ASLINDA kurulduğu gün çok merak etmiştim. Görünün oydu ki, bu havayolunun yolu hiçbir zaman İstanbul’a düşmeyecekti. Yani Türkiye’nin havayolu yolculuğunun kalbi olan ve iki büyük havalimanın olduğu İstanbul devre dışı bırakıldığında başarı şansı var mıydı? Üstelik düşük maliyetli bir havayolu şirketi, nerelere uçup para kazanacak ayakta duracaktı. Antalya ve sonra İzmir’den kalkıp kaç yolcu bulacak ve kanatları üzerinde tutunabilecekti? Aklımdaki sorular çok hızla kayboldu. Türk rivierası’nın gözde havayolu oldu, 2021’de 8 milyon koltuk sundu. 6 milyon yolcu taşıdı.
47 UÇAĞI VAR
Türk-Alman ortaklığı ya da doğrusu THY ve Lufthansa ortaklığı, düşük maliyetli bir havayolu Anadolu’dan Avrupa’nın uzak noktalarına kadar hızla yayıldı. Kimsenin uçmadığı Anadolu şehirlerimizi hiç akla gelmeyecek başka şehirlere ya da Avrupa’daki noktalara bağlayıverdi. Yapısal olarak işin en tepesinde THY’nin Yönetim Kurulu ve İcre Komitesi Başkanı olacaktı. Şimdi Prof.Dr. Ahmet Bolat var. Şirketin CEO’su Lufthansa içinden yetişmiş bir yönetici ve pilot Dr. Max Kownatzki. Genel Müdür Yardımcısı ise bir Türk, ismi Ahmet Çalışkan. Şirketin şimdilerde 47 adet Boeing dar gövde uçağı var. Bunlardan 9 tanesi en yeni nesil B737 MAX 8, diğerleri Boeing 737-800 NG . Ayrıca, 12 adet Boeing 737-800 ile AnadoluJet wet lease operasyonu yapılıyor. Bu filo hava sahamızda ve Avrupa’da geniş bir bölgenin kılcal damarları gibi. Uç verdiği her destinasyon doğru destinasyon.
ÇEKİRDEKTEN GELİYOR
Uzun süredir bir araya gelmek istiyordum. Dr. Max ile buluştuk. Yanında Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan da vardı. Max ilginç bir insan. Üstelik filosunu yenilerken de 737 MAX’leri seçmiş. Hoş bir ortak yan. Almanya’da doğmuş İsviçre’de iş yönetimi okumuş. Ama Amerika Boston’da büyümüş. 2002 yılında New York ve Münih merkezli strateji danışmanlığı firması Oliver Wyman’da çalışmış. 2013 yılına kadar, kıdemli ortak olarak havayolu sektöründen müşterilere stratejik birleşmeler ve ticari operasyonlar konularında danışmanlık vermiş.
2013 yılında Qantas’ın yan kuruluşu olan Avustralya Jetstar Group’a Strateji sorumlu üst düzey yönetici olarak atandıktan iki yıl sonra 2015 yılında Lufthansa’da Eurowings Avrupa Ticaret Müdürü olarak göreve başlamış ve daha sonra Wings Project kapsamında şirketin kurulmasına ve geliştirilmesine öncülük etmiş. Ardından Eurowings’te İş Geliştirmeden sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı görevini üstlenmiş. Lufthansa Grubu’ndaki son üç yılında, Hub Havayolları Lufthansa, Brüksel, Swiss ve Avusturya Havayolları ağ planlaması ve stratejik birleşmelerinden sorumlu olmuş. Bu arada zaman bulup bir de pilot olmuş. Sonuçta işin çekirdeğinden gelen bir adam.
