Serhat Demirel

Sevgimiz para ile ölçülemez

12 Nisan 2025
KEDİ ya da köpeklerle hayatını paylaşan her insan aslında benzer bir duyguyu yaşar ama iş biraz daha ileriye gitmiş anlaşılan.

Britanya’da Kent Üniversitesi’ndeki araştırmacılar bir kişinin hayatında kedi ya da köpek olmasının, evlenmek ya da bir yılda fazladan 70 bin sterlin kazanmakla aynı psikolojik faydayı sunduğu sonucuna vardı.

Biraz açalım.

Şimdi, ekonomistler, ‘yaşam memnuyeti’ yaklaşımını kullanarak, arkadaşlık ve aile gibi maddi olmayan varlıkları varsayımsal bir gelire dönüştürebiliyorlar.

2 bin 500 İngiliz aile üzerinde yaptıkları araştırmada, evcil hayvan sahibi olmanın yaşam memnuniyetinde 1’den 7’ye kadar puanlamada 3-4 puanlık bir artışa yol açtığını, bu artışın da arkadaş ve akrabalarla görüşmekle elde edilen değerlere benzer olduğunu ortaya koydu.

Ekonomistlerin bulduğu bir bulgu şu: Evlilik yılda 70 bin sterlin ek gelirin yaratacağı mutluluğa denk. Ayrılık ise yılda 170 bin sterlin kaybetmeye eşit.

Şimdi Kent Üniversitesi’nden Dr. Adelina Gschwandtner, çalışmasında insan arkadaşlığına fiyat etiketi koyan bir makaleden esinlenmiş: “‘Arkadaşlar için mümkünse, evcil hayvanlar için neden olmasın’ diye düşündüm. Bazı insanların 70 bin sterlin değerine neden şüpheyle yaklaştığını anlayabiliyorum.”

AİLE ÜYESİ YA DA   EN İYİ ARKADAŞ

Yazının Devamını Oku

Onların yediklerine de aynı özeni gösteriyoruz

5 Nisan 2025
İNSANLARIN kedi-köpeklerle olan ilişkisinde iyiye gidiş devam ediyor. Bunu destekleyen çalışmaları da bu köşede sürekli paylaşıyorum.

Yeni çalışma, katettiğimiz yolu güzel özetliyor. Britanya’da yapılan araştırma köpek sahiplerinin evcil hayvanlarının beslenmesine büyük önem verdiğini gösteriyor. Fakat ufak bir detay daha var: Çoğu insan bu mamaların nasıl elde edildiğine dikkat etmiyormuş.

Detaylara geçelim.

Birleşik Krallık’taki her 10 köpek sahibinden 8’i (Yüzde 79) evcil hayvanlarının beslenmesine kendi beslenmeleri kadar önem verdiğini söylüyormuş.

Fakat sadece 4’te 1’i yani yüzde 26’sı, köpeklerinin mamasının nasıl imal edildiği konusunda yüksek seviyede bilgi sahibi olduğunu belirtmiş.

Araştırmadan diğer notlara geçelim. Karnemiz fena değil ama iyileştirmemiz gereken noktalar var:

Köpek sahiplerinin yarısı (Yüzde 51), evcil hayvanlarının toprakla oynamayı sevdiğini söylüyormuş ama aynı oranda kişi sağlıklı toprağın yüksek kaliteli ürün yetiştirmek için kritik öneme sahip olduğunun farkında değil.

Bir de yarısı çiftçilik sırasında yapılan işlemler nedeniyle köpeklerin yiyecekleri besinlerde oluşacak hasarlardan habersiz.

Her 10 kişiden 7’si (Yüzde 72), köpeklerinin mamasının nereden geldiğini daha iyi anlamak istiyormuş.

Yazının Devamını Oku

Çocukların yerini köpekler mi alıyor

29 Mart 2025
Batı ülkelerinin nüfus problemleri gittikçe gün yüzüne çıkarken bununla birlikte bir başka detay ön plana çıkıyor: Çocuk sayısı artmazken sahiplenilen köpek sayısı artıyor.

Bu köşenin gediklisi Macaristan’daki Eötvös Lorand Üniversitesi’nden araştırmacılar bu konuya da eğilmiş.

Profesör Eniko Kubinyi de köpek sahipliğinin artmasını doğum oranlarının düşmesine bağlıyor. Ama ona göre bu basit bir neden sonuç ilişkisi barındırmıyor.

Kubinyi, araştırmalarında insanların köpeklerini sadece evcil hayvan olarak değil, tam bir aile üyesi olarak gördüklerini aktarıyor. Ki bunu bu köşenin ‘Okur Fotoğrafı’ bölümünde görüyorsunuz.

