Uğur Meleke

Fenerbahçe'nin stabil sürümü bu!

27 Nisan 2025
Dün Gaziantep'te iki teknik adamın taktik savaşı şekilde geçen bir 90 dakika izledik.

Selçuk İnan bu sezon elindeki malzemeye nazaran iyi iş çıkaran hocalardan. Dün muhtemelen Fenerbahçe’nin 3-4-1-2 başlayacağını öngördüğü için o da 3-4- 1-2 formasyonunu tercih etti. Takımına ilk 25-30 dakika güçlü bir hücum pres yaptırdı. Fenerbahçe’nin ana pas istasyonu Fred’i Ogün’le kapadı, bu sayede sarı-lacivertlileri ilk devrede oyun kurarken bir-iki kez de hataya zorladı. Maxim’in golü de zaten Fenerbahçeliler’in çıkarken yaptığı bir kayıpla geldi.

Selçuk İnan’ın işleyen bir başka planı da sol kanat beki Lungoyi’nin Oğuz’un arkasında boşluklar bulması oldu. İlk 45’in sonunda taktik tahtasına yazdıklarını sahaya daha fazla yansıtan taraf Selçuk İnan gibiydi. Ancak ikinci 45’te tamamen yön değiştirdi rüzgar...

Muhtemelen ilk 45’i izleyip iyi analiz eden Jose Mourinho, 46’da tek müdahale ile değiştirdi oyunu. Sarı kartlı İsmail Yüksek’i çıkardı, İrfan Can’ı Fred’in yanına çekti. İlk devrede Ogün’ün markajında bunalan Fred, etrafındaki pas opsiyonlarının artışıyla fonksiyonelleşti ve şahane bir ikinci 45 dakika oynadı. 8 numaraya gelen İrfan ve 10 numara rolüne kayan Talisca’nın da verimi arttı yeni modelde. Dzeko’nun da devreye girişiyle 25 dakika içinde tabelayı 1-0’dan 3-1’e getirip maçın fişini çekti sarı-lacivertliler.

ÜÇ MAÇ ARADAN SONRA 3-4-1-2’YE DÖNÜŞ

Dünün tabii ki Fenerbahçe açısından bir başka manşeti, üç maç aradan sonra 3-4-1-2 formasyonuna dönüştü. Mourinho, yılbaşından itibaren 25 resmi müsabaka boyunca 3-4-1-2 oynatmış ve deyim yerindeyse takımının stabil sürümünü bulmuştu. Ancak nedense kendi eliyle bulduğu bu doğrudan Trabzon maçında vazgeçmiş, Trabzon-Sivas-Kayseri müsabakalarında yine inişli çıkışlı Fenerbahçe performansları seyretmiştik.

Dün 3-4-1-2’ye dönüşle, kanat beklerde Oğuz-Kostic’le, yaratıcı Dzeko’nun beslediği Nesyri ile tekrar Fenerbahçe’nin stabil sürümü vardı sahada. Jose Mourinho’nun kalan 5 maçta takımının bu versiyonuyla devam edeceğini zannediyorum ben.

Yazının Devamını Oku

Galibiyete 4 puan verilseydi futbol böyle olurdu!

26 Nisan 2025
Dün İnönü’deki Beşiktaş-Hatayspor maçını izlerken hissettiğim şu oldu: Beraberliğe puan verilmeseydi, ya da galibiyete 4 puan verilseydi futbol böyle bir şey olacaktı demek ki... Kimse beraberliği hedeflemezse, herkes sadece gol atmayı düşünürse, orta sahalar böyle yürüyerek geçilirse bazı hocaları pek memnun etmeyecek ama izleyiciyi daha fazla eğlendirecek bir spor olurdu futbol.

