılar ilk çeyreği. Tibor Pleiss pota altında ses vermeye başladı ama Ahmet boyalı alanda kendini katiyen ezdirmedi. RAFA MARTINEZ’in kaynaştırdığı ortamda on maç üst üst maç kaybetmiş ligin zayıf ve üstelik topa yön veren oyuncularından yoksun, eksik kadrolu Valencia Basket toparlanma rüzgarı yakalayarak farkı tek sayılara düşürmeye çalıştılar ama biz iki uzuna dönünce hücum akışkanlığımız arttı ve rüzgar yakalamalarına müsaade etmedik ama ucuz toplar harcayınca odaya ancak 6 sayı farkla gidebildik.
Kaptık kaçtık
Önceki maçta onlara 16 sayı atarak kabus yaşatan Luigi Datome’nin suskun gecesinde Valencia üçlük isabetlerle başladı 2.yarıya.Hücum ribauntlarıyla skoru berabereye getirip maçı yeniden başlattılar .Pota altında Thompson kalıbını konuşturarak geri adım atmadı ama yeniden dört kısaya dönerek kora koru Sinan ve Guduric’le oynatıp diğer düşük isabetli guardları yanında oturtmayı tercih etti Obradovic. Buda rakibin işini kolaylaştırdı. Onlar yağmur gibi üçlük atarken biz tempo ve oyun dinginliğimizi kaybettik. Ev sahibi skor liderliğini eline alınca özgüvenine kavuştu ama 3.çeyrekte yakın takiple maçı koparmalarına izin vermedik. Maçı son çeyreğe bıraktığımız, oyunu iyi okuyanın kazanacağı bir başka akşamda oyuncu kapasite farkımızı konuşturmaya başladık. Datome oyuna katkı vermeye başladı. Ahmet Düvelioğlu ve Nicole Melli boyalıda ağır işlerin altından başarıyla kalktılar. Sloukas takım direksiyonunu eline alıp güvenli sulara taşıdı maçı. Durmak yok devam…
Oldum olası Fenerbahçe için İspanyollar bir tarafa Basklı direnişçiler Baskonia Vitoria Gasteiz bir tarafa olmuştur. Çeşitli değişik isimler altında Bask’lılar ile bugüne kadar yaptıkları 21 maç da galibiyet skalası 7-13 ile Basklıları gösteriyor. Ancak ikinci yarıda ilk sekizde ki yerini çeyrek final playoff eşleşmelerini düşünerek sağlama almayı hedefleyen son şampiyon için bu maç “kazanılmazsa güzel olmaz” maçıydı. İlk yarı verilerine göre Baskonlar; ligin 81.3 sayıyla ligin en çok atan 3.takımı ve 81.6 yenilen sayıyla en kötü savunma yapan 2.takımıyken maç başı yenen 74 sayı ortalamasıyla en iyi savunma yapan 2.takım olan Fenerbahçe’nin en büyük avantajı “attırmayarak kazanan” takım olmasıydı. Ancak ev sahibinin son iki maçını son çeyrekte başta sağladığı sayı farkını hatalar türbülansında kaybetmesi üzerlerinde “son çeyrek sendromu” yarattı.
Banktan gelenler uyumu geç yakaladı
Her maça farklı beşlerle başlama gurusu Obradovic’in artık bu sezonun ritüeli haline getirdiği “sınama yanılma kapasite kontrolü /trial & error check up” şeklinde başlayan beşinin sürprizi Melih, Guduric ve oyun kurucuda Dixon’la başlamak oldu. Her pozisyonda değişen savunmamıza dışardan ters eşleşme dalışlarıyla ve uzunumuz dışarda kaldığından pota altı yüklenmeleriyle hücum eden rakip takip mesafesini korumaya kararlı görünümünü ilk çeyrek boyu bozmadı. Kenardan esas oğlanlar Luigi Datome, Brad Wanamaker ve Jan Vesely ve Sloukas teker teker oyuna girince hücum opsiyonlarımız çeşitlenerek alley opps’larla güzelleşti ama yoğun top kayıpları ve verilen asistlerle harmoniyi bir türlü yakalayamadan çeyreği 4 sayı geride kapadık.2 çeyrekte pota altını kullanmayı hatırladık ama savunmada Vesely dışarda kalınca boyalı alan savunmamız aksamayı sürdürdü. VOIGTMANN ve SHENGELIA back door’larla canımızı çok yaktılar.
