Her yıl Türkiye’nin ve dünyanın önemli medya organizasyonlarından onlarca fotoğraf ödülü alan Hürriyet Dünyası’nın yetenekli gözlerinden biri ise Ankara’da görev yapan Haşim Kılıç. Geçtiğimiz günlerde Siyah-Beyaz Sanat Galerisi’nde açılan ve 1 Haziran’a kadar gezilebilecek “Yol” sergisi ile Kılıç, fotoğrafa olan bakışını ortaya koyuyor.
‘YOL’UN DERİN BİR ANLAMI VAR
Açtığı üçüncü sergisi ile dikkatleri üzerine çeken çalışma arkadaşım Haşim Sezgin Kılıç’la sergisi “Yol”u konuştuk. “6-7 ay önce başladığım bu projenin fotoğraflarını çekerken ‘Yol’ kelimesine bakışım değişti. Fotoğraflamak için yoğunlaştıkça ‘Yol’un anlamı giderek derinleşti benim için” sözleriyle sergisinin temasını aktaran Kılıç’la sohbetimizi onun cümlelerini aktarıyorum:
“Aslında her şey geçtiğimiz yıllarda çektiğim bir fotoğrafla başladı. Çubukta çektiğim bir fotoğrafta renkli tek katlı bir evin önünde karlar arasındaki yolda yürüyen bir kadın vardı. Bu kareden sonra yolları fotoğraflamaya başladım. Hatta sergimin davetiyesinde de bu kareyi kullandım. Yakın yerlerle Ankara’nın çevresiyle başladım. Sonrasında fırsat buldukça Ankara dışında geziler yaptım. Mardin’den Sinop’a pek çok noktada yolları fotoğrafladım. Benim için en ilginci şu oldu. Aklımda kalan noktalar vardı, ‘Şurada iyi kare olur’ diyerek bir çok yere gittim. Ama oralardan istediğim fotoğrafları çekemediğimi ama o yolculuk sırasında hedeflediğim karelerin çok daha ötesinde çalışmalara imza attığımı fark ettim. Bu bile benim için önemliydi. Hani derler ya, ‘Mutluluk varış değil yolculuktur.’ Bunu bu çalışma sırasında yaşadım. Hedef değil yolculuktu, yoldu asıl olan. Bu süreçte yol algım da değişmeye başladı. Sadece insanların değil doğadaki her canlının, nesnenin bir yol izlediğini ve hareket halindeki her şeyin bir yolu olduğunu gördüm. Suyun aktığı incecik bir yatak yada denizde ilerleyen bir geminin izlediği güzergah da, fotoğraflarımın öznesi yada nesnesi oldu.
ABD’li Cheryl Dunn’ın 2013 yılında çektiği ve sokak fotoğrafçılığını anlatan ‘Everybody Street’ adlı belgeseli ise bu alandaki en önemli yapıtlar arasında yer alıyor. Dunn’a göre bir şehir ne kadar kaotik ve düzensizse, fotoğraflarınızda kullanabileceğiniz daha fazla unsur var. ABD elçiliğinin desteği ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin organizasyonu ile geldiği Ankara’da Dunn, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Salonu’nda hem filminin gösterimine katıldı, hem de bir söyleşi yaptı. Ankara ziyareti sırasında Dunn’a filmi ‘Everybody Street’ ve sokak fotoğrafçılığı üzerine bir kaç soru sorma şansım oldu.
YILLARCA KİTAPLARINI OKUDUM
Eleştirmenlerin büyük övgülerinin yanı sıra ödüller alan belgeseli için filminde yer alan bütün fotoğrafçıların ve fotoğrafçılık kariyerinin kuşkusuz ilham kaynağı olduğunu söyleyen Dunn, “Bu filmdeki fotoğrafçıların kitaplarını yıllarca okudum. Tam da bu nedenle, onlara filmde yer verme ve onlara istediğim her konuda sorular yöneltme imkanı benim için çok heyecan vericiydi. Belgeselciliğime ilham veren ve kişisel olarak da tanıdığım bazı isimleri şöyle sıralayabilirim: Les Blank, Albert Maysles, Errol Morris, Joel Berlinger, Lucy Walker” dedi.
