Sıtkı Şükürer

2020 yılı zor geçecek

19 Nisan 2020
PANDEMİ süreci yerküre çapında bir çok boyutlu felakettir.

 


“Ekonomi” en fazla etkilenen alt başlıklardan sadece bir tanesidir.
Dünya ekonomisi özellikle ikinci çeyrekte ciddi bir daralmaya girecek.
İyimser tahminler; sonbaharda toparlanmanın olacağı şeklinde.
Gerek imkânı olan devletler, gerekse uluslararası finans kuruluşları kriz paketlerini devreye alarak parasal genişlemeye gidiyorlar.
Türkiye maalesef ekonomisinin sıkıntıda olduğu bir dönemde bu salgınla mücadele etmek durumunda kaldı.

Yazının Devamını Oku

Zor günlerden geçiyoruz

12 Nisan 2020
KORONA günleri giderek normalimiz olmaya başladı.

 

Bir kısmımız iş hayatına mehteran temposuyla devam ediyor.
Hükümet toptan sokağa çıkma yasağı ilan edemiyor.
Zira üretimin tamamen durmasının yaratacağı sıkıntıları hesap ediyor.
Hal böyle olunca, bir kısım mavi yakalılar maalesef risk altında çalışmaya devam ediyorlar.
Hizmetler sektörü çok büyük ölçüde durmuş durumda.
Bu kesimde milyonlarca insan günlük gelirleriyle hayatlarını devam ettirirler.

Yazının Devamını Oku

Şimdi dayanışma zamanı

5 Nisan 2020
KORONALI günler tüm hızıyla devam ediyor.


Salgın bir gün etkisini kaybedecek.
Ancak, gerek beşeri alışkanlıklarımız gerekse ekonomide oluşan tahribat kısa vadede düzelmeyecek.
Dünya çapında bir felaket yaşıyoruz.
Yapacak bir şey yok... Sonuçlarına katlanma durumundayız.
İnsanlarımız büyük ölçüde evlere çekildi ve tedbirli bir şekilde hayatlarını sürdürüyor.
Bazı işyerleri üretimlerini mecburen askıya aldı.

Yazının Devamını Oku

Dayanışma zamanı

29 Mart 2020
YAŞADIKLARIMIZ sadece bir ekonomik kriz değil...

 

Çok daha ötesinde.
O sebeple, ister istemez “anlam sorgusu” ön plana çıkıyor.
Son birkaç gündür sosyal medyada, sade, yalın, doğayı, kuşları, böcekleri, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ifade eden konular paylaşılıyor.
Bizler “mutlulukla” “materyal refahı” birbirine karıştırmış nesilleriz.
Son 300 yıldır, birbirimizi, doğayı, değerleri istismar etme yarışına girdik.
Birileri “yığın üretti”, bizlere “yığın tükettirdiler.”

Yazının Devamını Oku

Virüs uyarıyor

22 Mart 2020
BİLMEDİĞİMİZ türden bir ekonomik kriz yaşanıyor.

​Aynı anda hem “arz” hem de “talep” cephesinde “ani duruş”lara şahit oluyoruz.
​Küresel ekonomi birbiriyle bağlantılı bir yapı...
​Hani Türkiye’deki bir yan sanayi, diyelim Avrupa’daki ana müşteri üretime ederken, hammaddeyi Çin’den temin ediyorsa, orası da hazır olsa bile bir defa lojistik sıkıntı nedeniyle yine zincir aksayacaktır.
​Salgın bir gün biter.
​Ancak, yukarıda sözünü ettiğimiz düzenin eski halini alması daha epey bir zaman gerektirir.
​Böylesi süreçlerde “ödeme namusu” kriteri berhava olur.
​Günlük gelirle yaşayan insanlar, hele hizmet sektöründe, işsizliğe uzun süre tahammül edemeyecektir.

Yazının Devamını Oku

Devlet kuşu

15 Mart 2020
KÜLTÜR ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, 9 Mart tarihinde Ticaret Odası’nın düzenlediği toplantıda Çeşme projesi konusunda bilgilendirmelerde bulundu ve toplantıya katılan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin sorularını cevapladı.

 


Öncelikle belirtelim ki “Çeşme Projesi” Ege’nin Turizm Merkezi ana projelerinin ilk etabı. Daha sonra sırada “Didim” var. Dikkat edilirse özellikle “proje” kelimesini kullanıyoruz. Zira şu aşamada Sayın Bakan’ın ifadesi ile konunun tüm bileşenlerinin katkısıyla 2021 yılının son çeyreğine kadar proje olgunlaştırılacak ve kesin bir “plana” dönüştürülecek.

