Altı önemli eksiğine rağmen, kazanması gereken maçları kaybetmeyen, neticesi ortada maçlarda da sürpriz kovalayacak enerjiyi sergileyen Fenerbahçe, play-off sıralaması için iyi bir yola girdiğini muhteşem galibiyetle gösterdi. Derin pota altı uzun rotasyonuna sahip lider Real Madrid oyun genelinde alan savunması yaparak çeper dışından üçlüklerle ısırmayı çare(sizliği)miz haline getirdi. Doğru paylaşmayla üçlükleri bularak ilk çeyrekte 17-0’lık seriyle skoru kaptık. Real, içeride Lull’u iyi kullanarak skordan kopmadı. Maçın devamında atışlarının girmemesi işimize yaradı. Az olsun bizim olsun dedik. Ribaund üstünlüğü de (38’e 28) bize geçince salon onlara dar geldi.
NE YAPARSAN YAP...
Alan savunmasından vazgeçtiler ama maç çoktan “ne yaparsan yap” halini almıştı. Maçı bırakmadılar ama Fenerbahçe kararlılığı 12 bin kişilik tribün coşkusuyla birleşince önünde durulamadığını bir kez daha gördük. Tebrikler Fenerbahçe...
Uzatmaya getirdiğimiz maçta son top sihirbazı olduğumuzu ispat ederek Moskova efsanesi yazdık.
Fenerbahçe galibiyeti özgüveniyle; Nereden inceyse oradan kopsun, üçlük kısırlığını kıralım mantığıyla üç kısa keskin nişancımızla başladık. Topta bizimkilerin elini sevince açılışta %60 isabet ve 10 sayı farkla kararlılığımızı baştan skora yansıttık.
KİM DAHA İYİ ATARSA
Maçtan kopmamak için boy üstünlüğünü kullanarak hücum ribaunduna asılan CSKA hem ikinci şans kullanarak sayı üretti, hem de hızlı hücum başlatmamızı önleyerek ritmimizi düşürüp maçı yakaladılar.
80’lerin üzerinde sayı üreten iki takımın kapışmasının savunmadan alacağı enerjiyle ‘Kim daha iyi atarsa’ya dönüştüğü maçta, kalp kırıcı sayılarla Larkin, direnişimizde tek kaldı. CSKA, Hackett ile konuşmaya başladı. Larkin lokomotifine Simon da binince kopmadık. Micic, Beaubois ve Moerman katkı koyunca 18-0’dan maçı yakaladık. Uzatmada şampiyona yakışır oynayan Efes hak etti.
Çok eksikli, Play-Off eşikdaşı Asvel maçını rakibin atletizmine boyun eğmeden sağlam savunmasıyla kazandı Kanarya. Çok yerinde tespitle “Anadolu Efes’e karşı aldığımız kötü sonuçtan sonra enerjimizi toplamalı, birlikte hareket etmeli, bu birliktelik ve takım oyunuyla maç boyunca galibiyeti kovalamalıyız. Hem savunmada hem de hücumda ekstra efor ortaya koymamız gerekiyor. Çok agresif olmalı ve maç boyunca savunma performansımızı fanatik enerjiyle parkeye yansıtmalıyız” demişti maça serumla çıkan koç Djordjevic . Bu arzusu takımdan mükemmel karşılık bularak sahaya yansıtılınca 6. iç saha galibiyeti geldi. Kısa beşlerine karşı akıllı seçimle sahada uzun kalarak skor liderliğini maça yaydık.
POTA ALTI OLMASA...
Top paylaşımını iyi yaparak köşelerden boş atış bulması önemli silahı olan Fenerbahçe (25’te 5 %25) düşük üçlükte kalmasını Booker ve Ahmet’le pota altını kullanarak olumluya dönüştürdü. Bu güzel hikayenin başkahramanı oyuna kritik anlarda dokunup hırsını koyan Guduric oldu.
Avrupa ve Türkiye liglerinin başatları Anadolu Efes ve Fenerbahçe ‘kim daha iyi’ terazisine çıktılar. Beklendiği gibi karşılıklı reaksiyon maçı oldu lig derbisi. Anadolu Efes maça kararlı, sıcak giriş yaptı. Geldi gitti, sürekli el değiştirdi maç. İki tarafın olağan keskin nişancıları bileğe kuvvet basketbolunu yüzde 66 isabetle sürdürdüler ilk yarı boyu.