Macaristan’da yapılan araştırmalar ilgi çekici. Çocuksuz yetişkinlerin yüzde 19’u ve ebeveynlerin yüzde 10’u köpeklerine herhangi bir insandan daha fazla değer verdiğini söylüyormuş.

Halihazırda köpek sahiplenmiş olmanın da çocuk yapma fikri üzerinde bir etkisi varmış. Kubinyi, köpeği olan bazı annelerin, ebeveynliğin daha külfetli hale geldiğini ve daha fazla çocuk sahibi olma isteklerini azalttığını düşündüğünü aktarıyor.

Kubinyi köpek sayısı arttığı için çocuk sayısının azalmadığını ama iki durumun ardında da aynı eğilimin yattığını belirtiyor: Sosyal ağların dönüşümü.

Current Directions in Psychological

Yazının Devamını Oku

Terapi köpeklerinin faydaları

22 Mart 2025
Bu köşede hep şu konuya eğiliyoruz: Başta kediler ve köpekler olmak üzere etrafımızdaki canlılar insanların hayatlarına hep olumlu yönde etki ediyor. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapabiliyor muyuz ama emin değilim.

Buradaki çaba da zaten, bu faydaya bir karşılık verelim de başta sokak hayvanları olmak üzere bu canlıların yaşamlarını iyileştirelim.

Uzatmadan konuya geçeyim.

ABD’’de İnsan Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü adlı kuruluş, kısaca HABRI, acil servislerde terapi köpeği ziyaretlerinin etkilerine bakmış. Bu ziyaretlerin ardından çocuk ve ebeveyn anksiyetesinde önemli azalmalar görüldüğünü ve anksiyete azaltıcı ilaç ihtiyacının azaldığını ortaya koymuş.

Wayne State Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Araştırma Başkan Yardımcısı Jeffrey A. Kline, yaptıkları araştırma için, “Neredeyse tüm çocuklar acil serviste hasta olarak bir dereceye kadar psikolojik stres yaşıyor ve yaklaşık yüzde 15’i bakım süreçlerinin devam etmesini sağlamak için bir müdahaleye ihtiyaç duyacak kadar stres yaşıyor” diyor ve ekliyor: “Terapi köpeği ziyaretlerinin uygulanmasının çocuklarda ve ebeveynlerinde korku ve endişeyi azaltma ve genel acil servis deneyimlerini iyileştirme potansiyeline sahip olduğunu gördük; bu da sonuçları düşük maliyetli, düşük riskli bir şekilde iyileştirme potansiyeline sahip.”

5-17 yaş arası 80 hastanın dahil edildiği çalışmada, hastalara rastgele olarak yaklaşık on dakika boyunca bir terapi köpeği-bakıcı ekibine maruz kalma görevi verilmiş. Anksiyete FACES ölçeği ve tükürük kortizol konsantrasyonları kullanılarak ölçülmüş. Ölçümler başlangıçta, müdahaleden 45 dakika sonra ve müdahaleden 120 dakika sonra yapılmış. Çalışmanın sonuçları çarpıcı.

Çocuk yaşam terapisine (olağan bakım) ek olarak uygulanan hayvan destekli terapinin (AAT) acil serviste hem hasta hem de ebeveynlerin anksiyete algısını azaltabileceğine dair yeni kanıtlar ortaya çıkmış. Terapi köpeği grubundaki çocukların yüzde 46’sında anksiyete skorlarında düşüş görülürken, bu oran kontrol grubunda yüzde 23 olarak gerçekleşmiş. Ayrıca, kontrol grubundaki çocukların yüzde 55’i bir de ketamin, midazolam veya droperidol almış.

Buna karşılık, terapi köpeği (müdahale) grubundaki çocukların sadece yüzde 35’i bu ilaçları almış; bu da davranış kontrolü veya şiddetli anksiyeteyi tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan ilaçlarda klinik olarak önemli bir azalmayı temsil göstermiş.

Bir de kedilerin terapi konusundaki faydasına dair haber var.

Yazının Devamını Oku

1400 yıl önce Çin’e gitmişler

15 Mart 2025
Smithsonian Magazine, evcil kediler hakkında dikkate değer bir çalışma yayımladı ve bugüne kadar düşünülenden farklı bir pencere araladı.

