Pınar Reyhan

Küresel savunma!

3 Mayıs 2008
Uzmanlar "Çocukları, karşınızda bir yetişkin varmış gibi, çok önemli bir konuyu dinliyor gibi, mümkünse gözlerinin içine bakarak ve onu anladığınızı gösteren mimikler sergileyerek dinleyin" diyorlar. Peki neden? Çocuklar kendilerini iyi hissetsin diye, size olan güvenleri sarsılmasın diye, aynı zamanda içlerinde bir yere şu duyguyu pıt diye gömüversinler diye: Annem beni dinliyor ve anlıyor...

Bakınız şimdi... Kadın araba kullanıyor. Çocuk arkada. Çocuk susadığını söylüyor. Otobandasınız ve duracak yer yok, su yok, alabilmek ise imkansız... Her iki dakikada bir çocuk susadığını tekrarlıyor, sonunda dayanamayıp bağırarak isyan ediyor: "Bu dünyanın suya ihtiyacı var, insanların suya ihtiyacı var, su olmazsa öleceğiz şimdi, bak ölüyoruz anne!"

Anne cevap veremiyor. Çocuk devam ediyor: "Bana cevap ver anne, sen susuz yaşayabiliyor musun anne? Dinlemiyor musun beni anne?"

Anne gözlerinden yaşlar gelerek gülüyor, çaktırmamaya çalışıyor. Çocuk sinirleniyor: "Gülme bana anne, ciddi konuşuyorum seninle..." Ve anne özür diliyor.

Ertesi sabah çocuk tuvalette çiş yapıyor. Anne, çocuğu mutlu edecek ya, konuşuyor: "Emre aferin sana, ne çok çişin varmış ama tutabilmişsin, süpersin." Çocuk devam ederken cevap veriyor: "Sana dün söyledim ya anne, gezegenin suya ihtiyacı var, harcamıyorum o yüzden!" Anne gülerek soruyor: "Ne yapıyorsun, ne yapıyorsun?" Çocuk cevap veriyor: "Anne benimle niye dalga geçiyorsun? Küresel savunma yapıyorum, ama sen beni hiç ciddiye almıyorsun." Kadın gülmekten ağlıyor. Çocuk külotunu toplamadan bağırarak ve kızarak odasına kapanıyor. Ve anne yine özür diliyor.

Labirent gördüğünü sanıp bana İngilizce anlatan, ben "Acaba ressam Rembrandt mı demek istedi, ne gördü şimdi sahil yolunda?" diye düşünürken, bana "Anne sen hiç okula gitmedin mi? Hiçbir şeyden haberin yok" diye bağıran bir oğlum var benim. Tam güler misin, ağlar mısın durumu... Tamam, uzmanlar her şeyi standardize edemiyorlar doğal olarak. Çünkü her çocuk farklı. Ancak bazı genel öneriler var ki ilk paragrafta olduğu gibi uygulamak gerekiyor.

Peki dinlediniz, anladınız, konuşmaya çalışıyorsunuz. Çocuğun sizinle konuşurken verdiği yanıtlara kopup gülmemek, ağzınızdan salyalar akarak kahkahalar atmamak için ne yapacaksınız? Diyelim ki tutamadınız kendinizi, sonra ne yapacaksınız? Benim gibi özür dileyeceksiniz... Paşa paşa, başınızı önünüze eğip, gülmemek için yanaklarınızı ısırarak özür dileyeceksiniz. "Çok üzgünüm" diyeceksiniz.

Dinlemek bir erdem olduğu kadar, çocuklarımızdan özür dilemek de bir erdem anneler... Özür dileyin, şanınızla yapın bu işi... Zor, ağır biliyorum, ama işe yarıyor. Bugünlerde çok fazla özür dileyen, henüz altı yıllık tecrübeli bir anneden naçizane bir tavsiye işte...

Sevgilerimle

Çişini tutarak küresel savunma yapan Emre’nin annesi...

Çocuğunuza yemek yemeği sevdirin

Yemek yemek istemeyen, yemek yemeyi sevmeyen çocuklar, annelerine büyük çileler çektiriyorlar. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu, "Yılgınlık verici beslenme zamanlarını ailece paylaşılan bir eğlence haline getirmek, yemek öğünlerini işkence olmaktan çıkarmak, bir ölçüde sizin elinizde" diyor.

Çocuklar sizin isteklerinize göre yemek yemezler

Çocukların şahsi talepleri, egoları, bizlerden çok daha güçlüdür. Eski yemek alışkanlıklarını bırakmak istemeyebilirler; kendilerine göre bir damak tatları vardır, dolayısıyla şahsi tercihleri olabilir. Midelerinin kapasitesi, iki yumrukları kadardır ve daha fazla büyütmek istemiyor olabilirler. Çocuğunuz her zaman gününde olmayabilir, canı bir şeye sıkılmış olabilir veya size işkence çektirmekten zevk alıyor olabilir. Bu saydıklarımız dışında; hastalık, ayrı kalma bunaltısı, iz element yoksunlukları veya organik hastalıkların da çocuğunuzu iştahsız bırakabileceğini unutmayın!

Çocuğunuzu dengeli beslemek için, ona her çeşitten besini yedirmeye çalışmayın. Temel gıdaları hayvansal ve bitkisel olarak ayırırsanız, bunları da kendi açılımları ile süt ve süt ürünleri, kırmızı-beyaz etler, bakliyatlar, meyveler ile sarı ve yeşil sebzeler olarak çeşitlendirebilirsiniz. Bu besin maddelerini bir küme olarak düşünürseniz, bu küme elemanlarından herhangi birisini, çocuğunuza sevdiği bir şekilde vermeniz, o grubu tamamlamak için yeterlidir. Örneğin peynir yemiyorsa, yoğurdu yemesi yeterlidir.

Ayrıca besinleri çocuğunuzun damak tadına uydurmak için sevdiği bir şeye katmak, pişirmek, kızartmak, rendelemek, buharlaştırmak gibi her türlü yola başvurmanız serbesttir.

Çocuğunuzla ortak bir paydada buluşmanız gerekir:

n Yemekler sadece yemek içindir, suç ve ceza aracı değildir.

n Bırakın çocuğunuz yemeğini kendi yesin. Döküp saçsın, yemekle oyun oynayıp onunla arkadaş olsun.

n Eğer çocuğunuzun çok yemesini istiyorsanız, yemekleri bekletin ve soğuk verin.

n Toplu aile yemeklerinde, çocuğunuz yemek istemese bile sandalyesinde sizle birlikte olmalı.

n Pazara beraber gidip,sebze ve meyveleri çocuğunuzun seçmesini sağlamakla, onu iyi bir tüketici olmaya da özendirebilirsiniz.

n Cips, çikolata, lolipop, bisküvi, birer iştah katilleridir. Yedirmeyin diyecek kadar gerçeküstü konuşmak yersiz olur, ama en azından öğünlerden sonra izin verin.

n Mümkünse dikkat dağıtacak tüm nesneleri ortadan kaldırıp, çocuğunuza sade ve daha gürültüsüz bir yemek alışkanlığı kazandırın.

n Çocuğunuz yemeği reddediyorsa; bazen aç kalması, tokluğun kıymetini öğrenmesi açısından iyidir.

n Israrcı olmayın ve çocuğunuzla yemek yemesi konusunda inatlaşmayın.

Kağıt Uçakla Gizli Gizli Macera

Hugo, hep en güzel yaşlarında kalacak, hiç büyümeyecek bir çocuktur. Düzen meraklısı ailesi gözünü üstünden ayırmasa da, Hugo, kağıt uçakla gizli yolculuklar yapıp, kendi gibi büyümeyen çocukları bulmaya çalışır ve her macerada ilginç pek çok karakterle tanışır: Gece-gündüz bir çatının tepesinde oturup lolipop yalayan Koca Şişko Çocuk; bir dakikayı yedi kat uzatabilen Zaman-Esneten; müzikleriyle herkesi uyutan Tebdili Kıyafet Bayanlar Orkestrası; uçan balon evli kız; karnından şarkı söyleyerek üç boyutlu halılar dokuyan kadın; köpekler, kediler, tavşanlar, kargalar, ördekler... Hugo, tüm bu yolculukları boyunca, dostluğun gücünü keşfedecektir. Bakalım Hugo’yu ne tür maceralar bekliyor. Yazan: Christine Nöstlinger Günışığı Kitaplığı

Evinizi konser salonuna dönüştürün

Klasik müzik, rock, opera, jazz müziğinin kilometre taşları... Mozart’tan, Bethoven’a, Elvis Presley’den Ray Charles’a, Pavarotti’den Tom Jones’a kadar alanının en önemli isimlerinin konser performanslarının yer aldığı 50 adet DVD ve fasikülden oluşan bu muhteşem koleksiyonda bestecilerin yaşam öyküleri, aşkları, düş kırıklıkları ve başyapıtların hikayesini içeren fasiküller de var. Bu eserler kaçırılmaz. Boyut

Mutlu Prens

Oscar Wilde’ın "Mutlu Prens" adlı kısa, yalın ama bir başyapıt olarak değerlendirilecek kadar derin ve çarpıcı öyküsünden yola çıkılarak hazırlanan bu müzikal gösteriyi, çocuklar kadar içlerindeki çocuğu yaşatmayı başarabilmiş her yaştan seyircinin ilgi ve beğeniyle izleyeceğine inanıyoruz. Siz de bize inanıyorsanız, 3 Mayıs günü, saat 11.00’de Konser Salonu’nda ve 11 Mayıs günü, saat 14.00’de Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi’nde olun.

Pemar Beach Resort

Antalya-Manavgat’taki Pemar Beach Resort, sıcak Akdeniz ikliminin tadını çıkarmanız için size 5 yıldızlı otel konforunu sunuyor. Senenin yorgunluğunu Akdeniz güneşi altında spor yaparak, dinlenerek, otelin hazırladığı animasyonlara ve aktivitelere katılarak üstünüzden atın. Pemar Beach Resort’un size sunduğu "her şey dahil" konsepti ile tatilinizin keyfine varın. Bu tatil size ve çocuklarınıza çok iyi gelecek.

Anne adaylarına nefes eğitimi

Nefes Eğitmeni ve Yaşam Koçu Nevşah Fidan, NFS Master Academy kapsamında anne adaylarını, yaşamlarının en keyifli ve güzel sürecini rahat geçirmeleri için 15 saatlik bir nefes programı ile yeni yaşamlarına hazırlıyor. Bedenlerinde yaşadıkları değişiklikler nedeniyle hamilelik süresince sıkıntı, rahatsızlık, tıkanıklık veya duygusal boşalmalar yaşayan anne adayları, Nevşah Fidan Temel Nefes Sistemi’yle nefes kapasitelerini yüzde 100 kullanmayı öğrenip, yaşamlarına rahatlık, huzur ve dinginlik gibi duyguların yerleşmesini sağlayabilir. 5, 7 ve 8 Mayıs tarihlerinde yapılacak bu eğitime mutlaka katılın.

