Rıza Özel

Tarihe not düşen kareler

5 Ekim 2015
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 30 yıldır aralıksız olarak sürdürülen “Yılın Basın Fotoğrafları” yarışmasının ödülleri geçtiğimiz gün yapılan törenle sahiplerini buldu.

Törenin ardından yarışmada ödül alan fotoğraflar sergilerle Türkiye’yi gezmeye başlıyor. Bu sergi her yıl yaklaşık 40 farklı noktada vatandaşlarla buluşuyor. Sergi turunun startı ise bu kez başkent Ankara’da Next Level AVM’de veriliyor. Geçtiğimiz yıla damgasını vuran karelerden 8 kategoride ödül alan 26 fotoğraf ve 3 serinin yer aldığı sergi 8 Ekim’den itibaren Next Level’da 15 gün boyunca gezilebilecek.

1985’DEN BU YANA

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği 1985 yılında, yani kuruluşundan bir yıl sonra, bugün Türk medyasındaki en önemli organizasyonlarından biri sayılan Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması’nı düzenlemeye başladı. İlk yarışmaya yalnızca 14 kare fotoğraf katılmıştı. Fotoğraf seçimlerini, Ankara’da foto muhabirleri ve gazete temsilcilerinin oluşturduğu bir jüri yapmıştı. Bu yıl yarışmaya katılan fotoğraf sayısı ise 3 bin 716. Bu organizasyon sergilerin yanı sıra her yıl yayınlanan kataloglarla da tarihe basılı birer tarihi belge bırakıyor. 1988 yılından beri aralıksız olarak yayınını sürdüren Yılın Basın Fotoğrafı katalogları bugün, pek çok meslek örgütünün, pek çok önemli kütüphanenin, pek çok üniversitenin kaynak yayınları arasında yer alıyor.

TOPLUMSAL HAFIZA

Türk basın tarihinin ve yakın tarihin önemli dönüm noktalarından satır başı fotoğraflar, Yılın Basın Fotoğrafları Yarışma’sı sayesinde, 30 yıldır toplumsal hafızayı canlı tutuyor. Günümüzde haber, çok hızlı tüketilen bir ürün aslında. Ve bu üründe tarih sayfalarına not düşen fotoğraflar, internette bir kaç saat, gazete sayfalarında bir gün, dergi sayfalarında ise ancak bir kaç gün yaşayabiliyor. İşte bu gibi yarışmalar, gazetede bir gün yaşayan bu fotoğraf karelerine yeni hayatlar veriyor. Bu yıl ödül alan fotoğraflar Next Level’dan başlayan sergilerle, önümüzdeki günlerde yayınlanacak kataloglarla yaşamaya devam edecek. Türkiye’nin görsel tarihi, foto muhabirlerinin tarafsız gözlerle baktıkları vizörlerine yansıyanlarla yazılmaya devam edecek.

FOTOĞRAFLARI DÜNYA MARKASI İSİMLER SEÇTİ

Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması’nın jüri toplantısı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile ortaklaşa yapılan Türkiye’nin en büyük fotoğraf organizasyonu “PhotoAntalya” içerisinde gerçekleşti. Jüride, Türkiye’den Usta foto muhabiri Coşkun Aral ve Reuters Türkiye Temsilcisi Murad Sezer’e dünya basın fotoğrafına yön veren 13 yabancı isim eşlik etti. Tüm dünyanın yakından tanıdığı National Geographic Fotoğrafçısı Reza, fotoğraf camiasının pop starı VII ajansın kurucusu Christopher Morris, dünya basın fotoğrafçılığınının en önemli ödülü sayılan World Press Photo’da 11 kez ödül alan bir kadın foto muhabiri Jodi Bieber, İnternational Newyork Times’ın Avrupa Fotoğraf Editörü Gaia Tripoli, Geo Dergisi Fotoğraf Editörü Ruth Eichorn, Hollanda Haber Ajansı’nın Türk asıllı Fotoğraf Editörü Pelin Tatli, dünyanın en önemli editörleri arasında sayılan Rusian Reporter’in editörü Andrei Polikanov bu jüride yer alan yıldız isimler jürideki dev isimler arasından bir kaçı oldu.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin fotoğraf “Depo”su

28 Eylül 2015
Türkiye’de yüzlerce foto muhabirini tek bir çatı altında toplamayı başaran kolektif fotoğraf ajansı Depo Photos, arşivinde Türkiye’nin yakın tarihine tanıklık eden kareleri barındırıyor.

