Kanaatime göre, bu yaklaşım ruhu sık sık ıskalama yanlışına düşen modern tıbbın pek çok kusurunu örtmekte ve hepimizin hem bedensel, hem de duygusal ihtiyaçlarını daha kolay ve etkili bir biçimde dikkate alarak bizi hastalıklara karşı güçlendirmektedir. Diğer taraftan size bu yaklaşımın son 20 yılda muazzam bir gelişme gösterdiğini de müjdeleyebilirim. Ve bu yeni yaklaşımın esas olarak “tedaviden çok korumaya, bedeni ve ruhu bir arada tutmaya, sorunların sonuçlarından ziyade sebepleriyle uğraşmaya” odaklandığının da altını yeniden ve ısrarla çizmek isterim. Bu yeni yaklaşım “dumanla değil, ateşle yani sorunla değil, sebeple” ilgilidir. Özetle adına basitçe “bütünleyici/intergratif sağlık yaklaşımı” diyeceğimiz bu yeni yaklaşım önümüzdeki günlerin ve dönemin -bana göre- temel sağlık yaklaşımı olacaktır. İsterseniz gelin, şimdi elimdeki mevcut notlardan faydalanarak bu yaklaşımın köşe taşlarını yeniden gözden geçirelim.
REÇETE 1
HUZURA ODAKLANIN
BİLELİM ki güzel yaşayan, güzel yaşlanır. Huzurlu, mutlu ve keyifli bir hayata odaklanan, daha az hastalanır. Huzurun da her şeyden önce “sıkıntılara takılıp kalmamak, ‘Bu da geçer yahu’ diyebilmek, şükretmeyi bilmek, olanla yetinmek, bardağın önce dolu kısmını görebilmek, olumlu düşünmek, hoş görmek, affetmek, kendiniz olabilmek, ruhu her dem taze tutup eskitmemek ve daha azla yetinebilmeyi yürekten kabullenmekle” ilgili bir süreç olduğunu unutmamak gerekir.
REÇETE 2
Ne var ki yeterli ve kaliteli bir gece uykusu ile mükemmel bir sağlık arasındaki bu mühim ilişkinin çoğumuz farkında bile değiliz. Üstelik aramızda uykuda geçirdiği zamanın “boşa harcanan bir ömür dilimi” olduğunu düşünenler bile var(!) Oysa tıpkı yiyip içmek, tıpkı nefes alıp vermek, tıpkı eğlenmek, gezmek, dostlarla keyifli zamanlar geçirmek ve tıpkı her gün düzenli egzersiz yapmak kadar yaşamsal ve vazgeçilmez bir ihtiyaçtır uykumuz. Ne var ki salgınla birlikte çoğumuz “UYKU FAKİRİ” olduk. Oysa bilimsel çalışmalar bize net ve açık olarak gösteriyor ki mükemmel bir sağlık için “uyku şart!”
İsterseniz gelin bu mühim meseleye biraz daha mercek tutalım ve bugün sayfamızı sizden gelen “UYKU SORULARI”na ayıralım.
UYKU SORUSU 1
Ne var ki yeni varyant Omikron, bir önceki yazımızda belirttiğimiz tahmini boşa çıkartmadı! Günlük vaka sayıları daha şimdiden 200 binli rakamları geçebileceğinin işaretlerini vermeye başladı. Peki, sürpriz mi? Kesinlikle değil! Salgın matematiğini bilen uzmanların tümü için bu zaten beklenen bir gelişmeydi. Ayrıca OMİKRON TSUNAMİSİ sadece bizi etkilemiyor. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya gibi altyapısı güçlü, aşılama oranları oldukça yüksek ülkelerde de benzer tsunamiler yaşanıyor. Peki, ne yapmalı? Yapılacak işler aslında belli ama hatırlamakta/hatırlatmakta fayda var.
1- HATIRLATMA AŞILAMALARI hızlandırılmalı.
2- MASKE, MESAFE, TEMİZLİK üçlüsüne uyum meselesi yeniden, hızla ve ciddiyetle gündeme alınmalı.