Bilgi için: (0212) 252 49 74
Yazının Devamını Oku

Erkek partisi

26 Nisan 2008
Oğlumun birkaç tane çok sevdiği arkadaşı var. Cem, Oktay ve Bora Menase... Cem eski sitemizden çok yakın arkadaşı, Bora Menase ve Oktay ise okuldan arkadaşları. Ne zaman bir plan yapılsa, birine gidilecek veya bize birileri gelecek olsa, ağzından çıkan ilk üç isim bunlar oluyor. Hepsini bir arada görmek ve dördünün birlikte oynayabilmek için buluşabilmeleri ise en büyük hayali...

Geçen hafta bir mucize oldu, bir eksikle üç erkek çocuk bir araya geldi. Daha plan aşamasındayken, biz anneler telefonda konuşurken, dedim ki Oktay’ın annesine "Üç arkadaş oynarlar"... Bana çıkıştı hemen bizimkisi: "Üç arkadaş değil anne, üç erkeğiz biz ve erkek partisi yapacağız!"

Bu sözden anlayabilirsiniz başımıza neler geldiğini... Belki de 6 yaş civarı erkek çocuğu olan annelerdir beni en iyi anlayacak olanlar, bilemiyorum. Ama bir kadın erkek annesi olunca, bu gürültüye, savaş ve spor oyunlarına, güç-kuvvet gösterilerine alışınca, sakinlik iyi gelmiyor ona.

Film izlediler, evde lego yaptılar, azdılar, coştular, hava güzel diye kendilerini dışarı attılar, top oynadılar, en sevdikleri yemekleri yemek istediler, ağız birliği yapıp gizli planlar hazırlayarak "sosis sosis, patates patates" diye bağırmaya başladılar.

Bunlara bakıp peşlerinde koşarken, zihnim bir anda 17-18 yıl sonraya gitti. Futbol maçı izleyip, bira ve patates kızartması yiyecek adamlar olacak bunlar da... Şimdi en güçlü süper kahramanları konuşurken, o zaman arabaları konuşacaklar, sevgililerini anlatacaklar birbirlerine, annelerini-babalarını şikayet edecekler, şimdi biz annelerin birbirimize akıl verdiğimiz gibi onlar da birbirlerine aileleri hakkında fikir verecekler. Kardeşlerinin sorunlarına gülecekler, okuldan veya gelecek planlarından konuşacaklar.

Oturup bir köşede, Emre Berent’in dediği gibi "bu üç erkeği" izlerken, bitkilerin hayatını nasıl sürdürdüğünü, okyanusların neden okyanus, denizlerin neden deniz olduğunu anlatabilen, aynı zamanda resim ve fotoğrafa çok meraklı Cem’in ya bir bilim adamı ya da bir sanatçı olduğunu düşünüyorum...

Üçü aynı konuyu tartışıp kapışırken, parmağını kaldırıp izin isteyerek "Konuşacağım Emre, bak bir şey anlatmam lazım, açıklıyorum ama dinlemiyorsun" diye şahane bir Türkçe ile kendini gayet sakin ve gayet olgun şekilde ifade eden Oktay’ı, her türlü sorunun üstesinden kolayca gelen ve panik yaşamadan çözüm bulabilen bir yönetici, akademisyen veya iyi bir savunma avukatı olarak hayal ediyorum.

Gol atamadığı için Cem’e küsen, sonra gidip sarılan, Oktay konuşurken iki eliyle kulağını kapatıp, gözlerini de sıkı sıkı yuman ve aynı zamanda gülerek "Seni duymuyorum, seni duymuyorum" diye şımaran oğlumun ise inanın ne olabileceğine dair fikir bile yürütemiyorum. Kendi söylemi "dünyanın en iyi sihirbazı" olacağı...

Herkese sevgilerimi gönderiyorum, ama ayrımcılık yapıyorum bu hafta... Özellikle erkek annelerini sıkı sıkı sarılıp öpüyorum, onlara bol eğlenceli erkek partileri diliyorum...

Çocuklar baharda nasıl beslenmeli

Beyin performansı için en önemli öğün olan kahvaltıyı çocuklar kesinlikle atlamamalı. Ayrıca sıvı alımının artırılmasına da özen gösterin. Ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu, tercih edilmesi gereken sıvılar... Gazlı, şekerli içecekler, hazır yoğunlaştırılmış şekerli meyve suları ve gazozlar ise mümkün olduğunca az tüketilmeli. En sağlıklısı su içmek, ondan vazgeçilmemeli...

Uzun ve soğuk geçen kış günlerinin ardından yaz mevsimini karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde, sürekli değişen hava koşulları insan sağlığını olumsuz etkiliyor.

Diyetisyen Yeşim Çelik, "Baharın geldiği dönemlerde, havadaki negatif elektronların artmasıyla birlikte değişik ruh halleri olur. Daha sıkıntılı, halsiz, yorgun, bitkin hissederiz. Kas ağrıları, omuz, sırt ve boyun ağrıları artar; yorgunlukla birlikte konsantrasyon bozukluğu, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozuklukları görülebilir. Tüm bu şikayetleri uzaklaştırmak için beslenmemizde dikkat etmemiz gereken noktalar vardır" diyor.

Yorgunluğu ortadan kaldırmak için beslenmede en etkili vitamin, C vitamini... Sebze ve meyveler, C vitamini açısından zengin besinlerdir. Bu nedenle taze sebze ve meyve tüketimini artırmalı. Ara öğünlerde çocuklara şekerleme, pasta, bisküvi yerine taze meyveler, ana öğünlerde de salatalar verilmeli.

Beyin performansı için en önemli öğün olan kahvaltıyı çocuklar kesinlikle atlamamalı. Sıvı alımının artırılmasına da özen gösterilmeli. Ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmesi gereken sıvılar... Gazlı, şekerli içecekler, hazır yoğunlaştırılmış şekerli meyve suları ve gazozlar ise mümkün olduğunca az sıklıkta tüketilmeli. En sağlıklısı su içmek, ondan vazgeçilmemeli.

Beyaz rafine edilmiş besinler yerine tam buğday, çavdar, kepek gibi rafine edilmemiş tahıllar tercih edilmeli.

Geceleri ağır ve yağlı yemek yememeye özen gösterilmeli. Daha hafif besinler tüketilmeli. Özellikle fazla yağlı karbonhidratlar tüketmek (pilav, makarna, pasta, börek vs.) uyuşukluk halini artırır. Tembelleştirir. Mümkün olduğu kadar bunlardan uzak durmaya çalışılmalı. Tüketiliyorsa da akşam saatlerine bırakılmamalı.

Farklı bir aktivite arayanlara

Kış aylarının eğlenceli sporu buz pateni, yazın sıcağından bunalan anne ve çocukları için serinletici bir alternatif oluyor. Essporto Health&Fitness Club’ta 1300 metrekarelik bir pist var. Üstelik Essporto üyeleri, haftanın üç günü ücretsiz özel eğitim alabiliyorlar. Haydi anneler, tutun çocuğunuzun elinden, Essporto sizi bekliyor.

Bilgi için: (0212) 344 07 07

Kesinlikle Ben, Clarice Bean

Clarice Bean’in başı her zaman, ailesiyle, öğretmeni Bayan Wilberton’la ve yan evde oturan Robert Granger’la dertte... En sevdiği roman kahramanı Ruby Redfort’un ateşli bir hayranı olan Clarice, en yakın arkadaşı Betty Moody ile okullarında düzenlenen kitap projesi yarışmasını kazanmaya çalışıyor. Neden en sevdiği süper kahraman, dahi dedektif Ruby Redfort ona yardımcı olmasın? Çocuğunuz, Clarice Bean’ın bu harika macerasına bayılacak. Hayy Kitap

Party Kids yaz sezonuna merhaba diyor

Türkiye’nin en büyük, en kapsamlı doğum günü, eğlence ve parti merkezi Party Kids, Parkorman’ın içinde yer alan "at the forest" konseptli açık hava oyun alanıyla bu yaz çocukların vazgeçilmez adresi olacak. 0-12 yaşa yönelik merkezde, iki dönüm arazi üzerine kurulan açık parkta çocuklar diledikleri gibi eğlenecekler. Dev şişme oyuncaklar, tırmanma duvarları, top havuzları, oyun evleri, trenler, kaydıraklar ve zıplama evleri, interaktif jetonlu oyuncaklar ve yüz boyama, animasyon gibi etkinlikler çocukları bekliyor. Bilgi için: (0212) 217 69 00

YogaŞala ile hamile yogası

Hamilelik kadının hayatında çok büyük değişimlerin olduğu bir süreçtir. Değişim üç yönden olur; bedensel, zihinsel ve tinsel... Yoga yapmak bu açılımları dengede tutmada ve anne adayı ile bebek arasında her gün doğal olarak gelişen bağı güçlendirmede çok yardımcı olur. Hamile yogasında hamileliğe uygun belli asanalar (duruşlar) ve pranayama (nefes çalışmaları) uygulanır, iyi nefes almanın temelleri öğrenilir. Bu derslerde doğumun değişik evrelerinde kullanılabilecek nefes çalışmaları da aktarılır. Asanalar, dayanıklılığı ve bedenin esnekliği ile konsantrasyonu artırır, duruşumuzu düzeltir, pelvis bölgesi ve kalça eklemini güçlendirerek hamilelik sırasında sık rastlanan bel ağrılarını hafifletir. Düzenli yoga uygulaması, sağlıklı ve neşeli bir hamilelik geçirilmesini sağlar. Bilgi için: (0212) 241 00 67

Bebeğiniz ve Siz

Bebeğiniz dünyaya gelir gelmez öğrenmeye başlar ve her geçen ay zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi hızlanır. Bu sürecini kaçırmamanız, doğru yaklaşımlarla onu mutlu ve sağlıklı bir geleceğe hazırlamanız için "Bebeğiniz ve Siz" Araştırma DVD’si tam size göre... Bebeğinizle aranızdaki ilişkinin daha güçlü olmasını ve onun yaşama daha iyi bir başlangıç yapmasını istiyorsanız, eşiniz ve bebeğinizle beraber eğlenerek izleyeceğiniz bu DVD’yi mutlaka edinin. Boyut Yayınları

Rainforest Cafe

Şehrin merkezinde doğayı yaşatan Rainforest Cafe, egzotik ve eğlenceli atmosferi ile sizi maceraya davet ediyor. Bir yağmur ormanın ortasındasınız. Şimşekler çakıyor, çevrenizdeki meraklı goriller, heybetli filler sizi izliyor. Her yaş, her zevk ve her gelir grubundan misafiri bir araya getiren Rainforest Cafe sizleri bekliyor. Çocuklar bu mekana bayılıyor, bizden söylemesi... Bilgi için: (212) 347 79 11
Yazının Devamını Oku

Takıntılıyız biz! Ya siz?