Ajans, 2 yılı aşkın bir süredir devam eden hazırlıkların ardından geçtiğimiz aylarda faaliyete geçti. Şimdiden web sayfasında 500 binden fazla fotoğrafı kullanıcıları ile paylaşan ajans, arşivine ise milyonlarca kare fotoğrafı toplamayı başardı. Resmi olarak açılış duyurusu bile yapılmadan AP, Reuters, AFP, EPA, Getty Images gibi sıcak haber ajanslarının fotoğraflarını aldığı hatta New York Times’ın birinci sayfasından Nepal’deki derginin kapağına sayısız yerde kareleri yayınlanan Depo Photos’un Yayın Yönetmeni Abdurrahman Antakyalı, “Tarihe doğru bilgiyi bırakmak için alternatif gözlere ihtiyaç var. Depo’da farklı bakış açılarıyla Türkiye’nin “gerçek” görsel tarihini oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

DEV FOTOĞRAF BANKASI

Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli foto muhabirlerinden Tolga Adanalı, Hikmet Saatçi ile arşiv uzmanı Hikmet Köseçavuş’un kurucuları arasında yer aldığı Depo Photos ajansının Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Antakyalı, arşivlerinde Osmanlı’dan günümüze ülkede kaydadeğer ne yaşandı ya da şu an yaşanıyorsa o olayların görsellerinin bulunduğunu söyledi. Siyasetten spora, toplumsal olaylardan ekonomiye, kültür ve sanattan eğlence yaşamına, kent görsellerinden günlük yaşama kadar çok geniş bir yelpazede tekil ve fotoröportaj görsellerin Depo’nun içeriğini oluşturduğunu belirten Antakyalı yeni oluşumu şöyle anlattı: “Depo Photos dev bir telifli fotoğraf bankası. Türkiye’nin ciddi bir editöryal fotoğraf arşivine gereksinim duyduğu gerçeğinden yola çıktık. Bunu oluşturmanın en akılcı yolu da; geçmişten günümüze bu ülkenin tarihini belgeleyen foto muhabirlerinin, belgesel fotoğrafçıların, koleksiyonerlerin ellerinde bulunan dağınık arşivi bir çatı altında toplamaktı. Bu gereksinime yanıt vermek için 2 yılı aşkın bir süredir, bu projeyi pratiğe geçirmek için çalışıyoruz ve nihayet hazır hale geldi. Şu an yüzbinlerce telifli fotoğraf ( www.depophotos.com ) adresinden online olarak görebilir. Kullanıcılar, bu dev bankadan dilediklerine küçük bir aramayla ulaşabilecek. Yaklaşık 500 bin fotoğraf web sayfamızda yer alıyor. Sisteme henüz aktarmadığımız ancak milyonlarca kare içinden seçimini yaptığımız, filmlerden taradığımız ancak edit aşamasında olan yüzbinlerce fotoğraf da cabası.

FOTOĞRAF MENAJERLİĞİ

Ülkemizde son yıllarda çok sayıda freelance fotoğraf kolektifi kuruldu. Ama Depo Photos, bugün itibari ile Türkiye’nin en geniş katılımlı freelance fotoğraf ajansı olarak yolculuğuna başlıyor. Şu an ülke çapında 200’ün üzerinde fotoğrafçı Depo Photos kadrosunda yer alıyor. Bu kollektif yapı yıllarca basın fotoğrafçılığında yöneticilik, arşiv editörlük ve foto muhabirliği yapan isimlerden oluşuyor. Yaş grubumuz 18 ila 90 arasında değişiyor dersem Depo Photos’un heyecan verici yapısı hakkında bir fikir edinebilirsiniz. ‘Birlikten güç doğar’, bizim oluşturduğumuz çok büyük bir fotoğrafçı kolektifi böyle bir yapı. Depo Photos bu anlamda yüzbinlerce nitelikli görselin ve yüzlerce fotoğrafçının menajerliği görevini üstleniyor. Depo, fotoğrafçılarının fotoğraflarının tekil ya da abone usulüyle satılmasının yanısıra telif haklarının korunması ile ilgili de profesyonel bir platform. Birlikte çalıştığımız hukuk ofisi sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da çok etkin bir koruma sağlıyor görsellerimize.

