Serhat Demirel

Kediler soluna mı yatar sağına mı

28 Haziran 2025
KEDİLERİN davranış kalıplarını kendimizce yorumluyoruz ama bazen sadece canları öyle istediği için öyle yapıyorlar, onu pek dikkate almıyoruz.

Yine de bilim insanlarının çalışmaları eğlenceli ve ilgi çekici sonuçlar ortaya çıkarıyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi, uyuyan kedilerin olduğu yüzlerce YouTube videosunu analiz etti.

Bu müthiş keyifli çalışmanın sonucunda kedilerin bir taraflarında uyumayı diğerine nazaran çok daha fazla tercih ettiklerini bulmuşlar: Sol taraf.

Current Biology’de yayımlanan araştırmada görev alan araştırmacılara göre bu tercih, uyanır uyanmaz kaçabilmelerine olanak sağlayan, evrimsel olarak onlara faydası olan bir durum.

408 video incelenmiş. Bunların yaklaşık 3’te 2’sinde (yüzde 65) yani 266’sında kediler sol tarafa yatma eğilimi göstermiş. 142’si sağına yatmış.

Önemini şöyle anlatıyorlar: Kediler günde 12-16 saat uyuyan canlılar olarak uykularını çok ciddiye alırlar. Bu da sola yatmalarının kritik önem taşıdığını gösteriyor. Sol taraflarına yatan kediler, uyandıklarında çevrelerini sol görsel alanlarıyla algılayabilirler. Araştırmacılara göre bu beynin sağ lobunda işleniyor. Bu lob da uzamsal farkındalık, tehditlerin işlenmesi ve hızlı kaçış hareketlerinin koordinasyonunda daha uzman. Netleştirelim, diyelim ki siz bir kedisiniz ve size bir çakal yaklaştı, solunuza yattığınızda tehlikeyi fark etmeniz ve kaçmanız için daha avantajlı oluyorsunuz.

Yazarlar şunu diyor: “Sola dönük bir uyku pozisyonu, aşağıdan veya konumunuza benzer konumlardan yaklaşan nesneleri görmeniz için daha iyi görüş alanı sunacak.”

Araştırmacıların çalışmaları da insanların gözlemini doğruluyor: Kediler kendi önlemlerini alıyor. Ağaç dalları, kitaplık, mutfak dolabı gibi yüksek yerlerde uyurken kendilerini yırtıcıların tehditlerinden koruyacak şekilde pozisyon alırlar.

Yazının Devamını Oku

Rengim kaderimdir... Kedi dünyasına acı katkımız

21 Haziran 2025
ÜZÜCÜ bir çalışmanın sonuçlarını aktaracağım. Biz bu sonuçlara sebep olan insanlar olmayalım diye de uyarmış olacağım böylelikle.

ABD’de Louisville Üniversitesi’nde sosyoloji doçenti olan Robert Carini, bir araştırma yapmış ve kedilerin tüylerinin renginin onların kaderini nasıl etkilediğine dair çarpıcı veriler elde etmiş.

Buna göre siyah renkli kediler barınaklarda hem daha az sahipleniliyor hem de daha yüksek ötanazi oranına sahip.

Yani ikinci bir şans konusunda en düşük orana sahip kediler olarak dikkat çekiyorlar.

Carini ve meslektaşları, ‘Siyah kedi önyargısı’ ya da ‘Siyah tüylü kedilerin daha olumsuz görüldüğü, daha az sahiplenildiği ve daha açık renkli kedilere göre daha sık ötanazi uygulandığı fenomen’ olarak adlandırdıkları durumu, yaptıkları çalışmada doğruladı.

Carini’nin Kentucky’deki kentsel bir barınaktan aldığı 7 bin 983 kedi hakkındaki veri, kötü sonuçların sadece siyah renkli kedilere has bir durum olmadığını da gösteriyor.

Çalışmada ötanazi konusunda en düşük, sahiplenme konusunda en yüksek orana beyaz tüylü kedilerin sahip olduğunu görmüşler. Kahverengi ve gri kediler ise beyaz ve siyah kediler arasında orta düzeyde sonuçlar almış.

Carini’ye göre kürk rengi evlat edinme ve ötanazi oranlarında rol oynuyor ama insanların kedi sahiplenme konusundaki tek motivasyonu bu değil. Çok sayıda kedi için sağlık sorunları, mizaç ve çocuklarla/köpeklerle uyumluluk gibi faktörler kürk renginden önce geliyor.

Siyah kediler için iyi olan tek sonuç var: Farklı görünmeleri ve bu araştırmanın sonucundaki gibi

Yazının Devamını Oku

Dikkatini çekmek için en iyi yöntem

14 Haziran 2025
Köpek besleyenler şunu iyi bilir: Günün önemli kısmı köpeğinizi bazı konularda uyarabilmek için onun dikkatini çekme çabasıyla geçer.

Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden araştırmacılar bize bu konuda önemli tüyolar veriyor.