Modern dünyanın evcil kedilerinin uzun bir evcilleştirme ve ticaret sürecinin ürünü olduğunu belirten dergi, “Bu süreç yaklaşık 10 bin yıl önce günümüz Türkiye’sinde, Anadolu’da yaşayanların Yakındoğu yaban kedilerini evcilleştirmesi ve onlarla arkadaş olmasıyla başladı. Yaklaşık 7 bin yıl sonra bu dost kediler ticaret yoluyla Avrupa’ya yayıldı” diyor ve makaleye neden olan merakı aktarıyor: “Ancak bilim insanları uzun zamandır kedi dostlarının şu anda en popüler kentsel evcil hayvan olan Çin›e ne zaman ve nasıl geldiğini merak ediyordu.”

Şimdi genetik testler sonucunda araştırmacılar evcil kedilerin Çin’e muhtemelen MS 600 civarında, yani Avrupa’ya girişlerinden 1500 yıl sonra geldiğini keşfetmişler.

Çalışmaya göre kediler, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan uzun ticaret ağı olan İpek Yolu üzerinde doğuya seyahat eden birçok varlıktan biriymiş.

Çin’in bilinen en eski evcil kedisi 706-883 yılları arasında Tang Hanedanlığı döneminde Şanşi eyaletinin merkezinde yaşamış. Ve günümüzdeki çoğu Çin ev kedisi gibi kısa, tamamen beyaz ya da kısmen beyaz kürke, uzun kuyruğa sahipti. Ataları da muhtemelen Kazakistan’dan geliyordu.

ÇİNLİ ELİTLERE HEDİYE EDİLİRDİ

Makalede görüşü olan Pekin Üniversitesi Genomik Çeşitlilik ve Evrim Laboratuvarı’nda baş araştırmacı olan Shu-Jin Luo, kedilerin Çin’e gelişiyle birlikte, batılı tüccarlar tarafından Çinli elitlere verilen hediyeler olarak çok popülerleştiğini, ve ‘değerli, egzotik evcil hayvanlar olarak kabul edildiklerini’ belirtiyor: “Eski Çinliler evlerine bir kedi getirdiklerinde özel dini ritüeller bile gerçekleştiriyor, onları sadece bir eşya olarak değil, onurlu misafirler olarak görüyorlardı. Kedilerin mesafeli ve sevecen arasında gidip gelen gizemli davranışları da onlara gizemli bir hava katıyordu.”

Dönelim araştırmaya. 5 bin yıllık 14 Çin arkeolojik alanında ortaya çıkarılan 22 kedinin kalıntıları üzerinde yapılan analize göre incelenen iskeletlerin on dördü ev kedilerine aitti.

Yazının Devamını Oku

Ruh sağlığımızı nasıl etkiliyorlar

1 Mart 2025
Kediseverler ya da köpekseverler bunun farkında ama şimdi küresel ölçekte yapılacak yeni bir araştırmayla bu durumu belgelemeye çalışacaklar. Nedir bu: Evcil hayvanların hayatı daha iyi hale getirdikleri.

Evcil Hayvanlar ve Refah Çalışma Programı (PAWS), kedi ve köpeklerin insan ruh sağlığı ve mutluluğundaki etkisine bakmak için büyük bir çalışmaya girişiyor.

IPSOS’un 31 ülkede yaptığı araştırmaya göre insanların yüzde 45’i ruh sağlığını en önemli sağlık sorunu olarak tanımlıyor ve bu oran 2018’den bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor. Kanser, uyuşturucu kullanımı ya da koronavirüs riskinden daha fazla insan ruh sağlığı konusunda endişe duyuyor. Önceki araştırmalar, evcil hayvanların ruh sağlığı üzerinde muazzam bir olumlu etkiye sahip olabileceğini ortaya kodu ancak bu hayvanların genel sağlığımızla ilgili oynadıkları rol hakkında hâlâ öğrenilecek çok şey var.

GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIRMA

Waltham Petcare Bilim Enstitüsü tarafından yürütülen PAWS programı iddialı: 350 binden fazla insan ve 20 ülkeyi kapsayacak.

Çalışmaya dair açıklama yapan Mars Petcare Başkanı Loïc Moutault şöyle diyor: “Bir evcil hayvan sahibi olarak, evcil hayvanların hayatımıza kattığı neşe ve rahatlığı ilk elden biliyorum. Ayrıca bir evcil hayvan sahibi olmanın ya da sadece bir evcil hayvanla etkileşime girmenin her yaştan ve her kesimden insana fayda sağlayabileceğine dair kanıtlar giderek artıyor.”