İDEAL “GERÇEK” PEŞİNDEYİZ

Peşinde konuştuğumuz ana ideal ‘gerçek’. O nedenle, farklı görüş ve disiplinlerden sayısız fotoğrafçının fotoğraflarıyla bu gerçeği hep beraber inşa etmeye çalışıyoruz. Depo Photos fotoğrafçılarının; farklı ideolojileri, siyasi kimlikleri, yaşam tarzları var ama Depo Photos’ta hepsi bir arada sunuluyor ve ülkenin ‘gerçek görsel tarihi’ oluşturulmaya çalışılıyor. Bu gerçekliği zedeleyecek, evrensel gazetecilik ilkelerine aykırı düşecek fotoğraflara yer vermiyoruz. İzleyiciler, görsel almak isteyen müşteriler, medya kuruluşları, gereksinim duydukları fotoğrafları bulacakları Türkiye’deki en büyük katılımlı yapının bir parçası oluyorlar. Hedef müşteri kitlesi arasında gazeteler, TV’ler, internet siteleri, bilgi ekranları, dergiler, sergiler, kitap yayıncıları hatta direkt olarak kişiler bile var. Fotoğrafların ücretleri de kullanıldığı mecraya göre farklılık gösteriyor. Şöyle açıklayayım; aynı fotoğrafın kullanılacağı alana göre 100’e yakın farklı fiyatı var.”

DEPO PHOTOS

Yazının Devamını Oku

Acının tanığı gözlerimiz

21 Eylül 2015
Türkiye, son aylarda art arda gelen şehit cenazeleri ile yasa boğuluyor.

Tabutlarının üzerini kaplayan ay-yıldızlı bayraklarla şehitler, vatanları uğruna ebediyete uğurlanırken fotoğraf karelerine oğullar, kızlar, eşler, analar, babalar, kardeşler, acı dolu yakınlar yansıyor. İşte bu acı anlarda deklanşöre basan foto muhabirlerinin hislerini Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yayınladığı foto muhabiri dergisi için Raşit Aydoğan derledi.
Türkiye gazetesi foto muhabiri Aydoğan, şehit cenazelerinde fotoğraf çeken meslektaşlarının duygularını, “Her insan gibi onlar da bu atmosfer içerisinde duygu yoğunluğuna kapılabilirler fakat bu yoğunluk genelde yüreklerine hapsedilir” sözleriyle özetliyordu.
TANIDIK ACI RUHUMUZU YIKIYOR

Ben, başka coğrafyalarda da benzer acılara tanık oldum. Lübnan’da, Irak’da, İran’da, Somali’de... Çok fazla cenaze törenini görüntüledim. Acı gelecek belki ama başka coğrafyalarda da cenazeler yüreğimi sızlatsa da o kırmızı bayrağa sarılı her şehit cenazeleri yıkıp geçiyor sanki ruhumu. Çünkü bu daha tanıdık bir acı. Bu da bizim işimiz... Tarih sayfalarına taşınacak fotoğraf karelerine imza atarken soğukkanlı durmak zorundayız. O an işimizi yapıyoruz. Ama yıpratıyor artık bizleri de. Kaç şehit cenazesine katıldım, hatırlamıyorum. O kadar ama o kadar çok ki. Dilerim gençlerimizi ay-yıldızlı bayraklarla bu toprağa uğurlamadığımız, onların düğün derneklerini fotoğrafladığımız günleri görürüz. O derginin sayfalarından bazı meslektaşlarımın duygularını sizlerle paylaşmak istiyorum:

Arif AKDOĞAN (Habertürk)

ONLAR AĞLADI, BEN AĞLADIM

Yazının Devamını Oku

Uçuş öncesi su altı turu

7 Eylül 2015
Başkent Ankara’dan uçakla yolculuk yapanlar, Esenboğa Havalimanı’nda zaman zaman farklı etkinliklere tanık olma şansı yakalıyor.

Havalimanını işleten TAV’ın yönetimi, uçaklarının kalkış saatine bekleyen yolcuların en çok sıkıldıkları bu zamanı, ilgi çekici sergilerle renklendiriyor. Üstelik havalimanı öyle fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapıyor ki yalnızca bu kareleri görmek için yolculuk yapmaya değer.
Esenboğa Havalimanı’nda geçtiğimiz günlerde açılan Tahsin Ceylan’ın ‘100. Yılında 100 Fotoğrafla Sualtından Çanakkale’ sergisi 1 ay açık kalacak. Türkiye’nin su altı fotoğrafçılığı alanındaki dünya markalarından Tahsin Ceylan’ın, Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümü nedeniyle hayata geçirdiği projeyle ortaya çıkan sergide 100 kare fotoğraf yer alıyor.
Çanakkale açıklarında dönemin yakın tanığı olan savaş batıklarını 10 yıldır görüntülediğini belirten Ceylan, “Çok titiz bir çalışmanın ürünü” dediği sergide Cumhuriyet tarihinin ilk denizaltısı Atılay, Osmanlı’nın 1.Dünya Savaşı’na girme nedenlerinden Midilli (Breslau), Conk Bayırı’na göz açtırmayan Triumph Zırhlısı, Amiral Gemisi Majestik dahil derinlerdeki bir çok savaş batığının fotoğraflarla gün yüzüne çıktığını söyledi.

