Anne popomun içine külot kaçtı

Rüzgar uyuma konusunda çok ama çok problemli bir çocuk olduğu için şu an nasıl uyuduğu bizi takip eden anneler tarafından merak ediliyor. İşte son durum

Haberin Devamı

Rüzgar uyusun diye bebekliğinden beri denemediğim yol kalmadı. Her yerde ve her şekilde salladım. Kucakta, ayakta, arabada hatta daha bebekken cahil cahil battaniyede bile! Ninnilerden ninni beğendim, masalların her türlüsünü öğrendim, uyku rutinine önem verdim. Her gün uyku saati yaklaşırken tempoyu yavaşlattım, ışıkları loşlaştırdım, diş fırçalama, duş yapma, süt içme gibi son dakika aktivitelerinin sırasını ve zamanını şaşmadım. Ama ne mümkün! Bu çocuk uykusuz arkadaşlar. Yetişkin gibi sekiz saat uyuyor ve geceleri dört kez de uyanıyor.
Allah’a şükür, artık sallamıyorum. Dört ay önce bıraktım. Bir gün geldi, puseti depoya kaldırdım, “Artık yatağın sallanmıyor” dedim. Uyuyana kadar karyolasının yanındaki sandalyede oturacağımı söyledim. Komedi o gün başladı. İlk gün Rüzgar tam 1 saat 45 dakikada daldı ve bu süre zarfında aralıksız konuştu. Bakın neler söyledi: “Anne düt ver, anne ayakımı ört, anne sırtımı kaşı, anne elini içine sok kaşı, anne koltuk altımı da kaşı, anne gıdıklandım, anne kafamı kaşı, anne su ver bi daha, anne ben uyumak istemiyorum ego (lego) yapmak istiyorum, anne dandini söyle, anne eeee yapma söyle, anne kakam var, anne popomun içine külot kaçtı, anne Pepe büyük mü, anne sıcak oldu çorabımı çıkar, anne ben nasıl memenden düt içiyodum, neden şimdi içemiyorum, senin pipin var mı, anne seni çok seviyorum, anne seni sevmiyorum...”

Haberin Devamı

KONUŞMAMAK İMKANSIZ

Bunlar sadece bir çırpıda hatırlayabildiklerim. Ama gerçekten göllerde su biter Rüzgar’da uyumamak için uyduracağı laflar bitmez. İlk gün sallamadığım için panik ve yeni düzenin nasıl olacağını bilmediğim için biraz da heyecanlıydım. Ve büyük bir amatörlük yapıp laf yetiştirdim. Meğer asla cevap vermemek gerekiyormuş. Asla cevap vermemek imkansız ama ilerleyen gecelerde minimum konuştum: “Su ver, düt ver, ayakımı ört rutinimiz” hala var. Bazen çok direnip ağlıyor o zaman da yüzümü sil, burnumu sil talepleri devreye giriyor. Ama çok istisna bir durum olmazsa yarım saatte uyuyor.
“İyi geceler de, odadan çık” dediğinizi duyar gibiyim. Denedim. Ama inanın nuh diyor peygamber demiyor, bir hafta boyunca her akşam bir buçuk saat uyuyana kadar “gelin gelin” diye çığlıklar attı. Bir buçuk saatin sonunda yorgun düşüp uyuyordu ama ertesi gün sürede hiçbir kısalma olmuyordu. Üstüne üstlük gergin ve kısık sesli bir çocuk haline geliyordu. Yani özetle minimum yarım saat sandalyede oturma safhasındayız. Ama biliyorum, beş dakikada dalacağı güneşli günler kapıda. Hele şu öğle uykularını bir kaldıralım!

Yazarın Tüm Yazıları