ÜÇER ÜÇER ATTILAR
Kuru sıkı atanın olmadığı, kenardan gelenin çıkanı aratmadığı, görselliği yüksek mücadelede adeta pota altına girmek yasaklanmış gibiydi. Larkin’in faul sayısı artınca Efes’in kahramanlarından Simon her zamanki akılcı oyunuyla devreye girdi. Micic’in özgüvenli top kullanımı ve saha içi liderliğiyle Efes hücumu açıldı. Fiziksel temaslı yoğun kaos basketbolu ikinci yarıda da sürerken oyunun kontrolü yavaştan ataklarını arttıran ev sahibine geçti. Fenerbahçe’nin sertliği şuursuz hale gelip, takım faul sayıları artınca attığı giren Efes’in kaçışı hızlandı. Medcezir sürerken son çeyrekte topun onu doğru kullananı seveceği iyice belli oldu. Fenerbahçe telaşlı oynayıp demir döverken, aldıkları ribauntları sayıya dönüştüren Efes’in sıcak elleri farkı açarak maçı alıp kaçtılar.
Yıllardır biteviye, oyun kurucuya tapan basketbol oynayan Anadolu Efes’in başına gelen de böyle bir nedensiz tükenmişlik.
Ataman sistem güncellemesi yap(a)madığından alabora oldular. ‘Türk işi Japon işi bunu yapan iki kişi’ filan değil, bilmeyen kalmadı; Efes’in kazan/kaybet aplikasyonunun kodu 80... Koşarak tempolu oynayıp 80 üstü sayı atarsa kazanıyor, sete set kalırsa düşük skora mahkûm oluyor. Sürdürülebilir üçlük tehditi de kalmadı Anadolu Efes’in. Attıklarının yüzde 19’u ancak girdi. Larkin olmayınca 21’de 4 üçlük ile maç kurtarılamıyor. Ribaundçu Zenit ikinci şans topu da kullandırmayınca 80 sayı atmak daha baştan hayal gibiydi zaten.
XAVI PASCUAL YİNE KAVİYDİ
Aralarındaki rekabette Ataman’a 11’e 1 üstünlüğü olan Xavi Pascual dün akşam da boyalı alanı kapatan fizikli beşlerle oynayarak istediğini aldı. Micic’in forvetlere pas geçirme kanallarını kapatarak birebir içeri gitmeye zorladılar onu.
Simon ve Beaubois yükü almakta yeterli olamadılar. Organize basketbol oynayan Zenit korktuğumuz gibi Loyd, Baron ve kalp kıran smaçlarıyla Poythress’le topları az ve öz kullandı. Savunmayı sert tutarak oyunda kaldık ve sadece tek sayı geride gittik araya: 36-37. İkinci yarıda film koptu. Diriliş beklerken tükeniş izledik. Ev sahibinin de ahım şahım bir şey oynamamasına, düşük skorda kalmasına rağmen... Acemilikler sarmalı içerisinde son yarıda yaşanan olumsuzluğu kendimiz yarattık. Korkuyorum, çünkü haftaya da burada CSKA’yla oynayacağız
Play-off eşiğini atlamayı kovalayan Anadolu Efes, Panathinaikos’u Moerman’ın son üçlüğüyle ligin sonuna yolculadı. Geçen şubattan beri 14 deplasman maçını kaybeden Panathinaikos’un en iyi adamı, takımın çember altı efendisi Papagiannis de yoktu dün akşam. Maç başına ortalama 88 sayı atan ligin en skorer takımı Anadolu Efes’i durdurmak için Pana akıllı seçimle, oyalama presi sonrası adam değiştirmeli alan savunması yaparak, Efes’i driplingde bırakıp top kaybettirerek, sete set yarı sahaya yıktı oyunu. Efes de her nedense yarı baygın bir gecede olduğu için yürüyerek oynamaya ayak uydurdu. Pana kısalarıyla sürümden kazanmak için atıp durdu. Pota altımızda fink atarak hücum ribaundları da alıp yoğun ikinci top şansı buldular.