DÜŞÜK KAMULAŞTIRMA
Bahse konu projede en önemli katkıyı “kamu” yapıyor. Kamuya ait hazine arazileri projeye tahsis ediliyor. Yaklaşık 95 milyon metrekarelik kamu arazisi ve binde iki oranı ile ifade edilen kamulaştırma ile birlikte proje gerçeklik tabanına oturtulacak. Cumhurbaşkanı’nın turizm yatırımlarını stratejik öneme haiz olarak ilan etmesinin somut yansımaları tahsislerle ortaya konmuş olacak.
Bakan Ersoy tecrübeli bir turizmci işadamı kimliği ile sözkonusu arazinin bölümlenmesi yapıldıktan ve ÇED ve benzeri izinleri alındıktan sonra yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisine sunulacağını ve ihale yoluyla uzun vadeli tahsislerden en kötü senaryoda 1 milyar dolar gelir elde edileceğini açıkladı.
Bunun alt yapı yatırımlarında kullanılırken artan kısmın Kemeraltı gibi İzmir içi projelere aktarılacağını ifade etti. Ayrıca, yatırımcıların takribi 20 milyar dolar yatırım yapacaklarını söyledi.

Yazının Devamını Oku

Devlet kaldığı yerden

8 Mart 2020
İKTİDAR değişiklikleri devlet politikalarımızda zannedilmesin ki temel konularda değişiklikler oluşturuyor.

Böyle bir şey yok. Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden itibaren “savaşçı” karakter vazgeçilmezimiz olmuştur. Özellikle Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde, önce Müslüman, sonrasında Sünni tercihler kesin olarak şekillenmiştir. Şii, Katolik, Ortodoks Hristiyan kimlik seçimleri fütühattan beslenen bir devlet anlayışı için hiç şüphesiz kısıtlayıcı bir faktör olacaktı. 

Sonraları Cumhuriyet kuruldu. Yok olmanın eşiğinden dönen devlet küllerinden doğdu ve bilahare yeniden güç kazanma sürecine girişti. İşte o dönemin mottosudur. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh.” İmparatorluğun emperyal harsından beslenen devlet geleneği için mecburi bir soluklanmadır. Biraz toparlayınca “Hatay” (1939) ilhak edilmiştir.


Bu arada Cumhuriyet pratiğinde etnik Türk kimliği 1920’li yılların şartlarında daha bir ön plana çıkartılmışsa da geri planda Sünni yapı tavizsiz muhafaza edilmiştir. Diyanet Alevileri yok sayarken, sınırlı sayıda gayrimüslim nüfus tehdit algısıyla tasfiye edilmiştir. Sonraki süreçlerde “muhafazakârlar” iktidara gelmiştir. Bu arada devlet ekonomik anlamda nispeten güçlenmeye başlamıştır. Milli gelir trilyon dolar seviyelerine yaklaşınca tarihsel tutum, iktidarda kim olduğundan bağımsız “genişlemeci” yaklaşımlarına geriye dönmektedir.
Bugün Suriye’de bir Sünni özerk bölge oluşturmaya çalışılması sadece AK Parti’nin değil, ulusalcı CHP’den, MHP, İyi Parti, Perinçek ve Silahlı Kuvvetler’e varıncaya kadar tüm devlet bileşenlerinin final tahlilde ortak projesidir. Hani bu denli “derin mutabakat” karşısında “insan” odaklı karşı çıkışlar son derece “cılız” kalmaya mahkumdur. Tamam, halk 83 milyon, ama dükkânın kapısında 1000 yıldır “değişmez zihin yapıları” ile “muktedirlerin” adı yazıyor.

KARAOĞLAN

Yazının Devamını Oku

Şikemperver rehberleri

1 Mart 2020
HÜRRİYET Gazetesi ve Karaca işbirliği ile bu yıl “İncili Gastronomik Rehberi” 2020’nin üçüncüsü yayınlandı.

 


Bir yılı aşkın bir sürede 200’e yakın gizli müfettiş İstanbul, Ankara, İzmir, Bodrum, Antalya ve Bursa kentlerindeki restoranları değerlendirdi.
Rehberde 518 restoran ve 364 lezzet noktası yer alıyor.
Rehber kapsamında en yüksek puan “beş inci”ye yer veriliyor.
Derecelendirme; “Şef restoranı, bistro, brasserie, geleneksel mutfak, et lokantaları ile kebapçılar, balık lokantaları, Uzak Doğu restoranları, meyhaneler ve sokak yemekleri restoranları” kategorilerinde yapıldı.
Beş incili “Od Urla”, dört incili “İsabey Bağ Evi”, “Vino Locale”, “Kapha”, “Agrilia” ve diğer pek çok mekân İzmir’in gururu oldu.

Yazının Devamını Oku