Maçı bir türlü çeviremedik
Obradovic sürekli oyuncu değiştirerek gecenin beşini ararken rakip ters taraf katlarıyla ve MATT JANNING, üçlükleriyle kolay sayılar bulup 2 sayı önde gitti odaya. Savunmada hedeflediğimiz skorda tuttuğumuz rakibi Sinan oyun kuruculuğu, Guduric, Nunnally ve Melli üçlük basketleriyle yakaladık ama süregelen savunma hatalarımız ve hücumda ki beceriksizlikler yüzünden vurup geçemeden, bir sizden bir bizden telaşlı sürdürdük maçı. Biz gıdım gıdım skorla dış isabetle ilerlerken onlar pota altımızı deşmeyi sürdürdüler. Nunnally smaç sonrası boynu üstüne düşünce tüylerimiz diken diken oldu. Ucuz atlatılan bu talihsizlik anı sonrası 63-59 önde girdik son çeyreğe.
İstediğimizi sonda aldık
Son çeyrekte ribauntları alıp ikinci topları kullanarak “maç sonu efendisi” fabrika ayarlarına geri dönen Fenerbahçe atıp kaçmaya başlayınca kevgire çevirdikleri pota altımızda ki etkinlikleriyle geri adım atmadılar ama akıllı hücum ederek farkı 10 emniyet katsayısına alıp rakibin üstüne giderek maça asılma dirençlerini düşürdük. Son beş dakikada, Vesely’de sakatlanıp kenara geldi. Ünlü “kamikaze Bask’ılarını” oyuncu kapasite ve soğukkanlılık farkıyla aşacakken boş atışları bulan rakip tatlı su balığı gibi bir türlü ruhunu teslim etmedi. Dış atışlarımızın kaçtığı son kriz dakikalarını serbest atış çizgisinden Guduric’le sayı bularak, deneyimli Wannamaker elleriyle 10. Galibiyet gecesini yaşadık.
Real Koçu Pablo Laso, oyuncusu olduğu Obradovic’e ve salonu doldurmuş coşkulu Fenerbahçe taraftarına İstanbul’da üzücü üçüncü gecesini yaşattı. Maçın ilk yoklama çeyreğinde iyi savunma sonucu kapılan topları sıcak ellerle sayıya dönüştürerek skor liderliğini ele geçirdik ama keyfini süremedik. Rakibe ritmini yakalatmamaya dikkat ettik ama süper genç yıldızları Doncic takımını ikinci çeyrekte sırtlarken savunmalarını sertleştirerek oyuna ortak oldular.
Unutalım bu geceyi
Real’in neredeyse tamamı sakat olan aslarından yoksun olmasına ve savunma liderleri Tavares’in çift sportmenlik dışı faulle oyun dışı kalmasına rağmen bu avantajımızı kullanamadık. İkinci yarıda Real sazı tamamen Doncic’e teslim etti. Campazzo’nun cinliği ve olay çıkarma uzmanı Reyes’in pota altı uyanıklığı ile konuk ekip momentum kazandırdı. Biz pota altına yüklenmeyi akıl edemezken Thompkins boyalı alan sayılarıyla maçı kırmamıza izin vermedi. Kaçan
turnikelerimizin yanı sıra Vesely’nin gereksiz sinirlenmesi akşama tuz biber ekti. 7 saniye kala top bizdeyken maçı uzatamadan yılın son maçını başımız önümüzde kapadık.
