AVUKAT Sedef Ünal gibi birçok okurum da yetkili servis, sigorta şirketi ve eksper şirketinin koordinasyonsuzluğu ve sigorta şirketinin geç onay vermesi yüzünden tamir edilen araçlarının tesliminde sıkıntı yaşadıklarından şikâyetçi. Peki yetkili servis tamirdeki aracı rehin alabilir mi? İstanbul Barosu avukatı Ünal’a göre bu uygulama tamamen hukuka aykırı olduğu gibi suç ve servis yetkilileri ile sigorta şirketi yetkilileri konuyla ilgili uyarılmalı. Avukat Sedef Ünal, şu değerlendirmeleri yaptı:
BELGEDEKİ TARİH ESASTIR
“Birincisi, bir belgede aracın teslim edildiği yazıyorsa araç o belgenin imzalatıldığı zamanda teslim edilmek zorundadır. Aksi durumda belgeye gerçeğe aykırı bir durum yazılmış olur ve bu belgenin tüketiciye zoraki imzalatılması da hukuka aykırıdır. Ayrıca bu imzanın atıldığı tarih ile aracın gerçek teslim tarihi arasında geçen zamanda aracın başına bir iş gelmesi halinde sorumluluk bahsi de gerçeğe aykırı şekilde müşteriye atfedilebilecektir. İkincisi, eğer siz tüketiciden yazılı bir taahhüt alıyorsanız, o takdirde aracı da işi bitince hemen teslim etmek zorundasınız. Hem tüketiciden bu belgeyi alıp hem de aracı teslim etmemek hukuka aykırı bir durumdur.
BEŞ HAFTA GEÇTİ
Kendi yaşadığım örnekte, servisin aracımın onarımı için öngördüğü süre 3 hafta iken bu süre 5 haftayı geçmiştir. Araç, benim ısrarlı uğraşlarım sonucunda ancak 5 hafta+2gün sonra bana teslim edilmiştir. 4 haftadan fazla zaman geçtikten sonra, aracın onarımını bitirdiklerini, teslime hazır olduğunu bana yazdıkları için aracımı teslim almaya gittiğimde, bana önce ‘teslim, ibra ve taahhüt belgesi’ imzalattılar. Hatta taahhüt belgesini aracı ilk verdiğim gün de imzalatmışlardı; ikinci kez bunu almış oldular. Bu kez ayrıca teslim ve ibra kısmını da imzalattılar. Bana bu belgeyi imzalatmalarına rağmen, ‘Henüz sigortacı kapanış onayını vermedi, aracı teslim edemeyiz’ dediler. Aracımın tamir edildiğini bana bildirdikleri sürenin üzerinden bile 1 hafta daha geçtikten sonra, o bir haftada her gün defalarca mail yazmamın ardından araç nihayet geçtiğimiz cuma günü 7 Ekim’de bana teslim edilmiştir.
BARİYER İNDİRDİLER
4 hafta+2 gün sonra beni aracı almam için çağırdıklarında, benden sadece teslim tutanağına imza alıp beni yollamak istediler, aracı vermediler. Kendilerine, benden yazılı
GEÇİCİ MADDE NE GETİRİYOR
“İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, ilk tescilden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeyen otomobil ve arazi taşıtlarının ticari faaliyet kapsamında satışı önlenmektedir. Galeriler, yetkili bayiler ve araç kiralama firmaları ile ticari faaliyet kapsamında ikinci el otomobil ve arazi taşıtı satışı yapan kişiler tarafından 1 Temmuz 2023’e kadar ilk tescili yapılan otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlaması veya satışı, ilk tescilden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre sınırı geçmedikçe yapılamayacak. Getirilen pazarlama ve satış kısıtlaması ise 1 Temmuz 2023 tarihinde sona erecek. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile uğraşanların halihazırda kendi adlarına tescilli taşıtlarının 15 Eylül tarihine kadar satılabilmesine olanak tanınmıştı. Söz konusu taşıtların satışının 15 Eylül’e kadar gerçekleşmemesi halinde, bu taşıtların pazarlaması ve satışı da ilk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre sınırı geçmediği sürece yapılamayacak.
KAMYON VE OTOBÜSLER KAPSAM DIŞI
Geçici madde ile yalnızca otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanması ve satışı kısıtlanıyor. Kamyon, otobüs, kamyonet vb taşıt türleri bu kısıtlama kapsamında değil. İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle uğraşanlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak yapılacak tüm satışlar ile pazarlama faaliyetleri de bu kısıtlama kapsamında değerlendirilecek. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile uğraşanlar tarafından verilen ilanlar da pazarlama faaliyeti kapsamında değerlendirileceğinden denetime tabi tutulacak.
