Paylaş
Geçen haftaki yazım yine infial yarattı. Rüzgar’ın kafasını çarptığı yeri dövüyorum diye, okurlarım söylemediğini bırakmadı. “Rüzgar düştüğünde ya da kafasını bir yere vurduğunda gidip o yeri beraberce dövüyor olmanız pek doğru değildir derler. Çocuk yaptığı hataların ya da başına gelenlerin nedenini hep dışarda aramaya başlar ve kime ve neye ne ceza vereceğini düşünür. Oysa bilmesi gereken düşme sebebinin kendisi olduğudur” diye konuya yumuşak yaklaşanlar da oldu; “Sibel Arna ne mankafasın çocuk kafasını vuruyor, sen gidip o yeri dövüyorsun” diyenler de. Şimdi öncelikle ben bu konuyu yazmıştım sevgili okurlar. Çünkü aynı endişelere ben de kapılmıştım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Türkay Demir’e “Ben onun düştüğü yeri döversem Rüzgar büyüyünce suçu başkalarına atan kendini hep haklı gören bir erkek olur mu” diye sormuştum. Şimdi hazırsanız cevabını tekrar yazıyorum: “15 aylık (Rüzgar o zaman 15 aylıktı. Şimdi 18) bir çocuğun ruh dünyası henüz tam anlamıyla gelişmemiştir.
Ondan erişkin tepkileri beklemek çok yersiz. Eğer canı acıdığında duvarı ya da sehpayı suçlamak onun zayıf egosuna iyi geliyorsa yapılabilir. Aynı şekilde ‘öpeyim de geçsin’ denilebilir. Burada asıl gereksiz olan öpmekle geçmeyeceğini şimdiden öğrensin diye düşünmektir. Erişkin zihnini çocuk beynine nakledip, öyle davranamazsınız. Nasıl olsa o da büyüyecek ve gerçekle gerçek olmayanın ayırdına varacaktır. Üç-dört yaşından sonra ‘hızlı koştuğun için düştün’ derseniz anlayacak. Önemli olan bu yaşta bir çocuğa kafasını vurduğundaki acıyla baş etmeyi öğretmektir. Bunu da sehpa döverek yapıyorsa varsın yapsın. Yeter ki sizi yanında hissetsin. Çocuk yetiştirmenin en önemli kodu onunla duygusal bir bağ kurmaktır. Her eğitimin bir yaşı var. Onun da zamanı gelecek. Bekleyelim ve sabredelim.”
“Eğlen, öğren, hijyen” diyen çocuklar, 8 milyon mikroba karşı!
Unilever Türkiye, çocuklara daha hijyenik bir yaşam ve sağlıklı bir gelecek yaratmak amacıyla Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile yurt genelinde ‘Eğlen, Öğren, Hijyen’ projesini hayata geçiriyor. Amaç Türkiye’de enfeksiyona bağlı hastalıkları azaltmak ve çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek sağlamak.
? Mikropların çoğalarak en kolay ulaşabildiği ve bulaşabildiği grubu çocuklar oluşturuyor ve gerekli hijyenik önlemler alınmadığında bu mikroplardan bir tanesi 24 saatte hızla çoğalarak 8 milyon mikroba ulaşabiliyor. Bu mikroplar yol açtıkları enfeksiyon hastalıklarıyla çocukların ve ailelerin hayatını ve yaşam kalitesini, sosyal ve ekonomik açılardan olumsuz etkiliyor.
? Sadece düzenli olarak el yıkamanın çocuklarımızın solunum yolları enfeksiyonuna yakalanma riskini
yaklaşık yüzde 23 oranında azalttığını biliyor muydunuz?
? ‘Eğlen, Öğren, Hijyen’ projesi, çocukların hijyen kavramını tanımaları için Türkiye’yi karış karış gezecek, geleceğe yatırım yapacak. Proje, çocuklar, yakın çevreleri ve gönüllülerle birlikte yaklaşık 1 milyon kişiye ulaşacak. Hazırlanan eğitim programı sayesinde çocuklar hastalıklara neden olan mikrop türlerini ve bulaşma yollarını öğrenecek, hijyen önlemleri konusunda geniş bilgi sahibi olacak ve düzenli hijyen alışkanlıkları kazanacak.
Paylaş