Güçlü kadrosuyla Avrupa şampiyonluğunun kıyısından Fenerbahçe dönen Öznur Kablo, play-off serisinin ikinci maçını da alarak durumu 2-0 yaptı.
McBride’ın sürüklediği hızlı hücumlarla atak girdi oyuna sarı lacivertliler. Bu süreçte Steinberga Galatasaray’ın direncini ayakta tutan isim oldu. Holingsworth ve Russell gibi iyi uzunları olmasına rağmen, koç beceriksizliğinden, pota altına yüklenmeyi beceremedi sarı kırmızılar. Kenar yönetim yetersizliği başta Pelin Bilgiç olmak üzere oyuncu emeklerine yazık ediyor.
McBride’ın elinden çıktıktan sonra tekrar top aldırmamak uzun süre akıllı seçim olarak misafirlerin işine yaradı. Ancak savunma enerjisini hücumda sayıya döndüremeyince Fenerbahçe Iagupova ile kaçarak 2. çeyrekte sadece 8 sayı atabilen Galatasaray’dan maçı ilk yarıda kaptı.
YENİ YÖNETİME KISSADAN HİSSE
Galatasaray sayı kısırlığı ve top kayıpları nedeniyle oyuna ortak olamazken, sağlam savunmasından beslenen Fenerbahçe isabet yağmurunu sürdürerek farkı katladı. Takıma bu ritmi kazandıran koç Victor Lapena’ya tebrikler. Öte yandan Galatatasaray’da seçilecek yeni yönetim kıssadan hisse çıkararak; kadınlarda ve erkeklerde fabrika ayarlarına döndürerek, itibarını tazelemeli şubenin.
Real Madrid’in ‘kral’ anlamındaki ‘real’ sıfatı, seri sonunda adını 4. kez son 4 takım arasına adını yazdıran Anadolu Efes’in omuzlarına çok yakıştı.
Maçı getiren son üçlüğü sokan Simon’un eline sağlık... Ve kazandıkları son iki maçta sakat olduğun için oynamayan Tavares’i kritik anlarda sahada tutarak bize açık saha oynama alanı açan koç Pablo Laso’ya; tuttuğun altın olsun!.. Tavares oynayınca biz de Sertaç Şanlı ve Bryant Dunston ile iki uzunlu beşlerle oynayarak dışardan isabetsiz olduğumuz gecede pota altı dengesini kurabildik. Sonuna kadar oynamasını sabırla beklediğimiz Larkin uzun süre sıfır çekerken, maçı ve geceyi kurtaran Singleton oldu.
Ergin Ataman da formsuzdu aslında. ‘Koş koş at’ hücum yapısıyla takımın ritmini yükseltip geçiş oyunlarıyla kolay sayılar bulacak şekilde kullanmak yerine ekibini yarı saha set basketboluna kasarak, rakibi Madrid’de galibiyete taşıyan 1-2-2 değişken alan savunmasına yine çözüm üretemedi...
ÜÇÜNCÜ ÇEYREĞİN EFENDİSİYİZ
Seride yüzde 58 üçlük sokan Beaubois yanında otururken, kırılma anlarında dökülen ve kendiyle savaşan Larkin’deki ısrar, az daha geceye mâl oluyordu. Güya savunmaya ağırlık veriyorduk ama köşelerden Trey Thompkins milyoner oldu.
3. çeyrekte rakibi yakalayarak öne de geçtik ama kıramadık maçı. Tüm olumsuzluklara rağmen son çeyreğe 2 sayı önde girdik. Micic ve Simon’un son dakika oynama becerileri veteran Llull ve Fernandez’e bu kez galip geldi. Madrid’de olduğu gibi oyunu çirkinleştiremeyince, 9 kez Dörtlü Final oynamış takım, tacı ve tahtı İstanbul’da bıraktı.
Köln’de takım oyunu kıvamında oynarsak, CSKA’yı yarı finalde eleyip final oynarız.