19 Nisan 2008
Ana-oğul takıntıdan öleceğiz. Bu konu yüzünden birbirimizi yiyeceğiz. Bakınız Emo’nun odasında, dolabının resimleri...

İnanın milim oynasa yakar hepimizi...

Makasın nerede dersin, eliyle koymuş gibi bulur getirir. Tornavida ararsın "Ben alet çantasından aldım, ikinci çekmecemde" diye cevap verir.

Ben sağdan soldan geldikçe, sinir stres arttıkça "Toplayıp çöp atmaya" başlarım. O stres olduysa "Gidiyim odamı değiştiriyim anne" der.

Ben sabah ekmeği alınca mutlaka bir parça yemek isterim iki parça...

Önce gazeteyi ben okuyacağım evde...

Önce eve gelen çantaları açıp o bakacak içine, nedense?

Film izlerken sessizlik isterim.

Çizgi film izlerken "Aaaa susun duyamıyorum" der niyeyse!

Kütüphanede hangi kitap kaçıncı rafta bana sorun, gözüm kapalı söylerim. Emo filmlerinin sırasını bilir, o yokken biri yanlışlıkla karıştırmasın, hemen anlayıverir.

En kıymetlim ayakkabılarımı özel yerlerde saklarım, alışverişe çıkmayagöreyim bir bakarım yine ayakkabıcıdayım. Emo da aynı benim gibi oldu, en sevdiği giysilerini sorun "Ayakkabılarım" diyor. Spor mağazalarının önünden geçerken bana "Yeni bir şey var mı anne, bakalım mı acaba?" diye soruyor.

Yeni aldığım bir şeyi hevesim geçene kaçar bıraksalar yanımda taşıyabilirim.

Yeni aldığı bir şeyi günlerce yanında taşır.

Es kaza bir yere gidecek olayım, elimden gelse tüm evi beraberimde taşırım.

Oğlum da aynen böyle.

Bir de...

Ben bir şeyi ancak kendim ister ve inanırsam yaparım.

O da...

Aman iyiliğime olsa bile bana ne yapacağımı söylemeyin, fikrimi sorun, işte onu hemen söylerim.

O da...

Takıntılarımız bile aynı olma yolunda...

Gen dedikleri şey bu olsa gerek, değil mi ama?

Sevgilerimle

Pınar Anne

Not: İşin esprisi bir yana, çocuklardaki takıntılarda tedavinin daha zor olabileceğini ve uzun bir süreyi kapsayabileceğini bilmelisiniz. Çünkü onların inançlarını değiştirmek ve yerine yeni düşünce kalıpları oturtmak zaman ve sabır isteyen bir iştir. Bu nedenle çocuğunuzun takıntısı olduğunu fark ettiğiniz anda bir uzmana danışmanız gerekir. Unutmayın, erken tanı ve teşhis, tedaviyi kolaylaştıran en önemli etkendir.

Çocuklarda D vitamininin önemi

Her gün, belirlenen D vitamini miktarını çocuğunuza vermelisiniz, ancak arada sırada unutursanız kendinizi üzmeyin. Çünkü D vitamini aynı zamanda vücutta depolanan bir vitamin ve gerektiğinde vücut ihtiyacını buradan kısa süreler için karşılayabiliyor. D vitamini veriyor olmanız, emzirmeniz için de bir engel değil.

D vitamini güçlü kemiklerin gelişimini sağlıyor. D vitamini eksikliğinde ise kemikler zayıflıyor, yani raşitizm hastalığı ortaya çıkabiliyor. Normalde annelerin bebeklerini en azından 12 ay emzirmeleri istenir, ancak anne sütünde de raşitizmi tamamen önleyecek derecede D vitamini bulunmuyor.

Güneş ışığı da ciltte D vitamini üretiyor. Ancak dünyanın her yerinde, her mevsimde, bir bebeğin vücudunda gerektiği kadar D vitamini üretilmesine yetecek güneş ışığı olmayabiliyor. Bununla birlikte güneş ışığının miktarını ölçmek de kolay değil. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan N. Mamur, konuyla ilgili şunları söylüyor:

"Güneş ışığının ne kadar D vitamini oluşturacağı, cilt renginin koyuluğu ve güneş ışığı miktarı ile orantılıdır. Kış mevsiminde kuzey ülkelerinin güneş ışığı hiçbir bebek için yeterli değildir. Bununla birlikte küçük çocukların çok fazla güneş ışığına maruz kalmaları da ileride cilt kanserine yol açabilir. Güneş kremleri kullanılsa bile, altı ay altındaki çocukların doğrudan güneş ışığına maruz kalmaları bu nedenle önerilmemektedir. Güneş kremleri tüm çocuklarda kullanılmalı, ancak bu durum D vitamininin oluşmasını engeller. Bu nedenlerle yaşamın ilk iki ayından itibaren D vitamini ağız yoluyla çocuklara verilmeli. Bir çocuk günde 500 ml.’den fazla mama veya inek sütü tüketiyorsa, o zaman günlük D vitamini ihtiyacını buradan yeterli bir şekilde alır. Ancak unutmayın, bebeğinizin yaşamın ilk 12 ayında anne sütü alması kesinlikle tavsiye edilmektedir."

D vitamini ağız yoluyla damla şeklinde veriliyor. Çocuklar ve ergenlerde raşitizmi önlemek için asgari günlük D vitamini gereksinimi 200 IU birim. Bu halde yalnızca D vitamini içeren damlalardan günde bir kere 3 damla vermek genelde yeterli olmakta... Ancak unutmayın ki, doktorunuzun size önerdiği D vitamini miktarı en doğru olanıdır.

Her gün belirlenen D vitamini miktarını çocuğunuza vermelisiniz, ancak zaman zaman unutursanız kendinizi üzmeyin. Çünkü D vitamini aynı zamanda vücutta depolanan bir vitamin ve gerektiğinde vücut ihtiyacını buradan kısa süreler için karşılayabiliyor. D vitamini veriyor olmanız, emzirmeniz için de bir engel değil.

Raşitizm hastalığı, zayıf kemiklere neden oluyor. Bu durumda, çocuk yürümeye başladıktan sonra bacaklarında yay şekli gelişiyor. Bunun haricinde el veya ayak bileklerinde şişlik oluyor ve büyüme-gelişme geriliği gözlemlenebiliyor. Bazı çocuklarda solunum ve kalp rahatsızlıkları da görülebiliyor.

Unutmayın; D vitamini kullanımı bebek, çocuk, ergen ve erişkinlerin kemik gelişiminde son derece önemli bir rol oynamakta. Bu nedenle eğer günde 500 ml. süt tüketmiyorsanız, o zaman D vitamini takviyesi yapmanız tavsiye ediliyor.

23 Nisan’da Anneyiz.Biz odası renkleniyor

Sevgili anneler, anne adayları... 23 Nisan’da, sizler için yenilediğimiz Kanyon’daki Anneyiz.Biz Odası’nda buluşuyoruz. 11.00 ile 13.30 saatleri arasında Pınar Reyhan "Anne Pınar", Özlem Aysoy "Neden Ben!" isimli kitaplarını imzalayacak, saat 14.00 ile 16.00 arasında da okur-yazar buluşması gerçekleştireceğiz. Katılmak isteyen herkesi Kanyon’a, Anneyiz.Biz odasına davet ediyoruz.

"Atatürk ve Çocuk" sergisi açılıyor

Rezan Has Müzesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlediği "Atatürk ve Çocuk" adlı fotoğraf sergisinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiği ve çevresinden hiç eksik etmediği çocuklarla olan anlarından çarpıcı kareler sunuyor. Sergide, Atatürk’ün çok bilinen askeri kimliğinin dışında, çocuklarla birlikte geçirdiği sosyal yaşamından kesitler görülebilecek.

Bilgi için: (0212) 533 65 32

Astoria’da eğitici ve eğlendirici etkinlikler

Astoria’da 23-27 Nisan tarihleri arasında kurulacak sanat köşesinde, çocuklar ebru sanatı ile tanışacak ve uygulama yapma imkanı bulacaklar. Çocuklar, Adel tarafından hazırlanan özel alanda en güzel resimlerini yapacaklar. Astoria’nın 5 katına yayılan yüz boyama etkinliği ve şekilli balonlarla beş gün boyunca keyifli vakit geçirecek olan çocuklar, macun şeker, pamuk helva ve patlamış mısırla bayram coşkusunu yaşayacaklar.

Kanyon’da çok özel bir etkinlik

Disney, Türkiye’de çocuk bayramını ve aynı zamanda Disney Channel’ın 1. yıldönümünü kutlamak amacıyla; 23-27 Nisan tarihleri arasında, Kanyon Alışveriş Merkezi’nde beş gün boyunca sürecek çok özel bir etkinlik sunuyor. Tüm aile bireyleri için heyecan verici aktivitelerle dolu büyülü eğlenceye siz de katılın!

Ülker’den çocuklara sinema hediyesi

Çocuklar, "Macera Adası" filmini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Ülker’in sponsorluğunda 33 ilde ücretsiz izleyecek. Filmin başrollerini ünlü aktrist Jodie Foster, Gerard Butler ve Abigail Breslin paylaşıyor.

