Türkiye’de gençlerin çoğunluğunun tercihi: Önce Avrupa Birliği

Dün, son zamanlarda okuduğum haberler, raporlar arasında her bakımdan kayda değer bulduğum bir araştırma ile karşılaştım. Bugünkü yazımda değinmek istediğim bu raporun benim açımdan en çarpıcı bulgusu, Türkiye’de gençler arasında Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefine desteğin yüzde 75 gibi yüksek bir orana çıkmış olduğunu göstermesiydi.

Haberin Devamı

ABD’nin prestijli düşünce kuruluşlarından “The German Marshall Fund”ın (GMF) Türkiye, Avrupa ve Küresel Konular Programı kapsamında gerçekleştirdiği “Avrupa Birliği Algıları” araştırması, Türkiye’de gençlerde son dönemde Avrupa’ya yönelişin kuvvetli bir çizgi halinde yerleştiğini gösteriyor.

Geçen mart ayına yayılan geniş bir zaman aralığı içinde toplam 27 ilde 2 bin 180 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler üzerinden gerçekleştirilen bu araştırmada, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin Türk kamu-
oyunun bu ülkeye bakışında yol açtığı olumsuz etkileri de görebilmek mümkün.

GENÇLER AB’YE YÖNELİŞTE HER BAŞLIKTA GENEL ORTALAMANIN ÜSTÜNDE

GMF araştırmasının özellikle dikkat çekici olan yönü, gençlerin tutumlarının toplumun daha yüksek yaş kümeleriyle kıyaslandığında gösterdiği farklılıklardır. Buna göre, AB’ye tam üyeliğinin “iyi bir şey olacağını” düşünenlerin oranı ankete katılanların bütününde yüzde 58.6 iken, bu oran 18-24 yaş aralığında 72.8 gibi çok daha yüksek bir orana çıkıyor.

Haberin Devamı

Referandum yapılsa AB’ye tam üyelik için nasıl oy kullanılacağı sorulduğunda, genel destek ortalaması yüzde 61.4’e yükselirken, 18-24 kümesinde bu oran yüzde 75’e kadar ulaşıyor. Bir başka anlatımla, her dört gençten üçü tüm üyelik için “Evet” deme eğilimindedir.

Aynı soru gençlere geçen yıl yöneltildiğinde “Evet” diyenlerin oranı yüzde 68.8 çıkmış. Burada beliren farktan gençlerde AB’ye destek oranının bir yükseliş eğrisi izlediğini anlıyoruz. AB ile ilgili yöneltilen hemen hemen her soruda gençlerin verdikleri olumlu yanıtların oranı, genel ortalamanın belirgin bir şekilde üstünde çıkıyor.

Örneğin, araştırmaya katılanların yüzde 55.7’si, Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri için kişisel bir fayda sağlayacağını düşünmektedir. Bu oran gençlerde yüzde 73.9’a çıkıyor.

Bütün bu veriler yan yana getirildiğinde, son yıllarda gençlerde, üniversite mezunlarında sayıca artmakta olan Avrupa ülkelerine göç etme, yerleşme yönündeki hareketlilikle paralel giden bir tablo çıkıyor karşımıza.

DIŞ POLİTİKADA YALNIZLIKÇI ÇİZGİ İLE ÇOK YÖNLÜLÜĞE DESTEK GÜÇLENİYOR

Haberin Devamı

İlginç bir durum, “Uluslararası meselelerde Türkiye hangi ülkelerle işbirliği yapmalıdır?” sorusunda ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 33.1’i “AB ülkeleri” yanıtını veriyor. Bu soruya yanıt 18-24 yaş kümesinde tahmin edileceği gibi daha yüksek çıkıyor: Yüzde 44.4.

Bu başlıkta vurgulanması gereken bir nokta, AB ülkeleri ilk sırada çıkarken ABD’nin işbirliği yapılacak ülke tercihinde yüzde 4.7 gibi zayıf bir oranda kalmasıdır. Bulgular, bu yönüyle kamuoyunda ABD’ye duyulan yaygın tepkinin AB’ye yansımadığını, toplumun geniş bir kesiminin Batı dünyası karşısında ABD ile AB arasında kuvvetli bir ayrım yaptığını gösteriyor.

Peki işbirliği tercihinde “AB’den sonra kim geliyor?” diye merak edilirse, buradaki anlamlı bir eğilim ikinci sırada yüzde 24.6 oranı ile “Hiçbiri, Türkiye yalnız hareket etmeli” yanıtını verenlerin gelmesidir. “Hepsiyle hareket etmeli” diyen, yani bir anlamda çok yönlülüğü, tarafsızlığı savunanlar da yüzde 21.1 gibi bir oran oluşturuyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl Türkiye’nin yalnız hareket etmesini savunanlar yüzde 15.9, “Hepsi” diyenler de yüzde 13.4’müş. “AB ülkeleri” diyenler ise yüzde 37 oranındaymış. Bu durumda, AB belli bir kayıpla ilk sırada çıksa bile, dış politikada yalnızlıkçı çizgiyi savunanlarla, çok yönlülüğü savunanların anlamlı bir artış gösterdikleri söylenebilir.