SAVAŞIN ACIMASIZLIĞINI GÖSTERDİM

Usta su altı fotoğrafçısı Ceylan, “100. Yılında 100 Fotoğrafla Sualtından Çanakkale” sergisini şu sözlerle anlattı:
“Çanakkale Boğazı, kendine özgü ekosistemi ile dünyanın en önemli su yollarından biri ve pek çok göçmen türünü barındırıyor. Boğazda 286 batık envanterde yer alıyor. Bu batıkların fotoğraflarıyla savaşların acımasızlığını ve yarattığı sonuçları bir de bu yönüyle göstermek istedim. Çanakkale Savaşları’nın 100. yılına atfettiğim bu serginin batıkların yanı sıra ekosistemin önemli bireylerinin tanınmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Bugüne kadar görüntüleme amaçlı dünyanın pek çok bölgesinde sayısız dalışlar gerçekleştirdim. Şunu söylemeliyim ki Çanakkale’nin su altı zenginliği kesinlikle görülmeye değer. Ancak bölgedeki dalış potansiyeline baktığınızda Pasifik’in en mikro adalarından biri olan Mikronezya’nın potansiyelinin dahi çok altında olduğunu görüyoruz. Oysa ki sahip olduğumuz bu boğaz bizim kültürel miraslarımız. Koruyucu tedbirler almalı, daha fazla sahip çıkmalıyız”

TAHSİN CEYLAN KİMDİR?

Yazının Devamını Oku

Afgan Kızı’nın fotoğrafçısı CerModern’e geliyor

31 Ağustos 2015
Dünya çapında en çok bilinen fotoğraflardan biri olan ‘Afgan Kızı’ karesini çeken Steve McCurry, 16 Eylül’de başlayıp, 13 Aralık’a kadar sürecek sergisi için Ankara’ya geliyor. McCurry, sergisinin açılışından bir gün önce CerModern’de kısa bir de sohbet toplantısı yapacak.

Pek çok önemli sanat etkinliğine Başkent’te ev sahipliği yapan CerModern, bu kez fotoğraf camiasının dünyaca ünlü yıldızlarından birini ağırlıyor. Fotoğraf tutkunlarının kaçırmaması gereken bu sergide Steve McCurry’nin kariyeri boyunca dünyanın farklı coğrafyalarında çektiği 66 kare fotoğraf ve elbette ‘Afgan Kızı’ yer alıyor.

FOTOĞRAFI ÖĞRENSİNLER

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul’a gelişinde Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin Foto Muhabiri Dergisi’nde yayınlanan röportajında McCurry günümüzde fotoğrafa ilgi duyanlara, “Çok sıkı çalışmaya hazırlıklı olsunlar. Fotoğrafçılıkta kariyer edinmek istiyorlarsa rekabete ve zorluklara hazır olsunlar. Öncelikle fotoğraf tarihini öğrenmeye çalışsınlar. Birçok mükemmel fotoğrafçı ve çok sayıda ilginç fotoğraf var. Son 100 yıla damgasını vuran fotoğraflar var. Öncelikle bunları öğrensinler ve bu fotoğraflar üzerinde çalışsınlar” sözleriyle tavsiyede bulunmuştu.
En iyi olmak için fotoğrafa sadece ilgi duymanın yetmeyeceğini belirten McCurry, “Bu işi yapmak istemek yetmez. Fotoğrafçı olmak zorundayım diye hissetmek gerekir. Fotoğrafla geçici bir bağ kurulmamalı. Üstelik çok sıkı çalışmak bile ‘en iyi’ olmak için yetmeyecektir. ‘En iyi’ olmak için ayrıca yeteneğe de ihtiyaç olduğu kesin” diyerek yeteneğe vurgu yapmıştı.