Çocuklar bayramda Beşiktaş’ta coşacak

Beşiktaş Belediyesi’nin bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlediği renkli karnaval, binlerce çocuğu bir araya getirecek. 13.00’te başlayacak etkinlikler için Çilekli Spor Tesisleri’ne üç oyun parkı, tırmanma duvarı, dev çadır, basket potaları, tenis filesi kurulacak. Alanda ayrıca şişme karakterler, trambolin, minderler ve jimnastik aletleri de yer alacak. Beşiktaş Belediyesi 23 Nisan Çocuk Karnavalı’nda sevilen müzik grubu Dört Yüz’ün konseri, illüzyonist, jonglör, ritmik jimnastik ve halk oyunları gösterileri de gerçekleştirilecek.
Yazının Devamını Oku

Çocuklar okulda nasıl sağlıklı beslenir

12 Nisan 2008
Önemli olan, bir çocuğun severek ve doygunluk hissi oluşarak yemek yemesidir... Çünkü bunları hissetmediğinde atıştırma tarzı beslenmeye yönelir. Okul döneminde çocukların beslenme ihtiyaçlarının önemli bir bölümü, okul kantini veya okul tarafından verilen sabah ve öğle öğünleriyle karşılanıyor. Diyetisyen Yeşim Çelik, "Okul çağındaki çocukların, özellikle gelişme çağında olmaları nedeniyle ve yetişkinlik obezitesinin önlenmesi açısından dengeli öğünlerinin olması esastır. Öncelikle ebeveynlerin dikkat etmesi gereken unsur çocuklarının okulda ne tükettiğini veya tüketeceğini bilmeleridir" diyor.

Bunun için:

n Mutlaka mönü listelerini önceden kontrol edin.

n Okuldaki mönü listesinin bir diyetisyen tarafından düzenlenmiş olmasına özen gösterin.

n Listede yer alan besinlerin çocuğunuzun tüketeceği besinlere uygun olup olmadığını kontrol edin. Çünkü doymayan ve mutlu olmayan bir çocuğun yöneleceği ilk yiyecek fast-food ya da tatlılar olacaktır.

n Kalsiyum alımının yeterli olduğundan emin olun (peynir, süt, yoğurt grubu)...

n Mönüde kızartma gibi pişirme yöntemlerinin olmamasına dikkat edin.

n Şekerli gıdaların (tatlı, meyve suları gibi) az miktarda olmasına özen gösterin. Özellikle sütlü tatlı veya meyve olmasına dikkat edin.

n Öğünlerde bütün besin gruplarının olması önemlidir. Eğer alınamayan bir grup varsa veya çocuğunuz o günkü öğünü yetersiz aldıysa, geri kalan öğünlerde mutlaka bunları telafi edin.

Eğer çocuğunuz kantin tarzı bir yerden beslenmesini sağlıyorsa:

n Evde bir beslenme çantası oluşturulabilir.

n Çocuk bunu reddediyorsa sağlıklı seçimler için örneğin;

Sabahları: Süt ve simit

Öğlen: Tost ve ayran gibi daha sağlıklı seçimler yapması öğretilebilir. Salam, sucuk, sosis gibi şarküteri ürünlerinin olabildiğince az tüketmesi sağlanmalıdır.

n Özellikle abur-cubur dediğimiz cips, gazlı içecekler, çikolata gibi yiyecek grubunun ise en aza indirgenmesi gerekir. Haftanın 1 veya 2 günü belirlenip izin verilebilir.

Burada önemli olan, bir çocuğun severek ve doygunluk hissi oluşarak yemek yemesidir. Çünkü bunları hissetmediğinde atıştırma tarzı beslenmeye yönelir. Tüm bunlarla birlikte mutlaka bir fiziksel aktiviteye çocuğun yönlendirilmesi de gerekmektedir.

MİNİ BESLENME ÇANTASI

n Sabah: Süt (meyveli olabilir) ve 1 kase sütlü mısır gevreği; veya 1 adet simit; veya tost

n Öğlen:
Sandviç (peynirli, ton balıklı, tavuklu olabilir) ve ayran

n İkindi: Taze sıkılmış meyve suyu veya meyve ile 1-2 dilim kek

n Akşam: Sebze yemeği (etli/etsiz), yoğurt, ekmek, salata ve varsa çorba

n Gece: Süt

Bonus kafalı örümcek adam

Bazı cocukların kostüm ile kafayı bozduğu ortada. Ve itiraf ediyorum, benimki de onlardan biri!

Ne zaman yurtdışına çıksam, bana ilk siparişi, o günlerde kafasına taktığı ve genelde bulunması pek mümkün olmayan kostümler oluyor.

Genelde gruptaki diğer insanlar, evlerine, kendilerine bir şeyler ararken, benim ilk sorum hiç değişmiyor: "Acaba kostümcüler nerede?"

Emre Berent’in dili ile aztronot, ekşınmen, zıpaydırman, kaptan cek spirov, ajan-x, doktor, bedmen, pov rengers’ın da arasında bulunduğu bir sürü farklı kostümümüz ve bunları koyduğumuz koca bir kostüm kutumuz mevcut.

Ancak özellikle bizim ülkemizde bu kostüm işi öyle sınırlı sayıda üreticiye veya ithalatçıya sahip ki, özel bir şey olduğunda, ne yapacağını bilemiyor anneler... Bizdeki kostüm anlayışı "Pamuk Prenses" ve "gelinlik" kalıbından çıkmadıkça da biz annelere yaratıcılığın sınırlarını zorlamak kalıyor.

Bakınız işte bizim bunaldığımız bir an ve Emo çözüm buluyor, "Anne örümcek adam, bonus kafa olsun mesela" diyor.

Allah’tan renk renk bonus kafalarımız stokta var da rahat ediyoruz. O siyah kafalı bir bonus örümcek adam, ben pembe kafalı bir bonus sevgilisi oluyorum. Farklı bir şey yapıp rahatlıyoruz.

Bu yazıda demek istiyorum ki size, utanmadan, sıkılmadan, çılgınca oynayın çocuklarınızla... Ve "İş yapacağım, ne yapsam?" diye düşünenlere demek istiyorum ki: Çocuklara kostüm işine girin, pişman olmayacağınızı garanti ederim size...

Herkese sağlıklı ve neşe dolu, bol aktiviteli bir hafta sonu dilerim...

Stiç Filmi

Stiç’in tek bildiği ’Deney 626’ idi. Fakat hiç 625’i merak ettiniz mi? Şimdi öğreneceksiniz! Stiç Filmi’nde, dünyaya düşen eğlence dolu, kalp ısıtan baş belası bir uzaylı, Lilo ve geniş ailesinin hayatlarına ani bir giriş yapar. Aile fertleri arasında hiç şüphesiz Stiç, Peakley ve Jumba da yer almaktadır. Fakat Lilo ve Stiç, Jumba’nın ilk 625 deneyini, dünya üzerinde hayata geçirdiğinden habersizdi. Bakalım bu yaramazların başına neler gelecek. Tiglon

Etrafınıza dikkatli bakın

Dünyada ne kadar çok farklı bitki ve hayvan olduğu hiç dikkatinizi çekti mi? Her birinin hayatı bulundukları yere ve birbirlerine son derece bağımlıdır. Bu da her canlının genellikle her yerde bulunamayacağı anlamına gelir; bazıları çölde, bazıları yağmur ormanlarında, bazıları da şehirlerde yaşar. Etrafınızda sürüp giden hayata biraz daha dikkatli gözlerle bakmaya ne dersiniz?

TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları

Santralistanbul’da Çocuk Atölyeleri

Santralistanbul Çocuk Atölyeleri Bahar Programı, 10 farklı başlık altında toplam 33 atölye ve çocukların da fikirlerini paylaşacakları 2 konferansla 13 Nisan’da başlıyor. Etkinliklere katılan çocuklar ve aileleri, Santralistanbul’un geniş bir yeşil alan üzerine yayılan bahçesinde de baharı yaşayabilecekler. Dans, koreografi, fizik, edebiyat, plastik sanatlar gibi pek çok alanda, uzman eğitimciler tarafından yürütülecek olan atölyelerde, çocuklar kendi hayal güçlerini sanat ve bilimle buluşturacak. Atölyeler sırasında çocuklar; Modern ve Ötesi sergisi içinde sürpriz bir yolculuğa çıkacak, Enerji Müzesi içinde kendi vücutlarını bir makine gibi yönetecek, bir masal perisi ile yola çıkarak sanat eserleri hakkında kendi öykülerini oluşturacak, kendi bedenleri ile ışık-gölge oyunları oynayacak, elektronları yakından tanıyarak elektriğin sihirli dünyasına girecek ve yaşadıkları şehri, İstanbul’u boyayacaklar. Hatta dilerlerse anne-babaları, büyükanneleri-büyükbabaları ile birlikte "Elektro Şov"a katılarak ilk kez karşılaşacakları deneyimler yaşayacaklar. Bu atölyelerde herkes çok eğlenecek.

Detaylı bilgi için:
(0212) 444 0 428

Dünyanın Sihirli Yıldızları İstanbul’da buluşuyor

Dünyanın en iyi, başarılı ve sıra dışı 5 illüzyonisti ilk defa aynı sahnede, 16-20 Nisan tarihleri süresince Maslak TİM Show Center’da inanılmaz bir şovla izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Heyecan, komedi, gerilim ve ustalığın iç içe geçtiği "Stars of Magic 2008", Las Vegas’ın sihirli dünyasını İstanbul’a getirecek. Siz de çocuklarınızla beraber bu keyifli şovları izlemek istemez misiniz? Eminiz herkes bu şovlara hayran kalacak. Detaylı bilgi için: (0212) 286 66 86

Kolay Sözlük

Öğrencilerin kullandığı deyimler sözlüğü, yazım kılavuzu ve atasözleri açıklamaları gibi yardımcı kitapları tek bir CD, "Kolay Sözlük" isimli programda bir araya getirdi. Zengin içeriği ile öğrencilerin en önemli yardımcısı olacak Kolay Sözlük programında 2000 atasözü, 5000 deyim, 600 kısaltma, 70 bin sözcüğün doğru yazılışlarına yer verilmiş. BigSoft’un bu CD’si ile çocuklar hem öğrenecek hem de eğlenecek. BigSoft
Yazının Devamını Oku

Bu soruya cevap verin

5 Nisan 2008
Düşünün, hamilesiniz. Ve son günleriniz. Heyecan içinde doğumu planlıyorsunuz. İçiniz kıpır kıpır hazırlanıyorsunuz. Günler geçiyor. Anne olacağınız gün geliyor. Devletin bize sağladığı olanakları en iyi şekilde sunan hastanelerden birinde, Çapa Tıp Fakültesi’nde doğum yapıyorsunuz.

Bir oğlunuz oluyor. Adını Oğulcan koyuyorsunuz. Tüm anneler gibi göğsünüzde taşıyorsunuz. Onu çok seviyorsunuz. Ancak 35 gün sonra bebeğinizin diğer bebeklerden bir farkı olduğunu öğreniyorsunuz.

Aşırı ağladığı için götürdüğümüz hastanede, bir hafta süreyle idrar yolları iltihabı diye tedavi ediyorlar. Sonra gerçek ortaya çıkıyor. Bebeğinize doğum esnasında hastane mikrobu olan Klebsiella kaptırılıyor. Bu süre içinde de mikrop beynine yerleşiyor ve birçok yerde apseler oluşuyor.