BRENT petrol fiyatları yükseliyor. Bu yükselişler havayolu taşımacılığının belini büküyor. Havayolu taşımacılığı yapan şirketler, uçak filolarına yüzde 20’ye varan daha az yakıt harcayan ve bu oranda daha az karbon salınımı yaparak doğa dostu yeni nesil uçak siparişi veriyorlar. Bu yetmiyor, şirketler bünyelerinde yakıt tasarruf müdürlükleri ve şeflikleri gibi birimler oluşturuyorlar. Bu birimler gelişen durum ve şartlara uygun olarak, yakıt tasarrufu prosedürleri geliştiriyorlar. Özellikle yaptıkları işin doğasından kaynaklanan en fazla yakıt tasarrufu yapabilecek grup olan pilotlarından beklentiler yükseliyor. Şirketler yakıt tasarrufu yapan pilotlarını da ödüllendiriyor.
37 BİN TON TASARRUF
Türk Hava Yolları pilotları, geçen yıl çeşitli kuralları uygulayarak 37 bin tondan fazla yakıt tasarrufu sağladı. Bu da 117 bin ton emisyon oluşturularak çevreye, doğaya, insanlığa büyük bir imkân sundu. Tasarruf edilen yakıtla bir Boeing 777 uçağı İstanbul-New York arasında tam 473 sefer yapabiliyor. Yine söz konusu tasarruf sayesinde bir yolcu uçağımız İstanbul-Paris arasında 3 yıl boyunca sefer gerçekleştirebiliyor. Bir o kadar önemlisi tasarruf edilen yakıtın verdiği imkânlardan yararlanarak 292 bin 20 adet ağaç dikildi.
TASARRUFUN LİDERLERİ
Elbette her pilot yakıt tasarrufu yapmak ister. THY’de 4bin 500’den fazla pilot var. Ama aşağıda isimleri yazan üç yakıt tasarrufunun altın pilotları.
1-
UKRAYNA savaşının ardından ağır yaptırımlarla karşılaşan Rusya’nın havayolları sektörü tam bir bataklığa saplandı. Ülkeler birbiri ardına hava sahalarını Rus bayraklı uçaklara kapatırken başta Aeroflot gibi birçok Rus havayolu şirketi uluslararası uçuşlarını iptal etti. Onlarca Rus uçağı yere indirildi. Ülkedeki birçok havalimanı park pozisyonuna alınmış uçaklarla dolu. Toplam 515’i yabancı havacılık firmalarından olmak üzere Rusya’nın toplam 980 yolcu uçağı var. Bu uçaklardan tam 777’si kiralık. Dublin merkezli dünyanın en büyük uçak kiralayan şirketi olan AerCap, Rus havayolları tarafından kiralanan 149 uçağın gerçek sahibi. Bir finansal kiralama şirketi olan SMBC’nin de 34 uçağı Rus bayraklı olarak uçuyordu. Rusya’ya kiralanan İrlanda’ya ait uçaklar Rusya’ya yaptırımlar arttıkça sahipleri tarafından geri çağrılmaya başlandı. AerCap ve SMBC Aviation dahil olmak üzere büyük havacılık kiralayanlarının Rusya’daki yüzlerce uçağı geri çağırması ile birlikte Rusya’nın havayolu yapısı tam anlamıyla çökmeye başladı. Yaptırımların başlangıcının son zamanlarında birçok kiralık Rus uçağına, gittikleri Batı ülkelerindeki havalimanlarında el konulmaya başlandı. Bu yüzden yolcuların çoğu perişan oldular. Rusya’dan yaptığı açıklamalarda değişik uçuşlar için bilet almış yolcuların paralarının hızla iade edileceği bildirildi. Ancak henüz bu konuda bir uygulama başlamadı.