BELGESELE UZANAN ÖYKÜ
Usta sokak fotoğrafçısı bu belgesele uzanan öyküsünü ise, “Film fikri aslında bir müze komitesiyle ortaya çıktı. Bir Alfred Stieglitz sergisi için filme ihtiyaçları vardı. Stieglitz, 4×5 kamerayı tripoddan ayıran, sokaklarda gezerek köprülerin inşaatını ve göçmenleri görüntüleyen ilk sokak fotoğrafçılarından biri olarak tanınır. Filmin, New York şehrinin sokakları hakkında işler yapmış fotoğrafçıların anlatımlarının ve fotoğraflarının kullanıldığı, tarihi nitelikte bir iş olmasını istedim. Film, böyle ortaya çıktı” sözleriyle aktardı.
Avrupa Günü’nde ilk olarak sunulan özel bir sergiyse önümüzdeki günlerde tüm Türkiye’yi gezecek. Aynı anda 4 farklı kentte sergilenecek şekilde hazırlanan fotoğraflar, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin 30 yıldır düzenlediği Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması’na bu yıl eklenen ‘AB’nin Türkiye’ye Yansımaları’ özel kategorisinde ödül alan ve yarışmaya gönderilen 3 bin 716 kare arasından seçildi.
AB DELEGASYONU VE AB BİLGİ MERKEZLERİ
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın Desteklenmesi projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte yer alan fotoğraflarda Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin günlük hayata etkileri, AB’ye yönelik algılar, AB sürecinde ekonomi, spor, sanat, çevre, kent mimarisi gibi alanlarda Türkiye’nin modern ve çağdaş yüzünü yansıtan kareler yer alıyor. Yılın Basın Fotoğrafları’na eklenen ‘AB’nin Türkiye’ye Yansımaları’ kategorisinin amacı ise ortak hedefler için çalışan AB ve Türkiye arasındaki bağlar konusunda farkındalığı artırmak.
ÖDÜL ALAN KARELER
AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ın Soma’da yaşanan maden kazasında çektiği kare ile ‘Yılın Basın Fotoğrafı’ ödülünü aldığı TFMD Yılın Basın Fotoğrafları 2015 yarışmasında AB Yansımaları özel kategorisinde Milliyet Gazetesi’nden Ercan Arslan birinci, Hürriyet Gazetesi’nden Selçuk Şamiloğlu ikinci, Atlas Dergisi’nden de Sinan Çakmak üçüncü olmuştu. Antalya’da yapılan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan Photo Antalya Uluslararası Basın Fotoğrafı Günleri kapsamında toplanan jüri, 8 kategoride 26 fotoğraf ve 3 seriye ödül vermişti.
SERGİ TAKVİMİ
‘AB’nin Türkiye’ye Yansımaları’ sergisinin takvimi ise şöyle:
Acaba kaç iş kolu vardır böylesine aşkla yapılabilen bilmiyorum. İşin fotoğraf çekmek olsun, işten çıkınca fotoğraf çekmeye koş, bıkmadan usanmadan izin günlerini de fotoğrafa ada.
Foto muhabirlerinin kimi doğa, kimi dağcılık, kimi gökyüzü, kimi sualtı fotoğrafları çekiyor. Fotoğraf tutkusu bazen sokak aralarında yeni portreler, kentte mimari özellikler arıyor.
Doğan Haber Ajansı’nın Mersin Bürosu’ndaki değerli gözlerden Mustafa Ercan, fotoğrafa aşkını böyle yaşayan gazetecilerden biri. Ercan’ın tutkusu bale, opera ve dans fotoğrafları.
DİNAMİZMİNİ SEVDİM
Özellikle son yıllarda işten çıkınca, izin günlerinde neredeyse tüm boş vaktini sahne sanatlarını fotoğraflamaya ayırdığını anlatan Mustafa Ercan, “Bale, opera, flamenko ve tangoların olduğu eserlerin tüm temsillerini takip ediyorum. Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin temsillerinin yanı sıra Antonio Marquez, Aida Gomez, Los Vivancos, Jazzing Flamenco gurupları gibi pek çok gösteriyi takip ettim. En başta baledeki dinamizm etkiledi beni. Coşkuyla yapılan bir görsel bir şölen, ancak tutkuyla fotoğraflanır diye düşünüyorum” sözleriyle sahne dünyasının kendisi için önemini aktardı.