Kadınlar Euroleague’de kimin şampiyon olacağını, eş zamanlı olarak hem WNBA hem de Avrupa kulüplerinde oynayan basketbolcular belirler. WNBA’in en iyilerini kim alırsa o şampiyon olur.
Bugüne dek 3 kez final oynayan ve tarihine bir kez daha final yazdırma mücadelesine çıkan Fenerbahçe Öznur Kablo, normal sezonun MVP’si Alina Iagupova, Satou Sabally Kayla McBride, Jasmin Thomas ve Kiah Stokes’lu kadrosuyla bu sezonun en iyisi Rus ekibi UMMC Ekateringburg karşısında skoru sürekli eşitleyerek maça asıldı. Maçın en skorer oyuncusu olma unvanı Iagupova ile eski Fenerbahçe’li Allie Quigley arasında gidip geldi. Onların Brenna Stewart’ı gibi bizim Kayla McBride biraz daha skora katkıda bulunabilseydi rakiple baş edebilecektik. Skorerleri Brittney Griner’i içerde çok iyi kullandılar. Biz uzun iç adam yoksunluğundan dış atış isabetlerini tercih ederken onlar potaya dalışları yeğledi.
KAyLA’NIN ELi ISINDI AMA
İkinci yarıya hatalarla başladık ama Kayla’nın eli ısınınca maçı yakaladık. Yolu İstanbul’dan geçmiş bir başka yıldız Alba Torrens sırtladı rakibi. Sert savunma karşısında oyun kurgusu dışına çıkıp atışları fazla zorladık. Son çeyrekte Alina alıyordu maçı ama yazık oldu bunca emeğe.
10.000 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Sıralamanın 7’ncisi, kâbus gibi bir sezon geçirmekte olan Real Madrid’e konuk olan 3’üncü Anadolu Efes, topun değerini bilerek, az kayıpla 100 üzerinde atma geleneğini sürdürdü. Euroleague’in topa en iyi yön veren dış oyuncularına sahip temsilcimiz, koç Laso’nun bütün akıl karıştırıcı taktiklerini boşa çıkartmayı başardı. Sıcak eliyle yanan Simon şefliğindeki başlangıç resitalimize rağmen nakavt yapamayınca Real geniş rotasyonla toparlandı. Üçlükte biz kuraklık yaşarken ev sahibi yağmur oldu yağdı ama ilk yarıda geri adım atmayınca maç elimizden kaçmadı. Üstelik Larkin ‘0’ sayıda kalmasına rağmen. İkinci yarıda ‘koş, koş, at’ temposuna dönüp pota altından top kullanma sayısını artırma jokerini çekti Ergin Ataman. Efes, attığını da sokmaya başlayınca skoru ele aldı.
NAFiLE ÇABALAR
LASO, Ataman’dan rol çalarak aşırı itirazdan oyundan atıldı. Tüm gayretine rağmen Real bir daha oyunu yakalayamazken Larkin de kendine gelip kontak açınca 25 farklı galibiyetle play-off’u garantiledik. Evinin efendisi, İtalyan koçlu Alman panzeri Bayern, karar maçında Fenerbahçe’yi sertlikle yıldırıp De Colo’yu bezdirerek sarı lacivertli takımı normal temposunun dışına itelemek istedi ama NAFİLE!...
Uzun, fiziksel ve sert beşle başladı Trinchieri. Biz dış isabetlerle, onlar olağan atıcılarıyla topu paylaştırarak, pota altına kullanmadan, çeper hücumlarıyla ‘kim sokarsa kora koruna’ girdi oyun. Bu tarzda Vesely çok yönlü pivot farkını sahaya yansıtmaya başlayarak ibreyi bize çevirdi. ‘Atamazsak attırmayız’ mantığıyla savunmaya yoğunlaşma seçimimiz son derece akılcıydı. Guduric’in de skora katılımıyla gerilimli geçen son çeyrekte de üstünlüğü elden bırakmayan Fenerbahçe, hem galibiyeti hem de ikili averajı aldı.