Ancak çok dikkat çekici bir bulgu, 18-24 yaş kümesinin dış politikada Türkiye’nin yalnız hareket etmesi eğilimindeki artışın dışında kalmasıdır. Bu soruda genel ortalama yüzde 24.6 çıkarken, gençlerde bu çizgiye destek yüzde 15.5 oranıyla sınırlıdır.

KİTLESEL DESTEĞİ EN ZAYIF ÜLKE: ABD

Çin ile birlikte hareket edilmesini savunanlar yüzde 6.8’de kalırken, bu tercihini Rusya’dan yana kullananlar ise yüzde 5.6’dır. “ABD ile hareket edelim” diyenler ise daha önce de belirttiğimiz üzere yüzde 4.7’dir. Bir başka anlatımla, ABD Türkiye’de kitlesel destek anlamında listenin en sonunda yer alıyor.

Haberin Devamı

Burada altını çizmemiz gereken bir nokta, Rusya’nın desteğinin geçen yıl yüzde 14.7 gibi bir oran çıkarken bu yıl sert bir düşüşle yüzde 5.6’ya inmesidir. Bu durum Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin doğrudan bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.

Dünyadaki sorunların çözümünde hangi ülke ya da ülkeler grubunun söz sahibi olmasının insanlık için daha iyi olacağı” sorusu da bir bakıma diğer sorularda beliren sonuçların bir sağlamasını oluşturuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 35.6’sı “AB ülkeleri” yanıtını verirken, bu oran ABD söz konusu olduğunda yüzde 5.8’e düşüyor. Bu oran geçen yıl ABD için yüzde 12.9’ydi. Rusya da bu başlıkta geçen yıl 10.5’te iken bu yıl 3.8’e gerilemiş.

Haberin Devamı

HALKIN VE GENÇLERİN EN ÇOK GÜVENDİĞİ ULUSLARARASI KURUM: AİHM

GMF’nin çalışmasında toplumun uluslararası kurumlara duyduğu güvenin ölçülmesi de hedeflenmiş. Araştırmaya katılanlar arasında en yüksek destek oranı yüzde 48.3 ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) için çıkmış. AB yüzde 47.7 ile ikinci, İslam İşbirliği Teşkilatı yüzde 45 ile üçüncü gelmiş. NATO’ya güven ise yüzde 39.4.

Bu fasıldaki en düşündürücü sonuç, Birleşmiş Milletler’in yüzde 35.4 ile diğer bütün uluslararası kurumların gerisinde kalmasıdır. Bu da BM’nin uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde sergilediği yetersizliğin kamuoyunda büyük bir güven sorunu yarattığını gösteriyor.

Gençlere baktığımızda, AİHM’ye destek yüzde 61.6 ile genel ortalamanın bir hayli üstüne çıkıyor. Gençlerde AB’ye destek yüzde 60.7, NATO’ya yüzde 47.3, BM’ye yüzde 45.6 ve nihayet İslam İşbirliği Teşkilatı’na ise yüzde 39.5’tir.

PARADOKS: AB’YE DESTEK VAR AMA UMUTLAR ZAYIF

GMF çalışmasının en önemli paradoksu, AB konusunda çıkan kuvvetli desteğe karşılık, Türkiye’nin AB’ye tam üye olabileceğine duyulan inancın oldukça zayıf olmasıdır. Ayrıca, bu hedefin olabilirliğine duyulan güven geçen yıla kıyasla gerilemiştir.

Araştırmaya katılanların yüzde 53’ü AB’nin Türkiye’yi üyeliğe kabul etme niyetinin olmadığını belirtirken, yüzde 15.5 Türkiye üzerine düşenleri yapması durumunda AB’ye kesinlikle üye olabileceğini düşünüyor. Yüzde 26.7 gibi bir kesim ise AB istese bile Türkiye’nin üyeliğe hazır olmadığını ifade ediyor.

Bu başlıkta 18-24 yaş kümesinde AB tam üyeliğinin gerçekleşeceğine olan güven daha yüksektir. Gençlerin yüzde 16.3’ü beş yıl, yüzde 23.1’i on yıl, yüzde 20.3’ü ise on beş yıldan fazla bir zaman içinde de olsa tam üyeliğin mümkün olabileceğine inanıyor.

GENÇLİK YÜZÜNÜ AB’YE ÇEVİRİYOR

Her şeye rağmen araştırmanın gösterdiği en çarpıcı sonuç, toplumda tam üyeliğin gerçekleşme ihtimaline dönük beklentilerin zayıf olmasına karşılık, AB tam üyeliğine desteğin yine de azımsanmayacak bir eşikte durmasıdır.

Araştırmanın özellikle gençlere dönük sonuçları, Türkiye’nin karar vericileri, siyasetçileri açısından üzerinde durulması gereken çok önemli tespitler içeriyor. AB ile ilişkilerde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, artan oranda yüzünü Avrupa’ya çevirmekte olan bir gençlik var karşımızda.

Yazarın Tüm Yazıları