BÜRO ŞEFİ TANIŞTIRDI
Mersin’de DHA Büro Şefi Ali Ekber Şen’in kendisini kültür sanat muhabiri olarak değerlendirmesiyle opera ve baleyi tanıdığını söyleyen Mustafa Ercan, “Kentin kültür ve sanat dünyasına haberlerim ve fotoğraflarımla katkı yaptığıma inanıyorum. 2000 yılıydı bu alanda çalışmaya başladığımda. Açıkçası önceden ne operaya ne de baleye gitmiştim. Ama ilk görüşte aşk gibi bir tanışma oldu. İyi bir izleyici oldum önce. Sonrasında yalnızca bu alanda daha iyi fotoğraflar çekmek için makinemi yeniledim. Objektiflerimi yeniledim. 2004 yılından bu yana daha aktif izliyorum gösterileri. Şimdi gelişen teknoloji ile fotoğraf makinelerinin ışığa duyarlılığı gelişti ve çok daha iyi kareler yakalayabiliyorum” dedi.
ARKADAŞININ MAKİNESİYLE BAŞLADI
Çin Xi`An’dan 150 kare fotoğrafın yer aldığı sergi büyük bir projenin küçük bir adımı. Çin’in önde gelen fotoğrafçıları ve belgesel yapımcıları sergiyle aynı ismi taşıyan proje kapsamında İstanbul’dan Ankara’ya, Trabzon’dan Rize’ye, Antalya’dan İzmir’e, Kapadokya’dan Çanakkale’ye Türkiye’yi fotoğraflıyor. Burada çekilen fotoğraflarda Çin’de üç ayrı kentte sergilenecek.
ANKARA’DAN GEÇEN İPEK YOLU
Başkent’ten geçen İpek Yolu projesini, Uluslararası İpek Yolu Kültür ve Ticaret Derneği Başkanı Huzeyfe Benli ile Başkan Yardımcısı Ercan Ataseven’le konuştuk. Türkiye’de Çin’i, Çin’de de Türkiye’yi tanıtmayı amaçladıklarını belirten Benli, “Çin’den gelen beş fotoğrafçı, bir yazar ve 3 kişilik belgesel ekibi 18 Nisan’dan bu yana Türkiye’de. Grup iki gündür Ankara’da fotoğraf çekiyor. Anıtkabir’i, Beypazarı’nı bu güzel ilçenin konaklarını, Anıtkabir’i, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdiler, yemeklerinden el sanatlarına Ankara’nın kültürünü öğrendiler. İstanbul’dan başlayan bu Türkiye fotoğraf turu bir ay sürecek. 14 Mayıs’ta Çanakkale’de son bulana dek Türkiye’nin en önemli turistik mekanları tek tek gezilecek. Doğusundan batısına Türkiye’de çekilen karelerden seçilen özel fotoğraflar, burada olduğu gibi Çin’de Pekin, Xi’An ve Tianjin de ‘Türkiye’ adıyla sergilenecek. Üstelik bu gezinin her anı kayda alınıyor. Bu görüntülerden hazırlanan bir belgesel Çin televizyonlarında yayınlanacak. Buradaki yol hikayesi fotoğraflarla birlikte bir de yine Çince özel bir kitaba dönüşecek” sözleriyle projenin detaylarnı paylaştı.
Xİ’AN’DAN İSTANBUL’A
Yılda 180 milyon yerli, 5 milyon da yabancı turisti ağırlayan Çin’in Xi’An kentinden Türkiye’ye turistik turlar başlayacağını da söyleyen Benli, sergiyi ve amaçlarını da şöyle anlattı:
“Fotoğraflar, Çin`in eski başkenti Xi’An’dan karelerden oluşuyor. İpek Yolu Çin’de Xi’An’da başlar, Türkiye’de ise İstanbul’da son bulur. Xi’An dünyanın yedi harikasından biri olan toprak askerlerin (Terrakota Ordusu) de bulunduğu şehir. Bugün merkezinde bin 300 yıllık camiileri ile bu şehir Çin`in en önemli kültür hazineleri arasında sayılıyor. Buradan başlayıp Türkiye’ye gelen İpek Yolu da bir bakıma dünyanın tarihi ve kültürel mirasını, Çin’le Türkiye’nin geçmişe dayanan dostluğunu temsil ediyor. Çin’in Xi’An şehrinden gelen bu fotoğrafçı grubuyla tekrardan İpek Yolu’nun kültür alışverişini canlandırmaya katkıda bulunmayı, Türk halkına yeni İpek Yolu’nun nasıl olacağı hakkında bilgi vermeyi, iki ülkenin yeniden inşa edilen köprülerle Çin’nin ve Türkiye’nin doğal güzelliklerini ve gizemli kültürünü paylaşmayı amaçlıyoruz.”