SÖZLEŞMELER FESHEDİLİYOR
Rusya dışındaki uçak kiralama şirketleri Rusya’nın para transferlerinin durdurulmasından sonra kiralama paralarını alamayacaklarını biliyorlar. Swift yasağı uygulamasının ne kadar devam edeceği belirsiz olduğu için uçak kiralama şirketlerini de zor zamanlar bekliyor. Rusya’dan çekilmesi planlanan uçaklarını ne yapacaklarını bilemeyen kiralama şirketleri şimdiden pazarlarını daha düşük kiralama ücretleri ile genişletmek için yoğun çalışmalara başladılar. AB yaptırımları uyarınca kiralama firmalarının önümüzdeki 30 gün içinde Rus havayolu şirketleri ile olan tüm sözleşmelerinin feshedilmesi bekleniyor. Ancak daha sonra uçakları nasıl geri alacaklarını bilemeyen şirketler kurdukları özel ekiplerle bu konuda uluslararası anlaşmaların kendilerine verdiği haklarını kullanmak için hukuki girişimlere de başladılar. Rusya’da kiralanan İrlandalıların sahip olduğu uçakların toplam değeri milyarlarca doları buluyor. Airfinance Journal, AirCap’in Rusya’daki uçaklarının toplam 2.4 milyar dolar değerinde olduğunu açıkladı. Bazı raporlara göre geri almaların bir kısmının sessizce gerçekleştirildiği belirtiliyor. Örneğin Rus haber kaynağı RBU, İstanbul’a inen Pobeda Boeing 737 uçağının Rusya’ya geri uçmasının engellendiğini resmen duyurmuştu.
ÖDEMELERDEN ENDİŞELİLER
Kiralama şirketleri Rus havayollarına verilen uçakların kiralama bedellerinin ödenmesi konusunda uzun süreli endişeler taşıyorlar. Şirketler bazı kredilere güvenseler de bunda limitlerin kısa sürede aşılacağı ve kiralama şirketlerini de bu durumun bir başka bataklığa sürükleyeceği tahmin ediliyor. Rus havayolları tarafından İrlanda merkezli kiralama şirketlerine her ay yaklaşık 100 milyon dolarlık ödemeleri var. Bu arada İrlanda, Rus uçaklarına hava sahasını kapatan ilk ülkelerden. Ancak geri alınacak, Rus bayrağı taşıyan İrlandalı şirketlere ait kiralık Rus uçaklarının ülkeye getirilmesinde bir sorun olmadığı da açıklandı.
ASRIN RESTİNİN PERDE ARKASINDAKİ ADAM
TÜRK Hava Kuvvetleri’ne ait A400 M tipi stratejik nakliye uçakları, Kiev havalimanı pistleri bombalandığı için getirilemiyor. Rus işgalinin başlamasından birkaç saat önce Eskişehir’den havalanan iki A400M stratejik nakliye uçağı Türk vatandaşlarının tahliyesi için gönderilmişti. Uçaklar birbiri ardına Kiev havalimanına indikten kısa süre sonra Ruslar’ın bombardımanı başladı. Pistler ve taksi yollarının bombalanması sonucu havalimanı kullanılamaz hale geldi. Buna rağmen pistin az hasarlı bölgelerinden geçirilerek uçakların havalandırılması için çalışmalar yapıldı. Ancak bunun imkânsız olduğu görüldü. Yarı hazırlanmış toprak pistlerden bile kalkabilen Airbus’ın askeri kanadının imalatı olan A400M uçaklarının ekipleri de Ukrayna Büyükelçiliğimize sığındılar. Her biri ortalama 110 milyon Euro değerindeki uçakların zarar görmemesi için Dışişleri Bakanlığı, Rus Dışişleri bakanlığı ile görüşmeler yaptı. Uçakların ne zaman Türkiye’ye getirilebileceği bilinmiyor. Bu uçaklardan Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde mahsur kalanlarla birlikte 9 uçak bulunuyordu. Anlaşma gereği alacağımız 10’uncu uçak ise mart ayı ortalarında Airbus Askeri fabrikasının bulunduğu İspanya’nın Sevilla kentinden getirilecek.
RUSLARIN GÖZÜ BAYRAKTAR TB2’LERDE
Bayraktar TB2 insansız silahlı hava araçları ile Kherson kentinde Rus konvoyunun vurulmasının ardından Ruslar bu işin komuta merkezini belirlemek için çalışıyorlar. Bir yandan da teknolojiyi çalmak için Bayraktar TB2 SİHA’ları ele geçirmeye uğraşan Ruslar, Ukrayna’nın elindeki filoyu tümüyle yok etmek için değişik noktaları bombalıyorlar. Ancak şu ana kadar SİHA’ları devre dışı bırakacak bir bombalama olmadı. Aldıkları eğitimle TB2’leri iyi kumanda eden Ukraynalı yer pilotları SİHA’ları kaybetmemek için büyük çaba harcıyorlar. 2019 yılında 6 adet Bayraktar TB2 alan Ukrayna bunlar için bir bakım merkezi kurmak için harekete geçmişti. Ancak başlayan savaş bu işin gecikmesine yol açıyor. Dağlık Karabağ savaşında Bayraktar SİHA’arına akıllarını takan Rus savaş sanayii henüz bu araçların başarı sırrını çözebilmiş değil.