Bir gün odanıza bir sürü doktor geliyor ve "Bu çocuğa hastane mikrobu kaptırılmış, hangi hastanede doğum yaptıysanız rapor yazalım, bu hastanenin kapatılması gerekir" diyorlar. Ve olay işte burada başlıyor, hastanenin adını duyunca doktorlar ortadan kayboluyor.

Bu olay Oğulcan ile yalnızlığa attığınız ilk adım oluyor. Ama siz onun annesisiniz. Büyütüyorsunuz onu bir an bile yalnız bırakmadan. Adıyorsunuz hayatınızı ona, kadınlığınızı, insanlığınızı unutarak. Gerektiğinde tuvalete gitmeden, yüzünüzü yıkamadan, saçınızı taramadan...

Hayal etmeye devam edin.

Şu anda kocaman oldu oğlunuz. Tam 16 yaşında bir adam. Artık ne gücüne, ne boyuna erişebiliyorsunuz. Ama yine farklı diğer 16 yaşındaki çocuklardan. Maalesef doğumda aldığı virüs beyne yerleştiği için 5 kez beyin ameliyatı geçiriyor çocuğunuz. Kafasında 2 tane shunt takılı ve bu ameliyatlardan birinde işitme siniri koparıldığı için duyamıyor, konuşamıyor, değil yemek yemeyi çiğnemeyi bile bilmiyor. Zaman zaman özellikle kendisine ve size aşırı şiddet uyguluyor.

Sakın çıkmayın kurduğunuz hayalden...

Çocuğunuz krize girdiğinde gideceğiniz hastane yok. Gittiğiniz hastanelerden kovuluyorsunuz. Doktorlar yıllarca belki ölür diye bekliyor. Ülkeniz bu konuda yeterli değil. Kimse hiçbir şey bilmiyor. Ne hastalandığında, grip olduğunda sizi dinleyecek bir doktor var ne de şu anda yarım saat yalnız kalmak isteseniz bırakabileceğiniz bir komşunuz. Çünkü herkes korkuyor. Yıllar geçiyor. Bir de yaşadıklarını hazmedemeyen, kaldıramayan kocanız sizi terk ediyor.

İşte hayatınız. Tamamen yalnızsınız. Size ve hiçbir birimde tedavi göremeyen, ağır engelli, toplum tarafından tamamen dışlanmış, bir sürü özrü taşıyan, bakımı sadece sizin vicdanınıza kalmış çocuğunuz...

16 yıl önce başlayan yalnızlığınız devam ediyor!

Ne yaparsınız? Tijen gibi savaşmaya devam mı edersiniz? Yoksa ülkenizi terk edip bu hastalık ile savaşabilen bir ülkeye iltica mı edersiniz?

Not: Tijen kim derseniz eğer, Ayşe Arman’ın yıllardır yazmaktan usanmadığı ama kimsenin destek olmak için bırakın elini, parmağını bile kaldırmadığı bir anne. Oğulcan’ın annesi... www.anneyiz.biz yazarı. "Kimse yoksa ben varım!" diyorsanız eğer, lütfen girip okuyun insanın kanını donduran hayatını, buradan başlayın yeter...

Tijen’e destek olan herkese, başta Ayşe’ye, Aynur gibi, Özlem gibi yüreği büyük tüm annelere teşekkür ediyoruz. Bu yazı başlangıçtır, biz Oğulcan gibi olan çocuk ve anneler için hastane kurdurmak için yola çıktık, herkesten yardım bekliyoruz.

Kahvaltı günün en önemli öğünü

Çocukluk çağında yeterli alınan besin öğeleri, sağlıklı bir gelişim için önemli. Günün ilk öğününü oluşturan kahvaltı da bu gelişim için en büyük görevi üstleniyor.

Sağlıklı bir yetişkinlik dönemine zemin hazırlamak için küçük yaşlardan itibaren belirli beslenme davranışlarının çocuklara kazandırılması gerekiyor. Özellikle çocukluk çağında yeterli alınan besin öğeleri, sağlıklı bir gelişim için önemli. Günün ilk öğününü oluşturan kahvaltı da bu gelişim için en büyük görevi üstleniyor.

Diyetisyen Oya Yüksek, "Bir yetişkine kıyasla karbonhidrat, protein ve kalsiyum ihtiyaçları daha çok olan çocuklar için özellikle kahvaltıda tüketecekleri bir parça peynir, süt veya yumurta önem taşımaktadır. Ayrıca yapılan birçok çalışmada; kahvaltı yapan çocukların ergenlik dönemlerinde kilo kontrollerinin daha iyi olduğu ve ideal kiloya daha yakın olduklarını göstermiştir" diyor.

Kahvaltının önemli olmasının diğer nedenleri ise şunlar:

- Zihinsel açıklığın sağlanması

- Derslere konsantrasyonun artması

- Diğer zamanlarda olabilecek abur-cubura eğilimi azaltmak

- Vakitsizlikten dolayı kayan diğer öğünlerde sağlanamayan gerekli besin öğelerinin sağlanabilmesi

Yemek seçen bir çocuğa sahipseniz kahvaltı anne ve babalar için bir kurtarıcı olabiliyor. Farklı alternatiflerle çocuğunuza kahvaltıyı zevkli hale getirebilirsiniz. Bunun için anne-babaların yapması gerekenler:

* Eğer çocuğunuz sabah erken saatte okula gidiyorsa ve evde kahvaltı yapma imkanı yoksa, kahvaltı sunabilen okullar tercih edilebilir.

* Evde çocuklar için beslenme çantası hazırlanabilir.

* Okulda kantin tarzı bir yer varsa, sağlıklı seçimler yapması öğretilerek buradan bir tost yemesi sağlanabilir.

Çocuğunuz için farklı kahvaltı alternatifleri

1- Çok tahıllı mısır gevreği (en çok sevilen alternatif), süt

2- Kaşarlı veya beyaz peynirli tost, kakaolu veya meyveli süt

3- Krem peynirli ekmek dilimleri, taze sıkılmış portakal suyu veya elma suyu (eğer meyve yemeyen bir çocuğa sahipseniz özellikle tercih edin)

4- Peynirli omlet, taze sıkılmış portakal suyu

Bebek Şenliği bugün başlıyor

"Bebek Şenliği" Joker/Maxitoys mağazalarında bugün başlıyor. Özel promosyonlar, bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılayan farklı temalardaki avantajlı paketler, Medline’ın sadece Joker Maxitoys için hazırladığı "Acil Sağlık Hizmeti" üyeliği ve AÇEV işbirliği ile hazırlanan "Hoş Geldin Bebeğim-Aile Mektupları" eğitim kitabı, şenlik boyunca sunulan avantajlardan bazıları... 30 Nisan’a kadar sürecek şenlik kapsamında, 0-3 yaş arası bebeği olan anne-baba ve adaylarına yönelik "Joker/Maxitoys Hoş Geldin Bebeğim Eğitim Semineri" düzenlenecek. 15 Nisan günü Profilo Alışveriş Merkezi’nde, saat 12:30’da başlayacak seminerin sonunda, Joker/Maxitoys’un katkılarıyla çoğaltılan "Hoş Geldin Bebeğim-Aile Mektupları" kitabı katılımcılara hediye edilecek.

Arkadaşım Tilki

10 yaşlarında küçük bir kız, dağların eteklerinde bir köy evinde yaşamaktadır. Sonbaharda bir gün, ormanın içinden bisikletiyle okula doğru giderken yavru bir tilkiyle karşılaşır. İnsanlara alışık olmayan tilki, küçük kızdan kaçar. Ancak küçük kız, tilki ile arkadaş olmak ister. Çocuklarınız bu filmi çok sevecek.

"Beyin: Gizemli Yolculuk" şimdi Türkiye’de

Doğa’nın en gelişmiş tasarımını konu alan, yenilikçi, etkileyici, interaktif bir sergi olan "Beyin: Gizemli Yolculuk", The Partners tarafından Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenmek üzere 11 Nisan-30 Haziran tarihleri arasında Türkiye’ye getiriliyor. "Beyinimiz; İnsan Beynine Genel Bakış", "Düşünen Beyin; Beynin İşlevleri" ve "Beyin ve Vücut; Hareket Kontrolü ve Yön Duygusu" şeklinde 3 ana bölümden oluşan interaktif sergi, tüm bölümleri destekleyen ve beyninin işleyişini anlamaya yardımcı olan eğitici ve eğlendirici "Müzik ve Meditasyon", "Hangi Gözünüz Daha Baskın", "Akıl Oyunları", "Kısa Dönem Hafızanızı Test Edin", "İmkansız Merdiven", "Eller Beyni Aldatır" ve "Duygularınızı Test Edin" gibi başlıklardan oluşan 42 aktivite ile ziyaretçilerine ilginç dakikalar yaşatacak. Mutlaka ziyaret edin. Tel: (0212) 369 66 00

Dünyada iki milyondan fazla sattı

İşte güvenilir bir kaynaktan, istediğiniz bilgiye istediğiniz zaman ulaşabileceğiniz bir eser! Konusunda otorite olan Amerikan Pediatri Akademisi’nin hazırladığı, dünyada 2 milyondan fazla satan bu eser, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden çocuk doktorları sizin dilinizle yorumladı. Bu kitapta bebeğinizin bakımı için gerekli her şeyi bulacaksınız. Kalemus Yayıncılık

Thomas Tam Yol İleri

James çok üzgündü, çünkü yaramazlık yaptığı için hangarından çıkamıyordu. En sonunda şişman memur onun hangarından çıkmasına ve trenleri çekmeye başlamasına karar verdi. Ama şimdi de trenler James’in onları çekmesini istemiyor. Zorla da olsa James ve trenler yola çıkıyor ve yolda bir sürü sorunla karşılaşıyorlar. Bakalım James tüm bu sorunların üstesinden gelebilecek mi? TIGLON

Küçük parmaklar büyük sesler çıkarıyor

Kuğu Sanat Merkezi, "Kidmusic" ile 3-6 yaş arası çocuklara yönelik temel müzik eğitim programı uyguluyor. Kidmusic, çocuklara müziğin gizemli dünyasının kapılarını aralamakla birlikte, kendilerinin de bu önemli dünyadaki yeteneklerini keşfetmeleri için olanak sunuyor. Dans, oyun, drama, resim gibi eğitim yöntemlerinin benimsendiği Kidmusic’te, piyano, keman, gitar, yan flüt, viyolonsel, vurmalı çalgılar gibi enstrümanlar derslerde uygulamalı olarak kullanılıyor. Tel: (0216) 455 73 33
Yazının Devamını Oku

Alnımızda ne yazıyor

29 Mart 2008
İşte dejenerasyonun son noktası... 21 yaşında kız, 53 yaşındaki annesini boğazını keserek öldürdü.

Kız hukuk öğrencisi, annesi profesör...

