Uğur Cebeci

Gökyüzü yollarında Türk imzası

23 Şubat 2022
Uçakların yolları karmaşık kontrol sistemleri ile donatılmıştır. Jeppesen denilen haritalar eskiden 3-5 kg ağırlığında kataloglardı. Artık bilgisayarlarda. Yollar hata affetmez. İşte bir Türk şirketi, Keyvan Havacılık, o yolların artık resmi belgeli veri üreticilerinden. Kusursuzluğu ile Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı’nın (EASA) onayını aldı.

Siz gökyüzünün büyüklüğüne bakmayın. Uçaklar yukarıyı tarla gibi kullanamazlar. Yolları vardır. Nerede, hangi uçuş için nereye dönecekler, hangi yükseklikte nerede olacaklar... Nerede aşağı ile konuşacaklar. Nerede alçalacaklar. Kule ile nerede irtibat kuracaklar. Alçalmalar, yaklaşmalar, irtibat kurmalar düz uçuştaki seyirler hepsi özel verilerin birleşmesi ve yoğun kontrollerden oluşan güvenli sistemler topluluğudur. Bir hata felaketlere bile yol açar.

İşte eskiden pilotlar Jeppesen denilen 3-5 kg ağırlığındaki kataloglar halindeki haritaları taşırlardı. Yolda açıp açıp, uzun uzun bakarlardı. Güncellemeler gelince o bölümler dosyadan çıkar, yerine  postadan gelen yeni bölümler eklenirdi. Artık tarih oldu. Şimdi uçak bilgisayarlarına pat diye giriyor bunlar ve güncellemeler de büyük hızla yapılıyor. Bunun gibi onlarca veri üretilen şeyler var havacılıkta. Bu işleri yapmak, bilgi, güvenilirlik, uzman kadrolar ister.

DÜNYA PAZARINA HİZMET

Keyvan Havacılık şirketinin sahibi bir İranlı. Mehmet Keyvan. Ama artık Türk şirketinin sahibi. Yıllar önce tanıdım. Çok heyecanlı bir adam. Keyvan Havacılık Grubu’nun kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı. Havacılık Veritabanı, Havacılık Veri Analitiği, Danışmanlık Hizmetleri, Business Jet Desteği ve Havacılıkta Moda dahil olmak üzere geniş hizmet yelpazesi ile ticari havayolları ve özel operatörler, havalimanları, Aviyonik Üreticisi ve operatörlerin ihtiyaçlarına hizmet veriyor.  Kullandığı yenilikçi teknolojilerle adından söz ettiren şirket, Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından verilen, uluslararası TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikasını alan Türkiye’deki tek firma oldu. 

Türkiye’de havacılık veri tabanı üreten ilk, dünyada ise dördüncü uluslararası alanda onaylı firma olan şirket, şimdi ülkemiz için bir ilke daha imza attı. Dünyada sadece Amerika Birleşik Devletleri, İsviçre ve Fransa’da olan TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikası’nı alarak Türkiye’deki ilk ve tek kurum olmayı başardı. Bu sayede hem ülkemizdeki öncü havacılık kurumlarına hem de havacılık alanında tüm dünya pazarına hizmet vereceğini müjdeledi.

ANALİTİK KABİLİYET

EASA Sertifikası ile şirket, havacılık bilgilerini analiz etme, verileri endüstri standardında ve kabul edilebilir bir formatta yayınlama konusundaki analitik kabiliyeti tescillendi. Havacılık Grubu, misyonunun “güvenilir veri içeriği ile dünya çapında veri kapsamı sunmak” olduğunu bir kez daha hatırlatarak, dünya havacılık pazarında şimdi daha güçlü bir oyuncu olduğunu ilan etti. Onaylı TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikası, havacılık verilerini işleyen ve veri kullanıcıları için Veri Kalitesi Gereksinimleri’ni karşılayan sağlayıcıları işaret ediyor. Sağlanan verinin doğruluk, çözünürlük, bütünlük, izlenebilirlik, zamanındalık, tamlık ve format açısından uluslararası standartlara uygunluğu, sertifikasyon ile garanti altına alınıyor.