AB HAVA SAHASI KAPATILDI
İngiltere, Almanya gibi ülkeler başta birçok ülke Rusya uçuşlarını durdurdu. AB, hava sahasını tümüyle Ruslara kapattı. Bu, Rus havayollarının belini kırdı; hareket kabiliyetlerini yerle bir etti. Ayrıca kiralık batılı uçakların uçurulamaması için de harekete geçildi. Başta Aeroflat olmak üzere Rus havayolu şirketlerine yedek parça da verilmeyecek. Şu sıralar Ukrayna hava sahası sivil uçaklara kapalı. Rus hava sahasında da uçan sivil uçak sayısı her gün azalıyor. Rus havayolu şirketlerinin iç hat uçuşları dışında ülkeden üst geçiş kullanan yabancı havayollarının çoğu da rota değişikliklerine gitti. Öte yandan Rusya’da bulunan değişik ülke bayrağı taşıyan iş jetleri de özellikle zengin Ruslar’ın ailelerini ülke dışına taşıyor. Kalkışta Rusya’nın hakim olduğu ülkelere uçmak için uçuş planı dolduran uçaklar daha sonra havada Batılı ülkelere, hatta Amerika’ya divert ediyorlar.
Siz gökyüzünün büyüklüğüne bakmayın. Uçaklar yukarıyı tarla gibi kullanamazlar. Yolları vardır. Nerede, hangi uçuş için nereye dönecekler, hangi yükseklikte nerede olacaklar... Nerede aşağı ile konuşacaklar. Nerede alçalacaklar. Kule ile nerede irtibat kuracaklar. Alçalmalar, yaklaşmalar, irtibat kurmalar düz uçuştaki seyirler hepsi özel verilerin birleşmesi ve yoğun kontrollerden oluşan güvenli sistemler topluluğudur. Bir hata felaketlere bile yol açar.
İşte eskiden pilotlar Jeppesen denilen 3-5 kg ağırlığındaki kataloglar halindeki haritaları taşırlardı. Yolda açıp açıp, uzun uzun bakarlardı. Güncellemeler gelince o bölümler dosyadan çıkar, yerine postadan gelen yeni bölümler eklenirdi. Artık tarih oldu. Şimdi uçak bilgisayarlarına pat diye giriyor bunlar ve güncellemeler de büyük hızla yapılıyor. Bunun gibi onlarca veri üretilen şeyler var havacılıkta. Bu işleri yapmak, bilgi, güvenilirlik, uzman kadrolar ister.
DÜNYA PAZARINA HİZMET
Keyvan Havacılık şirketinin sahibi bir İranlı. Mehmet Keyvan. Ama artık Türk şirketinin sahibi. Yıllar önce tanıdım. Çok heyecanlı bir adam. Keyvan Havacılık Grubu’nun kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı. Havacılık Veritabanı, Havacılık Veri Analitiği, Danışmanlık Hizmetleri, Business Jet Desteği ve Havacılıkta Moda dahil olmak üzere geniş hizmet yelpazesi ile ticari havayolları ve özel operatörler, havalimanları, Aviyonik Üreticisi ve operatörlerin ihtiyaçlarına hizmet veriyor. Kullandığı yenilikçi teknolojilerle adından söz ettiren şirket, Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından verilen, uluslararası TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikasını alan Türkiye’deki tek firma oldu.
Türkiye’de havacılık veri tabanı üreten ilk, dünyada ise dördüncü uluslararası alanda onaylı firma olan şirket, şimdi ülkemiz için bir ilke daha imza attı. Dünyada sadece Amerika Birleşik Devletleri, İsviçre ve Fransa’da olan TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikası’nı alarak Türkiye’deki ilk ve tek kurum olmayı başardı. Bu sayede hem ülkemizdeki öncü havacılık kurumlarına hem de havacılık alanında tüm dünya pazarına hizmet vereceğini müjdeledi.