Sosyolojik yozlaşmanın sadece parası olmayanlarda olduğunu sananlara çarpıcı bir örnek!

Kevin Costner’ın kendine engel olamayan bir seri katili canlandırdığı filmde kızının da bir katil olduğunu öğrendiği ve korumaya çalıştığı sahneleri anımsatıyor bu hikaye...

Fotoğrafta, kızın arkasında babası "Sakın konuşma kızım" diyor.

Kız pür makyaj mahkeme salonunda, gözünde tek bir damla gözyaşı olmadan ifade veriyor.

Haberi okuyunca dondum resmen!

Amerika değil olay yeri.

Ankara, Beysukent’te bir villada oldu bu olay.

Geçen hafta 40 yaşında kaybettiğimiz dört çocuk annesi Mehpare Edin’e çok üzülmüştüm.

Bugün ise Prof. Dr. Olcay Tiryaki Aydıntuğ’a çok üzüldüm. Allah hepimize sağlık ve huzur versin diyoruz. Ama sanırım ondan da önce "güzel bir de alın yazısı" dilemek gerekiyor.

Bu haberleri okudukça insanın aklına "Alnımızda acaba ne yazıyor?" diye düşünmekten başka bir şey gelmiyor...

Sağlıklı beslenme bebeklikte başlar

Sağlıklı beslenme alışkanlığı bebeklikte başlayan ve yaşamın her döneminde dikkat edilmesi gereken bir olgu... Yeterli ve dengeli beslenme kurallarına göre de günlük beslenme planı içinde tüm besin gruplarından tüketilmeli.

nnenin gebelikteki yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğin ileriki yaşamında oluşabilecek kronik hastalıkları engellerken yaşam kalitesini de artırıyor. Bebeklerin ilk 6 ayında anne sütü almaları çok önemli. Süt çocukluğu, doğumdan 1 yaşına kadar geçen süreci kapsıyor. Bu dönemde bebeğin beslenmesi, yetişkin beslenmesinden farklı olmalı. Anne sütü ile tüm gereksinimlerin karşılanamadığı dönemde, bebeğin günlük beslenme programına eklemeler yapılmalı.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknik Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülden Köksal, çocuğun yaşamının ilk 3 yılındaki beslenme tarzının, gelecekteki beslenme alışkanlığının temelini oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Tamamlayıcı beslenme şeklinde; enerji, protein ve yağ gibi besin öğeleri yanında çinko, kalsiyum, demir, iyot, selenyum ve vitamin (vitamin A, vitamin C ve folik asit) yönünden zengin besinler seçilmeli. Ayrıca bu besinlerin, zararlı kimyasallar içermemesi, hazırlama ve saklama koşullarının uygun olması gerekiyor. Tuzlu ve şekerli besinlerin bu dönemde verilmesi sakıncalı olduğundan, bebeğin enerji alımı denetlenerek ve başlanan her besinin içinde sodyum bulunduğu dikkate alınarak tuzlu besinlerden kaçınılmalı.

Tamamlayıcı besinleri önerirken dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da bebekte besin alerjilerinin oluşmaması... Özellikle besin alerjisi olanlarda, inek sütü, soya sütü, yumurta ve bazı bebeklerde de bal gibi besinlerin kullanılması sakıncalı olabiliyor.

Tamamlayıcı besinlere geçişte her seferinde tek bir besine azar azar başlanması ve çocuğun izlenmesi gerekiyor. Daha sonra bebek beslenmesine uygun diğer besinler seçilerek, bebeğin öğün sayısını ve iştahı, bazı besinleri reddetmesi dikkate alınarak sağlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirilmeli. Tamamlayıcı besinlerin çocuğun sindirim sistemine uygun olup olmadığının denetlenmesi ve her yeni besine başlandığında ishal, kusma alerjisi gibi belirtilerin dikkate alınması gerekiyor.

Toplum arasında yaygın olarak kullanılan ve besleyici öğesi olmadığı halde annelerin tercih ettikleri et suyu, yemek suyu, çaya bisküvi doğranıp verilmesi, hazır çorbalar, kolalı içecekler, yağ oranı yüksek besinler kullanılmamalı. Fazla şeker, un ve nişasta katılmış besinler ishale, şişmanlığa yol açan, diş sağlığı açısından sakıncalı besinler olup; ileriki yaşlarda önemli kronik hastalıklara neden olabilirler.

Çocuğunuza yeni bir beslenme alışkanlığı kazandırırken, bebek için besinin özel olarak hazırlanması gerekiyor. Devam mamaları 6-12 aylık bebeklerin beslenmesinde kullanılan, bu bebeklerin zaman içerisinde değişen besin gereksinimlerine göre hazırlanmış önemli besleyici özelliklere sahip süt bileşeni olarak tanımlanmakta... Bunlar demir, çinko, vitamin C, kalsiyum, fosfor, betakaroten ve elzem amino asitleri içeren zenginleştirilmiş besinler. Devam mamaları, demirle zenginleştirilmiş ve artan gereksinime paralel olarak kalsiyum, vitamin D, vitamin C ve sağlıklı hücre gelişiminin oluşması için antioksidan özellikli, vitamin A öncüsü karoten içermekte.

Devam mamaları sonrasında tüketilmesi uygun bir başka grup da devam sütleridir. Devam sütleri, demir, iyot, A, D ve C vitamini yönünden zengin, sağlıklı süt içme alışkanlığının kazanılmasında etkin besinler... Yine biyolojik değeri yüksek süt ve bitkisel proteinler içeren, şekeri düşük, kalsiyum ve demirle desteklenmiş "kaşık mamaları" ve "hazır ek besinler" var. Kaşık mamaları (hazır ek besinler) altıncı ayın sonundan itibaren ek besinlere geçiş döneminde bebeklerin günlük diyetlerine eklenmek suretiyle verilen, değişik çeşitlerde olabilen (meyveli, sebzeli, tahıllı sütlü veya karışım mamalar) besinler.

Devam mamalarının özellikleri

n Faydalı süt ve bitkisel proteinleri içerir.

n Bitkisel yağlar içerir, minerallerle zenginleştirilmiştir (kalsiyum, demir desteği)

n Vitamin ve minerallerle zenginleştirildiği için yemek hazırlama ve pişirme kapları en aza indirgenmiştir.

n Yapay renklendirici, aroma ve katkı maddeleri içermemesi çocuk sağlığı açısından önemlidir.

Bağışıklık Sistemi ve Prebiyotiklerin önemi:

n Prebiyotikler, sindirim sistemini destekleyen, ishal ve alerji riskini azaltan, zararlı bakteri üretimini engelleyip bağışıklık düzenleyici hücreleri uyararak bağışıklık sistemini düzenleyen yararlı mikroorganizmaların bağırsakta gelişimini ve yaşamını destekler.

n Besin teknolojisi bebek beslenmesinde ileriye dönük sağlık sorunlarını önlemek açısından önemlidir.

Neden Ben

Emzirme döneminde meme kanserine yakalanan bir annenin kaleminden, yaşadıkları, hissettikleri ve bu hastalıkla savaşı... Anneyiz.Biz yazarı Özlem Aysoy’un gerçek hikayesi... "Benim başıma gelmez" demeyin! Ve eğer yaşarsanız "Neden ben?" demeyin! Herkesin, yaşayabileceği bir olayın gerçek öyküsünü bu kitapta okuyun. Anneyiz.Biz Yayınları

Bil Boy Hayvanlar

Çocukların eğlenirken hayvanları tanımasını sağlayacak eğitici dijital boyama CD’si... Eğlenerek Öğrenme ve Yetenek Geliştirme Serisi ise 50 boyama sayfası içeriyor. İster bilgisayarda boya, ister çıkış alıp elle boya. Çocuklar çok eğlenecek, siz ne dersiniz anneler?

Bigsoft Ejder Avcıları

Zoe, peri masallarına inanan küçük bir kızdır. Amcası Kral Arnold’u korkunç bir ejderhadan kurtarmak için kitaplarda okuduğu türden bir kahraman bulmaya karar verir. Fakat bunun yerine Gwizdo ve Lian-Chu ile tanışır. Bu iki kafadarın hayattaki tek istekleri sessiz küçük bir çiftlik almaktır. Ve küçük kız, onların rüyalarındaki kahraman olduğunu düşünür. Ejder Avcıları, 28 Mart’ta vizyona girdi.

CCR Hotels&Spa

Kapadokya’nın zirvesi Uçhisar’da bulunan, kayadam odaları ile tarihi misafirlerine modern imkanlarla sunan CCR Hotels&Spa, Göreme, Avanos ve Ortahisar’ı kapsayan bir manzaraya sahip. Toplam 8 bin metrekare alana kurulmuş olan tesis, 85 oda olarak hizmet veriyor. Otel romantik bir hafta sonu tatili için ideal... Tel: (0384) 219 31 94 - 219 32 30

M.E.B. Danset Bale Kursu

Danset Bale Kursu’nda çocuklar için sertifikalı 8 yıllık temel bale eğitimi kurslarının yanı sıra bale öğretmenliği, popüler danslar ve ayrıca yetişkinler için Latin dansları, tango, düğün dansları dersleri veriliyor.

İstanbul’da Şişli’de yer alan okulda her dans türüne yönelik grup çalışmalarının dışında özel dersler almak da mümkün. Bilgi için Danset Bale Kursu’nu arayabilirsiniz.

Tel: (0212) 217 69 69
Yazının Devamını Oku

Beslenme problemi mi besleyememe problemi mi

22 Mart 2008
Bu hafta bir öğle yemeğinde buluştuğum arkadaşım, çocuğundan söz ederken "Yemek yediremiyorum" deyip ağlamaya başladı. Şu anda 3,5 yaşında olan kızı için yıllardır gösterdiği sabır ve çaba, sanırım o an bir krize dönüştü. Karşımda, hüngür hüngür ağlayan, vicdanı kanayan, anlattıkça daha da çok sinirlenen (çoğunlukla kendine kızan) bir kadın vardı. Kurduğu şu cümle ise aslında konunun anahtarıydı: "Beslenme problemi mi bu Pınar, yoksa besleyememe problemi mi? Nasıl bir anneyim ben ya allah aşkına?"

