Sahrap Soysal

Uyuyan bebekler, haydi etkinliğe

18 Mayıs 2013
Üç çocuk annesi olduğumu hemen herkes biliyor artık. Çocuklara duyduğum sevgiyi de.

İşte bu yüzden, yemekle ilgisi olmasa da çocuklarla ilgili aktiviteleri bu köşede zaman zaman duyuruyorum. İşte bunlardan biri de Forum İstanbul ve Maya Halkla İlişkiler tarafından organize edilen etkinlik. 21 Mayıs’a kadar devam edecek etkinlikte 0-5 yaş arası çocukların uyurken çekilmiş fotoğrafları yarışıyor.
Sponsorluğunu Bebedor, Dr. Browns ve Neavita’nın yaptığı aktiviteye katılmak için çocuklarınızın uyurken çekilmş fotoğraflarını yesim@mayahalklailiskiler.net adresine gönderebilir ya da Forum İstanbul’a götürebilirsiniz.
Yarışmanın finali 21 Mayıs’ta Nefise Karatay’ın sunumuyla Forum İstanbul’da gerçekleşecek. Birinci olan bebeğin fotoğrafı Anne Bebek dergisinin kapağını süsleyecek. Finale kalan bebeklerin fotoğrafları da dergide yayınlanacak.
Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi için 0533 766 66 46 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

BADEMLİ YAŞ PASTA

Keki ıslatmak için ılık suyun içine toz şeker ve neskafeyi koyun. Şeker ve neskafe eriyinceye kadar iyice karıştırın.
İki ya da üç parçalı kakaolu hazır kekin katlarını birbirinden ayırın. Neskafeli suyu her kek katının üzerine gezdirip bir kenarda bekletin.

Yazının Devamını Oku

Patlıcanlı midyeli pirinç pilavı

17 Mayıs 2013
Küçük bir tencereye 2 su bardağı suyu ve sirkeyi aktarın.

Kaynamaya başlayınca temizlenmiş midyeleri içine atıp tencerenin kapağını kapatarak midyeleri harlı ateşte yaklaşık 5-6 dakika kadar pişirin. Haşlanan midyeleri bir el kevgiri yardımıyla tencereden alıp tabağa yerleştirin.
Diğer taraftan, patlıcanları alacalı (çizgili formda) soyup boylamasına ikiye böldükten sonra 1 santim boyunda küpler oluşturacak şekilde doğrayın.
Sıvıyağı orta boy bir tavada kızdırıp patlıcanları kızgın yağda yumuşayıncaya kadar çevirerek kızartın. Patlıcanları el kevgiri yardımıyla alıp bir kenarda bekletin.
Pirinci bol tuzlu suda 30 dakika kadar bekletin. Zeytinyağını geniş bir pilav tenceresine aktarın. İncecik doğradığınız soğanları ve haşlanmış midyeleri kızgın yağa aktarın. Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla karıştırarak 2-3 dakika kadar kavurun.
Üzerine rendelenmiş domatesi ilave edip birkaç kez daha karıştırdıktan sonra 3 su bardağı sıcak et ya da tavuk suyunu da tencereye aktarın. Tuz ve karabiberi de serpip suyun kaynamasını bekleyin. Su kaynamaya başlayınca yıkayıp süzdüğünüz pirinci ekleyip karıştırın. Orta ısılı ateşte, pirinç suyunu çekinceye kadar pişirin.
Pirinç suyunu tamamen çekince tencerenin kapağını açıp kızarmış patlıcanları pirincin üzerine yerleştirin. Kapağını tekrar kapatarak pilavı çok kısık ateşte 5 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Yaklaşık 20 dakika dinlendirdiğiniz pilavı karıştırdıktan sonra servis yapın.

Yazının Devamını Oku

Osmanlı’da bakkallık

16 Mayıs 2013
Mahallenizde ismini bildiğiniz, çocuklarınızın “amca” diye hitap ettiği bir bakkal var mı?

Özellikle 70’li yıllardan sonra, süpermarketlerin açılmasıyla mahallelerdeki bakkal sayısı yavaş yavaş azaldı.
Şimdi her şeyin satıldığı büyük marketler var ve bu marketler neredeyse her mahalleye yayılmış durumda.
İşin komik tarafı, yıllardır mahalle bakkalı olarak bildiğiniz dükkanlar bile tabela değiştirip “market”  sözcüğünü yapıştırıveriyorlar isimlerine.
Peki marketlerin olmadığı dönemlerde İstanbul’da durum nasıldı?
Osmanlı döneminde de varmış bakkallar tabii ki. Ancak bakkalların neyi satıp neyi satamayacağı belirliymiş o zamanlar. Öyle istediklerini satamıyorlarmış.
Üstelik hangi malı ne kadar kârla satacakları da belliymiş.
Esnafı kontrol etmekle görevlendirilen ihtisap ağaları, zaman zaman bakkalları da kontrole gelir, müşteriyi kandırmaya çalışanları cezalandırırmış.