ANALİTİK KABİLİYET
EASA Sertifikası ile şirket, havacılık bilgilerini analiz etme, verileri endüstri standardında ve kabul edilebilir bir formatta yayınlama konusundaki analitik kabiliyeti tescillendi. Havacılık Grubu, misyonunun “güvenilir veri içeriği ile dünya çapında veri kapsamı sunmak” olduğunu bir kez daha hatırlatarak, dünya havacılık pazarında şimdi daha güçlü bir oyuncu olduğunu ilan etti. Onaylı TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikası, havacılık verilerini işleyen ve veri kullanıcıları için Veri Kalitesi Gereksinimleri’ni karşılayan sağlayıcıları işaret ediyor. Sağlanan verinin doğruluk, çözünürlük, bütünlük, izlenebilirlik, zamanındalık, tamlık ve format açısından uluslararası standartlara uygunluğu, sertifikasyon ile garanti altına alınıyor.
İstanbul Havalimanı’ndaki THY Mega Kargo Binası’na adımımı attığımda heyecanım doruğa çıkmıştı. Tam 500 metre uzunluğundaki binanın içinde birkaç dakika içinde kayboldum. Bütün hacimler devasaydı. Koridorlar, odalar, saklama alanları, özel depolar, akıl almaz elektronik kontrol sistemleri alışılmışların dışında bir yapısal özellikteydi. Pek de alışık olmadığımız sistemlerin başında gencecik mühendisler çalışıyordu. Kusursuz bir çalışma için akıllı binanın aklını başına getiriyorlardı. Burası hata kabul etmez bir yerdi. Öyle yanlış uçağa yollanan bir bavul gibi sonuç doğurmazdı. Bir hata milyonlarca dolarlık zarara, ciddi prestij kaybına ve elbette hukuki sorunlara yol açardı. THY Mega Kargo Binası’nın inşaatından sorumlu, insan kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdülkerim Çay ve Basın Müşaviri Yahya Üstün’le binayı gezdikçe hayranlığım artmıştı. Türk Havayolları’nın bütün yolcu uçaklarının altındaki kargo ile gelecekler ve Turkish Cargo’nun 24 kargo uçağı ile taşıyacağı ürünlerin ana üssü artık Smartist. Yani Turkish Kargo aslında 371 uçakla hizmet veriyor ve en az 300 destinasyona uçuyor. Ve bir uçuşumda yine yukarıdan o binaya baktım.
DÜNYADA 3. SIRADA
Uçak yükseldikçe bina küçüleceğine büyüyordu. THY’nin bütün zamanlardaki en büyük yatırımlarından biriydi. THY’nin önceki Yönetim Kurulu ve icra Komitesi Başkanı İlker Aycı, kargo şirketini ayrı bir şirket yapmak istedi. Bunu çok istedi ama o günün şartlarında olmadı. Olsa daha mı iyi olurdu? Olmadığı için bilmiyoruz. Pandemi döneminde THY’nin kargo ve yolcu uçakları dünyanın bir uçundan diğerine bin bir çeşit ürün taşıdılar. Elbette hayatımıza katılan aşılar, test kitleri, hijyen malzemeleri bizim uçaklarımızla da taşındı. Üstelik sadece kargo uçakları ile değil, yolcu uçaklarının altındaki kargo kısımları dışında kabinine de yükleme yapıldı. Ve Turkish Kargo dünya sıralamasında kendi sınıfında 3’üncülüğa kadar çıktı. Turkish Cargo’nun başında, THY’nin Kargodan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen var. ‘Liyakatli’ bir adam. Kargo konusunu dünyada iyi bilen sayılı isimlerden biri. Diyor ki, “Hava kargo taşımacılığı, inovasyon teknolojisini daha önce hiç olmadığı kadar geniş ve anlamlı uygulamaları bünyesinde ve Delta adlı zekâ robotlarımızı canlıya alarak süreçleri ve görevleri otomatikleştiriyoruz.. Geleceğin teknolojisini kullanıyoruz. Yapay zekâ temelli robotumuz Cargy’yi canlıya alarak global ağımızda yer alan müşterilerimizin kargolarının güncel durumlarını her an sorgulayabiliyoruz. Ayrıca iş süreçlerimizin bir parçası olan Alpha, Bravo, Charlie ve Delta adlı yapay zekâ robotlarımızı canlıya alarak süreçleri ve görevleri otomatikleştiriyoruz.