ANADOLU EFES GEÇ UYANDI
Biz vurup geçemeyince, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Panathinaikos “Neden olmasın” havasına girdi. Atina’daymış gibi yüksek isabetli oynadılar. Ataman’ın kısalarıyla boyalı alana dalış yaparak, çembere giderek iç sayı zorlaması, olmazsa dışarda kalan boş adamı bulma alışılmış düzeniyle karşılık vermesini bekledik ama o da havasında değildi. Topu yönlendiren ve skoru sağlayan ikilimiz Micic ile Larkin'in birlikte durgun oldukları gecede Pana’nın Nedovic’i ve sakatlıktan dönen Macon’u birlikte 37 sayı üreterek yaptılar işlerinin gereğini. Neyse ki “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda, ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında“ Nazım şiiri, Cem Karaca şarkısındakine benzer durum yaşandı ikinci yarıda. İlk devrede yüreğimizi ağzımıza getiren takım gitti, fiziksel agresif Efes geldi odadan ve yüreğimize su serpti.
Murphy kurallarından biri der ki; hiçbir terslik tek başına gelmez. Peş peşe kaybettiği maçlarla sıkıntı günler yaşayan Fenerbahçe’nin başına gelmeyen terslik kalmadı. Beş kilit adamı Jan Vesely, Nando De Colo, Danilo Barthel, Marial Shayok ve İsmet Akpınar sakat, Covid-19 test sonucu pozitif çıkan Djordjevic takımın başında değil. Euroleague için hiçbir iddiası olmayan, beş eksikli ve uçakta hazırlanarak gelmiş Zalgiris karşısındaki günü kurtarma mücadelesinde Fenerbahçe “Bu maç bizim” mesajını baştan veremeyince, oyun ortaya karışık kaos basketboluna döndü. Kısır skorla hücumlardan boş dönüp, demir döverek maçı koparamazken bu telaş rakibe yaradı.
GUDURIC 'HODRİ MEYDAN' DEDİ
Şehmuz ve Polonara canlandırdılar takımı ama arkadaşları eşlik etmek için ikinci yarıyı beklediler. Sakat sakat oynayan Pierria Henry katkı veremezken, hatalarımız ve temposuz basketbolumuz ikinci yarıda da sürdü ve iyice rahatlayan, eli açılan rakip arayı açarak yağmur oldu yağdı. Guduric’in yarattığı kalkışmayla açılan arayı kapayarak son çeyreğe oyuna ortak girdik. Son 5 dakika kör dövüşüne dönen oyunda nefesler tutuldu. Bambaşka oynadı son dakikaları Fenerbahçe. ‘Alınmazsa play-off şansı kalmaz’ maçının hakkını verdiler. Son sözü Fenerbahçe’nin kazanma hırsı yanı sıra maça olumlu dokunuşuyla Şehmuz birlikte söylediler:
‘Biz bitti demeden maç bitmez.’
Anadolu Efes ile Beşiktaş’ın maçı bir anlamda öfke kontrolleri için belki de yardım almaları gereken, ‘her daim gergin’ Ergin Ataman ile Balkanların korkulu rüyası Ahmet Kandemir’in buluşmasıydı. Ancak ilginçtir iki koç da dün akşam sanki ‘sakinleştirici’ almış gibi sakindiler! Takımı uyandırmak, adrenalini yükseltmek için zaman zaman agresif olmak iyidir ama ölçüyü kaçırmamak lazım.
Egemen Güven Efes formasıyla çıktığı ilk maçta 16 sayı, 6 ribaund, 1 asist üreterek, uzun rotasyonunda Ataman’ın elini güçlendireceğini gösterdi. Beşiktaş’ta ise kadroda kalan son genç umutlardan Furkan Haftalı, daha vücut koordinasyonunu sağlayamamış ama gene de yakın geleceğin iddialılarından.
KARTALIN KANADI KIRIKTI
Beşiktaş’ın karar verici iki yıldız oyun kurucusu olmayınca demirbaş keskin nişancı Beaubois olağanüstü üçlük isabetiyle Efes’in sıklet farkını sahaya ve skora yansıtan oyuncu oldu. Siyah beyazlı takım şansını sonuna kadar zorladı ama Ataman bir gece önce Galatasaray’ın 25 sayı öndeyken rehavete kapılıp Daçka’ya maç verişinin bilincinde, işini şansa bırakmadan baskıyı sürdürdü ikinci yarıda. Kandemir, başlıca oyuncuların aşağı yukarı eşit öneme sahip olduğu ansamble oyucu kadrosundan, maksimum yararı alarak uzun süre oyuna tutundu.