Yazının Devamını Oku

Akıllı mega kargo kapılarını açtı

16 Şubat 2022
Adı SMARTIST... Yılbaşından biraz önce 500 metre uzunluğundaki Mega Kargo Binası tamamlanmıştı. İstanbul Havalimanı sınırları içinde yer alan binadaki akıllı sistemlerin akıllarının başlarına gelmesi için uzun testler yapıldı. İndirmeden yüklemeye, depolamadan doğru iklimlendirme ve özel saklamaya kadar her şey defalarca denendi. Binanın göreve hazır olduğu anlaşılınca kapıları açıldı. Atatürk Havalimanı’ndaki kargo da buraya taşındı.

İstanbul Havalimanı’ndaki THY Mega Kargo Binası’na adımımı attığımda heyecanım doruğa çıkmıştı. Tam 500 metre uzunluğundaki binanın içinde birkaç dakika içinde kayboldum. Bütün hacimler devasaydı. Koridorlar, odalar, saklama alanları, özel depolar, akıl almaz elektronik kontrol sistemleri alışılmışların dışında bir yapısal özellikteydi. Pek de alışık olmadığımız sistemlerin başında gencecik mühendisler çalışıyordu. Kusursuz bir çalışma için akıllı binanın aklını başına getiriyorlardı. Burası hata kabul etmez bir yerdi. Öyle yanlış uçağa yollanan bir bavul gibi sonuç doğurmazdı. Bir hata milyonlarca dolarlık zarara, ciddi prestij kaybına ve elbette hukuki sorunlara yol açardı. THY Mega Kargo Binası’nın inşaatından sorumlu, insan kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdülkerim Çay ve Basın Müşaviri Yahya Üstün’le binayı gezdikçe hayranlığım artmıştı. Türk Havayolları’nın bütün yolcu uçaklarının altındaki kargo ile gelecekler ve Turkish Cargo’nun 24 kargo uçağı ile taşıyacağı ürünlerin ana üssü artık Smartist. Yani Turkish Kargo aslında 371 uçakla hizmet veriyor ve en az 300 destinasyona uçuyor. Ve bir uçuşumda yine yukarıdan o binaya baktım. 




DÜNYADA 3. SIRADA 
Uçak yükseldikçe bina küçüleceğine büyüyordu. THY’nin bütün zamanlardaki en büyük yatırımlarından biriydi. THY’nin önceki Yönetim Kurulu ve icra Komitesi Başkanı İlker Aycı, kargo şirketini ayrı bir şirket yapmak istedi. Bunu çok istedi ama o günün şartlarında olmadı. Olsa daha mı iyi olurdu? Olmadığı için bilmiyoruz. Pandemi döneminde THY’nin kargo ve yolcu uçakları dünyanın bir uçundan diğerine bin bir çeşit ürün taşıdılar. Elbette hayatımıza katılan aşılar, test kitleri, hijyen malzemeleri bizim uçaklarımızla da taşındı. Üstelik sadece kargo uçakları ile değil, yolcu uçaklarının altındaki kargo kısımları dışında kabinine de yükleme yapıldı. Ve Turkish Kargo dünya sıralamasında kendi sınıfında 3’üncülüğa kadar çıktı. Turkish Cargo’nun başında, THY’nin Kargodan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen var. ‘Liyakatli’ bir adam. Kargo konusunu dünyada iyi bilen sayılı isimlerden biri. Diyor ki, “Hava kargo taşımacılığı, inovasyon teknolojisini daha önce hiç olmadığı kadar geniş ve anlamlı uygulamaları bünyesinde ve Delta adlı zekâ robotlarımızı canlıya alarak süreçleri ve görevleri otomatikleştiriyoruz.. Geleceğin teknolojisini kullanıyoruz. Yapay zekâ temelli robotumuz Cargy’yi canlıya alarak global ağımızda yer alan müşterilerimizin kargolarının güncel durumlarını her an sorgulayabiliyoruz. Ayrıca iş süreçlerimizin bir parçası olan Alpha, Bravo, Charlie ve Delta adlı yapay zekâ robotlarımızı canlıya alarak süreçleri ve görevleri otomatikleştiriyoruz. 