Basketbolu milli maçları hafta içi pencerelere yerleştirerek EN bombalayan kuruluş; FİBA …Kuru gürültüye EN pabuç bırakmayan, geri adım atmayan kuruluş; ULEB…Beklenen geri dönüşünü EN geç ve fakat EN doğru takımla yapan; Ergin Ataman…Geri dönüşünü EN kötü ve kendini küçültmeye EN kararlı takımla yapan; Erman Kunter.. Bakın bana bunu söyletiyor, kendini EN özleten, an itibarıyla pek çok takıma EN gereken koç; Oktay Mahmudi…Pir görünüp EN esrarengiz şekilde ortadan kaybolan; Murat Didin, EN kararsız yorumcu; Yiğiter Uluğ…En iyi arazi olan, 25 yılın hesabını vermeden giden, EN iyi ayrışıp üste çıkan tereyağı; Turgay Demirel.
12 Dev adam’dan devşirilen mahşerin ilk beşi;
EN iyi federasyon başkanı olma yolunda ki; Hidayet Türkoğlu…En iyi masa başına geçen; Ömer Onan..EN iyi formasız saha kenarına inen; Kerem Tunçeri…Yılın EN iyi Milli Takım koçu; Ufuk Sarıca.. Gelmiş geçmiş EN beyefendi Milli Takımlar Direktörü ;Haluk Yıldırım
Dostları alışverişte gördüğümüzde..
EN şampiyon olmasını dilediğimiz, İstanbul’da olmasından gurur duyduğumuz; Zeljko Obradovic.. EN iyi basketbol oynayan başka disiplin sporcusu; Doğuş Balbay…Şansı EN yaver giden hakem; Emin Moğulkoç…Galatasaray lisesi mezunu olmasına rağmen EN Fenerli, aynı zamanda soyadının hakkını EN iyi veren hakem; Mehmet Keseratar… En kendi imkanlarını aşan takım; Tofaş ve onun kendini EN fazla geliştiren koçu; Orhun Ene. Kadın basketbolu dendiğinde EN tek geçilen duayen; Fehmi Sadıkoğlu
Medya yıldızları
EN çok yönlü sporlar insanı; Caner Erler.. EN basketbol yazar görmek istediğimiz; Ahmet Kurt…EN kıymeti bein’den menkul Fransız; Alain Digbeu…bein yorumcu ve spiker kadrosunu EN iyi sollayan; İsmail Şenol..En iyi NBA tutturmuş giden; Kaan Kural.. Türkçeyi EN iyi öğrenemeyen; Murat Murathanoğlu.. EN basma kalıp maç yorumlayan; İhsan Bayülken… Eskileri EN iyi toparlayarak bit pazarına nur yağdıran; Forty Murat Yosmaoğlu.. Onca yıldır polemikten EN uzak duran gazeteciler; Gökhan Töre ve Ümit Avcı.. Seyrettiklerimizi EN iyi yaşatan spor spikeri; Emre Tilev.. Potanın ekran önü programlarında olmasını EN özlediğimiz; Şükran Albayrak.
Yılın babalara dair sözleri
Güncel durumda en iyi Türk koç olarak nitelendirebileceğimiz “winner” olan Ataman’dan 1.5 yıllık antlaşmasının ilk yılında, hocanın koçluk meziyetlerinin gelecek sezon planlamasına yansımasını bu yıl için ise Euroleague’de Perasovic zamanında sonlara indirgenmiş sıralamayı kalan 17 haftada fazla değiştiremeyeceğine göre iz bırakacak, ses getirecek sansasyonel galibiyetler alarak cilalamasıdır.
İşte bu akşam öyle bir akşamdı. Lider ile sonuncu arasında ki maçı kapıp kaçmamıza veteran kaptanları müsaade etmedi.
Spanoulis birden fazla adam..