KİMLERİ KAPSIYOR
Yönetmelik sadece ikinci el araç ticaretiyle uğraşan işletmeler ve galericiler için. Gerçek kişiler ya da işletmesinde kullanmak amacıyla araç satın alan işletmeler yani galericiler bu düzenlemelerden etkilenmiyor. Değişiklikle birlikte ikinci el taşıt ticaretiyle uğraşan bazı işletmeler bu kuralı nasıl deleceklerini düşünmeye başladılar. Sosyal medyadaki kullanıcılar çeşitli öneriler getirmeye çalışıyorlar.
KİLOMETREYİ YÜKSELTİRLER Mİ
PROJEDE YOK, NASIL YAPTIRABİLİRİM
ÖNCE okurum E.A.’nın benzer soruları da özetleyen sorusu:
Okur E.A.: Dört bloklu 550 daireli bir sitede oturuyorum. Dairem 14 katlı bloğun 2. katında ve ön cephesinde dar ve uzun bir balkon mevcut. Bu balkon kat planında yok. Balkonumun üstü tamamıyla açık ve her gün kuş pisliği, sigara izmariti, soda kapağı, fındık fıstık kabuğu, su gibi bir sürü olumsuz durum ile karşılaşıyorum. Bir soda kapağı ve su şişesi, 18 aylık bebeğimin üstüne geldi. Site yönetimine durumu anlattık. Açılır kapanır bir tente yaptırarak, yukarıdan gelen tehlikeli atıkları önlemek, yağmur ve güneşten korunmak istediğimizi ilettik. Müsaade etmediler, çeşitli gerekçeler sundular. Bahçe katlarına tamamıyla aynı sebepten acil yönetim kararı alıp tente takılmasına izin vermişler. Üst kattaki balkonlarda rengârenk şemsiyeler kullanılıyor. Bu da görüntü kirliği oluşturuyor. Konuyu Genel Kurul’da tekrar gündeme getireceğiz. Oradan olumsuz karar çıkarsa ne yapabilirim? Site yönetimi mahkeme kararı olmadan tenteye müdahale edemez değil mi?”
4/5 KOMŞU İZNİ ŞART
Okurum E.A. ve tente taktırmak isteyen okurlarımın benzer sorularını İstanbul Barosu Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu Genel Sekreteri avukat Beste Demirhan’a ilettim. Okurlarımın soruları ve Demirhan’ın yanıtları bakın şöyle yanıtladı:
Avukat Demirhan: Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 19. maddesi uyarınca, bir kat maliki, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadan ortak yerlerde inşaat, onarım ve tesis yapamaz. Tente yapılması için de kat maliklerinin 4/5’inin yazılı rızasının bulunması veya Genel Kurul’da (GK) 4/5 oyla karar alınması gerekir. Yazılı rıza sağlansa dahi, yapılan tente vb. tesisin diğer komşulara rahatsızlık verecek şekilde olmaması şart. 4/5 kat malikinin yazılı rızası olmasına rağmen diğer malikleri rahatsız edecek bir durum varsa; dava açılabilir. Açılacak davada, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılır. 4/5 yazılı rızanın varlığının yanı sıra gerçekten de maliklere zarar veren, rahatsız eden bir durum söz konusu mu diye bakılır.
Okur
GÜNCEL ARTIŞ SINIRI KAÇ
7409 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 4. maddesi uyarınca; konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği 11 Haziran 2022 tarihi ile 1 Temmuz 2023 (bu tarih dahil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde 25’ini geçmemek koşuluyla geçerli olacak.
EYLÜLDE DE YÜZDE 25 Mİ
Kira artış oranı normal şartlarda kanun gereği kira kontratının yenileneceği aydan bir önceki aya ait enflasyon oranına göre hesaplanıyor. Örneğin eylül ayı kira artış oranı TÜİK’in ağustos ayı enflasyon oranlarını açıklanmasının ardından belli oluyordu. 2022 Ağustos ayına göre 12 aylık enflasyon ortalaması yüzde 54.69 olarak kaydedildi. Eğer kanunla geçici düzenleme yapılmamış olsaydı kira artış oranı eylül ayında yüzde 54.69 olarak uygulanacaktı. Ancak, kanunla getirilen geçici düzenleme nedeniyle bu oran eylül ayı için de yüzde 25 olarak uygulanacak. Beş bin lira kira ödeyen bir kiracı kontratını eylül ayında 6 bin 250 liraya yenileyecek.