3- TOPLUMSAL HAREKETLİLİĞİN YÜKSEK olduğu yerlerden, öncelikle de KALABALIK VE KAPALI ORTAMLARDAN uzak durma konusunda uyanık ve dikkatli olunmalı.
Peki, başka neler yapılabilir? Yapılabilecek çok önemli bir ayrıntı daha var, o ayrıntıyı alttaki kutuda özetlemeye çalıştım.
En çok konuşulan konuysa Omikron’un muazzam bulaşma yeteneğidir. Durum şu: Bir önceki varyant Delta için, “Delta varyantıyla hastalanmış bir COVID-19 hastasının yanından geçmeniz bile virüsün size bulaşması için yeterli olabilir!” uyarısı yapan uzmanlar, yeni varyant Omikron için çok daha sert uyarılarda bulunarak, “Omikron bulaşlı bir hastanın değil yanından, sokağından geçmeniz bile virüsün size bulaşmasını mümkün kılabilir” diyorlar. Kısacası durum zannettiğimizden çok daha ciddi ama isterseniz gelin, biz konuya “Omikron’dan olumlu haberler” başlığıyla girelim, Omikron hakkında bilim insanları neleri konuşuyor, neleri araştırıyor onlara bir kulak kabartalım.
OMİKRON’A KARŞI KARANTİNA SÜRELERİ KISALTILSIN MI
SALGININ başlangıcında neredeyse 2 haftayı bulan karantina süreleri, önce 12 sonra da 8-10 güne kadar indirilmişti. Bazı ülkeler yeni varyant Omikron için karantina sürelerini daha da kısalttılar, neredeyse 5 güne kadar indirdiler. Bunun nedenlerinden biri, ABD’de yapılan yeni bir araştırma. O araştırmada koronavirüse karşı aşılarını yaptırmış kişilerin mikroptan korunmaları için 5.5 güne, aşısız olan kişilerin ise 7.5 güne ihtiyaç duydukları belirlendi. Bu ve benzeri bulgulardan yola çıkan pek çok ülke (mesela Amerika, Yunanistan, İngiltere) karantina sürelerini kısaltma yoluna gitti.
OMİKRON’UN BAĞIŞIKLIK KAZANDIRMA GÜCÜ DELTA’DAN DAHA MI FAZLA
OMİKRON varyantı hakkında bilinen iki net özellik var. Bir, bu varyant öncekilere oranla çok daha hızlı bulaşma yeteneğine sahip. İki, henüz netleşmiş olmasa da Omikron’la enfekte olan kişiler hastalığı daha hafif belirtilerle ve daha kısa sürede atlatma şansı bulabiliyor. Güney Afrika’da yapılan yeni bir çalışma ise Omikron’un bağışıklık kazandırma gücü bakımından da Delta’ya göre daha avantajlı olduğunu düşündürüyor. O araştırmada Omikron ile enfekte olan kişilerin Delta ve diğer varyantlara karşı da dirençli hale gelebileceklerini gösteren sevindirici bulgulara ulaşılmış.
OMİKRON, PANDEMİYİ ENDEMİYE ÇEVİREBİLECEK Mİ
İTALYA’da yapılan bir çalışmada (Bologna Üniversitesi Viral Hastalıklar Departmanı), Omikron varyantının mevcut pandemi durumundan muhtemel bir endemi aşamasına geçişi de kolaylaştırabileceğini gösteren yeni bulgular açıklandı. Bu çalışmada, “virüslerin genellikle yüksek bulaşma kapasitesine ulaşana kadar evrimleşerek yeni varyantlar geliştirdiklerini ama neticede belirli bir bulaşma kapasitesine ulaştıktan sonra oluşturdukları hastalığın ölümcüllüğünün de azaldığını gösteren” bulgulara ulaşıldı. Bu nedenle Omikron için baştan beri düşünülen “pandemiden endemik bir salgına geçiş aşamasının işareti olabilir” ihtimali hâlâ gündemdedir.