“İpek Yolu Rüyası - Şehirlerin Renkleri” Fotoğraf Sergisi bugün saat 13.00’te Güvenpark Ankara Büyükşehir Belediyesi Sergi Sarayı’nda açılıyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açılışını yapacağı sergi, Türk siyasi tarihinin önemli olaylarını yansıtan karelerin yanı sıra parlamentondan renkli fotoğraflarla ilgi çekecek.
85. yılda başlayan fotoğraf sergileri TFMD organizasyonu ile birlikte her 5 yılda bir yenileniyor. Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması’na katılan fotoğraflar arasından seçilen ve TFMD üyelerinin izni ile yayınlanan fotoğraflarla, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü arşivindeki bazı fotoğrafların da yer aldığı 95 kare serginin içeriğini oluşturuyor. Sergi için ayrıca TBMM’nin Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı Tanıtım Birimi çabalarıyla sınırlı sayıda basılacak özel katalog hazırlandı.
HAFIZALARA KAZINAN KARELER
Cumhurbaşkanları’nın yemin törenlerinden partilerin grup toplantılarına, geçmişten günümüze siyasi parti liderlerinden Genel Kurul’daki renkli anlara, Meclis çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede yakın tarihimizde hafızalara kazınan kareler sergide yer alıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclis’te yaptığı ilk konuşmadan, Birinci ve İkinci Meclis’ten fotoğraflar da yine sergide ilgi çekecek kareler arasında.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek özel kataloğa şu satırları yazdı:
“Meclisimizin 95. Yılında; tarihimizi, demokratik geçmişimizi, hüznüyle ve sevinciyle Meclisimizin tüm yaşanmışlıklarını yansıtan fotoğrafl ardan oluşan bu sergi için objektifleriyle hatıralarımızı hafızamıza kazıyan tüm TFMD üyelerini kutluyorum. 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 95. Yıl Dönümünü gururla idrak ediyoruz. Meclisimiz, dünya parlamentolarından farklı olarak, Kurtuluş Savaşını yönetmiş, bağımsızlık sürecini yürütmüş olan gazi Meclis’tir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Birinci Büyük Millet Meclisinde görev yapan kahramanlar; milletimizin gücüne ve geleceğine inanarak bizlere bir devlet, bir vatan kazandırmışlardır. Meclisimiz aynı zamanda Cumhuriyeti kurmuş, demokrasiye giden yolu açmıştır. Bu yönleriyle dünyada örneği olmayan bir parlamentodur. Meclis çatısı altında görev yapanlar olarak tüm çabamız, 95 yılda gerçekleştirdiğimiz kazanımları zenginleştirmek, ülkemizi her alanda ileri medeniyet seviyesine taşıyarak gelecek nesillerimize güçlü bir miras bırakmaktır. Birinci Meclis’ten feyz alarak yürüttüğümüz çalışmalarımızın amacı, milletimizin ihtiyaçlarına cevap vermek, güçlü demokrasisiyle örnek ve modern bir ülke yaratmaktır.”
02:
Turgut’un arşivinde özellikle edebiyatçıların portrelerinden oluşan geniş bir yelpaze var. Gençlik yıllarında edebiyatla başladığı yolculuğunu fotoğrafla sürdüren Mahmut Turgut, sanatçı portrelerine bir ömür verdiğini söyledi.
700 ÇAĞDAŞ EDEBİYATÇI ÇEKTİ
Çektiği fotoğraflar arasında 700 çağdaş yazarın portrelerinin yer aldığını aktaran Turgut’la fotoğrafa tutkusunu ve portrelerini konuştuk.
İşte Turgut’un anlattıkları:
“Ankara’ya geldikten sonra 1978’li yıllarda Soyut ve Oluşum gibi sanat dergilerinde yazılar yazıyordum. Şiirlerim basılıyordu bu dergilerde o dönemde önemli yayınlardı edebiyat alanında. Sonrasında şiir kitabımda yayınlandı. Bu dönemde pek çok edebiyatçı ile başlayan ve halen süren dostluklarım oldu. 1994 yılında AFSAD’da eğitim aldıktan sonra ebebiyatla başlayan sanat yolcuğum fotoğrafa kaydı. Ama edebiyattan yazılarımdan ve şiirden hiç kopmadım.