Yazının Devamını Oku

Memeli hayvanlar neden acı biber sevmiyor

15 Mayıs 2013
Hayvanların acıyla arası nasıldır diye hiç merak ettiniz mi?

Yapılan araştırmalar memeli hayvanların acı biber sevmediklerini ortaya koymuş. Ama örneğin kuşlar acı biber yiyebiliyorlar. Bir başka deyişle, memeliler acı biberden uzak dururken kuşlar biberin acısını da tatlısını da tüketebiliyorlar.
Peki amacı hayvan dışkılarıyla doğada yayılmak ve dolayısıyla üremek olan acı biber kendisine acılık veren kapsaisini neden memelilere karşı kullanıyor acaba? Yani neden acı biber memelilerin kendisini yiyip dışkı aracılığıyla yaymasını engelliyor?
İşte Amerika’da bir bilim insanı bu sorunun cevabını yaptığı deneylerle vermiş. Joshua Tewksbury laboratuvarda yaptığı deneylerle memeliler tarafından tüketilen acı biber tohumlarının sindirim sırasında zarar gördüğünü ve bu yüzden tohumların üreyemez hale geldiğini ispatlamış.
Kuşların sindirim sistemi ise tohumlara zarar vermiyormuş. Yani bir başka deyişle, acı biber kendisine zarar verecek sindirim sistemlerinden, içerdiği kapsaisin aracılığıyla korunuyormuş. Bu ilginç bilgiyi Açık Bilim dergisinden öğrendim.

Etli biber dolması

Biberlerin saplarını yarıdan kesin. (Tamamen kesmeyin, daha şık durur.) Kapak kısımlarını dibinden koparmadan kesip akan suyun altında dikkatlice yıkayın. Tohumlarını ayıklayıp süzülmesi için bekleyin. Dolmanın içini hazırlamak için; kıymayı derin bir kaba koyun. Yemeklik incecik doğradığınız soğanı, dövülmüş sarmısağı yıkanmış pirinci, bulguru ve salçayı (varsa domatesleri de soyup tavla zarı formunda doğrayarak ekleyebilirsiniz) ekleyin. İncecik kıydığınız maydanoz, tuz, biber, kekik, nane ve suyu ekleyip yoğurmaya başlayın.
Biberlerin içini iyice yoğurduğunuz bu harçla doldurun. İsterseniz, üzerlerine ince domates dilimleriyle kapak yapın. Dolmaları geniş bir tencereye, ağız kısımları yukarı bakacak şeklide yerleştirin. Üzerine sıvıyağı gezdirip tuz serpiştirin ve sıcak suyu da tencerenin kenarından aktarın. Pişerken dağılmamaları için üzerlerini porselen bir tabakla kapatın.

Yazının Devamını Oku

Yumurtanın yapısı

14 Mayıs 2013
Dün yumurta üzerinde durmuş ve yumurtanın gün geçtikçe yapısındaki suyu kaybettiğini söylemiştik.

Peki yumurtanın yapısında başka neler var? Bu sorunun net bir cevabı yok. Yumurta kabuk, beyaz ve sarı olmak üzere üç kısımdan oluştuğu için her bir kısmı ayrı ayrı irdelemek gerekiyor. Kabuk, yumurtayı dış etkenlerden koruyor. Mineral, organik maddeler ve sudan meydana gelen kabuk gözeneklidir ve havayı içeriye geçirir.
Yumurtanın yaklaşık yüzde yetmişini oluşturan beyazı, su ve protein içerir. Yumurtanın besleyici kısmı üçte birini oluşturan sarısıdır. Su, yağ, protein ve çok az miktarda da olsa karbonhidrat içeren yumurta sarısı ayrıca A, D ve E vitaminleri bakımından da zengindir.

Malzeme listesi

-500 gr but eti
(kuşbaşı et formunda doğranmış olmalı)
Terbiyesi için; - 4 yemek kaşığı zeytinyağı 

Yazının Devamını Oku

Yumurta bayatlayınca

13 Mayıs 2013
Mutfaklarımızın temel malzemelerinden biridir yumurta. Hem tek başına hem de malzemelerle zenginleştirilerek öğünlerimizi kurtarabilir. Ayrıca hamurişlerinin de olmazsa olmazıdır.

Son zamanlarda hakkında pek çok şey söylendi, bir ara kolesterolü yüksek olanlara yasaklandı, sonra yine bu yüzden tartışmalara konu oldu. Kısacası kendisi çok küçük olmasına rağmen hem mutfaktaki, hem de beslenme düzenimizdeki yeri büyüktür onun.
Bütün diğer gıdalar gibi yumurta da bayatlar. Peki yumurtanın taze olanıyla bayat olanı nasıl ayırt edilir, biliyor musunuz? Öncelikle şunu bilmekte fayda var; yumurta her gün yapısındaki dört miligram suyu gözeneklerinden dışarı verir.
Yumurtanın su kaybetmesi demek içindeki havanın çoğalması demek olduğundan yumurta gün geçtikçe hafifler. Bunun içindir ki içindeki su miktarı iyice azalmış olan yumurta suya bırakıldığında batmayıp suyun yüzeyinde kalır. İşte bayat yumurtayı anlamanın pek çok yolundan en pratik olanı budur.