Yapılacak bu çalışma, stres, yalnızlık, kaygı ve uyku gibi konularda çeşitli ruh sağlığı sorunlarını ve evcil hayvan etkilerini ele alacak. PAWS, insanlar ve evcil hayvanların farklı popülasyonlarda karşılıklı fayda sağlayan uygulamaları nasıl geliştirebileceğini araştıracak. Bir çalışma, evcil hayvan etkileşimlerinin yaşlı yetişkinler üzerindeki etkisini değerlendirmeyi planlıyor; bir diğeri, yavruların evlat edinildikten sonra genel sağlığındaki değişime bakacak; bir diğeri ise evcil hayvan ebeveynliğinin dünya çapında uyku üzerindeki etkisini araştıracak.

Çok daha fazla araştırma yine bu kapsamda yapılacak.

Yazının Devamını Oku

Köpekler neden göz kırpar

22 Şubat 2025
Köpeklerin insanlarla iletişimindeki son gelişmeyi Royal Society Open Science dergisi yayımlamış. İnsanların aralarında konuşurken göz kırparak iletişim kurmalarının köpeklerde bir karşılığı var mı, ona bakılmış.

Çalışmaya göre köpekler de insanlar gibi farkında olmadan bağ kurmak için hızlı göz kırpmayı kullanıyor olabilirmiş.

Çalışmayı yorumlayan Pisa Üniversitesi’nden etolog Martina Francesconi, “Köpeklerin birbirleriyle bu kadar ince ve zor algılanabilir bir şekilde senkronize olabilmeleri, nasıl iletişim kurduklarına dair büyüleyici sorular ortaya çıkarıyor. Birbirleriyle sandığımızdan daha fazla uyum içinde olabilirler” diyor.

Araştırmaya göre evcil köpekler diğer köpeklerin yanında daha fazla göz kırpma eğilimindeler. Ayrıca ortam gerildiğinde köpek arkadaşlarıyla -ve insanlarla- barışı sağlamak için de göz kırpıyor gibi görünüyorlar.

Buna ek olarak, köpekler diğer köpeklerin de aynı şeyi yapmasına karşılık olarak esneme ve eğlenceli yüz ifadeleri takınma eğilimindeymiş. Uzmanlara göre bu da iletişim kurmak ve bağ kurmak için yüz taklidi olarak bilinen yöntemi kullandıklarını gösteriyor.

KAYDA ALINIP DUYGUSAL TEPKİLERİ İZLENDİ

Parma Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olan ve daha önceki çalışmaların çoğunda görev yapan Chiara Canori, ve meslektaşları bir terrier, bir cocker spaniel veya bir border collie’nin hemen arkasındaki bir oyuncağa veya ödül mamasına odaklanırken kameraya baktığı 12 saniyelik çeşitli videolar oluşturmuş.

Bazı kliplerde köpeklerin gözlerini kırptığı görülürken bazılarında kırpmadığı belirlenmiş. Üçüncü video setinde köpeklerin burunlarını yaladıkları görülmüş. Bu hareket köpeklerde heves ya da hayal kırıklığına işaret ediyor.

Yazının Devamını Oku

Sözünüzü dinlesin ister misiniz

15 Şubat 2025
BAŞLIKTAKİ soruya cevabınız ‘evet’ ise o zaman Viyana’daki Veterinerlik Üniversitesi’nden araştırmacıların, 20 köpek üzerinde yaptığı incelemeye göz atmakta yarar var.

Yapılan çalışmada aralarında Staffordshire teriyeri, Avustralya çobanı, kaniş ve bazı melezler de dahil olmak üzere farklı ırklardan köpekler kullanıldı. Köpekler sadece birinde ödül bulunan iki kase kullanılarak farklı senaryolarda test edildi.

Testte biliminsanları ya bir kaseyi işaret etti, ya sadece kaseye baktı ya da her ikisini aynı anda yaptı.

Ayrıca klasik köpek şakası olan, topu tutarken kaseye doğru atıyormuş gibi yapma yöntemini de kullandılar.

İşaret verildikten sonra, kasklarındaki kameralar sayesinde köpeklerin nereye baktığı takip edildi.

Sonuçları inceleyen biliminsanları, köpeklerin hem işaret edilip hem de ödülün bulunduğu kaseye bakıldığında talimatları en iyi şekilde anladığını gördüler.

Ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde köpeklerin en az anladığı senaryo, biliminsanlarının topu atıyormuş gibi yaptığı anlar.

Araştırmacılar, bu bulguların köpeklerin basit talimatların ötesinde, insanlardan aldıkları ipuçlarını takip ettiğini göstermeye başladığına inanıyor.

Ancak, biliminsanlarının tam bir sonuca varabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Yazının Devamını Oku