Ya barış üçgeni ya da şeytan üçgeni olacak

İlk cümleyi baştan yazıyorum: Eğer Menbiç, Kamışlı ve Deyrizor üçgenindeki bölgeyi elinde tutan PYD/YPG, Şam yönetiminin resmi ordusuna entegre olmazsa, özerklik peşinde koşarsa, İmralı’nın çağrısını görmezden gelirse ve ABD “DEAŞ’la mücadele ortağım” diyerek kollamaya devam ederse, işte o zaman şimdi bir barış fırsatı olan o üçgen, Türkiye ve bölge için bir “şeytan üçgeni”ne dönüşecektir.

Haberin Devamı



Buradan sonra ne olacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca söyledi. Uzatılan elin nasıl demir bir yumruğa dönüşeceğini resmen açıkladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 24 Kasım 2024’te gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet sırasında söylediği şu sözler önemlidir:

Trump yönetiminin PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini değerlendiriyorum. Çünkü, biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz. Demokratlar böyle bir arayışın içerisine son zamanlarda girmişlerdi. Bölgede bizim kendi güvenliğimizi sağlamak için her türlü adımı atacağımızı, atmaya hazır olduğumuzu ABD  görüyor. Belli konularda kendilerinden bir tavır değişikliği beklediğimizi de görüyor.

Ya barış üçgeni ya da şeytan üçgeni olacak

Haberin Devamı

TAM VURMUYORSAK NEDENİ VAR

Ve işte Fidan’ın en kritik cümlesi:

Hani belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır. Ama arazideki durum daha farklı türden bir operasyonu zorunlu kılarsa Cumhurbaşkanımız da ifade etti, elbette gereği yapılır.

Arkadaşlar şu cümlenin altını en kalın çizgilerle çiziyorum:

Belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır.

Yani...

(Belirli operasyonları farklı türden yapıyorsak) sözünün bendeki karşılığı şudur:

Size defalarca ilettiğimiz beklentilerimizi karşılamanız için; PKK/PYD’yle ilgili bazı kararları almanız için müttefiklik bağlamında imkân ve özen gösteriyoruz. Cesaret, imkân ve kabiliyetlerimizden kuşku duyulmasın.

YENİ ŞAM YÖNETİMİ BİR FIRSATTIR

Bugüne gelirsek;

Bakan Fidan, Ankara temsilcilerine bu sözleri söyledikten sonra önemli gelişmeler oldu.

Artık Şam’da yeni bir yönetim var.

Ve bu yönetim ABD ve İsrail’in beklentilerine uygun olarak İran’la arasına belirli bir mesafeyi koymuş durumda.

Bu yeni yönetim kendi milli ordusunu oluşturdu. Ve şimdi PYD/SDG’den bu ordunun hiyerarşik yapısına dahil olmasını istiyor.

Ancak Pentagon’dan gelen “YPG, bizim DEAŞ’la mücadele ortağımız” açıklamaları...

Haberin Devamı

ABD’nin üst düzey komutanlarının YPG’yi ziyaretleri. Yeni Şam Yönetimi Başkanı Ahmed eş Şara’nın hareket kabiliyetini kısıtlıyor.

Şimdi bu aşamada Başkan Trump’ın nasıl bir tavır alacağı bekleniyor.

Sanıyorum;

Bakan Fidan’ın “Belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır” sözünün anlamı burada ortaya çıkıyor.

İşte bu noktada “niyetler”, “planlar”, “hazırlıklar” ortaya çıkacaktır.

Irak ve Suriye’nin kuzeyinde İsrail’in güvenliğini garantilemeyi amaçlayan bir “özerk terör koridoru” isteğinin devam edip etmediği bu noktada anlaşılacaktır.

O bölgenin “barış üçgeni” mi yoksa “şeytan üçgeni” mi olacağı görülecektir.

Haberin Devamı

BARDAĞIN DOLU TARAFI

Bütün bunları alt alta yazarsak;

İmralı’dan gelen çağrı önemlidir. Bu çağrının elbette yansımaları olacaktır. Kandil’in kabul ettiğine yönelik bilgiler de var. Değişik haber kanallarında birçok olumsuz, soru dolu ifadeler de var.

İmralı’dan yapılan çağrının üzerinden daha birkaç gün geçmesine rağmen çok tahrikkâr yorumlar da görüyorum.

Sorular var mı?

Elbette var...

Bunca yıllık kan, bunca yıllık acılar...
Ve hassasiyetlerimiz.

Elbette karşımızda sınırlarımızı aşan kanlı bir organizasyonun tarihi ve beklentileri var.

Ama şundan eminim...

Bu vatana ve bayrağa hepimiz kadar âşık...

Vatansever bir devlet ekibi bu gelişmeyi yakından takip ediyor.

Haberin Devamı

Biz ne kadar endişeliysek, onlar da öyle...

Biz ne kadar “Terörsüz Türkiye”yi istiyorsak, onlar da öyle...

Yazımın başında vurguladığım “şeytan üçgeni”ni ben ne kadar sorguluyorsam, onlar da öyle...

O yüzden ben bu ekibin samimiyetine güveniyorum.

Ve bu yüzden de ben şimdilik,

Bardağın dolu tarafına bakıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları