A Milli Takım’ın elemelerde B Grubu’nu lider bitirmesi şart... Grup birincisi olamazsak çapraz eşleşmede dün Yunanistan’ı yenen NBA oyuncuları ile dolu favori ev sahibi Kanada ile yarı final oynamak hiç işimize gelmez. 30 yaş ortalamalı, Bruno Fitipaldo, Jayson Granger ve 37 yaşındaki ‘bodyguard’ kalıplı Esteban Batista gibi eski dostlarla dolu grubun en zayıf takımı Uruguay karşısında sonuna kadar gel git yaşamamızdan çıkarımlar yapmalıyız. Larkin’in yokluğunu dönüşümlü dolduran 4 çaylak oyun kurucumuzun toplam 13 sayı üretebildiğini not düşelim. Her akşam 27 sayı üretip bütün doğruları yapan Cedi Osman’ı bulamayabiliriz. Top paylaşımını organize ederek, sayıları dağıtmayı becermeliyiz.
HER HÜCUMDA BAŞKA BiR BEŞ
Orhun Ene’nin oynatmayı tercih ettiği ‘açık alanda koş, koş at, sürümden kazan’ basketboluyla çok zorlanacağız. Bu ‘sistemsiz sistem’ oturaklı takımlara tutmayabilir. Sanki hazırlık maçıymış gibi sık oyuncu değiştirip, farklı farklı beşleri oyuna sürüyor Ene. Bu türbülans ritmi bozuyor. Savunma yapmıyor gibiyiz nerdeyse. Jayson Granger ve Mathias Calfani hallaç pamuğu gibi attılar pota altımızı. Buğrahan ve Ömer Faruk Yurtseven şık ikiliklerle oyuna renk katıyorlar ama hücumu iyi olanın savunmada aksaması, hatta gamsızlaşması büyük zaaf. Furkan ve Ersan jetlag’i henüz atamamışlar ancak turnuva devamında çok lazım olacaklar.
Kötü gidişatı çevirmek için Fenerbahçe’nin varını yoğunu sahaya koyacağını bilen Anadolu Efes, ‘En iyi savunma; hücumdur’ diyerek kontra giriş yaptı. Karşılıklı yıldız oyuncu isabetleriyle, kimse maçtan kopmadan, akıcı ve şık basketbol oynandı.
Taraflar savunmayı pek fazla kafaya takmadılar. Micic ve Larkin sakatlanıp kenara gelince Anadolu Efes’in makine intizamındaki hücumu bir süre aksadı ve Fenerbahçe 12-0’lık skor atağı yaptı. İkinci çeyrekte 8’de 0 üçlükle demirleri dövüyor olmasının eksiğini, savunmayı yeteri kadar sertleştirip oyunu dengeleyerek skor liderliğini 31-7’lik seriyle geri aldı Efes. Alıştığımız 3. çeyrek patlaması yayın gerisinden mükemmel şutlar ve geçiş hücumlarıyla bulunan şık sayılar getirdi Anadolu Efes’e.
‘Bitse de gitsek’ havasına erken girdi Fenerbahçe Beko. Üçer üçer saymaya başlayan Anadolu Efes’i nerdeyse bizim gibi ayakta alkışlayacaklardı.
BU FiLMi ÇOK GöRDÜK
Son çeyrekte canhıraş bir veda kalkışması daha yaptı ev sahibi ama Avrupa şampiyonu kadro Beaubois’nın ekstra katkısıyla geri dönüşe izin vermeden kupasını müzesine götürdü.
Gözüken şu; iki takım arasındaki kadro kapasitesiyle saha içi ve dışı yönetim yetkinlik makası öyle açılmış ki bu formatta ne kadar maç yapsalar hepsini Efes kazanır. Fenerbahçe’nin direnci yetmiyor. Ya baştan veriyor maçı ya da sonunda kaptırıyor. “Şimdiki zamanın gelecek vaadini gerçekleştirmek bize bağlıdır” der Kant. Aklının yarısı Sırbistan’da, diğeri yarısı NBA’deki Kokoskov’la Fenerbahçe’nin geleceği umut vadetmiyor. Avara kasnak yöneticilere uyularak Zeljko obradovic’in gönderilip zirvedeki takımın sıradanlaştırılmasına son verilmeli.
Hemen Misli.com'a üye ol, iddaa heyecanını Misli.com'da yaşa...
Moda’da amatörce başlayıp profesyonel şampiyonluğa uzanan istikrarlı azmin öyküsü bu. Önceki maçta ilk yarıda attığı 40 sayı kadar fark yiyen Fenerbahçe aynı utancı yaşamamak ve seri avantajını geri almak hırsıyla baştan sert bilek güreşine girdi Anadolu Efes’le. Fenerbahçe amacına ulaşıp geri adım attıramadı rakibine. Efes makine düzeninde fazla kullanım sürümünden sağladığı şık (Toplamda 28’de 12, yüzde 43) üçlükler ve potaya gidişlerle bezediği ezberlediğimiz basketbolunu oynarken savunmada da dirençliydi.
KARŞILAŞMANIN SONU BİLDİĞİMİZ GİBİ...
Bu kez 41-37 biten ilk yarıdan sonra, 3. çeyrek kâbus yaşamamaya ekstra özen göstererek, geri adım atmadan, Melih üçlükleriyle ve potaya dalışlarla maçta kafa kafaya kaldı Fenerbahçe. Ancak Singleton-Melih gerilimi ve diskalifiyeler sonrası son 3.27’de Efes sinirsel gerilimde takım olarak sakin kalarak bu kez 22 farkla 2-0 yaptı seriyi. Tarihe karışan futbolun büyükleri ezeli rekabetinden sonra Avrupa’nın zirvesindeki Anadolu Efes-Fenerbahçe rekabeti sürdürebilir kalmalı. İş, maçı heyecanla izleyen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a düşüyor. Futbol benzeri bir operasyonu da basketbol şubesine de çekmesi gerekiyor herhalde.
Hemen Misli.com'a üye ol, iddaa heyecanını Misli.com'da yaşa...
Nefis alkışlanası fantastik asistler ve yüksek ritim vardı karşılaşmada. İki takım da eksiksiz sayılabilecek kadrolarıyla kafa kafaya, yakın ara oynadılar ilk yarıda. Her iki tarafta da olağan şüpheli yıldız oyuncuların sezon sonu pik yapan performansları göz doyururken Fenerbahçe’nin ülkemiz basketbolu adına Avrupa’nın zirvesinde her zaman olması gerekliliği net ortaya çıktı.
ANADOLU EFES BUNU HEP YAPIYOR
İkinci devre başında sahada Fenerbahçe’den eser kalmayınca, göz açıp kapayana kadar Anadolu Efes’in takımsal kalite farkı ve kazanma kararlılığı skora yansıdı. Efes alışılmış ‘üçüncü koparma çeyreği’ni üçlükler eşliğinde oynayınca maç kırılma noktasına geldi. Efes atarak kaçtı, Fener yakalayamadı. Mükemmellik resitalini sürdüren Ş(a) hane Larkin’in yanına katılan Beaubois da hücum yoğuşmasını ve rengini arttırdı.
Fark açılmaya başlayınca Fenerbahçe başlangıçtaki oyun düzeninden iyice uzaklaşırken 40-11’lik bir seri yediler. Sinirlerin gerildiği ‘son traşı tamamlama çeyreği’nde Anadolu Efes dinginliğini korurken Fenerbahçe ‘bu iş burada bitmedi’ mesajı verme gayretindeydi...
Anadolu Efes, süper yıldızlarına eklediği veteran milli gururları Pau Gasol ile son yılların en büyük bütçeli takımı ve savunma baronu Barcelona’yı Ergin Ataman’ın koçluk resitaliyle, oyunu gergef gibi dokumasıyla yenmeyi başarıp kupayı kaptı. Her yıldız oyuncunun yetkin koç olamayacağını yaşayarak öğrendi Jasikevicius.
Ataman, bana korkulu rüyalar gördüren Barça’nın pota altındaki sert kabuklu kalınlığını dönüşümlü oynattığı Sertaç, Pleiss, Dunston, Singleton ve Moerman gibi iyi savunmacı 4 numaralarla dengeledi. Üstelik adam adamayla karışık kombine alan savunmasıyla kafalarını karıştırdı.
Barcelona’nın belalısı Larkin’i ilk 5’te başlatarak hücumu önceleme tavrını baştan koydu Ataman. Barça hücumda bizi dışarı ittiğinden sayı bulma çaremiz asistlerle beslenen Sertaç’ın pota altına yüklenmesi oldu. Ribaundları alamayınca hızlı hücumumuz başlayamadı. Aksayan Larkin’in yerine Micic direksiyona geçerek takımı toparladı.
O SENE BU SENEYMiŞ
Barça’yı grupta yendiğimiz önceki maçların skor adamları larkin, Micic, Beaubois ve Simon 4’lüsünü üçlükleriyle devreye bir türlü devreye sokamadık. Köln çocuğu Tibor Pleiss’ın üçlükleriyle akışı başlatarak oyuna tutunduk. Adam ve alan kombine savunmamız Barça’nın hücum etkinliğini azalttı. Üçüncü çeyrekte akıllı seçimle Larkin ve Micic’le penetrasyonu ve tempoyu artırdık. Bu ikili ilk defa birlikte maç sonunda MVP seçildiler.
Boş vitese atınca aktı gitti takım. Berabere girdiğimiz, ruhumuzu ağzımıza getiren son 5 dakikayı Larkin’in olağanüstü katkısıyla şampiyona yakışır dinginlikle ve topun kıymetini bilerek oynayıp, 2 saat süren muhteşem maraton sonrası Avrupa şampiyonu olduk.
Hemen Misli.com'a üye ol, iddaa heyecanını Misli.com'da yaşa...
Maça oyuna yön veren sıcak elli üç kısa şutörle başlayınca bunun hayrını görerek Beaubois ve Simon’un 5’te 5 üçlük isabetleriyle skor liderliğini aldık.
Efes, rakibin yaratıcı dış oyuncusu olmayışından da yararlanarak, çok akıllıca, zaman zaman alana çalan, gömük orta şekerli savunma yaptı. İlk çeyrekte 10 sayılık farkı yakalayınca Larkin oyuna girerek hücum yüklenmesini, pozisyonları fazla zorlamadan paylaşımcı assitleriyle sürdürdü. Micic’in penetrasyon sonrası iç sayıları ve dış üçlükleri akşamın MVP’sine yakışacak kıvamdaydı.
Efes istediği basketbolu oynamanın verdiği öz güvenle ikinci yarıda başladığı beşle, gemi azıya aldı... Takım zincirlerinden boşanarak şiir gibi oynadı... CSKA oyun disiplininden uzaklaşıp sıkıştırmalı alan savunmamıza karşı demir dövünce arayı 20 farka çıkarıp ‘Bize müsaade’ dedik..
AYAKTA ALIŞKLAMALIYIZ
16 farkla girdiğimiz son çeyrekte baskı karşısında ritmimizi kaybeder gibi olduysak da, Micic içeri yüklenmelerine ağırlık verip çizgiye giderek onlardan daha fazla atarak ulaştık mutlu sona. Larkin, hataları sonrasında oyuna küsüp hatta koçuyla atıştığı noktada, Ataman gerçekten üst düzey koç olduğunu ispat ederek itidalini kaybetmeden kendisini tekrar oyuna sürdü ve onun sayesinde hedefe ulaştı. ‘Bu maçı kazanan şampiyon olur’ lafımı geri almıyorum fakat mükemmel bir basketbol seyrettiğimiz Barcelona-Milano maçının yüksek ritmi ve fizikselliği gözümü korkuttu doğrusu. Barça ile final zorlu olacak.
Tabii ki beklentimiz Anadolu Efes’in geçen senenin yarım kalmış hikayesini tamamlayıp, şampiyonluğa yürümesi.
2019 finalinde olduğu gibi CSKA Moskova’nın Anadolu Efes’e üstün geleceği ve bu maçın da favorisi olduğu görüşünde birleşiyor otoriteler. Efes o yenilgiden bu yana Vasilije Micic ve Shane Larkin gibi ligin en iyi oyun kurucularınca yönlendirilen aynı çekirdek kadroyla gelirken, CSKA’da o yılın Final Four MVP’si Will Clyburn’un yanına Toko Shengelia ve İffe Lundberg katıldılar. İki takım da hücumun kralı. CSKA Moskova 84.4, Anadolu Efes 84.1 ortalama sayı atıyorlar. Bu da bize; normal top kullanım sayılarına ikinci şans toplarını da ekleyen, yani hücum ribaundlarını alıp ekstra sayıya çevirenin ‘koş koş at sürümden kazan’ maçını kazanan taraf olacağını net anlatıyor.
AKIL VERMEK GİBİ OLMASIN AMA...
Geçiş hücumlarıyla hızlı ucuz sayılar kovalayıp, yarı saha sete sete kalmamak lazım. Anadolu Efes’in değişken alan savunmalarına karşı hücumda sıkıntı yaşadığını sağır sultan biliyor. İtioudis’in eli armut devşirmiyor tabii ki, ritmimizi düşürüp işi yarı saha basketboluna yıkarak kombine alan savunmasıyla ve zaman zaman tam saha zone press yaparak hücumu kilitlemeye çalışacak. Bu durumda Ergin Ataman; takımı çepere dizip, ‘attı pattı’ yaptırmaktansa, en az üç set hücumdan ikisinde potaya penetre sonucu içerden içeri veya içerden dışarı uygun boş adama asistler yaptırırsa, CSKA yaptığına yapacağına pişman olur.
İstatistikler Efes’in kazandığı maçların savunmasında başladığını, CSKA’yı 80 sayının altında tutanın maç kazandığını söylüyor ama kulak asma sen sevgili Ataman. ‘CSKA’ya attırmayacağım’ diye hücum gücünden ödün verip dört kişilik hücumlar yapma. Oyun planı; onlardan fazla atmak olmalı. Hesap çok basit; maç hücum maçı. İsabetli atan, çemberin sevdiği taraf final oynayacak
Evine döndü ama orada da tutunamadı Galatasaray. Sarı kırmızılılar, kenardan oynanan ikili oyunlarla, ilk iki maçta kullanamadığı Holingsvorth’la boyalı alana yüklenme planı ile oyuna başladı. Buna karşın Fenerbahçe Öznur Kablo, sert savunmayla beslediği hızlı hücum ritmini artırarak girdi maça. Iagupova ve McBride mükemmel ve estetiği yüksek performanslarıyla Fenerbahçe hücumunu renklendiren oyuncular oldular. Hücum ribaundlarına el koyan Fenerbahçe çift haneli farklarla önde koşuyor, Galatasaray Pelin Bilgiç’in özel gayretiyle kopmamaya çalışılıyor şeklini aldı maç. Savunmayı alana döndürerek Fenerbahçe’nin ritmini bozmaya çalıştı ev sahibi ama sarı lacivertliler geri adım atmadı.
EVİNE DÖN GALATASARAY
Kovalamaca ikinci yarıda da sürdü ancak G.Saray oyunu kıracak atağı bir türlü yapamayınca Fenerbahçe oyundaki akıcılığını sürdürüp farkı artırdı. Son çeyrekte G.Saray’ın canhıraş kaos zorlaması da dengeli sarı lacivertlileri bozmadı ve fazlasıyla hak ettikleri şampiyonluğa uzandılar. Böylelikle F.Bahçe’nin şampiyonluk sayısı 15, G.Saray’ın 13 oldu. Son sözümüz şu; yeniden yapılanır mısın ne yaparsın bilmem ama ezeli rekabete bir an evvel geri dön G.Saray