Tabii ki dün böyle bir tablo izlememizin altında Hatayspor’un çoktan ikinci lig hazırlığına başlamış olmasının önemli etkisi vardı. Maç öncesi Murat Şahin de söyledi, Kayseri’den 5 yediğimizde maalesef kırıldık ve artık yavaş yavaş alt lige hazırlanıyoruz dedi genç teknik adam. Ben Murat Şahin’in küme düşmelerine rağmen büyük bir tebriki hak ettiğini düşünüyorum. Türkiye’de skor odaklı bir spor medyası olduğundan pek kimseler farkında değil ama Murat Şahin, Hatayspor’a gayet iyi futbol oynattı. Hatay’ı düşüren asla Murat Şahin değil, dördüncü haftada skandal bir kararla Özhan Pulat’ı gönderip Rıza Çalımbay’ı getiren kulüp yönetimidir. Murat Hoca geldiği günden itibaren Hatayspor’a pozitif futbol oynattı, kadro darlığından stoperde 2007’li Yiğit’i, sağ bekte Selimcan’ı kullanmak zorunda kalsa bile şikayetlenmedi. Sekiz numarada Görkem-Abdülkadir’den şahane verim aldı, iki oyuncu da yeniden doğdu. Bir sporsever olarak teşekkür ederim Murat Hoca’ya; sürüden ayrıldığı için, şikayetlenmek yerine çözüm üretmeye çalıştığı için, pozitif futbol çabası için.

SOLSKJAER KiMSEYE KÜSMÜYOR

Solskjaer belki bir taktik deha değil ama güçlü bir iletişimi var. Krizdeki Manchester’da herkesten maksimumunu almaya çalıştı, Rashford’dan, Lukaku’dan, Pogba’dan en iyi ürünü de o çıkardı zaten belki de. Beşiktaş’ta da kimseye sırtını dönmüyor, herkese sevgiyle yaklaşarak maksimum verim almaya çalışıyor. Kasımpaşa ve Başakşehir maçlarında 45 dakika sahada bırakın koşmayı, yürümekte bile zorlanan Immobile’yi de dün 11’de sahaya sürdü ve İtalyan’dan yanıt aldı. Semih’ten-Mario’dan katkı geldi, Arroyo siftah yaptı. Rafa yine sahanın yıldızıydı. Zayıf fikstür fırsatını iyi değerlendirdi Solskjaer.

Yazının Devamını Oku

The Outdated One (Modası çoktan geçmiş biri)

21 Nisan 2025
Fenerbahçe için bu sezonu kabaca üç perdeye ayrılabiliriz: Ligin ilk devresi, Mourinho’nun takımını tanıma süreci gibiydi. İnişli çıkışlı bir grafik. Kadro ve oyun istikrarı sağlanamayan bir dört ay. Bunun neticesi olarak da 2024’ü lider Galatasaray’ın 8 puan gerisinde kapattı sarı lacivertliler.

Sezonun ikinci perdesi yeni yılla birlikte start aldı. Ocak’ta Mourinho 3-4-1-2 formasyonuna geçti. Savunma liderliğini yeni transfer Skriniar’a verdi, Yusuf Akçiçek’i sol stoper olarak kullanmaya başladı. Yeni kanat bekler Oğuz ve Kostic müthiş çıkış yakaladılar. Çift santrforlardan Dzeko besleyici, Nersyri bitirici olarak konumlandılar. Bu 3-4-1-2 ile 25 resmi maçlık bir oyun istikrarı yakalamıştı Fenerbahçe. Bu sayede ligdeki 8 puanlık farkı da üçe indirmişti.

FENERBAHÇE’NiN STABiL SÜRÜMÜNÜ YOK ETTi

Ancak Mourinho bence kendi eliyle bulduğu doğrulardan yine kendi kendine uzaklaştı. Ne olduysa kupada Galatasaray’a kaybedince oldu. Ligde sıradaki Trabzon maçına hem 7 oyuncu, hem de formasyon değişikliğiyle çıktı. 4-2-3-1’e geri döndü, kanat bekler Oğuz-Kostic’i çok iyi oynarlarken kesmeye başladı. Bu formasyonla ve oyuncularla Trabzon’la Sivas’ı yendi. Ancak Trabzon ve Sivas ilk yarılarında yine ortada iyi bir futbol yoktu. Oyun istikrarsızlaştı. Fenerbahçe’nin stabil sürümünü kendi eliyle yok etti Mourinho. Ve skorlara aldanarak yaptığı hamlelerin işe yaradığını düşündü. Oysa oyun gerilemişti.

