Kahve sözlüğü

Ne demiş atalarımız; “Bir kahve olursa eğer / Bir yudumu can değer / şekeri az olursa / Damlası mercan değer.”

Bir fincan kara (acı) kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu hepimiz iyi biliriz. Biliriz ki, bu bir fincan kahvenin sadesi, orta şekerlisi ve şekerlisi var. Yorgunluk kahvesi var, yemek sonrası kahvesi var. Fal için içtiğimiz kader kısmet kahvesi var. Mola kahvesi var.

Çok çok eskilerde evin yaşlısının sabah kalkar kalkmaz mangala sürdüğü cezveden  içtiği sabah kahvesi var. Akşam yemeğinden sonra uyku kaçırması endişesiyle korka korka içilen akşam kahvesi var.

Padişaha yakın olmakla övünen saygın görevlerden biri var: Kahvecibaşılık. Saraylarda, konak ve tekkelerde renk renk kahve değirmenleri var; kahve çekirdeklerini öğütmek için. Kallaviler, piyaleler, çeşit çeşit kahve fincanları var. Var da var...

En önemlisi, yaşamımızın bir parçası olan kahvehaneler var.

Yarın bir kahvehanede buluşmak dileğiyle...

AYRANLI KEŞKEK

· 1 litre ayran · ½ litre su · 2 su bardağı ince bulgur (Haşıllık, simit veya düğü de denilen çok ince bulgur kullanın.) · 1 çay kaşığı tuz · 3 yemek kaşığı un · 50 gr tereyağı

YAPILIŞI: Su ve ayranı geniş bir tencereye koyun. Bulgur ve tuzu ilave edip orta ısılı ateşte, kaynayıncaya kadar tahta kaşıkla karıştırın.
Unu 1 su bardağı suyla derin bir kapta ezin. Kaynayan çorbadan 1 kepçe kadar alıp unlu suya ekleyerek suyu ılık hale getirin. Unlu ılık suyu, çorbaya sürekli karıştırarak ilave edin.

Kısık ateşte karıştırarak, un kokusu gidinceye kadar, 10 dakika daha pişirin. Bulgur iyice yumuşayınca tencereyi ocaktan alın ve yemeği derin bir kaba aktarın.

Ortasını havuz gibi açıp, kızdırdığınız tereyağını üzerine gezdirin. Yemeği sıcak sıcak servise sunun.

NOT: Bazı yörelerde ayran yerine kurutulmuş yoğurt da denilen kurut kullanılır.