Paylaş
Öcalan’ın “1991 yılında çağrı yaptım. O zaman çok acemiydim. Özal öldü. O çağrı ortada kaldı. Erbakan döneminde yaptım. Üzerinden 28 Şubat geçti” dediği ifade ediliyor. 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinde ve çözüm sürecinde de çağrı yapmıştı.
Kimi zaman İngilizlerin kimi zaman Amerikalıların kimi zaman da Suriye’deki BAAS rejimi ve İran’ın etkisiyle başarısız oldu. Kimi içimizdeki vesayet odakları tarafından sabote edildi.
KONJONKTÜR DEĞİŞTİ
Peki bu kez farklılık ne?
Hem iç hem dış konjonktür Türkiye’nin lehine değişmiş vaziyette.
1- O zaman MHP ve CHP karşıydı.
Bu kez MHP sürecin mimarlarından biri. Süreç, Bahçeli’nin çağrısı üzerine başladı ve onun desteğiyle devam ediyor. CHP de sürecin karşısında değil, Özgür Özel, Öcalan’ın çağrısını destekledi.
2- Askeri vesayet çok güçlüydü. Partileri kapatacak, iktidarları devirecek kadar etkiliydi. Ayrıca başka vesayet odakları vardı. Öcalan’ı ortadan kaldırmak için Şam’da “Mercedes operasyonu” düzenlenmişti. Türkiye’nin içinden sızdırıldı.
FETÖ ETKİSİ
3- ABD’nin talimatıyla hareket eden ve süreci sabote eden FETÖ vardı. Erdoğan döneminde başlatılan çözüm süreçlerini birini İngiliz istihbaratı, ikincisini de CIA ile birlikte FETÖ ve Kandil işbirliği halinde sabote ettiler.
SİYASİ AYAĞI GÜÇLÜ
Yeni sürecin adı “Terörsüz Türkiye”. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güçlü bir irade ortaya koydu. Meclis’te ise AK Parti, MHP, CHP ile DEM Parti ve küçük partiler destek veriyor. Bu kez siyasi ayağı çok güçlü olan bir süreç yürüyor.
KORKULAR VAR
Geçmişteki çabaların başarısızlığa uğraması nedeniyle toplumda bazı korku ve endişeler var. Geçmişte denendi olmadı deniliyor. Öcalan çağrı yaptıktan sonra Kandil silah bırakmayacak, ama oyalayacak diye düşünülüyor, Amerika, İsrail ve İran izin vermez diye endişe ediliyor. Bunlar yapıcı sorunlar.
PKK SEVERLER
Bu kaygıların bir kısmı anlaşılabilir ama bir bölümünün hedefi süreci zehirlemek ve sabote etmek. Korkuları tahrik eden siyasetçiler ve medya organları var. Onlar silah bırakmış olan PKK’yı değil dağda elinde silahla dolaşan PKK’yı tercih ediyorlar.
ANAYASA VE TÜRKLÜK TANIMI
“Anayasa’nın ilk dört maddesi değişecek. Anayasa’dan Türklük tanımı çıkacak?” “Öcalan, İmralı’dan çıkacak” diye sürekli olarak provoke ediyorlar. Öcalan’ın çağrısında buna benzer en ufak bir ima var mı? Öcalan, “Ulus devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca, “Anayasa’nın ilk dört maddesi ile ilgili tartışma yok. Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı da böyle bir derdi de yok” dedi.
Türklük tanımıyla ilgili bir gündem yok. Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde kenarından bile geçilmiş bir konu değil. Ama PKK silah bırakmasın diye uğraşanlar, süreci zehirlemek için bunları ön plana çıkarıyorlar.