Fenerbahçe’nin dünkü Kayserispor ilk 11’i ve taktiği ise sadece bir orta-kafa-gol oyunuydu. Dzeko sahada bağlantı oyuncusu olarak yer almadığında oyun kilitleniyor: Fenerbahçeliler topu Maximin’e veriyor, Fransız oyuncu bir çalım atıp başarabilirse bir orta kesiyor, Nesyri ile Talisca da vurmaya çalışıyorlar. Bu, bir büyük takımın son 15-20 dakikalık stratejisi olabilir. Ancak ana taktiği olmamalı. Bu kadar çok yıldız oyuncusu olan bir takımın ana planı orta-kafa-gol ise sorun hocadadır. Demeçlerinde hâlâ “özel biri” olduğunu iddia eden, sahaya yansıttıklarıysa son derece demode kalan bir hoca. Modası çoktan geçmiş bir hoca.

Yazının Devamını Oku

Generalsiz savaşılır, askersiz savaşılmaz!

20 Nisan 2025
7 Nisan Pazartesi akşamı Kasımpaşa Stadı’ndaki ilk devrenin ardından bir karar verdi Ole Gunnar Solskjaer: Generalsiz savaşılır, askersiz savaşılmaz...

Beşiktaş o gün ilk 45 dakikada sahada “gamsız generaller ordusu” gibiydi. İmmobile’nin adı var ama kendisi yok. Joao Mario sadece top ayağına gelirse oynamayı hatırlıyor. Muci de sanki gönüllü veteran gibi dolaşıyor sahada. O maçın ardından gelen Başakşehir yenilgisiyle Norveçli teknik adamın kararı kesinleşti, generalleri kulübeye yanına oturttu. Dün İzmir’de askerlerden oluşan bir 11 sürdü sahaya.

Beşiktaş’ın asker ağırlıklı dünkü 11’i kalite terazisinde belki biraz daha hafif. Ama mücadele tartısında ağır. Göztepe’nin tam 6 uzunla (Heliton, Bokele, Taha, Dennis, Romulo ve Emersonn’la) çıktığı maçta rakamsal olarak çok kısa kalmasına rağmen havada adeta vuruşarak savaştı siyah beyazlılar. İzmir temsilcisinin uzun toplarını çoğunlukla Emirhan-Paulista karşıladı, Göztepe’nin önde baskısına zaman zaman Beşiktaş da uzun metrajlı oynayarak yanıt verdi. O noktada da çalışkan öğrenci Mustafa devreye girdi. Dün sahada kaldığı süre boyunca iyi mücadele etti genç oyuncu.

GÜRSEL AKSEL’DE TÜYLER DiKEN DiKEN

Doğrusu bu sezon Gürsel Aksel’de oynanan her maçı izlemekten büyük keyif alıyorum. Tüm zamanların en iyi albümlerinden biri olan, beni de ortaokul yıllarıma götüren Medcezir’le başlıyor her maç. Tüyler diken diken oluyor. Sonra da sahada planı olan, ne yaptığını bilen, bazen yenen-bazen yenilen ama muhakkak yüzde yüzünü veren bir takım seyrediyoruz.

Dün de öyle oldu. Terlerinin son damlasına kadar yeşil çimlere bıraktılar. Sezon başından beri bazı oyunculara aşırı yük bindi. Bokele dün bu yükü kaldıramadı. Djalma ve Juan sakat. Solet sakatlandığından beri zaten orta sahada onun eksikliğini hissediyorlar. Bir de son haftalarda bir gol sıkıntısı çekiyorlar, dün de Romulo ve Emersonn birer ofsayta takıldılar, Kubilay’ı da Mert durdurdu. Ancak bitime 6 hafta kala 40 barajına ulaşmaları da gayet iyi bu genç kadroyla. Üstelik perşembe akşamı da kupada tarihi bir yarı final oynayacaklar.

Yazının Devamını Oku

Torreira'ya bakarsanız oyunu görürsünüz!

19 Nisan 2025
Dünya şampiyonu İspanyol teknik adam Del Bosque’nin yıllar önce Busquets için söylediği cümle dün akşam geldi aklıma. Ve dünkü Torreira performansına çok uygun düştü o cümle: “Oyuna bakarsanız Torreira’yı göremeyebilirsiniz. Ama Torreira’ya bakarsanız oyunu görürsünüz.”

