Gerginliğin çaresi var

Gergin ve zor bir yaz geçirdik. Muhtemelen sonbahar da “zor bir zaman” dilimi olacak. Gerginlik pek çok şey gibi sağlığımızı da etkiliyor. Etkilenen sadece ruhlarımız değil. Bedenlerimiz de payını alıyor.
Bir de bedenle ruhun çatışma durumu var ki işte o tam bir felaket hali. Çatışmanın en büyük mağduru ise kaslarımız.
Çoğumuzun yakındığı baş boyun ağrılarının, boyun-sırt-bel tutulmalarının, kas yorgunluklarının altında çoğu zaman işte bu “KAS SPAZM”larının yani “gerginliğin” ciddi bir etkisi var, yaşadığımız günlerin gerginliği kaslarımıza da yansıyor. Neticede herkesin ruh ve kaslarını azıcık gevşetmesi lazım (Gevşemenin ruhta başlayıp daha sonra kaslara ulaşması çok önemli bir nokta).
Bu nedenle her şeyden önce rahat, sessiz bir ortamda sakinleşip rahatlamanız ve kendinize “Gevşemem lazım!” komutu vermeniz lazım.
Sonrası mı? Sonrasını Paul Jenner (*) anlatıyor. Yandaki kutuyu lütfen dikkatle okuyun, hatta kesip saklayın ve o önerileri sık sık tekrarlayın.

KESİP SAKLAYIN
Bir anti-gerginlik çalışması
Yere ya da yatağa uzanın. Kollarınız yanda, avuç içleriniz yukarı bakar durumda, ayaklarınız omuz genişliğinde açık olsun.
Sonra;
1- Ayak parmaklarınızı topuklarınıza doğru kıvırın. Tutun. Bırakın.
2- Ayak parmaklarınızı topuklarınızdan uzaklaştıracak şekilde kıvırın. Bırakın.
3- Dizlerinizin arkasını yere/yatağa bastırın. Tutun. Bırakın.
4- Ayaklarınızı içeri, birbirine doğru yaklaştırın. Tutun. Bırakın.
5- Nefes verirken, kalçalarınızı kasıp karnınızı içeri doğru çekin. Tutun. Bırakın.
6- Nefes verirken göbeğinizi omurgadan uzaklaştıracak şekilde dışarı çıkarın. Tutun. Bırakın.
7- Nefes alırken kaburgalarınızı olabildiğince açıp genişletin. Tutun. Bırakın.
8- Belinizi yere/yatağa bastırın. Tutun. Bırakın.
9- Yumruklarınızı olabildiğince sıkın. Tutun. Bırakın.
10- El bileklerinizi, avuçlarınız yukarı bakacak şekilde yere/yatağa bastırın. Tutun. Bırakın.
11- Dirseklerinizi yere/yatağa bastırın. Tutun. Bırakın.
12- Çenenizi göğsünüze bastırın. Tutun. Bırakın.
13- Başınızın arkasını yere/yatağa bastırın. Tutun. Bırakın.
14- Dilinizi damağa doğru bastırın (dudaklarınız kapalı olsun). Tutun. Bırakın.
15- Gözlerinizi sıkı sıkı yumun. Tutun. Bırakın.
16- Beyninizin kafatasınız içinde ağırlıksız yüzdüğünü hayal edin. Gevşeyin.
(*) Paul Jenner/Kilit Bilgiler

DİKKAT!
Depresyon mu, bunama mı?
Bellek gücünü etkileyen sayısız faktör var. Bunlardan biri de ruh sağlığımız, duygusal durumumuz. Özellikle kaygı durumu, uzamış ve kontrolden çıkıp derinleşmiş hüzün hali, tıbbi adıyla “depresyon” probleminin belleğimizi olumsuz etkilediğini, öğrenme, dikkat ve konsantrasyonda bozulmalara sebep olduğunu gösteren çok sayıda kanıt var.
Bellek uzmanları bakın ne diyor: Bellek sorunu olan birinde psikiyatrik sorunlar da varsa, bilişsel belirtiler aniden ortaya çıkıp çok hızlı ilerlediyse, beraberinde uyku sorunları, kontrolsüz duygusal ataklar (ağlamalar!) da söz konusu ise unutkanlık probleminin arka planında gözden kaçmış bir depresyonun bulunabileceği aklınızda olsun!
Bellek uzmanlarına göre önemli bir ayrıntı da şu: Bellek kaybı ile depresyonun ilişkilendirilmesi her zaman kolay olmayabiliyor, bazen konunun uzmanları bile doğru teşhiste zorlanabiliyorlar. İşte bu nedenle bellek problemlerinin depresyonla bağlantısını her zaman hatırlamak ve kesin teşhis için nörolog ve psikiyatristlerden yardım istemek gerekiyor.

AYRINTI
Göz mü, burun mu?
Yiyeceklerin kokuları da görüntüleri de iştahımızı, yemek seçimlerimizi ve tüketim miktarını etkiler. Peki, hangisi daha önemlidir?
Uzmanlara göre yiyeceklerin kokuları görüntülerinden daha etkili. Kokular, hem “o andaki gıda seçimi”nizi etkiliyor, hem de “koku-bellek ilişkisi” nedeniyle yediklerinizin hafızanıza adeta kazınmasına sebep olarak ilerideki seçimlerinizi de belirliyor.
Gıda paketlerinin rengi ve biçimi, mönülerin takdim şekilleri de önemli ama gıda seçimi söz konusu olunca burun gözden daha önemli bir belirleyici. Tereyağını zeytinyağından daha lezzetli yapan tadından çok kokusu. Kavunu karpuzdan daha lezzetli hissettiren de aynı şey. “Elma mı armut mu” tercihinin arkasında da yine elmanın kokusu var.

AKLINIZDA OLSUN
Gülmek ne zaman riskli?
Sağlığı, özellikle de ruh sağlığını desteklediği söylense de gülmenin sorun yaratabileceği bazı “özel durumlar” var. Eğer hemoroid (basur) sorununuz varsa, yeni geçirilmiş bir karın veya göğüs ameliyatlısı iseniz, ciddi bir kasık fıtığı hastasıysanız şiddetli ve uzun süreli kahkaha atarken aman dikkatli olun. Yoğun ve tekrarlayan gülme ataklarının astım krizlerini tetikleyebileceğini söyleyenler de var. Kronik tıkayıcı akciğer hastalarının hastalıklarının ileri dönemlerinde aşırı gülme ataklarından olumsuz etkilenebildikleri biliniyor. Kısacası gülelim ama onu da kararında ve dozunda yapalım...