Deniz börülcesi mezesi-Bodrum

Börülcelerin sert olan köklerini kesip ayıkladıktan sonra akan suyun altında iyice yıkayın.
Börülceyi büyük bir tencerede kaynayan 10 su bardağı suda, tencerenin kapağını kapatmadan 25-30 dakika, iyice yumuşayıncaya kadar haşlayıp süzün. Otları kök kısımları yukarı bakacak şekilde parmaklarınızın arasında tutun. Yeşil kısmını aşağı doğru sıyırın. Böylece beyaz kılçığı ortaya çıkacaktır. Yeşil kısımları servis tabağına alın, kılçıklarını atın. İyice temizlediğiniz börülceleri salata tabağına koyun.
Diğer taraftan, sosu hazırlamak için; limon suyu, zeytinyağı ve dövülmüş sarmısağı küçük bir kasede çırpın. Hazırladığınız sosu salatanın üzerine gezdirip isterseniz balsamik sirke ya da elma sirkesi ilave edin. Salatayı iyice karıştırıp isterseniz üzerine ceviz içi serpiştirin ya da yoğurt gezdirerek servise sunun.

Yazının Devamını Oku

Fastfood cenneti Amerika

12 Mayıs 2013
ABD, yiyeceklerin devasa porsiyonlar halinde servis edildiği bir ülke. Okulların, evlerin, işyerlerinin etrafını fastfood restoranları bir ahtapot gibi sarmış.

ABD’de Virginia’dan güneye doğru 1000 kilometreyi aşkın yol kat ettik. Yol boyunca her 5-10 kilometrede bir, yerleşim bölgesine çıkış veren tabelalar gördüm. Bu işaret levhalarının hepsi fastfood restoranlarının isimleriyle doluydu. Levhalar o kadar özendiriciydi ki, “Eve giderken şu restoranlardan birine uğrayıp bir şeyler yiyeyim” diyesiniz geliyordu...
Amerika, bir fastfood cenneti adeta. Yerleşim birimlerinin, okulların, evlerin, işyerlerinin etrafını fastfood restoranları bir ahtapot gibi sarmış.
Milli yemekleri hamburgeri, bizim “asla yemeyiz” dediğimiz angus etinden yapıyorlar.
Neredeyse 250 gram ağırlığındaki dev hamburgerlerine bayılıyorlar. Sandviç çeşitliliği şaşırtıcı boyutta. Meksikalıların ve Güney Amerikalıların, artan nüfusun da etkisiyle çok tükettikleri, bizim gözleme benzeri burritos’ları nerdeyse her köşe başında satılıyor.

TENCERE YEMEKLERİNE HASRET KALDIM

Dev pretzel’leri, dev kurabiyeleri ve devasa kekleri gördükçe kendimi Güliver’in ülkesindeki cüceler gibi minnacık hissettim.
Ama ülkede, en eski göçmenlerden olan İtalyanların pizzası yine ağırlığını ve popülaritesini koruyor.

Yazının Devamını Oku

Salata önemlidir

11 Mayıs 2013
Salatanın yardımcı yemek olarak algılandığı günler geride kaldı artık. Eskiden sadece salata yiyip sofradan kalksak iştahsız olduğumuz sanılırdı hemen. Bugünse salata, hem sağlıklı hem de pek çok ana yemekten daha lezzetli ve doyurucu olduğu için tercih ediliyor.

Mesela eskiden salatada pişmiş tavuk ya da et kullanmak beklenmezken, bugün salatalar, içlerine konulan etin pişirilme tekniğine göre çeşitlere ayrılıyor.
Bütün salata çeşitlerini yiyen biri olarak benim favorim ise biraz pahalı bir salata olmasına rağmen, deniz mahsulleriyle hazırlanan salatalar.
İçinde yengeç etinin, küçük pembe karideslerin, kalamarların olduğu yeşil salatayı yemeye doyamam.
Salatanın lezzetli olmasının en önemli etkenlerinden biri tabii ki, tadına tat katan sostur. Bu konuda ne kadar özen gösterseniz azdır.
Mesela salatada kullandığınız yeşilliklerin süzülmüş olması çok önemlidir, aksi takdirde hazırladığınız sos yaprakların üstünden akar ve lezzeti sadece dipteki malzemeye katılır.
Bence salata yeşilliği seçerken görüntüsünden çok tadına özen gösterin.
Çünkü istediği kadar iştah açıcı ve güzel görünsün, tadı tuzu olmayan yapraklar ağza alındıklarında küçük renkli kâğıt parçalarından farksız olurlar.

BADEMLİ BİSKOTTİ

Yazının Devamını Oku