BAHÇELİ’NİN DESTEĞİ
Kandil, Öcalan’ın çağrısına uyacağını ve ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Bahçeli, “Kandil’den yapılan açıklamalar bu çağrıyı destekleyici ve tamamlayıcı özelliktedir, nitekim memnuniyet vericidir” diye destekledi. Silah bırakılmasını sağlayacak gelişmeleri desteklemek, silah bırakmayı engelleyeci müdahaleleri engellemek gerekir. Birileri PKK silah bırakacak diye neredeyse yas ilan edecekler.
KANDİL YAN ÇİZER Mİ
Peki bu işin sonunda Kandil, silah bırakmaya yanaşmayabilir mi? ABD’nin, İsrail’in, İran’ın, İngilizler’in etkisiyle Kandil silah bırakmıyor diyebilir mi? Ya da Suriye’deki PKK-YPG silahlı mücadeleye devam kararı alabilir mi? Bu ihtimal gözardı edilmiyor. Bu devletin bir hafızası ve dünyanın sayılı istihbarat servisi var.
ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ
Erdoğan’ın dünyaca kabul edilen bir liderliği var. Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Putin’le birlikte dünyayı şekillendiren 4 liderden biri olarak gösteriliyor. Bu yola Öcalan’a ya da Kandil’e güvenerek çıkılmış değil. Türkiye’nin gücüne güveniyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi? “Uzattığımız elin havada bırakılması veya ısırılması halinde de demir yumruğumuzu daima hazır tutuyoruz. Şayet verilen sözler tutulmaz, sürekli oyalama, göz boyama isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Halen devam eden operasyonlarımızı gerekiyorsa taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz” dedi.
OYUN KURUCU
Trump’ın bile “Çok güçlü bir ordusu var” dediği, dünyanın gücünü kabul etmek zorunda kaldığı bir Türkiye var. Türkiye’nin gücüne güveniyoruz. Türkiye oyun kurucu bir ülke. Merak edenler Karabağ’a, Libya’ya, en son Suriye’ye baksın.
ÖCALAN NE YAPAR
Kandil silah bırakmadığı taktirde Öcalan’ın bunu sineye çekmesi beklenmeyebilir. Çünkü kendi liderliğini yok saymış olacaklar. Öcalan’ın “Bu Kandil, ABD-İsrail projesidir. Bu PKK benim PKK değildir, İsrail’in PKK’sıdır, İran’ın PKK’sıdır, ABD’nin PKK’sıdır” diye açıklama yapması beklenebilir.
PKK silah bırakırsa ne olur diye hazırlıklar yapılıyor, silah bırakmazsa diye askeri harekât planları hazırlanıyor.
YOL HARİTASI
Bu konuda bir takvim belirlenmiş, yol haritası netleştirilmiş durumda.
1- İki ya da üç ay izleme süreci olacak.
2- Kandil’in silah bırakma kararı alması durumunda kurulacak mekanizmalar.
3- PKK silah bırakma kararı aldığı zaman örgüt yöneticileri ne olacak? Silahlar hangi ülkede, nereye teslim edilecek? Bunların mekanizmaları oluşturulacak.
4- Türkiye’de ilgili kurumlara, Irak’ta Türkiye ve Irak yönetiminin denetimi ve kontrolu altında Irak devletine, Suriye’de ise Suriye ve Türkiye’nin kontrolü altında Suriye’de belirlenen yerlere silahlar bırakılacak.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERE
5- Kırmızı kategoride aranan ve sayıları 30-40 civarında olan lider kadrodaki isimler Murat Karayılan, Cemil Bayık, Bese Hozat, Duran Kalkan, Murat Karasu gibi lider kadronun ikili-üçlü olarak üçüncü ülkelere geçişi... Üçüncü ülkelere gidemeyenlerin Irak’ın belirlenmiş yerlerinde kalmaları...
İMKÂNSIZ DEĞİL
Zor bir süreç ama imkânsız değil. Biz bu işi başarabiliriz. Türkiye, ayağına vurulan 50 yıllık prangayı kırıp attığı taktirde bölgedeki özgül ağırlığı daha da artmış bir ülke olacak.
Paylaş