Hâlâ süren pandeminin büyük bölümünde kabin memurları ya da pilotların bir kısmı hemen hemen hiç uçmadılar. Bazıları ise havayolu şirketlerinin çok da işine gelen ‘ücretsiz izin’ imkânından yararlandılar. Uçucular bu dönemde ciddi maddi kayıplara uğrasalar da, belki de hayatlarının büyük bölümünde ilk defa aileleri, eşleri, çocukları ve arkadaşları ile uzun zaman geçirme imkânı buldular. Ve bir o kadar önemlisi özel hayatları ile ilgili çok rahat programlar yapabildiler. Pilotlar kargo uçaklarındaki yoğunluk nedeniyle kabin memurlarına göre çok daha fazla uçtular. Pandemi dönemindeki yaşam onlar için çok da farklı olmadı. Elbette henüz pandemi geçmiş değil ama pilotlar için yoğun uçuşlar başladı. Sadece kargo uçakları değil normal yolcu uçakları ile yapılan kargo uçuşları 2019 yoğunluğu kadar olmasa da yine de yüzde 60‘lık bir yaklaşma meydana geldi. Yine aile programları ya da rahat tatil programları yapılamaz oldu. Üstelik filolardaki pilotların Omikron’a yakalananlarının sayılarında artış olduğunda diğer pilotlar çok daha fazla uçmaya başladılar. Hatta limitler bile zorlanıyor. Aynı durum kabin ekipleri içinde geçerli.
ARAŞTIRMA YAPILDI
Dünya çapında kabin ekipleri arasında yapılan araştırmalar bu meslekteki insanların pandeminin büyük bölümünde hayatlarını normal insanlar gibi yaşama imkanı bulduklarını gösterdi. Elbette pandeminin verdiği kısıtlı hareket şartları geçerli olsa da yine evde, eşler, çocuklar ya da arkadaşlarla planlı zamanlar yaşama imkanı buldular. Şimdi ciddi bir adaptasyon dönemi başladı. Eskisi gibi kabin memurları bir uçuştan diğerine koşturuyorlar. Hatta uçuş programları eskisinden daha yoğun olmaya başladı. Geçmiş dönemlerdeki kış aylarındaki rahatlıkta azaldı.
GÜVENLİ AMA ZOR
Büyük bir aksilik olmassa THY bugün sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen çevreci uçak yakıtı, biyo yakıtla ilk uçuşu gerçekleştirecek. Depoları biyo yakıtla doldurulmuş TC-JSU_tescilli, Kalecik adlı bir Airbus A321 uçağı TK 1823 sefer sayısı ile öğle saatlerine yakın İstanbul Havalimanı’ndan kalkacak. Paris Charles De Gaulle Havalimanı’na gidecek, uçak dönüşte de aynı yakıttan kullanacak. İlk uçuşun sorumlu Kaptan Pilotu Erhan Öner olacak. Bu uçuşta sağ koltukta 2. pilot ( First Officer) olarak İnci Kılıç yer alacak.
EMİSYON HEDEFİ
Yakıt, THY iştiraklerinden olan şirket tarafından sağlandı. THY’nin yakıt çiftliğinde depolandı. Bitkilerden veya atıklardan elde edilen biyo-kütle türevi yakıt yine aynı tesislerde harmanlandı. SAF diye de adlandırılan yakıt tankerden THY uçağına yüklendi. THY’de havacılık otoritelerinin karbon emisyonun azaltılması için açıklanan agresif hedefler için ilk adımı atmış oluyor.
HIZLA ARTMALI