Tekrar iyi, güçlü günlerine dönmüş takımın her şeyi kaptanları Vassilis Spanoulis’in özel gayretleriyle CSKA’yı, Georgios Printezis’in olmadığı maçta, Pire’de yenmiş zirvenin gediklisi Olimpiakos; Georgios Printezis’in yanı sıra NIKOLA MILUTINOV gibi önemli uzunundan yoksun çıktı sahaya. Bu boşluğu değerlendirerek Stimac’la yapılan ikili oyunlarla pota altına, Bogris üzerine yoğunlaştık. Düşük skorlu ilk çeyrekte taraflar birbirlerini yoklarlarken çok top harcadık. Ataman, 2. Çeyrekte adam değiştirerek savunmaya ve şok alan savunmasına dönünce bocaladılar .O arada ligin 1000 sayı barajına ulaşan Derrick Brown sayılarıyla arayı açarak kaçmaya çalışan Olimpiakos’un havasını kestik ama biz vurup kaçamayınca, onlar şaşkınlığı Spanoulis keskin zekasıyla çabuk atlatıp skor liderliğini bırakmadan 8 sayı önde gittiler odaya.
Kaçan balık büyük olur
İkinci yarı başında ki kaos da yakaladığımız fırsatları üçte bir olumlu kullanarak maça ortak olmaya başladık ama gene de onların istediği gibi hep boyalı alan dışında oynadık. İnanılmaz turnikeler kaçarken dripling üzeri kısa mesafe şutlardan sayılar bularak oyunu kora kora soktuk. Simon’da atıp sokmaya başlayınca maç gelmeye başladı. Son çeyrekte kızıl kaptan teşekkürlerimizle dışardayken bir kez daha yaklaştık ama bizim yerimize onlar Bogris’le pota altına yüklendiler. Yorulmaya rağmen savunma sertliğini sürdürmeyi başardık. Errick McCollum tek basına sorumluluk alıp bire bire gidip takımını öne geçirdi. Faul limitleri dolunca iki takımda serbest çizgiye gittiler. Spanoulis alışılmış şekilde son beş dk.da oyuna döndü. Ataman akıllı seçimle Stimac’ı tekrar çakılı pivota soktu.
Fenerbahçe’de ki günlerinden hatırladığımız Spajiha koçluğunda yeniden yapılanmış Maccabi henüz onun istediği savunma kıvamına gelmemiş ama yüksek tempo açık alan basketbolunu iyi oynuyorlar. Dış şut etkinliğini bildiğimiz Maccabi ekolü Spajiha koçluğunda, çok iyi isabeti olan bir takımı olmadığından öncelikle potaya gitmeyi tercih eder hale gelmiş. Deadre KANE yönlendirme ve hızlandırmasıyla, hiç şut atmadan sırf potaya giderek, 9-0’lık seriyle maça hızlı başladı Maccabi. Akıl almaz tutukluk içinde ki Fenerbahçe ise, tüm rotasyonla doğru adamı bulma çabasına rağmen, kabus ilk çeyrekte 7,5dk sadece bir sayı bulabildi.
Konsantre olamadık
İkinci çeyrekte taşları yerine oturtmaya çalışırken Vesely ile pota altını kullanmaya başladı Fenerbahçe. Ligin en çok ribaunt alan takım Maccabi’nin sahanın iki tarafın da ki pota altı hakimiyetine rağmen arayı kapamaya başladık. Şutları da sokmaya başlayınca oyuna ortak olduk. Salonun küfürlü atmosferinde işleri çığırından çıkararak, ittir kaktır yaparak oyunu kopartmamıza müsaade etmedi ev sahibi. Bu hengamede Kalinic bileğinden sakatlandı maçı bitirdi, Datome’nin kafası sargılandı öyle devam etti. Ev sahibi avantajlı düdüklerin onlara verdiği tüm dezavantaja rağmen Dixon’un sıcak eli sayesinde, feci atış istatistiklerimize makul bir 4 eksi sayılı skorla gittik odaya.
Yakalayamadık Maccabi’yi
Uzun adamları PARAKHOUSKI ve TYUS üçer faullü olunca ikinci yarıda pota altı avantajlarını kaybettiler. Noris Cole, Deadre KANE ve Fenerbahçe’den bekleneni veremeden gitmiş olan ve fakat bu akşam kariyer tavanını oynayan Pierre Jackson’la “koş koş at” oynamak isteyen Maccabi’yi yakaladık ama telaş top kayıpları maçı kırmamızı engelledi.