Proceedings of the Royal Society dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, köpeğinizin dikkatini çekmenin ve odaklarını yönlendirmenin en başarılı yolunu şöyle aktarıyor: İstenen nesneye işaret edin ve doğrudan köpeğinize bakın.

Christoph J. Völter liderliğindeki araştırma ekibi, ödül bulma deneyi sırasında gözlerinin nereye yöneldiğini kaydetmek için toplam 20 köpeği kameralarla donatmış. 8 melez köpek, 4 terrier, 2 Avustralya çoban köpeği, 2 kaniş, 1 collie, 1 retriever, 1 Alman çoban köpeği, 1 de Rodezya sırtlan köpeği varmış.

Yöntem şu: Bir kişi, iki kaptan birine bir ödül saklayacak ve ardından köpeğe ödülün hangi kapta olduğunu işaret etmek için farklı ipuçları kullanacak. İpuçları arasında işaret etme, kaba bakma, ona doğru bir top atıyormuş gibi yapma ve işaret etmeyi bakmayla birleştirme yer alıyor.

Sonuçlar oldukça ilginç: Kişi hem doğru kâseye işaret ettiğinde hem de baktığında, köpekler ödülü bulmada önemli ölçüde daha başarılı olmuş.

ELİNİZLE İŞARET EDİP ONA BAKIN

Araştırmacılar,

Yazının Devamını Oku

Kokumdan tanırsın beni

31 Mayıs 2025
İnsanlar ve kediler arasındaki ilişkiden bahsederken hep kedilerin her şeyin farkında olduğunun altını çiziyoruz. Bilim de bunu doğruluyor. Yani yaşananlar hep kedilerin, insanları kendilerine hizmet için yaratılmış canlılar olarak gördükleri esprisine uygun ilerliyor.

Fakat bu haber bunun biraz dışında gibi geldi bana.

KOKUYLA İLETİŞİM

Japonya’da Tokyo Tarım Üniversitesi’nde yapılan araştırma, kedilerin insanları sadece ses ya da yüz ifadelerinden değil kokularından da ayırt edebildiğini gösteriyor.

Yani tamam, bizi görmezden geliyorlar ama aslında bizi önemsiyorlar da.



Yazının Devamını Oku

Stres yapmayın o da etkileniyor

24 Mayıs 2025
İş yaşamımızın vazgeçilmez unsuru strese dair Amerikan Psikoloji Derneği’nin önemli bir çalışması var.

Buna göre çalışanların yüzde 77’si işle ilgili stresten etkileniyor. Ve tabii insanlar çevreleriyle etkileşim halinde olan canlılar oldukları için de bu streslerinin çevrelerini etkilemesi kaçınılmaz.

Biliminsanları, iş stresimizin ailemizi ve çevremizi etkilemesine ‘çapraz geçiş’ diyor.

Scientific Reports’ta yayımlanan yeni bir çalışmaya göre de ‘ikinci el gerginlik’ denilen bu olgu köpeklerimizi de etkiliyormuş.

Araştırmacılar, çalışma hayatı içerisinde olan -aynı zamanda köpek sahibi- 85 kişiyle anket yaptı. Öncelikle katılımcılardan köpeklerinin stresini sıfırdan bire kadar bir ölçekte derecelendirmeleri istenmiş. Köpeklerin stresini okumakta her zaman başarılı olmadığımız için, ses çıkarma, amaçsız şekilde hareket etme gibi stresle ilişkilendiren 11 evcil hayvan davranışını görüp görmediklerine dair bilgi vermeleri de istenmiş.

İHTİYAÇLARINA DAHA AZ ÖNEM VERİYORUZ

Daha sonra katılımcıların iş hayatındaki stresini belirlemek için başka bir soru seti (Öznel İş Stresi Ölçeği) sunulmuş. Ayrıca iş dışı saatlerdeki streslerini ölçmek için de İşle İlgili Ruminasyon Ölçeği anketi doldurtmuşlar.

Sonuçlar çarpıcı: İnsanlar ve evcil hayvanlar arasındaki etkilenme gerçek. Yüksek stresli işte çalışanların köpekleri de daha fazla davranışsal stres belirtisi göstermiş.

Yazının Devamını Oku

Yapay zeka sayesinde iletişim kuracağız

17 Mayıs 2025
ÇİN’in teknolojik atılımı yapay zekâdaki çalışmalarıyla tüm dünyaya meydan okuma haline geldi.

Bu konuda her gün yeni bir gelişmeyle karşımıza çıkıyorlar ve ümit verici hamleler yapıyorlar.

Çin’den gelen son haberin altında teknoloji devi Baidu’nın imzası var. Tam da bu köşenin yıllardır cevabını aradığı “Biz ne zaman kedi ve köpeklerle direkt iletişim kuracağız” sorusuna “Çok yakında” cevabını verecek gibiler.

Açalım.

Kedi ve köpeklerle iletişimimizi direkt hale getirecek şekilde miyavlama ve havlamaları konuşma diline çevirme yolunda ilerliyorlar.

