Paylaş
Salı akşamı TV'lerin ana haber bültenlerinde garip bir haber yayınlandı. Önce haber metninin özetini birlikte okuyalım:
‘‘Üç yıl önce kaçakçılık yapıldığı gerekçesiyle el konularak Haydarpaşa Limanı'na çekilen Ukrayna bandıralı Victoria adlı gemiye bugün bir operasyon daha düzenlendi. Operasyon sırasında İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü ekipleri gemiye denizden çıktılar. Aramalarda geminin zula tabir edilen gizli bölmelerinde üç yıldır saklı duran kaçak rulmanlar ve bakırlar ele geçirildi. Kaçak malın piyasa değerinin 200 milyar lira olduğu belirtildi.’’ (Bazı TV'ler bu rakamı 100 milyar lira olarak verdiler.)
FİLM GİBİ OPERASYON!
Spikerin seslendirdiği metin yayınlanırken, ekranda hurdaya dönmüş gemiye tırmanan gümrük muhafaza timlerinin görüntüleri yer alıyordu. Seri hareketlerle Victoria gemisine çıkan timler, sanki elleriyle koymuş gibi, paslı rulmanları ve eğri büğrü bakır telleri çıkartıyorlardı. Üç yıl boyunca deniz suyu içinde bekleyen rulmanların piyasada hiçbir kullanım olanağının kalmadığını fark etmek için, uzman olmaya gerek yoktu. Biraz dikkat yeterliydi.
Baştan sona gülerek izlediğim haberin sonunda, bir TV muhabirinin gümrük ekibinin sorumlusuna şu soruları yöneltmesini bekledim:
1- Gümrüklü limanda bekletilen gemiye denizden operasyon düzenlemenin ne gereği vardı?
2- Bu hareketinizle, üç yıl önce gemiye el konduğu tarihte, doğru dürüst bir arama yapılmadığını cümle áleme ilan etmiş olmuyor musunuz?
3- Paslı rulmanları hurdacılardan başka kimler alabilir? Bunların 200 ya da 100 milyar lira değerinde olduğu nasıl belirlendi?
Sorular sorulmadı ve büyük (!) operasyon, şova ihtiyacı olduğu anlaşılan Gümrük Muhafaza Başmüdürü'nün başarı hanesine kaydedildi.
NAFTALİNLİ HABER
Şimdi, aynı müdürlüğün yaklaşık bir buçuk ay önce gerçekleştirdiği bir başka büyük (!) operasyonun TV haber metnini sunuyorum:
‘‘Haydi ihracat yoluyla devleti trilyonlarca lira zarara uğratan Mazlum Enç, dün gece İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü ekiplerinin yaptığı baskın sonucunda yakalandı. Büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirilen operasyon sırasında Mazlum Enç, Kadıköy'deki bürosunun ikinci katından atladı. Ayağı ve kolu kırılan Enç, hastanede tedavi altına alınırken oğlu Tolga yakalandı. Sahibi olduğu Pacific Line şirketiyle birçok ülkeye hayali ihracat yaptığı belirlenen Mazlum Enç'in bürosunda, çeşitli gümrüklere ait sahte mühür ve belgelerle sahte savcılık mühürleri bulundu. Mazlum Enç'in devleti dolandırırken yaklaşık 4 trilyon liralık vergi iadesi aldığı belirlendi.’’
Şov meraklısı Gümrük Muhafaza Başmüdürü Sayın Ali Balkan Metel'e ‘‘Günaydın’’ demek gerekiyor. Çünkü ARENA ekibi, üç yıl önce 28 Mart 1996 tarihinden başlayarak, peş peşe ekrana getirdiği üç araştırmayla, Mazlum Enç'in ipliğini pazara çıkarmıştı. Bu haberlerde Enç'in gümrüklerde çevirdiği dolaplar tek tek sıralanmıştı. Üstelik karanlık işlerinde Pacific Line Şirketi'ni kullandığı ve Nevruz Sümer adlı müseccel naylon faturacıyla işbirliği yaptığı da belgelenmişti.
ŞOV MU, GÖREV Mİ?
Devletin aktif görevini yürüten yetkililerin, başarılarını kamuoyuna yansıtma çabalarını anlayışla karşılıyorum. Ama bunun şova dönüşmemesi gerektiğine inanıyorum. Şimdi başta Gümrük Muhafaza Başmüdürü Metel olmak üzere tüm yetkililere soruyorum:
1- ARENA ekibi bu haberleri yayınlayarak kamuoyunu uyardığında, hurda gemilere tarzan gibi tırmanan gümrük muhafaza ekiplerinin elleri armut mu topluyordu? O sırada gıyabi tutuklaması bulunmayan ve çağrıldığında TV stüdyolarına bile rahatça gelen Mazlum Enç uyarılarımıza karşın niçin yakalanmadı?
2- Müdürlüğünüzün basına verdiği bilgilerden bu dalaverecinin aradan geçen üç yıl boyunca hayali ihracata devam ettiği anlaşılıyor. Hem de tezgáhı belgelenmiş Pacific Line Şirketi aracılığıyla!.. Bu süre içinde devletin dolandırılması yoluyla Mazlum Enç'in cebine giren yaklaşık 4 trilyonun sorumlusu, şimdi kim olacak? Üç yıl süren akıl almaz vurdumduymazlığın ve devleti zarara uğratmanın hesabı kimden sorulacak?
Gümrük Muhafaza Başmüdürü Metel'e şov yapmayı bırakıp ARENA'yı izlemesini öneriyorum.
Arşivimizde Orhan Aslıtürk'ten tutun da, naylon firmalarla gümrükleri adeta kevgire çeviren bir yığın arkası sağlam hayali ihracatçının dosyası duruyor.
Bu dosyalar, onlara uzanacak cesur elleri bekliyor.
Haydi ne duruyorsunuz Sayın Metel, hemen kolları sıvayıp bir bir yakalayın şu arkası sağlamları, haydi!..
Paylaş