<iframe width="727" height="422" src="https://www.youtube.com/embed/RcdcPtIsEGA" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
AVRUPA liglerinden elini ayağını çekip ligde tarihinde ilk defa küme düşme eşiğine gelince koçunu değiştiren ve kadın basketbolundan tanıdığımız, “Onların başında kalsa çok daha iyi olurdu” diye düşünmeden edemediğim Ekrem ile Memnun (!) olmayı arayan Galatasaray, mutlu yakın gelecek için ‘yetmez ama evet’ şeklinde rahat bir galibiyet aldı Bahçeşehir Koleji karşısında. Kapanan kulüplerle sıkıntılı bir dönemden geçen basketbolumuza yeni bir anlayış getirmiş Bahçeşehir Koleji hücumunu çok maksatlı transferi Stimac’la boyalı alana yüklenirken, taraflar birbirlerini yoklayarak geçirdiler ilk yarıyı.
BÜYÜK DÜŞÜNMEK GEREK
G.Saray durağan başlayınca Bahçeşehir Green ve Muratcan Yıldızlı ile maça iyice asıldı. Yılların eskitemediği Motum imza atışları ve Göksenin isabetli üçlükleriyle Galatasaray’ı sırtlayan oyuncular olurken, maç iyice ‘bir sizden, bir bizden, atan kazanır’ havasına büründü. İsmet Akpınar bekleneni veremezken, konuk Bahçeşehir Koleji doğru atışları bulamadı. Son kaos çeyreğinde Bahçeşehir, rakibinin Jordan Crawford ve Pierre Jackson’la şova dönüştürdüğü maç sonunu bitirme deneyiminin üstesinden gelemedi ve sahadan mağlup ayrılarak üst üste dördüncü yenilgisini aldı.
BÜYÜK YIKIM OLUR
Başkanlık seçimleri yaklaşan Galatasaray’ın yıllardır öğüt verdiğimiz ‘şubeye bağımsız başkan’ formülünü artık bu yıl hayata geçirmesi dilerim. İsim haklarının verilerek Galatasaray isminin önüne marka logosu gelmesinden daha büyük yıkımdır ‘küme düştüler’ damgası yemek.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Birlikte yıllardır Avrupa parkelerinin dumanını atan perilerimizin ayak seslerini özlemişiz. En son 2017’de final oynayan Fenerbahçe yıllar sonra Salamanca’da yapılan Euroleague çeyrek final ikinci maçına ezeli rakibi Galatasaray karşısında ilk maçta sağladığı 17 sayı farklı avantajla başladı ama avantajın yanına galibiyet ekleyemedi.
FORMANIN HAKKINI VERDiLER
Erkek takımları küme düşme eşiğinde olan Galatasaray kadınları ise şube yönetiminin başta koç seçimi olmak üzere yapageldikleri sarmal hatalara aldırmadan formanın hakkını vermek için direnç koyup maçı aldılar ezeli rakipten.. İlk maçı takımı adına rekor kıran Alina Iagupova ve Stokes takımlarını sürüklerken Galatasaray Russell ve arkadaşları ile 2.çeyrekteki etkin oyunuyla soyunma odasına başa baş gitti.
GEREKSiZ TELAŞ YAPTILAR
İlk maçın 2. yarısında fark atan F. Bahçe gereksiz yere cebindeki farkı koruma stresini girerek momentumu elinde kaçırdı. Whitcomb, Prince ve Steinberga’nın performansları maçı G.Saray’a kazandırırken, daha az yabancı ile oynayacağı ligimiz şampiyonluğu için iddialarını artırdı. Geceyi ‘galiptir bu yolda mağlup’ şeklinde kapatan F.Bahçe’nin yarı finaldeki rakibi Ekaterinburg. Alba Torrens, Courtney Vanderdsloot gibi yolu bizden geçmiş asları Eksterinburg’un. Zor maç olacak ama bizim de iyi gecemize denk gelirse geçen yıl finaller oynamadığı için açık kalan hesabı kapatabiliriz.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Maç başı 82 sayı ve 20 asist ortalamalarıyla Euroleague’in hücum efendisi olan Anadolu Efes, sert savunmasıyla da yüksek tempolu ve sete set yarı saha basketbolu oynayan takımlara karşı oyun tarzını kabul ettirmiş durumda. Lacivert beyazlılar adeta otomatiğe bağlamış bir şekilde ilk 4’e doğru yolculuklarını kararlı bir şekilde sürdürüyor.