Bu kadın gayet aklı başında, kariyer sahibi, Boğaziçili, işyerinde neredeyse 120 kişiyi ve ayrıca ev hayatını gayet iyi yöneten bir kadın...

Ne diyeceğimi bilemediğim zamanlar oldu onu dinlerken. Çünkü hiç yaşamadım ben bu sorunu... Nasıl sakinleştiririm, nasıl destek olurum diye düşünürken, şöyle dedim ona: "Bak arkadaşım, ben bu sorunu hiç yaşamadım. Senin ne yapıp ne yapmadığını bilemem, ama sana kendi yaptığım ve yapmadığım şeyleri söyleyebilirim."

Ne yapmadım: Israrla yemek istemediğinde, işi inada bindirdiğinde, baskı yapmadım! "Peki" dedim, geri çekildim, bir daha da üzerinden saatler geçse bile "Yiyecek misin" diye sormadım. Çevresinde keyifle kendi kendime sofralar hazırlayıp, piknik yapıp, sevdiği şeyleri önüme koyup ben yemeye başladım. Sonunda gelip kendiliğinden bana katıldı ve yedi.

Ne yaptım: Ona seçenek sundum! "Elma mı, muz mu? Puding mi, yoğurt mu?" gibi... Seçimi kendisinin yaptığını hissettiğinde mutlaka seçti birini...

Tabii ne dersem diyeyim, olayı onun kadar yoğun yaşamadığımdan ne ölçüde yardımcı olabildim bilmiyorum. Ancak ofise döner dönmez hemen bizim sitenin üyelerinden, değişik illerden 10 tane rastgele anne seçtik. Telefon açtık ve sorduk: "Anne olarak yaşadığınız en ciddi sorun nedir?"

Dört kişi "Çocuğum yemek yemiyor" dedi, yani beslenme problemini söyledi. Üç kişi "Çocuğum uyumuyor veya gece uyanıp kalkıyor" diyerek uyku sorunundan bahsetti. Bir kişi agresif davranışlara dikkat çekti ve "Çocuğumun sürekli diğer çocuklara vurmasına engel olamıyorum" dedi, hatta anlatırken ağladı. Bir kişi "Bebeğim hiç emmedi beni, en büyük vicdan azabım bu" dedi, biraz daha konuşsak o da ağlayacaktı. Son aradığımız anne ise bebeğinin doğuştan olan bir fiziksel sorununu anlattı.

Şimdi anne sütü problemi yaşayan anneyi de alıp beslenme bölümüne koyarsak, aradığımız annelerin yarısının sorunu benim arkadaşımın da olduğu gibi "beslenme"... Yani yoldan geçen her iki anneden biri aynı sorunu yaşıyor bir şekilde...

Bu sorunu yaşayan annelerin ise yapmaları gereken ilk şey şu bana göre: "Kendilerini suçlamaktan vazgeçmek" ve en yakın aynanın karşısına geçip "Çocuğumun bu dönemde benim istediğim gibi yemek yememesi benim suçum değil" demek.

Sabredin geçecek, eninde sonunda yemek yemenin dünyanın en güzel şeylerinden biri olduğunu öğrenecek.

Emin olun büyük şehirlerde yaşayan, bu gazetede bu yazıyı okuyabilen hiçbir annenin çocuğunun, inatlaşma sonucu yemediği yemek yüzünden açlıktan öldüğünü görmedim ben!

Mutfağınızdaki eczane: Vitaminler

Vitaminler, vücutta meydana gelen metabolik reaksiyonların gerçekleşmesinde rol alan, vücutta üretilmeyen, yiyeceklerle birlikte dışarıdan alınmak zorunda olan organik bileşiklerdir.

Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Yrd. Doç. Dr. E. Mahir Gülcan, "Vitaminler eriyebilirliklerine göre ’suda eriyen vitaminler’ (B ve C vitaminleri) ve ’yağda eriyen vitaminler’ (A, D, E ve K vitaminleri) olarak ikiye ayrılırlar. Suda eriyen vitaminler fazla alındığında, idrar yolu ile vücuttan atıldıklarından genellikle toksik değillerdir. Isıya (pişirmeye, kaynatılmaya) karşı dayanıklı olmadıkları için güneşe maruz kalırlarsa bozulurlar" diyor ve fazla dozda alınan vitaminlerin vücutta istenmeyen bazı sorunlara yol açtığını da sözlerine ekliyor. Özellikle yağda eriyen vitaminler, vücutta depolandıkları için toksik etki yaparak vücuda fayda yerine zarar verebiliyorlar.

Süt çocukluğu döneminde sağlıklı bir çocukta mutlaka dışarıdan alınması gereken tek vitamin "D vitamini"dir. Anne sütünün ve ek gıdaların, süt çocukluğu döneminde D vitamini gereksinimini karşılamaktaki etkisi çok az; çünkü vitamin D, derinin güneş ışınına direkt maruz kalması ile sağlanıyor.

Bebeğinizin, yaz aylarında haftada yarım saat ile 2 saat arası, sadece yüzünün ve ellerinin güneş ışığına maruz kalması, haftada 30 dakika da bezi dışında tümüyle çıplak olması, vücudunun aylarca yetecek kadar D vitamini üretmesini sağlıyor. Eğer bebeğiniz, güneş ışığına yeterince maruz kalmıyorsa, dışarıdan D vitamini takviyesi yapmanız gerekiyor.

Çocuklarda yaşla birlikte tüm vitaminlerin, özellikle de B grubu vitaminlerin gereksinimi artıyor. Normalde yeterli ve dengeli bir beslenme ile bu gereksinimler karşılansa da araştırmalar özellikle A, C ve D vitamini alımlarında sorun olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, beslenme sorunu açısından risk taşıyan 1-5 yaş arası çocuklara, bu vitaminlerin verilmesi öneriliyor. Yeterli C vitamini tüketimi, normal gereksinimin yanı sıra bitkisel kaynaklı demirin emilimini artırması açısından önemli.

Yeterli ve dengeli beslenen 6-10 yaş arası çocuklarda genellikle vitamin yetersizliğine rastlanmıyor, ancak okul çocuklarının beslenmelerine ilişkin yapılan çalışmalarda, bazı besin öğelerinin; örneğin antioksidan vitaminlerin (A, C ve D) yetersiz tüketildiği görülmüş. Bu nedenle, vitamin ilavesi düşünülen çocukların beslenmeleri ayrıntılı olarak incelenmeli, gerekmedikçe gelişigüzel vitamin ilavesi yapılmamalı.

Ergenlik döneminde artan kalsiyum gereksinimini sağlamak için çocuğunuzun yeterli miktarda D vitamini alması önemli... Enerji gereksinimindeki artışa bağlı olarak bu dönemde B grubu vitaminlere, özellikle tiamin, riboflavin ve niasin’e olan gereksinim artıyor. Hücre gelişiminde DNA ve RNA sentezinde görev alan folat da bu dönemde özenle alınması gereken vitaminlerden biri... Araştırmalar, genellikle ergenlerin folik asit düzeylerinin düşük olduğunu gösteriyor.

Ergenlik döneminde miktarının artırılması önerilen bir diğer madde, A vitamini öncüsü olarak bilinen karotenoidler. Bu madde; kayısı, portakal, havuç, domates, ıspanak, roka gibi sarı ve yeşil renkli meyve ve sebzelerde bulunuyor. Ayrıca karotenoidler, kanserden korunmanıza da yardımcı oluyorlar.

Vitaminlerden maksimum yarar sağlamak için;

n Yemek sularını atmayın

n Yemekleri aşırı pişirmeyin

n Sebze ve meyveleri taze tüketin

n Günde 3-6 öğün alın

n Esmer ekmek yemeye özen gösterin

Uzay Yarışçıları

Büyülü karakterlerle dolu, bu heyecan verici aksiyonda, tüm ailenizle birlikte görsel bir fantastik maceraya sürükleneceksiniz. Will Stanton, dünyadaki aydınlık ve karanlık arasındaki dengeyi korumak üzere seçilmiş bir çocuk ve bir savaşçıdır... Işığın eski muhafızları tarafından yol gösterilen genç Will, birtakım saklı işaretleri bulmak üzere zamanda yolculuğa çıkar ve dünyayı korumak için gerekli olan mutlak gücü de elinde bulundurmaktadır. Tiglon

Ailenizin Tıp Ansiklopedisi

İnsan vücudunun olağanüstü ve karmaşık yapısını her yönüyle anlatan muhteşem çizimler... Temel vücut sistemlerinin ayrıntılı açıklaması: Yaşamın her aşamasıyla ilgili bilgiler: Gebelik, bebeklik, çocukluk, ergenlik, menopoz, yaşlılık... Koruyucu hekimlikle ilgili konular: Beslenme, perhiz, egzersiz, aşı... Fiziksel bir varlık olmasının ötesinde, zihinsel, duygusal ve sosyal bir varlık olarak insanla ilgili konular: Alkolizm, aile içi şiddet, üzüntü, cinsellik, ölüm, gerilim, kişilik bozuklukları... Alternatif yöntemler: Akupunktur, yoga... Acil İlk Yardım Kılavuzu... Özetle bu; her evde, her kütüphanede bulunması gereken kapsamlı bir tıp ansiklopedisi. Arkadaş Yayınevi

Çamur Bebekler

Ferda İzbudak Akıncı, çocuklara masallar anlatmayı sürdürüyor. Çamur Bebekler, çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir kitap. Ellerindeki beceriyi geliştiren, bir işi severek, emek vererek, sabırla yapmayı sürdüren bir insanın geleceğinin nasıl değişebileceğini, Çamur Bebekler’i okuduğunuzda daha iyi anlayacaksanız. Altın Çocuk Kitapları

Festival başladı

Büyükşehir Belediyesi 3. Uluslararası Eskişehir çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali başladı. 20-25 Mart tarihleri arasında düzenlenen festival, yerli ve yabancı birçok tiyatro topluluğunu Eskişehirliler ile buluşturuyor. Bulgaristan, San Marino, Fransa, Filistin ve Sırbistan’dan konuk tiyatro topluluklarının katılacağı festivale, yurtiçinden de birçok tiyatro grubu katılıyor.