Yazının Devamını Oku

Eski hayat yeniden başladı

9 Şubat 2022
Pandemi döneminde uçmayan ya da çok az uçan pilotlar ve kabin memurları şimdi yeniden yoğun uçuşlar yaşıyorlar. Uçmadıkları zamanlarda normal programlar yapabilecek bir hayata alışanlar bugünlerde zorlanıyorlar.

Hâlâ süren pandeminin büyük bölümünde kabin memurları ya da pilotların bir kısmı hemen hemen hiç uçmadılar. Bazıları ise havayolu şirketlerinin çok da işine gelen ‘ücretsiz izin’ imkânından yararlandılar. Uçucular bu dönemde ciddi maddi kayıplara uğrasalar da, belki de hayatlarının büyük bölümünde ilk defa aileleri, eşleri, çocukları ve arkadaşları ile uzun zaman geçirme imkânı buldular. Ve bir o kadar önemlisi özel hayatları ile ilgili çok rahat programlar yapabildiler. Pilotlar kargo uçaklarındaki yoğunluk nedeniyle kabin memurlarına göre çok daha fazla uçtular. Pandemi dönemindeki yaşam onlar için çok da farklı olmadı. Elbette henüz pandemi geçmiş değil ama pilotlar için yoğun uçuşlar başladı. Sadece kargo uçakları değil normal yolcu uçakları ile yapılan kargo uçuşları 2019 yoğunluğu kadar olmasa da yine de yüzde 60‘lık bir yaklaşma meydana geldi. Yine aile programları ya da rahat tatil programları yapılamaz oldu. Üstelik filolardaki pilotların Omikron’a yakalananlarının sayılarında artış olduğunda diğer pilotlar çok daha fazla uçmaya başladılar. Hatta limitler bile zorlanıyor. Aynı durum kabin ekipleri içinde geçerli.



ARAŞTIRMA YAPILDI

Dünya çapında kabin ekipleri arasında yapılan araştırmalar bu meslekteki insanların pandeminin büyük bölümünde hayatlarını normal insanlar gibi yaşama imkanı bulduklarını gösterdi. Elbette pandeminin verdiği kısıtlı hareket şartları geçerli olsa da yine evde, eşler, çocuklar ya da arkadaşlarla planlı zamanlar yaşama imkanı buldular. Şimdi ciddi bir adaptasyon dönemi başladı. Eskisi gibi kabin memurları bir uçuştan diğerine koşturuyorlar. Hatta uçuş programları eskisinden daha yoğun olmaya başladı. Geçmiş dönemlerdeki kış aylarındaki rahatlıkta azaldı.

GÜVENLİ AMA ZOR

Yazının Devamını Oku

THY’de biyo yakıtla ilk uçuş

2 Şubat 2022
THY belki de dünyaya karşı en önemli görevlerinden birini yerine getirmeye başlıyor. İlk kez karbon salımı için ciddi bir aksiyon gündeme geldi. Biyo yakıtlı uçakla yapılacak ilk uçuş umarım sonraki zamanlarda çok uçuşa döner.