129 YİTİRİLEN SANATÇI ARŞİVİMDE
Tabii fotoğraf çekereken edebiyat dünyasından geldiğim için önce arkadaşlarımın fotoğraflarını çekerek portrelere imza atmaya başladım. Sonrasında bu alanda bir eksik olduğunu hissettim ve özellikle edebiyatçılardan oluşan büyük bir sanatçı yüzleri arşivine sahip oldum. 7 yüzün üzerinde farklı edebiyatçının portresine sahibim. 20 yıl içerisinde bunlardan 129’unu yitirdik. Aziz Nesin’den Yaşar Kemal’e, Can Yücel’den Erdem Beyazıt’a birçok değerli isim. Şimdi en büyük isteğim bu 129 kaybettiğimiz değeri bir fotoğraf sergileri ve basılı bir albümle anmak. Tabii bunun dışında dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 23 Nisan çocuklarının portreleriyle de farklı projelere imza attım”
MAHMUT TURGUT KİMDİR?
Güven Çayyolu Sağlık Kompleksi, açılışını özel bir sergi ile yaptı. “Göğüs göğüse, kalp kalbe Çanakkale” sergisinde yer alan tarihi kareler, Çanakkale’de yazılan destanı anlatırken, cephe gerisinde yaşananları gözler önüne seriyor.
Yavuz Yalçın’ın koleksiyonunda yer alan karelerde cephe gerisindeki hastanelerde tedavi gören hatta açık havada yatırılmış gaziler, kollarında bantlarıyla hekim subaylar, hemşireler, eşek ambulanslar, cephede yaralanan askerler, siperde ellerinde sedye ile harekete geçmeyi bekleyen Türkler ve İngiliz mevzilerinde siperde yapılan ameliyatlardan fotoğraflar bir destanın perde arkasını anlatıyor. Bu çok özel sergiyi ve yeni sağlık kompleksinde hazırlanan sanatsal etkinlik alanlarını Güven Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanvekili Banu Küçükel anlattı:
“İstedik ki Çanakkale’de yazılan destanı burada analım, anlatalım. Ay sonuna kadar açık kalacak sergiyi gezen herkes, cephenin iki tarafında yaşanan dramları ve bu toprakların değerini bir kez daha görme şansı bulacak. Sultan Reşat tarafından gönderilen ve İngilizlerin “Gelibolu Yıldızı”, Almanlarınsa “Demir Hilal” olarak adlandırdığı Osmanlı’nın son harp madalyası, cephede askerlerin kullandığı farklı eşyalar, kıyafetleri, Çanakkale Savaşı’nda sıhhiye askerlerinin taşıdığı sağlık çantaları, o dönemde kullanılan pullar, hatta Mustafa Kemal’in “Atatürk” soyadını almadan önce cepheden gönderdiği ıslak imzalı belge sergide yer alan parçalardan yalnızca bir kaçı.
TOPYEKÜN SEFERBERLİK
Çayyolu’nda açtığımız yeni kampusun yalnızca bir hastane olarak değerlendirilmemesini istediğimiz için açılışı böyle bir sergi ile yaptık. Çanakkale top yekün bir seferberlik, bir birlik, beraberlik ve insanlık destanı. Bu destana atıfta bulunmalıydık. Bir sağlık kompleksinde açılan sergide, Çanakkale’de sağlık alanında cephe gerisinde yaşananları da bu destan yazılırken ödenen bedellerinde sunarak bu alandaki yeni anlayışımızı da ortaya koyduk. Yüzlerce tarihi eserin yer aldığı Çanakkale sergisi bir başlangıç. Fotoğraf sergileri, resim sergileri, dans gösterileri, yazın yapılacak açık hava film gösterimleri gibi bir çok sanatsal etkinliğe de ev sahibi olacağız. Burada bin 200 kişilik bir ekibe ulaşan Güven ailesinin 40. yılında ulaştığı hayali yaşatıyoruz.”
HASTANE BAHÇESİNDE Çanakkale’de cephede gazi olan bir asker, gönderildiği hastanenin bahçesinde yatıyor.
YARALI ASKELER Çanakkale’de cephede yaralanan askerler tedavi görüyor.
SİPERDE SIHHİYECİLER