Kendi sahalarında olmanın rahatlığıyla kısalarının elleriyle birlikte fark açıldı. Ama Sinan’ın girişiyle savunmadan kaynaklanan enerjiyle Fenerbahçe bir atak daha yaptı. 6 sayı geride girdiğimiz son çeyrekte Maccabi attığını sokunca pek fazla bir şey yapacak halimiz kalmamıştı. Çalınmayan şiddetli faullerle direncimiz ve konsantrasyonumuz kaybolunca tam saha baskımızdan da isteneni alamadık. Onlar kaçtı biz kovaladık ama skor kredilerinden yiyerek gecenin kazananı oldular.
En fazla merak edilen; Son üç maçında deplasmanda 91 sayı ortalamayla oynayan, eski Fenerli Pero Antic elleriyle havalı biçimde uçmakta olduklarını bildiğimizden, en büyük merak konusu Fenerbahçe’nin bu akşam Sırpları nasıl dizginleyeceğiydi. Merakımızı ikinci yarıda rakibe topu göstermeyerek giderdi son şampiyon. Kendisi de açık alanda koşmayı seven, son beş maçın dördünü kazanmış, hemen hemen her istatistikte rakibe üstün ev sahibi, son talihsiz Zalgris kendi sahası yenilgisi travmasını erken atabilmek için maçın kilit adamı Taylor Rochestie’ye yoğunlaşarak dikkatli ve fakat bir hayli tutuk girdi oyuna. Takımın ribaunt kapasitesini yukarı çekmesi beklenen Kalinic uzun aradan sonra ilk beş de başladı ama rüzgar gibi kenara çıktı. Gigi Datome ve Jan Vesely girene kadar ayı kısırlığı çeken Fenerbahçe Jan’ın smaçla verdiği enerjiyle rahatladı takım. Maçın durgun gidişatını gidermek için bank rotasyonuna erken başvuran Obradovic, başlayan beşi komple değiştirerek, banktan 27 sayılık destek aldı.
Banktan gelen katkı
Marko Guduric’in eski takımına karşı ilk sayısını bulmasıyla Fenerbahçe kendine gelmiş tamamladı ilk çeyreği. İkinci çeyrekte çepere yerleşip üçlüklerle dışardan vurarak ufak ufak öne geçti Sırplar. Kariyer sonu canlanması yaşayan Pero Antic, klasik dibe çakılıp dışarıyı besleme ikili oyunlarıyla sayı üretirken, onun cevabını üstün gayretle oynayan Vesely verdi. Kötü başladığı çeyreği Nicole Melli’nin üçlükleriyle toparlayan Fenerbahçe odaya gitmeden skor liderliğini 8 sayı farkla eline geçirdi. Obradovic’in “İyi başla sonra açılamayabilirsin” devre arası uyarısıyla Fenerbahçe savunmacı karakterine bürünüp çeyreklere kötü başlama ikilemine düşmedi bu kez. Brad Wanamaker ve Kostas Sloukas yan yana oynadıklarında hücumların daha sofistike hale geldiği açık gerçek. Sahaya dağılım ve boş atış bulma olanağı artıyor .Başlangıç direnci düşmesine rağmen pes etmeyen Kızılyıldız oyuna asılmayı sürdürdü.
Güzel Maccabi provası
Ancak isabetli atışlarla yanaşmalarına izin vermedi Fenerbahçe. İşi sona bırakmama kararlılığı yapılan savunma fark getirmeye başladı. Deneyimli ellerle bulunan doğru seçilmiş atış sonu sayılar gecenin süsü oldu.20 sayı farklı girilen son çeyrekte gösteri Kızılyıldızın son gayretlerine savunmadan taviz vermeden farkı katlayarak “boş bulunup hoş atılan” sayılarla tribünlere güzel vakit geçirtmek şeklinde sürdü. Cuma günkü Maccabi deplasmanı için takımı diri tutmak için rotasyon terse sardırılarak herkes süre aldı. On oyuncudan da sayı bulunan gece tutuk başladı şampiyona yakışır bitti.