5 YILI DOLDURDUYSA NE OLUR
Kira sözleşmesi 5 yılı aşmış ise maliklerinin kira bedelinin tespiti için sulh hukuk mahkemesinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Belirlenecek kira bedelinde hâkim yüzde 25 sınır ile bağlı değildir. Kira bedeli hâkim tarafından emsal bedellere göre tespit edilir. Beş yıllık ve daha fazla süren kira sürecinde yeni kira döneminin başlangıcından en geç 30 gün önce kira bedelinin artışına dair ihtarda bulunmak kaydıyla, yeni kira döneminde açılacak olan kira bedelinin tespiti davasında yeni dönemin başından itibaren etkili olacak şekilde kira bedeli hâkim tarafından belirlenir.
10 YILLIK KİRACI ÇIKARILABİLİR Mİ
OKUR B.R.: Dokuz daireli bir apartmana yeni taşındık. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre apartman yönetimi oluşturup yönetici seçmek zorunda mıyız? Kiracılar da yönetici olabilir mi?
Avukat Demirhan: KMK’nın 34. maddesine göre ana gayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması zorunlu. Ana gayrimenkulün bütün bölümleri bir kişinin mülkiyetinde ise malik kanunen yönetici sayılıyor. Okurumuzun oturduğu apartmanda dokuz bağımsız bölüm olduğu için apartman yönetimi oluşturulup yönetici seçilmesi KMK’ya göre zorunlu. Yönetim planında “Kiracı yönetici olamaz” ibaresi yoksa kat malikleri sayı ve arsa çoğunluğuyla kiracıyı da yönetici seçebilirler.
DEFTER TUTMAK ZORUNLU
Okur R.S.: Son üç yıldır alt kat komşumuz yönetici. Aidat topluyor, harcamaları yapıyor. Ama bir yönetim defterimiz yok. Yöneticinin tam olarak görevi nedir? Yönetici defter tutmak zorunda değil mi?
“Yöneticiler görevlerini yerine getirirken, siteyi yönetirken, alınan kararların ve yapılan giderlerin işlendiği düzenli bir defter sistemi tutmakla yükümlüdürler. Apartman ve sitelerin büyüklüklerine göre tutulması gereken defterler de farklılık gösterebilmektedir. Aparmanda yöneticiler Kat Malikleri Kurulu Karar Defteri ve Yönetim Kurulu Karar Defteri tutmalıdır. Diğer yönetimsel evrak ve belgeler de saklanmalıdır.
NOTER ONAYLI OLMALI
Site yönetimlerinin tutmakla yükümlü olduğu en önemli defter ‘Kat Malikleri Kurulu Karar Defteri’dir. Bu yükümlülük KMK’nın 32. maddesinde yer almaktadır. Bu defterin tutulması zorunlu olup noter tasdikli olması ve her takvim yılı bitiminden itibaren 1 ay içerisinde noterde kapanış tasdikinin yaptırılması şarttır. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 27.02.2001, 2001/535 E. – 2001/1890 K.)Bir diğer defter ise ‘Yönetim Kurulu Karar Defteri’dir. Bu defterin tutulması KMK’da açıkça düzenlenmiş olmamakla, KMK madde 36’da yer alan:
ÖNCE okurum A.G.’nin, apartmanın dış cephesinin boyatılması ile ilgili sorusu:
“Beş katlı çift daire oturumlu apartmanımızın 1. ve 2. kat seviyesinde 4 dairelik alanı 3 harfli bir zincir market binanın kullanıma başladığı günden bu yana kiracı olarak kullanmaktadır. Kalan 3 katta 6 daire vardır. Geçen yıl mülk sahibi ile sözleşme yenileyip 10 yıllık bir kontrat daha yapmışlar. Binamızın yönetimi olmasına rağmen bu şirket hiçbir şekilde haber vermeden, izin almadan, karar aldırmadan, 5 katlı binanın ilk 2 katında ve sadece 3 cephede boya değişikliği yaptılar. Binamız kırmızı/beyaz renkte iken şimdi ilk 2 kat siyah diğer katlar kırmızı/beyaz oldu. Biz bu konuda hukuken ne yapabiliriz?”
DIŞ CEPHEDE BOYA TARTIŞMASI YAŞANIYOR
Apartman ve sitelerde dış cephenin boyatılması, alttaki dükkânların dış cephede yaptığı boya değişikliği ve tadilatlar konusunda kimi zaman kavgaya varan tartışmalar çıkıyor. Binalar mimari projesinden farklı rengârenk bir hal alırken, büyük sıkıntı ve anlaşmazlık yaşanıyor. Okurum A.G. ve diğer okurlarımın dış cephenin boyatılması ile ilgili sorularını Kat Mülkiyeti Hukuku uzmanı avukat Şeref Kısacık’a sordum. Avukat Kısacık’ın, sorularınıza yanıtları ve değerlendirmeleri bakın şöyle:
APARTMAN VE SİTENİN DEĞERİ DÜŞER
“Apartman, işhanı, site gibi toplu yaşam alanlarında malikler, kiracılar ve diğer apartman-site sakinleri ortak alan yer ve tesisleri kullanırken, Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) başta olmak üzere, ilgili yasalara, yönetim planına (YP) ve kendi genel kurullarında (GK) alınan kararlara uygun davranmak zorundadırlar. Aksi halde kaos ortamı oluşur. Apartmanımızda, sitemizde huzursuzluklar tartışmalar ve kavgalar ortaya çıkar. Herkesin birbiriyle kavgalı olduğu bir yerde yaşam kalitesi de evlerin alım-satım ve kira değeri de düşer. O nedenle ortak yaşam alanlarında kurallara uygun davranılmalıdır. Aksi halde herkes zarar görür.