Büyük bir aksilik olmassa THY bugün sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen çevreci uçak yakıtı, biyo yakıtla ilk uçuşu gerçekleştirecek. Depoları biyo yakıtla doldurulmuş TC-JSU_tescilli, Kalecik adlı bir Airbus A321 uçağı TK 1823 sefer sayısı ile öğle saatlerine yakın İstanbul Havalimanı’ndan kalkacak. Paris Charles De Gaulle Havalimanı’na gidecek, uçak dönüşte de aynı yakıttan kullanacak. İlk uçuşun sorumlu Kaptan Pilotu Erhan Öner olacak. Bu uçuşta sağ koltukta 2. pilot ( First Officer) olarak İnci Kılıç yer alacak.

EMİSYON HEDEFİ

Yakıt, THY iştiraklerinden olan şirket tarafından sağlandı. THY’nin yakıt çiftliğinde depolandı. Bitkilerden veya atıklardan elde edilen biyo-kütle türevi yakıt yine aynı tesislerde harmanlandı. SAF diye de adlandırılan yakıt tankerden THY uçağına yüklendi. THY’de havacılık otoritelerinin karbon emisyonun azaltılması için açıklanan agresif hedefler için ilk adımı atmış oluyor.



HIZLA ARTMALI

Yazının Devamını Oku

Şirket içinden gelen başkan

31 Ocak 2022
Uzun yıllardır THY’nin başına genellikle dışarıdan atamalar yapılıyordu. Ahmet Bolat’la bir değişim oldu. Şirket içinden tırnakları ile kazıyarak gelen, yukarılara kuşlar gibi uçarak gelmemiş bir başkan atandı. Sanırım her şeyi bilen bu adamı sistemin kandırması, aldatmaya çalışması imkânsız olacak.

Sakindir... Paniksiz yaşar. Dinlemeyi bilir. Kısa konuşur. Genellikle söyleyeceklerini birkaç spotta özetler. Uzatmaz, karşısındaki itip kakmaz. Sinirleri kontrolü altındadır. Böyle tanıdım. Yıllardır konuşurum THY’nin yeni Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ile. Ticari havayolu uçaklarının hepsini anasının adı gibi bilir. Yıllardır şirketin neredeyse bütün uçaklarının alımında başı çeker. Bugüne kadar çok sayıda uçak alımı, 150’den fazla uçak kiralanması ve yüzlerce motor tercihi-alımı gerçekleştirdi. Korkmadan karar verir. Riskleri alır. Milyar dolarlık alımlarda adı hiçbir şeye karışmamıştır. Bilinir ki sadece işini yapar. THY’nin modern yolcu uçakları ile büyümesinde perde arkasında gizlenmeden duran önemli bir kişidir.

‘TEHDİTCİ DEĞİLDİR’

Bütün uçak alımlarının Avrupa ve Amerikalı imalatçılara neredeyse eşit pay edilmesinden yanadır. Faydalarını da fazlası ile görmüştür. Bir uçakta sorun çıktığında işi ortaya dökmez. Yolcunun sıradan nedenle ürkmesine izin vermez. Tümünü diyalog ile çözer. Tehditci değildir. Sesini yükselttiğinde daima çok haklıdır. Bütün uçak fabrikalarında saygın bir adı vardır. Uçak motor tercihlerini de şirketin başını derde sokmayacak modellerden seçtiği için özellikle iki yeni filoda sorunları sıfıra indirdi.

‘KIRMIZI ÇİZGİLERİ VAR’

Eğitimi, dili, aklı beğenilir. Türk Hava Yolları için her zaman önemli bir adam olmuştur. Ardında bir dedikodu bile bırakmamıştır. Bu havacılıkta az rastlanan bir olaydır. Bu yüzden bastıra bastıra yazıyorum. Uzun yıllar boyu ne sorsam tam cevabını almışımdır. Şirket sırlarını asla vermemiştir. Kırmızı çizgileri insan olmanın tam da çizgileridir.