Yazının Devamını Oku

Ona mesleğin kapılarını okulundaki bir olay açtı

24 Ağustos 2015
Hürriyet Ankara genç ve başarılı kadrosuyla kent gazeteciliği için bir rol model.

Başkent’in nabzını tutan bu ekipte haberlerinin yanı sıra fotoğrafları da dikkat çeken bir isim: Mert Gökhan Koç. Üniversite yıllarından bu yana tanıdığım Mert, “Yaşadığım şehri seviyorum. Ankara, foto muhabirlerine alternatif mekanlar da sunuyor. Hacıbayram’dan Beypazarı’na fotoğraf cenneti bu kent” sözleriyle fotoğraf ve Ankara tutkusunu anlatıyor.

BİR OLAY MESLEĞİN KAPILARINI AÇTI

Bu genç meslektaşımın mesleğe başlama öyküsünün kahramanlarından biri olarak onun yaptığı başarılı işler benim de göğsümü kabartıyor. İkimizin arasında zaman zaman kısa sohbetlere konu olan Mert Gökhan Koç’a gazetecilik mesleğinin kapılarını açan olay Anadolu Ajansı’nda çalıştığım 2010 yılında yaşandı. Dönemin AK Parti Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen Anayasa Paneli’nde yumurtalı bir saldırı ile protesto edilmiş, korumaları salonda şemsiyelerle kalkan olmaya çalışmışlardı. Biz olayı duyup gittiğimizde çoktan iş bitmişti. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Mert Gökhan Koç’la bu sırada tanıştım. Okulun uygulama gazetesi Görünüm için çektiği fotoğrafları gösterdi. İnceledim, fotoğraflar başarılıydı. Kendisinden bu kareleri kullanmayı istedim, kabul etti. Birlikte Anadolu Ajansı’na gittiğimizde onu yöneticilerime, fotoğraflarda imzasının koyulmasını ve üniversite stajlarını da Anadolu Ajansı Fotoğraf Haberleri Müdürlüğü’nde yapmasını rica ettim. Kendisine açılan bu küçücük arayı iyi değerlendiren Mert, şimdi aynı gazetede yan yana çalışmaktan mutluluk duyduğum başarılı bir meslektaşım.

ADIMI GAZETEDE GÖRÜNCE HAVALARA UÇTUM

Bu olayın ardından yaşadıklarını, kent gazeteciliğine ve fotoğrafa bakışını da Mert Gökhan Koç şöyle anlatıyor:
“Üniversitede çektiğim Burhan Kuzu’nun protesto fotoğrafları Anadolu Ajansı’nda imzamla yayınlandıktan bir gün sonra ulusal gazetelerin bir çoğunda bu karelerin yanında adımı görünce mutluluktan havaya uçacaktım. Öğrencilik yıllarımda Anadolu Ajansı’nda 2012 yılına kadar çeşitli dönemlerde staj yaptım. O zamanlarda toplumsal olaylar ve siyasi programlarda aldığım görevler sayesinde de mesleğe dair çok önemli deneyimler kazandım. Sektörün tanınmış ve başarılı foto muhabirleriyle aynı büroda çalışmak ve onların tecrübelerinden yararlanmak benim için çok büyük bir şans oldu. 2012’nin Eylül ayında Hürriyet Gazetesi Ankara bürosuna geçtim. Gezi Parkı olayları gibi tarihe damgasını vuran bir gelişmeyi de Hürriyet’te iken takip etmek benim için bir fırsattı. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ankara’da da yaklaşık 1 ay devam eden protestoları takip etmek, foto muhabirliği açısından bana çok şey kattı.

FOTOĞRAF MERAKLILARINA CENNET

Yazının Devamını Oku

Başkent’i böyle görmediniz

11 Ağustos 2015
Başkent’te önemli açılış ve törenlere katılanlar gökyüzünde süzülen örümceğe benzeyen küçük pervanelleriyle bir cisimi fark etmişlerdir.

Yalnız başına sessiz sedasız uçarken görüntü ve fotoğraflar çeken bu hava aracının arkasında büyük bir ekip var aslında. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde faaliyet gösteren Görsel İletişim Merkezi (GİM), havadan görüntülerle kentin görsel hafızasını oluşturduğu gibi, kent mimarisine ve imar çalışmalarına da çözümler yaratıyor.