Araştırmaların devam ettiği çalışmada seslendirme, beden dili ve duygusal durumları analiz ediyor halihazırda. Başarılı olursa, hayvanları anlama ve onlarla iletişim kurma şeklimizi kökten değiştirebilir ve tür ayrımını ortadan kaldırabilirler. En heyecan verici kısmı da bu.

Baidu işi ciddiye alıyor. Çin Ulusal Fikri Mülkiyet İdaresi’ne sunulan patent, bir dizi hayvan davranışını toplayan ve işleyen bir sistemi ana hatlarıyla açıklıyor. Bu sistem, seslendirmeleri, vücut dilindeki değişiklikleri ve biyolojik sinyalleri içeriyor; kuyruk sallamalarından gergin adımlara kadar her şeyi inceliyor.

Tüm bu veriler, bir hayvanın duygusal durumunu değerlendirmek üzere eğitilmiş bir yapay zekâ sistemine aktarılacak. Oradan, bu duygular semantik anlama çevrilecek ve evcil hayvanlara Çince veya İngilizce gibi dillerde ‘konuşma’ gücü verecek. Baidu, sistemin “

Yazının Devamını Oku

Köpekleri neden sevmeliyiz

10 Mayıs 2025
ÜZÜCÜ haberi aldık bu hafta ve can sıkıntımız katmerlendi: Anayasa Mahkemesi, sahipsiz hayvanlarla ilgili düzenlemeleri içeren, adı “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olan ancak hayvanseverler tarafından katliam yasası olarak yorumlanan kanuna dair iptal istemini reddetti.

Bu, can sıkıcı uygulamaların hayata geçebileceği anlamına geliyor. Protestolar maalesef sonuç vermedi, kimse insafa gelmedi.

Güçlü ifadeleri bulamayınca edebiyata başvurmak tek çıkar yolumuz. Bakalım dev yazarlar, köpeklere olan sevgisini nasıl anlatmış. Bir kişinin fikrini değiştirebilsek kazançtır:

Eğer daha önce bir köpeğiniz olduysa, bir köpeğin etrafında çok zaman geçirdiyseniz veya hatta bir köpeği okşadıysanız, onların uyandırdığı duyguları kelimelerle ifade etmek zordur (ki bu, açık olmak gerekirse, tüm duygulardır). Ancak bu, tarihin en büyük figürlerinden birkaçının (yazarlar, politikacılar ve filozoflar) insan-köpek bağını tanımlamaya çalışmasını engellememiştir. Köpek türünü öven 12 alıntıya bir göz atın.

SİZİ KENDİNDEN ÇOK SEVEN TEK ŞEY

- ABD’li mizah yazarı Josh Billings, “Bir köpek, dünyada sizi kendisinden daha çok seven tek şeydir” demiş mesela.

- Nobel Ödüllü zoolog Konrad Lorenz’e kulak verelim: “Gerçekten sadık bir köpeğinki dışında, henüz hiç kırılmamış bir inanç yoktur.”

- Köpeklerine hakkını veren isimlerden biri dev yazar

Yazının Devamını Oku

Ses kalitesine duyarlılarmış

3 Mayıs 2025
KÖPEKLERLE olan iletişimimizi artırma çabalarımız hız kesmeden sürüyor.

Bu yolda bazı iyi adımlar atılıyor ama işte bilim kendisini yanlışlayarak geliştiği için atılan bu adımların bazı falsoları sonradan ortaya çıkıyor.

Son örnekte köpeklerin onlarla kurduğumuz iletişimde, ses kalitesine verdiği tepkiyi gösteriyor.

Bu köşenin takipçileri hatırlayacaktır: Bazı kelimeleri temsil eden düğmelere basarak köpeklerle iletişim kurulduğuna dair örnekleri aktarmıştım. Buna Artırılmış Türler Arası İletişim (AIC) cihazı deniyor.

Budapeşte’deki Eötvös Loránd Üniversitesi Etoloji Bölümü’nden araştırmacılar bu aleti incelerken ses kalitesinin bir köpeğin kayıtlı kelimeleri tanıma ve bunlara yanıt verme yeteneğini önemli ölçüde etkilediğini görmüş.

Köpekler kayıtlı konuşmayı bir dereceye kadar tanırken, bozulma daha şiddetli hale geldikçe daha fazla zorlanıyorlarmış.

Araştırmada iki cihaz kullanılmış: AIC düğmeleri ve akıllı telefonların hoparlörü.

İki oynatma cihazı ve doğrudan insan konuşması aracılığıyla “uzan”, “dön”, “patini kaldır” gibi eğitildiği komutlar verilmiş ve 17 köpek test edilmiş. İnsan konuşmasından başarı neredeyse yüzde 100. Her şeyi anlayıp yanıt vermişler.

Hoparlör kullanıldığında başarı yüzde 70’e inmiş. AIC kullanıldığında başarı seviyesi yüzde 30 olarak kayıtlara geçmiş.

Yazının Devamını Oku