‘THY YENİDEN YAPILANIYOR’

Yazının Devamını Oku

5G havayollarını takmadı

26 Ocak 2022
Günlerdir gerçek bir sinir harbi sürüyordu. Uçak imalatçıları, Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA, 5G yayınlarının ertelenmesini istiyorlardı. Gerekçe özellikle havalimanlarının çok yakınındaki baz istasyonlarının, uçaklarda yüksekliği gösteren altimetreleri etkileyeceği, yaratacağı parazitlerle inişleri tehlikeli hale getireceği olarak açıklandı. Haklılık payı da vardı. Ancak, Amerika’nın en güçlü iki telekomünikasyon devi bunu pek kabullenmediler.

Airbus, Boeing ve bazı havayolları ile Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi’nin ana istekleri havalimanı yakınlarındaki baz istasyonlarının uzaklaştırılması şeklinde oldu. İstenen, bu istasyonların en az 3.5 km uzağa taşınmasıydı. Ama başta AT&T ve Verizon gibi Amerika’nın en güçlü iki telekomünikasyon devleri bunu çok kabullenmediler. Sonuçta dünyada 40 ülkede 5G kullanılıyordu ve sorun yaşanmamıştı. Ana sorun şuydu; Uçakların altimetre denilen yüksekliği gösteren sistemleri 4.2 ile 4.4 GHz aralığındaki sinyallerle çalışıyordu. 5G yayını ise 3.7 ile 4.2 MHz aralığındaydı. Yani birinin üst sınırı, diğerinin başlangıç çizgisi oluyordu. Bu durum endişeleri arttırdı. Tartışmalar 21 Aralık 2021’den 19 Ocak 2022 tarihine kadar sürdü. Ama sonunda iki büyük operatör AT&T ve Verizon yaygın yayına başladılar. Güçlü kablosuz interneti şahlandıran sistemi hayata geçirdiler.



TARTIŞMA SÜRECEK

Bu olay ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşandı. Havalimanı yakınlarındaki baz istasyonlarının bazıları devre dışı bırakıldı. Özellikle uçakların kötü havalarda, yani çıplak gözle yüksekliğin tam da anlaşılamadığı zamanlarda pilotlar tamamen altimetrenin eline kalıyordu. Gerçi kara yakınlığı uyarı sistemleri falan da var ama altimetre hala önemli ve pilotun önündeki bilgisayarı da besleyen üç aynı örneği kokpitte bulunuyor. Sorun bitmiş gibi de görünmüyor. Tartışmalar sürecek. Uçak imalatçıları daha fazla araştırma yaparak hangi tip altimetrelerin hangi uçaklarda ne kadar etkilendiğini belirleyecekler.

CEP TELEFONUNDA DA YAŞANDI

Yazının Devamını Oku

Asi yolcu olayları tırmandı

19 Ocak 2022
Yolcuların pandemi döneminde kabinde çıkardıkları olaylar o kadar hızla arttı ki, şirketler kurallarını hukukçularla konuşarak yeniden düzenlemeye başladılar. Uçuş güvenliği için de tehlike yaratan yolcu diklenmeleri kabin ekiplerinin tolere edemeyeceği kadar fazlalaştı.

Asi yolcu olayları son bir yılda birkaç kat katlanmaya başladı. Her 100-150 uçuşta bir, uçağa polis çağırılması gerekiyor. Özellikle uçuş sırasında sorun çıkaran yolcuların başında ‘maske indirme’ en çok işlenen suç olarak görülüyor. Omicron’un bulaşıcılığı yüksek ama ölümcül olmasının daha az riski asi yolcuları iyice gevşetti. Havalimanlarında sosyal mesafe çoktan yok olmaya başladı. Maske konusunda da ciddiyet iyice azaldı. Maske takanların yüzde 60’ından fazlasında burunların dışarıda olduğu gözleniyor. Alkollü yolcu sayısındaki artış da havayolu personelini zorlamaya başladı. Pandemi nedeniyle sinirleri iyice bozuk olan yolcuların uçakta virüs kapma tehlikeleri konusundaki endişeleri de tartışmaları arttırıyor.