DIŞ CEPHEYİ İSTEYEN İSTEDİĞİ RENGE BOYAYAMAZ
YÖNETİCİ TEK BAŞINA YASAKLAYABİLİR Mİ
1)Okur B.K.: İstanbul’da birçok siteye girişimiz yasak. Güvenlikle siparişi bırakacağım blok arasındaki mesafe yaklaşık 1-1.5 kilometre. Bu yolu yürümek zorundayım. Motosikletle girmemiz yasaklanmış. Yöneticinin tek başına böyle bir yasak koyabilir mi?
Avukat Kısacık: Motokuryeler, çok bloklu ve geniş alana sahip sitelerde damacana gibi ağır siparişle dakikalarca yürümek zorunda kalıyorlar. Kış ve yaz hava koşulları da düşünüldüğünde bu durum çekilemez bir hal alıyor. Hızlı teslimat baskısı altında kalan motokuryeler iş kazası sonucu hayatlarını kaybediyorlar. Geç teslimat halinde ise kazanç kaybına uğruyorlar. Motokuryelerin karşılaştıkları bu engeller sipariş verenlerin de mağduriyetine yol açıyor. Zira; siparişler, sitede oturanlar tarafından talep edilen bir hizmet olup bunu engellemek mülkiyet hakkına aykırı.
Her ne kadar site yönetimi motokuryelere ilişkin yasak getirse de Anayasa ve Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) maliklere verdiği mülkiyet hakkının kullanılmasını sınırlayacak şekilde keyfi kararlar alınamaz. Yasaların vermediği bir yetkiyi kullanılamaz. Yönetici ise hiçbir şekilde tek başına böyle bir yasak koyamaz.
SİTE GENEL KURULU DA TAMAMEN YASAKLAYAMAZ
2) Site genel kurulunda motokuryelerin girişinin tamamen yasaklanması kararı alınabilir mi?
En yetkili organ olan site genel kurulunda (GK) dahi motokuryelerin siteye girmesini tümden yasaklayan kararlar alınamaz. Hukuken tartışmalı olmakla birlikte
TÜRKİYE İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) doktora kredisiyle ilgili başvuru şöyle yapıldı: H.Ö., doktora yapacaktı. “2020 yılı doktora öğrenim kredisi”ne başvurdu. Başvurusu kabul edildi. E-devlet portalından kredi taahhüdü onaylandı. Otomatik olarak banka hesabı açıldı. Banka hesap kartları da adresine gönderildi. Öğrenim kredisinin yatırılmasını bekliyordu. Ancak, kredisi yatırılmadı. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nü aradı ve ödeme için talepte bulundu. Sonrasında telefonla aranarak, kurumun resmi web sitesinden kaynaklı “sistemsel hata” nedeni ile başvurusunun kabul edildiği, 35 yaş sınırına takıldığı için kredi verilmeyeceği bildirildi.
H.Ö.’ye, yazı ile kredi talebinin yaş sınırına takıldığı için reddedildiği, yaş sınırının zaten başvuru kılavuzunda bulunduğu, yönetmelik çalışmasının devam ettiği ve bu konuda yasal düzenleme yapılacağı bilgisi verildi.
MAHKEME YERİNE TİHEK’E BAŞVURDU
Kredi talebi yaşa takılan H.Ö. ise hak aramak için mahkeme yerine fazla başvurulmayan bir yöntemi tercih etti. TİHEK’e, “ayrımcılık yasağının” ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yaptı. Başvurusunda, eğitim ve öğrenim hakkında, fırsat ve imkân eşitliği yönünden haksızlık yapıldığını ve ayrımcılığa uğradığını iddia etti.
10 BİN LİRA CEZA
TİHEK, 14 Haziran’da verdiği kararıyla H.Ö.’yü haklı buldu. Eğitim hakkı kapsamında yaş temelinde “ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine” oyçokluğu ile karar verdi. Muhatap, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne 10 bin TL idari para cezası kesildi.