Baldıran zehiri hala rafta sizi bekliyor!

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu'nun deyişiyle 'Sanki bir el düğmeye bastı'' ve 3 yıl süren Barış Süreci yerini ölümlere bıraktı. Koca ülke bir haftada 90lardaki fabrika ayarlarına geri döndü. Herkes aynı soruyu soruyor ne yapmalı?

Ne Yapmalı?

Veriye dayalı araştırmalarıyla bilinen RAND'ın tam da bu soruya yanıt veren Terörist Gruplar Nasıl Bitirilir? adlı bir analizi var. 251 Sayfalık raporun İngilizce metnine şuradan, kısa bir Türkçe özetini ise şuradan ulaşabilirsiniz. Rand'ın analizi 1968 ile 2006 arasında faaliyetlerine son veren 404 terör örgütüne dayanıyor. Aşağıdaki figürde de görebileceğiniz gibi terör örgütleri 4 şekilde faaliyetlerine son vermiş: Siyasi Çözüm, Polis-İstihbarat, Teröristlerin Zaferi ya da Askeri Zafer.

Baldıran zehiri hala rafta sizi bekliyor
Kaynak:Rand How Terrorist Groups End.

En Etkili Yöntem: Siyasi Çözüm

Rand'ın analizine göre terörist gruplarla mücadelede en etkin yöntem Siyasi Çözüm. Terör örgütlerinin yüzde 43’ü faaliyetlerine şeffaf bir siyasi müzakere sürecinden sonra imzalanan bir anlaşma ile son vermiş. Bu yöntem özellikle 10 binden fazla sayıya ulaşan terörist grupları bitirmenin tek yolu. Terör örgütlerini sonlandıran ikinci etkin yöntem yerel destekle yürütülen Polis-İstihbarat gücüne dayalı mücadele. Bu ikinci yöntem özellikle küçük ve marjinal desteğe sahip terör örgütlerinde etkili.

En Etkisiz Mücadele: Askeri Mücadele

Terör örgütleri çok nadir olarak zafere ulaşıyor! Zafere ulaşarak başarıya ulaşan terör örgütü oranı yüzde 10larda. Ama askeri mücadele ile sonlandırılan terörist grup oranı yalnızca yüzde 7. Yani askeri mücadele terörle başa çıkmanın en ektisiz yolu.

Önemli olan terörist grupların boyutu!

Rand raporunda terörist grupların üye sayısı ve yerel desteğine özel bir vurgu yapılmış. Yerel desteği olan ve üye sayısı 10 binden aşan terör örgütlerinin yüzde 25’i zafer kazanmış, yüzde 50’si de siyasi bir anlaşma sonucunda faaliyetlerine son vermiş. Terör örgütü ne kadar büyükse, lokal destek ne kadar yaygınsa siyasi çözüm dışındaki araçların başarılı olması o kadar imkansız.

Askeri Çözüm 90'larda denendi!

Terörle askeri mücadele nasıl olur derseniz 1990'ların Türkiye'sine bakın. 12 Eylül Anayasası'nı özgürlükçü diye sınırlayan yasama, Olağanüstü Hal uygulamalarının norm olduğu yürütme ve özel yetkili DGM'lerle desteklenmiş yargı. Ve terörle askeri mücadelede tecrübe sahibi devlet kadroları. 90'lardaki bütün bu avantajlara rağmen 'askeri çözüm' Türkiye'de başarılı olmadı ve geriye detaylarını geçen hafta yazdığım ağır bir fatura bıraktı.

Çözümü gerçekten istiyor muyuz?

Bu yazıyı yazarken 1990'larda bölgede görev yapmış bir güvenlik uzmanına ne yapmalı diye sordum. Arkadaşım aynen şöyle diyor ''Hocam 'teror sorununu' topla tüfekle çözülemeyeceğini en azından deneme yanılma yoluyla öğrenmiş olmalıyız. Müzakere şart ama vakanın travma boyutuna ulaşmış uzun vadeli tedavi gerektiren sosyal ve iktisadi yönleri var. Bu mücadele devletin silahlı kuvvetleriyle yapılıp sonuç alınacak bir mücadele değil. Çözüm müzakere etmektir, gerekirse baldıran zehiri de içmektir. Çözüm, her iki taraf için de çözümü 'gerçekten' istemektir!''
Özetle çözümün ne olduğunu biliyoruz. Kendi deneyimlerimizle biliyoruz. Dünyadaki deneyimlerle biliyoruz. Artık kendimizle yüzleşmek zorundayız: Çözümü gerçekten istiyor muyuz?


Yazarın Tüm Yazıları