HAFTADA 1000 VAKA

IATA’nın Kabin Operasyonları Güvenliği Teknik Grubu’nun resmi olmayan bir araştırmasında, bir üye havayolu şirketi tek bir haftada 1.000’den fazla uyumsuzluk vakası bildirdi. Bir diğeri, taşınan sayılara göre asi yolcu olaylarında yüzde 55’lik bir artış hesapladı. Olaylar hemen her kıtadaki uçuşlarda görülüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Federal Havacılık Otoritesi (FAA), Ocak ve Ekim 2021 arasında 4 bin 600’den fazla olay rapor edildiğini açıkladı. Bunların yüzde 72’si federal maske takma zorunluluğuna uymayı reddetmeyle ilgiliydi. Bu raporların yaklaşık 849’u, son on yılda görülmeyen yoğunlukta olaylar oldu. En fazla asi yolcunun Amerikan havayollarında ortaya çıktığı belirtilirken Asya-Pasifik ülkelerinde ise bu sayının oldukça düşük olduğu gözlendi. Bunda da o bölgede uçuşların sıklıkla kesintiye uğraması, özellikle Çin’e yapılan uçuşların zaman zaman durma noktasına gelmesi etkili oldu. Sorunların, özellikle maske takmada direnen yolcuların en fazla görüldüğü havayolu şirketleri ise Afrika havayolu şirketleri. Ve Afrika’ya uçan havayolu şirketlerinde de durum aynı oldu. Buna Türk Hava Yolları ya da Air France gibi havayolu şirketleri dahil. Kabin ekiplerinin Afrika uçuşların çok zorlandıkları gelen raporlardan belli oluyor.

UÇUŞTAN ÖNCE VE UÇUŞTA İKAZ

Yazının Devamını Oku

En uzun 15 saat

12 Ocak 2022
Almatı’daki olaylar kontrolden çıkmıştı. Silahla öldürülenlerin sayısı bilinmiyordu. Gaz fiyatlarının artışını protesto bir vahşete dönmüştü. THY’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve eşi müthiş bir operasyonla sistemin içinden alındı. Almatı Havalimanı’nı işleten TAV’ın CEO’su Sani Şener müthiş organizasyonu dakikalarla yönlendirdi.

Masum bir protesto başlamıştı. Kazakistan’da gaz fiyatlarına yapılan zam insanları sokağa dökmüştü. Gaz zengini ülkede olup bitenler bir anda çığırından çıktı. Kontrol edilemez hale geldi. Silahlar ateşlendi. Öldürülenlerin sayısı bilinmiyordu. Vahşet ele geçirilen ağır silahlarla tırmandı. Böylece olayların uzantısı, talanlar başladı. Soygunlar birbirini izledi. Yollar kesildi, binalar ateşe verildi. Araçlar ters çevrilip hurdaya döndürüldü. İşte olayların doruğa çıktığı Almatı’da bir arkadaşını ziyarete giden THY’nin en tepesindeki isim İlker Aycı ve eşi Tuğçe Saatman Aycı da oradaydı.



ÖNCE JETLER TERK ETTİ

Olaylardan önce bir THY yolcu uçağı, Boeing 737-800 Nur Sultan Havalimanı’na inmiş, yolcusunu bırakmış, yeni yolcularını alıp kalkmıştı. Geride uçaktan inen ve dinlenmeye giden 2 pilot ve 4 kabin memuru kalmıştı. Olaylar başladığında onlar otellerinde güvendeydi. Ama bu arada -14 derecedeki Nur Sultan’dan tam 24 iş jeti birbiri ardına havalandı. Ülkenin zenginleri, yabancı kuruluşların tepe isimleri Kazakistan’ı hızla terk ettiler. Kimi Moskova’ya, kimi Avrupa’ya kimi de çevre ülkelere gittiler.

TEK UÇAĞIMIZ VARDI

Yazının Devamını Oku