Mövenpick’te Paskalya kutlamaları

Mövenpick Hotel İstanbul, 23 Mart tarihinde kutlanacak olan Paskalya Yortusu’nda, aileniz ve sevdikleriniz ile birlikte neşeli bir gün geçirebilmeniz için çok özel bir kutlama programı hazırladı. Rengarenk yumurtalar ile süslenmiş AzzuR Restaurant’da 11.30-15.00 saatleri arasında düzenlenecek olan Paskalya Brunch’ında, keyifli bir zaman dilimi geçirebilirsiniz. Paskalya ziyafetinin yanı sıra çocuklar, ödülü birinciye, ikinciye ve üçüncüye çeşitli büyüklüklerde çikolatadan yumurta olan Yumurta Avlama yarışmasına katılabilir, kendileri için hazırlanmış oyun odasında arkadaşları ile eğlenceli saatler geçirebilirler.

Ayrıntılı bilgi için: (0212) 319 29 29
Yazının Devamını Oku

1 YTL’ye bebek maması!

15 Mart 2008
Hafta başında birkaç günlüğüne, Ülker Hero Baby bebek mamalarının davetlisi olarak kurumsal ekiple birlikte İspanya’ya, Hero fabrikasına geldik. Hem yenilikleri görmeye, hem fabrikayı gezmeye hem de Ülker Hero Baby’nin annelere verdiği müjdeyi kutlamaya... Ankara’ya ikinci mama fabrikasını açmaya hazırlanan Ülker, düşürdüğü maliyetler sayesinde hem ailelere bütçesel destek olmak hem de annelerin bebeklerini daha bilinçli besleyebilmeleri için 1 YTL’ye kavanoz mamalarını satışa sunuyor; fiyatlar şu andan itibaren geçerli olmuş durumda.

Bebeklerimiz dünyaya geldiğinde harcamaya başladığımız parayı hesaplayınca, özellikle bez ve mamaların aile bütçesini birkaç yıllığına ne kadar etkilediğini düşününce, kişisel olarak bu girişimi; hem Ankara’ya yaratacağı istihdam hem de ailelere ürettiği fayda nedeni ile alkışlanır buluyorum.

Her ne kadar "En iyi yemeği kendimiz yaparız" psikolojisi yaşıyor olsak da, acelemiz olduğu anda, çarşıda, alışverişte, seyahatlerde kendiliğinden gidiyor elimiz hazır mamalara... Bu ihtiyacı da güvenilir bir markadan, en iyi fiyata karşılamak en doğal hakkımız.

İşin diğer tarafından bakarsak, özellikle gıda sektöründe bu gibi kolay ulaşılabilir fiyatların uygulanması, annelerin çocuklarını sağlıklı beslemeleri açısından çok önemli bir hizmet bana kalırsa...

Neden derseniz?

Avrupalı bir çocuğun bir günde içtiği sütün dörtte birini, günde içtiği meyve suyunun altıda birini ancak içebiliyor bizim büyük şehirlerde yaşayan çocuklarımız. Büyük olmayan şehirleri ise düşünemiyorum. Mamada ise bu oran inanılır gibi değil ama tam 60 kat farklı.

Halen açık süt satın alan, o sütün eve ne şekilde, ne şartlarda geldiğini bilmeden, içinde kimbilir neler olan sütleri "Açıktır, daha iyidir" mantığı ile satın alan, çocuğuna süt ve meyve suyu içirmeyen, belki de fiyatlar yüzünden içiremeyen yüzde 70 nüfusun olduğu bir ülkemiz var bizim.

Bu tür girişimler, bilinçlendirmenin yanı sıra satın almayı kolaylaştırarak bizim çocukları da beslenme konusunda Avrupalı çocuklara yaklaştırmaya destek olacaktır diye düşünüyor, Ülker’in bu girişiminin diğer tüm gıda firmalarına örnek olmasını umuyorum.

Annelerin kavanoz mamalarının 1 YTL olması bayramını da kutluyorum.

Madrid’den sevgilerle...

Yemek

Çocuklarda gerek iştahsızlık, gerekse besini reddetme ya da seçici davranma gibi yeme sorunları, büyük ölçüde psikolojik nedenlerle ortaya çıkıyor. Çünkü beslenme, çocuk ve ailesi arasındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yolu.

İştahsızlık, çocuğun besini almak istememesiyle ortaya çıkan bir durum... Anemi, bağırsak parazitleri, hastalıklar, çocuklarda iştah kaybına neden olabiliyor. Diyetisyen Aysen Arıcan, "Çocukların birçoğu yemeğe karşı iştahsızken, bir kısmı da yemeyi reddeder ya da seçici davranır. Bu durum, özellikle 2 yaş civarında sık rastlanan olumsuz yeme davranışlarıdır. Çoğu durumda çocuk iyi besleniyor, ancak ailenin beklentisi doğrultusunda yemiyordur" diyor.

Yeme sorunu olan çocuk, hassasiyetle izlemeli. Ağırlık ve boy persentilleri varsa öncelikle bunları karşılaştırarak, ölçümlerinin 3. persentilin altına düşmesi halinde, büyüme-gelişme geriliği açısından çocuğun incelenmesi gerekiyor.

Beslenme davranışını değiştirmek imkansız değil

n Öncelikle çocuğunuzun severek yediği yemekleri tespit edin. Bunun için, çocuğunuzun 3 günlük ayrıntılı beslenme günlüğünü yazmaya başlamanız gerekir.

n Süt, meyve suyu, su, kola, çay gibi içecekleri çocuğunuz ne kadar tüketiyor, bunları kaydedin.

n Pek çok çocuk içmeyi, yemeğe tercih eder ve kolayca doygunluk hissi duyar. Çocuğunuzun yemekten 1 saat önce ve yemek sırasında sıvı alımını sınırlandırın.

n Çocuğunuz, sıvı besinleri hálá biberon ile içiyorsa, biberonu bardakla değiştirmeye çalışın. Böylece çocuğunuzun sıvı alımı kendiliğinden azalır.

n Sütü fazla miktarda tüketen çocuklarda iştahsızlık dışında anemi ve kabızlık gibi sorunlar da görülebilir. Günde 2 su bardağı süt çocuğunuz için yeterli olacaktır.

Birçok anne-baba çocuklarının ağırlık kazancı ve besin gereksinimleri konusunda gerçekçi olmayan beklentiler içinde olabiliyor. Çocuklar doğumdan 1 yaşına kadarki süre içinde 6 kg, 2, 3 ve 4’üncü yıllarda ise ortalama 2 kg/yıl şeklinde kilo almalıdır. Bu nedenle, hızlı gelişmeyi izleyen bebeklik döneminden sonra, çocuğunuzun kilosunda büyük bir değişiklik olmayacaktır.

Besinleri çeşitlendirin

Çocuğunuzun besin seçimindeki öncelikleri dikkate alarak ona farklı çeşitte besinler sunun. Yemek porsiyonlarını sizin ölçünüze göre değil, çocuğunuzun gereksinimine göre ayarlamalısınız. Bir öğünde verdiğiniz besini reddettiyse, tamamen farklı bir besin deneyin. Onu da reddediyorsa, bir sonraki öğüne kadar herhangi bir besin vermeden bekleyin. Ara öğünlerin küçük porsiyonlar şeklinde olmasına dikkat edin. Aksi halde çocuğunuz bir sonraki ana öğünü yemeyi reddedebilir.

Çocuğunuza herhangi bir nedenle ödül olarak şeker ve tatlı türü besinler vermeyin. Besinleri ödül-ceza aracı olarak kullanırsanız bu, çocuğunuzun size kullanacağı silahları güçlendirecektir. Yiyecekleri çocuğunuzun kolay yiyebileceği türden hazırlayın.

Çocuklar söyleneni-anlatılanı değil, gördüklerini taklit ederek öğrenirler. Bu nedenle sizin ve çocuğunuzun bakımından sorumlu diğer kişilerin, olumlu (tutarlı) yeme davranışı içinde olmanız gerekir.

Büyükbaba taşınıyor

Artık iyice yaşlanan büyükbaba, kızının ailesiyle birlikte yeni evlerinde yaşamayı kabul edince, büyük küçük hepsi çok sevinir. Pek kolay biri olmayan İhtiyar John’un kendine özgü kişiliği ve alışkanlıkları gün geçtikçe ailenin yaşamını etkiler. Onun eve gelişiyle birlikte yorucu ama heyecanlı günler başlamıştır. Boya işinde usta olan İhtiyar John, renklendirdiği tişörtlerle kısa sürede kasabadaki gençlerin kalbini fetheder. Peter Hartling, gerçekçi bir üslupla kaleme aldığı romanlarında pek çok sosyal içerikli konuyu hem güçlü bir anlatımla hem de çocukların dünyalarına ve bakış açılarına duyarlı bir dille işlemeyi başarıyor. Bu kitap çocuklarınızın çok hoşuna gidecek.

Günışığı Kitaplığı Çocuklara iyi seyirler

Çocuklarınızın 14 Mart günü AFM İstinyePark Partykids at the Movies’de "Garfield Geri Dönüyor"u izlemesini ister misiniz? Minderler bulunan çocuk sinemasında popcornlar ellerinde filmlerini seyreden çocuklar, daha sonra çocuk sinema paketi dahilinde Partykids oyun parkından faydalanabilecekler. Sevgili anneler, çocuklar bu sinema keyfini çok sevecekler. Ne dersiniz?

Pocahontas II: Yeni Bir Dünyaya Yolculuk

Disney’in Akademi Ödüllü filmi Pocahontas devam ediyor! Pocahontas ve birbirinden sevimli arkadaşları Flit, Meeko ve Perc, İngiltere’ye doğru, eğlence ve macera dolu bir yolculuğa çıkıyor. Pocahontas, barış elçisi olarak Londra’ya gitmekle görevlendirilir. Bu hiç alışık olmadığı çevrede yeni arkadaşlar da edinir. Bakalım bu defa neler yaşayacak Pocahontas.

Tiglon Akbank Karagöz ve Kukla Tiyatrosu

Gelenekselleşen Türk temaşa sanatından örnekler sergileyen Tacettin Diker, Karagöz ve Kukla Tiyatrosu’nun yeni oyunu "Rüya"yı çocuklar için Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde sahneliyor. Ücretsiz olarak katılabileceğiniz bu etkinlikte eminiz çocuklarınız çok eğlenecek.

Saklıköy Country Club

Doğayla iç içe olan Saklıköy Country Club’ın, her biri farklı renkte döşenmiş, bir evin sıcaklığının saklandığı konforlu odalarında, harika bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Saklıköy Country Club, squash, tenis kortu, spor salonunun yanı sıra çok geniş bir yeşil alana sahip. Eşinizle yapacağınız bu romantik tatilde, masaj yaptırmayı ve jakuzi keyfini çıkarmayı unutmayın.

Saklıköy Country Club / (0216) 456 46 90
Yazının Devamını Oku