Dün İstanbul’da ilk 45 dakikada Galatasaray Bodrum’a şutlarda 23-0, rakip ceza alanında 27-0 üstünlük kurdu, sıra dışı bir devre izledik gerçekten. OPTA verilerine göre 10 büyük ligin şut rekoruymuş bu. İlk devrede Bodrum 11 kişiyle kalesinin önüne dizildi, savunmaktan başka hiçbir şey yapmadı ve farklı bir sonuçla soyunma odasına gitmemelerini de kaleci Sousa’ya borçlular. Jose Morais’in Süper Lig’de toplam 10 maçının 8’inde 4’lü savunma oynayıp sadece Fenerbahçe ve Galatasaray’a beşli defansla çıkmasını acemice buluyorum. Sahaya ekstra bir stoper koymak savunma dirençlerini artırmadığı gibi, tüm takımının da dengesini bozuyor. Dörtlü savunma oynadıkları 8 maçta hiç gol yemediler. Beşli savunma oynadıkları Fenerbahçe’den bir devrede 4 gol yediler. Galatasaray’dan da 5-6 tane yiyebilirlerdi şansları yardım etmese.

FABRiKA AYARLARIYLA ÜÇÜNCÜ MAÇ

Dün ikinci devrede vitesi düştü ama ilk 45’te Galatasaray’ın Bodrum’u ceza sahasına hapsetmesinde bir adamın büyük payı var. Torreira, bir geri kazanma canavarı. Her pozisyonda doğru zamanda doğru yerde. Oyun görüşü çok yüksek, arkadaşları bir atak tamamlayamadığında Bodrum iki pas yapamadan oracıkta bitiyor ve geri kazanıyor topu. Torreira her topu geri kazandığı için arkadaşlarının işi kolaylaşıyor. Zira bir büyük takımı en çok zorlayan şey, geri koşmak. Torreira gibi bir geri kazanma silahınız varsa çok fazla geri koşmuyorsunuz haliyle.

Okan Buruk, çeşitli anlamsız denemeler sonrası 3 müsabakadır (Fenerbahçe, Samsun ve Bodrum’a karşı) fabrika ayarlarına döndü. Klasik 4-2-3-1’le, üç orta sahalı, Morata fantezisiz düzeniyle üç kritik maç kazandı; kupada ve ligde avantajını korudu. Sezonun geri kalanında da bu fabrika ayarlarından şaşacağını sanmıyorum Buruk’un.

Yazının Devamını Oku

Mourinho'nun Samandıra klasörleri!

14 Nisan 2025
Talisca'nın n Fenerbahçe’de ilk 11’de başladığı 9’uncu maçtı dün. Sivas’a attığı frikikle sarı lacivertli formayla 9 golü oldu Brezilyalı’nın. Belki maç içinde sürekli aksiyon halinde değil, belki zaman zaman vitesi düşüyor. Ama oyunun içine her girdiğinde karşılaşmanın kaderine dokunuyor.

Glasgow deplasmanından Fenerbahçe talihsiz bir vedayla ayrılınca gözden kaçtı ama o gün 30’da Balogun’a, 37’de Soutar’a gösterttiği sarı kartlarla Rangers savunmasının dengesini bozan adam Talisca’ydı. Önceki hafta Bodrum maçında daha 4’üncü dakikada Musah’a yine sarı göstertti ve rakibinin en savaşçı oyuncusunu etkisizleştirdi. Bodrum’a 1 penaltı golü atmıştı, Trabzon’a karşı hat-trickle yıldızlaştı. Dün de önce 27’de Charisis’e sarı kart aldırdı. Sonra da 40’ta yine kendisi kazandığı bir faulün sonucu frikik golüyle öne taşıdı takımını.