Diğer taraftan rakip Valencia hiçte yabana atılacak bir takım değildi. İstanbul’a önemli rakipleri yenerek gelen, moralli ve skoru paylaşmasını iyi bilen bir takım. Valencia’nın maçın başındaki fazla yüzdeli üçlükleriyle geriye düşen Efes, her geçen maç daha da uzayan Sertaç Şanlı’nın olağanüstü performansı (20 sayı ile kariyer rekoru) ve Rodrigue Beaubois’ın şahane isabetleriyle devre bitmeden skoru yakaladı.
KÖŞE KAPMACA
Bu sezon Euroleague’de bütün takımlar topsuz taraftaki köşeye keskin nişancısını bırakıyor, o da ayağını kurup boş atış için topun kendine savrulmasını bekliyor.
Çok yaratıcı (!) bu taktik dün akşam Simon ve Singleton’un isabetleri dışında fazla yaramadı. Valencia pota altına Williams ve Dubljevic’le yüklenince ikinci yarı başında sıkıntı yaşadık. Ancak opsiyonları zengin Anadolu Efes, “Nasıl olsa bir yolunu bulurlar” şeklindeki inancımızı boşa çıkarmadı. Camı kırıp Shane Larkin kartını oynadı Ergin Ataman. Son çeyrekte maçın pasını alan, en iyi akşamında olmadığında bile maç almasını bilen Efes, geçen seneki açık hesabı kapatacak gibi görünüyor.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
“Atamayan kaybetti” de diyebilirdim. Dışardan üçlük sıkarak skor arayan iki takımdan Fenerbahçe, takım kimyasına daha uygun düşen geçiş oyunlarıyla oyunu temposunu artırmak yerine, sete set yarı saha basketbolu oynayarak top kullanım sayısında cimri davrandı. Anadolu Efes ise kaçırdığına aldırmadan, açık alan basketboluyla fazla top kullanıp sürümden kazandı.
KISALAR SAYESİNDE
Sezonun önemli bölümünde 75 sayıda kaldığı maçları kaybeden Fenerbahçe, bir kâbusa dönüşen bu durumu Guduric’in gelişiyle aşmış ve üst üste 10 maçını kazanmıştı. İşte Efes dün rakibini 74 sayıda tutup, o kâbusu yeniden hatırlattı. Guduric ise gecenin suskun adamıydı. Farsça’da ‘sayende’, ‘senin gölgende, senin yardımınla’ anlamına gelir. Anadolu Efes çok önemli bir maçını daha dış adamları sayesinde kazandı. İki takım da ağırlıklı olarak kısalar üzerinden oynadı. (Larkin veya kariyer rekoru kıran Micic)-Simon- Beaubois ile De Colo-Guduri-ulanovas 3’e 3 maç yaptılar adeta. Bu kompozisyonda uzunları Sertaç ve Dunston’u biraz daha iyi kullanan taraf avantaj sağladı.
FENERBAHÇE DEMiR DÖVDÜ
Fenerbahçe ilk yarıda 9’da1 üçlükle demir dövüp top kaybederken, saha içi paylaşımını iyi yapan Anadolu Efes maç başı atağıyla farkı 20 sayıya kadar çıkardı ve soyunma odasına 53-39 üstünlükle gitti. İkinci yarıda da Efes, toplamda 25’te 15 üçlük atıp kaçışını sürdürürken, nando De Colo karşılık vererek kovalamacayı sürdürmeye çalıştı ama nafile, akşam Efes’in olmuştu bir kere.