Her sene yeni yılın ilk gününde bu köşenin okurlarına o yıl için bazı tavsiyelerde bulunur, bilgim ve aklımın yettiği ölçüde yol arkadaşlığı yapmaya çalışırım. Bu yıl geçtiğimiz senelerdeki uzun listeleri bir kenara bırakıp daha kısa bir liste hazırlamaya karar verdim. İtiraf edeyim, bu listedekilerin hepsini ben de yüzde 100 gerçekleştirme iddiasında değilim. Gelin beni dinleyin, siz de aynı duygularla başlayın, gereğinden fazla iddialı olmayın. Ve bir hatırlatmada daha bulunayım: Bu yıl çok sık konuşacağımız “psikopandemi” ve “psikoobezite” meseleleri nedeniyle listedeki bilgilere daha çok ihtiyacımız olacak. Hazırsanız buyurun...
KESİP SAKLAYIN
HARİKA BİR 2022 İÇİN 20 TAVSİYE
Görünen o ki ocak ortalarında bizde ve dünya ölçeğinde bir “OMİKRON TSUNAMİSİ” ihtimali maalesef söz konusu. Bu ihtimale karşı direnmenin tek yolu ise öncelikle ve hiç beklemeden AŞILAMADAKİ HATIRLATMA DOZLARININ bir an önce yapılması. Peki, sadece hatırlatma dozları muhtemel bir tsunamiye direnmek için yeterli mi? Elbet de değil! O bildiğimiz ve salgının başından beri uyguladığımız o üçlü klasik önlem paketini (maske/mesafe/hijyen) yeniden gündeme getirmemiz, özellikle de MASKESİZ DOLAŞMAMA meselesini sık sık hatırlatmamız gerekiyor. Koruma amacıyla özellikle MASKE TAKMA meselesinin de tekrar tekrar gündeme getirilmesi gerekiyor.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim yeni bir yıla girerken “KORKUDAN BESLENME”yi bir kenara bırakıp Omikron’un belki de koronadan kurtuluşun işareti olabileceğini düşündüren verileri de size hatırlatmamızda fayda var. Amerika’da yapılan bir laboratuvar çalışması, Omikron ile elde edilen bağışıklık gücünün bizi çok daha tehlikeli bir varyant olduğu kesinleşen Delta’dan koruyabileceğini de düşündürüyor. Kısacası “Gelecek kötü gelecek!” diye düşünmeyi bir kenara bırakıp tedbirli olmaya devam etmeliyiz.
AKLINIZDA OLSUN 1
2022’NİN SAĞLIK TRENDLERİNDE NELER VAR
İLK 5
1)Kişiye özel “
Kişisel olarak “ruhsal yaşam”ımı yönetirken mentörüm saydığım ruh sağlığı uzmanı Prof. Dr. Toksöz B. Karasu Hocam, yaşadığımız bu karmaşık, bu hızlı ve kovalamacaya dayalı yeni hayatta mutluluk arayışını doğru bir çerçeveye alma gayreti içinde olan önemli bir bilim insanıdır. Dr. Karasu, mutluluğu yakalamanın ve huzurlu bir hayata kavuşmanın yollarını en güzel ve basit şekliyle “HUZURLU YAŞAMA SANATI” kitabında anlatır. İsterseniz gelin, tam da yeni bir yıl için yeni ruhsal çalışmalar yapma hazırlığı içindeyken o kitaptan bazı alıntılarla haftaya başlayalım.
VARAN 1
HEDEFİMİZ ‘ŞEY’İ ARAMAK OLMALI AMA...
Ne var ki olağanüstü bulaşma hızı nedeniyle yeni varyant Omikron, özellikle uçak seyahatlerinde yeni tedbirler almamızı zorunlu kılıyor. Yaklaşık 300 civarında havayolu şirketini temsil eden “Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği”nden de (İATA) bu yönde bir uyarı geldi. Birliğin sağlık danışmanı David Powell yaptığı açıklamada, uçaklarda Omikron varyantıyla COVID-19 hastalığına yakalanma riskinin 2-3 kat daha yüksek olduğunu duyurdu. Bu duyuru bence yaklaşan yeni yıl nedeniyle uçak seyahati yapmak zorunda olacaklar için önemli bir uyarıdır. Seyahat edeceklerin daha dikkatli olmalarında ve bazı önlemlere hassasiyetle uymalarında yarar var. Peki, nedir o önlemler?
BİR UYARI
YANINIZDAKİYLE AYNI ANDA YEMEK YEMEYİN