BEKiR BÖKE FARK YARATIYOR

Mourinho, belli ki Trabzon maçı ikinci yarısındaki oyundan memnun kalmış. Dün de (sadece sakat Amrabat yerine Çağlar’ı koyarak) Trabzon ikinci devre 11’i ve 4-2-3-1 formasyonuyla çıktı Sivas maçına. Portekizli Hoca maç öncesi formasyon tercihi sorusuna küçümseyici bir yanıt verdi ama kendisinin sanki Samandıra’da 4-2-3-1 ve 3-5-2 için ayrı klasörleri var gibi! Eğer 3’lü savunma oynuyorsa kanat bek olarak Kostic-Oğuz’u kullanıyor, dörtlü defansta bu ikiliyi tercih etmiyor. Yine 4-2-3-1’de Maximin’i tercih ediyor, 3-5-2’de onu kullanmıyordu. Yusuf da 3-5-2’de gözdeydi. Dün 4-2-3- 1’de Çağlar’ı tercih etti ve Çağlar da her zamanki gibi çok fazla geriye kaçarak defalarca fırsat tanıdı Sivaslı forvetlere.

Sivasspor içinse belki puanla çıkılamayan ve oyun olarak umut veren bir geceydi. Çalımbay’la 5 maçta 7 puan topladılar, bu süreçte ilk 11’e yerleşen Bekir Böke’nin 4 gol katkısı var. Dün de çok etkili oynadı sağ çizgide. Bekir kanat oynamaya başladığından beri Sivasspor Manaj’la birlikte ikinci bir hava topu silahı da kazanmış oldu. Eğer Çalımbay’ın talebeleri ligde kalabilirlerse en önemli faktörlerden biri Bekir’in ilk 11’e monte edilmesi olabilir.

Yazının Devamını Oku

U19 yerine u23 ligi daha fonksiyonel olabilir!

13 Nisan 2025
Başakşehir bu sezon performans aralığı geniş olan, ara ara dalgalanan takımlardan biri. Tabii ki bunun sebeplerinden biri, sezonu ön elemelerle çok erken açmaları olabilir. Üstelik yaz transfer dönemini de çok sakin geçirdiler ve esas takviyeleri Ocak’ta yaptılar. Operi, Brnic, Yusuf, Ebosele, Umut’un hepsi kış transferleri.

Bu transferleri yaparken Çağdaş Atan’ın tercih ettiği formasyon 3-5-2 idi ve Ebosele-Operi gibi oyuncular kanat bek oynamaları için alınmışlardı. Ancak 2025’te Galatasaray’ın yaşadıklarının bir benzerini Başakşehir de yaşadı. Üçlü savunmayla işleri iyi gitmedi, klasik 4-2-3-1’e döndüler. Yeni transferleri de şimdi dörtlü savunmaya adapte etmeye çalışıyorlarBu transferleri yaparken Çağdaş Atan’ın tercih ettiği formasyon 3-5-2 idi ve Ebosele-Operi gibi oyuncular kanat bek oynamaları için alınmışlardı. Ancak 2025’te Galatasaray’ın yaşadıklarının bir benzerini Başakşehir de yaşadı. Üçlü savunmayla işleri iyi gitmedi, klasik 4-2-3-1’e döndüler. Yeni transferleri de şimdi dörtlü savunmaya adapte etmeye çalışıyorlar

Ancak son 3 maçta 4-2-3-1’le gayet iyi bir çizgileri var. Eyüp ve Konya’yı yenerken iki kısa açık Yusuf ve Brnic’in süratleri ve bireysel becerileri ön plana çıkmıştı. Dünkü hücum planları da bunun üzerineydi. İlk devrede daha çok solda Kemen-Brnic’le bir asimetri yakalamayı denediler. 8 numara oynayan Kemen dün sola çok yaklaştı ve birkaç defa dengesizlik yarattı. Dün maçın fişini çeken golü de bir diğer 8 numara Crespo’nun taşıdığı top ve diğer açık Yusuf Sarı’yla buldular.

SOLSKJAER YAPBOZDA BOĞULDU
Beşiktaş teknik direktörü Solskjaer içinse yapboz gibi bir sınavdı dünkü. Stoperde kullanabileceği 5 adam birden (Uduokhai, Emirhan, Talha, Bahtiyar ve Necip) eksik olunca 1,70’lik Svensson’u stoper oynattı. Sağ bekte Oxlade-Chamberlain’le başladı, ancak Başakşehir ısrarla onun üzerine oynayınca 46’da Onur’u soktu. Tüm bu yaşananlar üzerine akla şu iki konu geliyor ister istemez:

1) U19 ligi lideri Beşiktaş’ın A takımda kullanabileceği bir stoperi yok mu? Ocak 2024’te Kasımpaşa Beşiktaş’ı stoperde iki 17’lik Yasin-Taylan’la yenmişti. Beşiktaş’ın bırakın ilk 11’ini, kulübesinde bile bir genç stoper yoktu dün.

2)  Acaba Samsunspor’un ve sportif direktörü Fuat Çapa’nın U23 ligi talebi düşünülemez mi? 19 yaşını doldurup A takıma çıkamayan birçok oyuncu kayboluyor o çukurda. U23 olmasa dahi U21 ligi bile daha fonksiyonel olabilir sanki.

Yazının Devamını Oku

Son 27 golün 20'sinde Osimhen'in payı var!

12 Nisan 2025
Samsunspor'un puan tablosunda üçüncü sırada olması biraz şahane teknik direktörleriyle, biraz da ligin düşük rekabetçiliğiyle ilgili. Yoksa kadro kaliteleri ligin 10’uncusuyla, 15’incisiyle çok da farklı değil.

Alman taktisyen Thomas Reis, ligin ilk devresinde elindeki kadrodan maksimum verim aldı. Zaten Gisdol ona fiziksel seviyesi iyi bir takım bırakmıştı, Reis da özellikle iç sahada daha dominant bir felsefeyle flaş skorlar almayı başardı.Alman taktisyen Thomas Reis, ligin ilk devresinde elindeki kadrodan maksimum verim aldı. Zaten Gisdol ona fiziksel seviyesi iyi bir takım bırakmıştı, Reis da özellikle iç sahada daha dominant bir felsefeyle flaş skorlar almayı başardı.

Ancak tüm bunlar, Samsun’un çok dar bir kadrosu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Zaten transfer tahtaları kapalı. Üzerine devre arasında kulübe güçleri Ercan Kara ve Gaetan Laura ayrıldı. O da yetmedi, Noel tatilinden geç döndükleri için bir süre kadro dışı kalan Tait, Ntcham, Dimata gibi oyuncuların problemi çok uzadı. İlk devrenin yıldızlarından Ntcham yok oldu. Thomas Reis enteresan bir inatla Tait’ye aylarca dakika vermedi. Celil ve Bennaser sakatlandı. Takımın temel direkleri Zeki, Holse, Marius, Emre’ye aşırı yük bindi ve hemen herkeste düşüş var. Bunun sonucunda da son 7 maçın 6’sını kazanamayan ve biri dışında hepsinde en az ikişer gol yiyen bir Samsunspor kaldı elde.

EN KOLAY MAÇLARINDAN BiRi OLDU
Lider Galatasaray dün Samsun’un kendi sahası, hatta kendi ceza alanında oyunu kabul etmesinin faturasını çok çabuk kesti. 4-2-3-1’e dönüş ve Morata ısrarından vazgeçiş sonrası sarı kırmızılıların oyunu akıcılaştı. Sahada bir oyun varsa Osimhen de zaten profesyonelliğiyle hep aksiyonun içinde. Galatasaray’ın ligde son 14 maçta kaydettiği 27 golün 20’sinde Osimhen’in payı var (atan, attıran ya da pozisyonu hazırlayan olarak). Dün de Yunus’un golü öncesi iki şutu atan o. İkinci golü de kaydeden o.

Fenerbahçe maçından sonra dün de yine birlikte görev yapan Torreira-Lemina-Sara üçlüsü gitgide daha verimli oynuyorlar. Davinson tamamlanamayan hücumlarda yine doğru zaman-doğru yer dersi verdi. Sağ bekte son tercih olarak sahaya sürülen Sallai de günün iyilerindendi. İlk devrede hızlı kullandığı iki taçla iki pozisyona soktu arkadaşlarını. Galatasaray zor gözüken deplasmandan çok kolay çıktı dün.

Yazının Devamını Oku