CANLI DEĞİL, İÇİNDE PİLOTU YOKSA UÇURURUZ

Türkiye’de bir kamu kuruluşu bünyesinde kurulan ilk hava fotoğrafları ve video bilgi bankasının Büyükşehir Belediyesi bünyesinde olduğunu hatırlatan GİM Koordinatörü Alican Atay, “Havadan çekimler sırasında amaca yönelik olarak 6 farklı tipteki drone adı verilen çok pervaneli hava araçlar veya 5 farklı tipteki insansız uçaklar arasında tercih yapıyoruz. Türkiye’de özel sektörde bile bu kapsamda çalışan bir birim veya ekip olduğunu sanmıyorum. Havadaki şey, canlı değilse ve içinde pilotu yoksa o cihaz her neyse mutlaka uçururuz. Merkezimizin şefi Orkun Biberci, Türk Hava Kurumu’nda model uçak eğitmeni ve insansız hava aracı pilotu. Bu alanda Türkiye’nin en iyilerinden biri. Her uçuşta görüntüleri çeken, fotoğraf için deklanşöre basan Melih Komşu ve teknik yönetmenimiz Fırat Yetiş birlikte görev yapıyorlar. Üstelik ben ve bu 3 kişi her biri ayrı ayrı da bu cihazları uçurup görüntüleme yapabiliyor. Sonrasında yine bu görüntüleri işleyen ayrı bir ekibimiz var” sözleriyle her bir fotoğraf ve video karesinin arkasında büyük bir emeğin olduğunu anlattı.

HEM TANITIMDA, İMAR İŞLERİNDE

“Herşey ABD’de gittiğim bir fuarda başladı. Fuarda gördüğüm havadan görüntüleme sistemlerinin belediye hizmetlerinde de kullanılabilmesine ilişkin proje, Başkan Melih Gökçek’in desteği ve Basın Yayın ve Halka İlşkiler Daire Başkanı Ahmet Recep Tekcan’ın çabalarıyla hayat buldu” diyerek GİM’in kuruluş hikayesini aktaran Atay, “Video görüntüleri ve fotoğraflarla hazırladığımız çalışmalar, yurtdışı fuarlarında Ankara’nın tanıtımlarında kullanılıyor. Belediye projeleri, parkları, yolları, binaları havadan fotograf ve videolarla kaydederek gün gün takibini gelişimini ve sunumlarını yapıyoruz. Mimari projeler için havadan daha ayrıntılı bölgesel çekimler yapıyoruz. Ayrıca insansız uçaklarla imari harita fotoğraflarla mimar ve mühendislere destek oluyoruz. İstenilen alanla ilgili olarak yaptığımız imar işlerinde de kullanılan harita fotoğraflarında 30 santimetrelik bir alan bile net olarak görülebilir” dedi.

SERGİ VE BELGESEL GELİYOR

Yazının Devamını Oku

Aşkı ‘fotoğraf’ tutkusu ‘atlar’

4 Ağustos 2015
At fotoğrafıysa aradığınız, internette sörf yaparken bir isim mutlaka dikkatinizi çekecektir: Kadir Çivici.

Türkiye’de bu alanda akla gelen ilk isimler arasında yer alan Çivici, zaman zaman dünyanın farklı ülkelerine de davet ediliyor. İstanbul Atlı Spor Kulübü’nde açtığı ‘ATLAR’ sergisi devam eden Çivici, “Fotoğrafa da atlara da aşkla, tutkuyla bağlıyım” sözleriyle kendini anlatıyor.
Sabah Gazetesi’nde fotoğraflar çekerek başladığı mesleğini Türkiye Jokey Kulübü basın merkezinde sürdüren Çivici’nin fotoğraf konusunda kendisine seçtiği alan ‘Atlar...’
At fotoğraflarıyla dünyaca tanınmak adına emin adımlarla ilerleyen usta isim, “At fotoğraflarıyla uluslararası ödüller ve madalyalar kazandım. Hatta atları fotoğraflamak için Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkmenistan’a davet edildim. Bu iki ülkede de atların önemi çok büyük. Türkmenistan’da atlarla ilgili bir bakanlık var. Birleşik Arap Emirlikleri’nde gittiğim Umman’daysa atlardan sorumlu bir tuğgeneral var. Ata bu kadar önem veren iki ülkeden davetler almak benim için çok önemliydi. İdealim, at denince dünyada akla gelen ilk fotoğrafçı olabilmek” diye gelecek hedefini aktarıyor.
Çocukluk yıllarında başlayan at tutkusunu “Benim için insandan sonra yaratılan en kutsal varlık atlar” sözleriyle anlatan Çivici, şöyle devam ediyor:

NE HİSSETTİĞİNİ BİLİRİM

Yazının Devamını Oku