Osman Müftüoğlu

Dikkat! Kan stoklarımız alarm veriyor

10 Nisan 2023
KIZILAY şu veya bu nedenle son yıllarda en çok gündemde olan önemli ulusal kurumlarımızdan biri.

Kan bağışı yoluyla kan ve kan ürünleri temin edip depolamak ve ulusal kan ve kan ürünleri stoklarımızı kabul edilebilir makul düzeyde tutmak ise bu kurumun bana göre bir numaralı görev ve hedefi. Ne var ki geçtiğimiz günlerde (6 Nisan 2023) Türk Kızılay’ı “ULUSAL KAN STOKLARIMIZIN KABUL EDİLEBİLİR SEVİYENİN ALTINA DÜŞTÜĞÜNÜ” duyurdu ve halkımıza “ACİL KAN BAĞIŞI YAPMALARI YÖNÜNDE” önemli bir uyarıda bulundu. Bu uyarı çok ama çok önemliydi. Nedenine gelince...

ÖNEMLİ

KAN VE KAN ÜRÜNÜ STOKU MİLLİ BİR MESELEDİR

BİLELİM ki kan ve kan ürünleri tedarikinde acil bir durumda (savaş dahil) yaşayacağımız herhangi bir eksiklik sadece bir sağlık meselesi, sadece bir sosyal problem olmaktan çok daha öte, adeta bir ulusal güvenlik, hatta bir beka meselesi gibidir. Şu veya bu nedenle Kızılay’a gönül koyup (hatta kızıp, darılıp) kan bağışı görevimizi aksatmamamız lazım. Net ve açık olarak ifade edeyim: Ben en kısa zamanda bir Kızılay şubesine gidip kan bağışı görevimi yerine getireceğim. VE ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA: ÜLKEMİZİN KAN VE KAN ÜRÜNLERİ TEMİNİ KONUSUNDA KIZILAY’DAN ÇOK DAHA YUKARIDA, ÇOK DAHA ORGANİZE, ÇOK DAHA BİLİMSEL VE ÇOK DAHA KURUMSAL ÇALIŞAN YENİ VE PROFESYONEL BİR YAPILANMAYA İHTİYACI VARDIR. VE BU YENİ YAPILANMA SORUNUNUN ACİLEN ÇÖZÜMLENMESİ GEREKMEKTEDİR.

İFTAR SONRASI AÇIK 

Türk Kızılayı Orta Karadeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Muhsin Yıldırım: Vatandaşlarımız, internet sitemizde kendilerine en yakın kan bağışı noktasını bulabilir, isterlerse de randevu alabilirler. Kan bağışı merkezlerimiz iftar sonrasında 20.00-23.30 saatleri arasında hizmet veriyor.”

Yazının Devamını Oku

Stres obezi misiniz

8 Nisan 2023
Küçük dozlarda bile olsa strese uzun süre ve tekrar tekrar maruz kalmanız yeme isteğinizi arttırabiliyor.

Ve sadece bu nedenle bile pek çok insan yaşadığı -çoğu zaman farkında olmadığı- stres sorunu nedeniyle şişmanlayabiliyor. Ben onlar için STRES OBEZİ tanımını kullanmayı tercih ediyorum. Bu tür sinsi kilo alımlarının arkasında ise strese verdiğimiz hormonal yanıtların yattığından hiç şüphe duymuyorum. İsterseniz gelin bugün şu “stres-obezite ilişkisi”ne bir göz atalım. Stres nasıl kilo aldırıyor anlamaya çalışalım.

DİKKAT

ÇİFTE BELA: BEDEN DE RUH DA OBEZ

Bilelim ki her şeyden önce kronik stres nedeniyle artan KORTİZOL üretimi “keyif veren yiyecek ve içeceklerin tüketimini” arttırıyor. Neticede de strese bağlı kortizol seviyenizdeki kronik yükselmeler sizi bir süre sonra “STRES OBEZİ” yapabiliyor. Üstelik bu obezite sadece bedensel bir ağırlık artışından da ibaret değil. Ona eklenen ruhsal ağırlık artışı da -strese bağlı ruhsal yük- sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor. Peki, nasıl?

CUMARTESİ SORUSU

STRES NASIL KİLO ALDIRIR

Yazının Devamını Oku

Sağlık anksiyetesine dikkat

6 Nisan 2023
İYİ bir “sağlık okuryazarı” olmak önemli bir iyi hayat güvencesi. Ama ne var ki bu konuda da doz meselesi mühim bir ayrıntı.

Nedeni şu: Bazı kişiler gazete veya dergilerde okudukları her sağlık sorununu, televizyonlarda izledikleri her sağlık problemini anında kendilerine de yakıştırabiliyorlar(!) Neticede de “Acaba bende de bu hastalık olabilir mi? Benim de sağlığım tehlikede mi?” gibi korkularla o doktor senin, bu doktor benim dolaşmaya başlıyorlar. Bu gibi durumda olanlara eskiden “hastalık hastası” teşhisi konuyordu. O sorunun şimdilerde adı değişti, bu gibi problemler “sağlık anksiyetesi” olarak kabul edilmeye başlandı. Sağlık anksiyetesi giderek büyüyen önemli bir problem. Çoğu insan ciddi ciddi sağlık sorunları olmadığı halde hastane kapılarında poliklinik sıralarında, doktor ofislerinde zaman kaybediyor. İtiraf edelim ki bu sorunun yaratıcılarından biri de -bu satırların yazarı dahil- sağlık yazarlarıdır. Biz, bize ayrılan sayfalarda dilimiz döndüğünce, bilgimiz yettiğince sizi sağlık sorunları hakkında aydınlatmaya çalışıyoruz. Ama bu arada biz istesek de istemesek de içinizden bazılarının kafası karışabiliyor, ardından da sağlığına ilişkin endişeler devreye girebiliyor.

SİZE TAVSİYEM ŞU: Okuduğunuz, dinlediğiniz, izlediğiniz sağlığa ilişkin bilgilerin tamamının kesinlikle güvenli olmayabileceğini unutmayın. Bu bilgileri başka kaynaklarla da doğrulamadan ve iyi bir filtreden geçirmeden sakın uygulamaya sokmayın. Ve MARK TWAIN’in şu cümlesi hepimizin kulağına küpe olmalı: “SAĞLIK KİTAPLARINI OKURKEN DİKKATLİ OLUN. BASKI HATASI(!) YÜZÜNDEN ÖLEBİLİRSİNİZ!

HATIRLATMA

STRESİN DE AZI KARAR ÇOĞU ZARAR

ŞU bilgi kesin: İnsanoğlu stressiz yapamaz! Kim olursak olalım stressiz yaşayamayız! Stres yaşamımızın daha doğrusu hayatta kalmamızın vazgeçilmez şartlarından biridir. Bu nedenle onu her zaman ve her koşulda “kötü, belalı, olumsuz ve zararlı bir duygusal ya da fiziksel tepki yumağı” olarak görmek, kabullenmek ve tanımlamak doğru ya da mantıklı değildir. Bizi hayata daha çok bağlayan, işimize, gücümüze, ailemize ve sosyal ilişkilerimize daha çok bağlı kılan temel faktörlerden birinin de “makul düzeyli stres dozu” olduğu kesindir. Biz o “MAKUL DOZ” sayesinde öğrenim süremizde daha başarılı oluyor, iş hayatımız ve sosyal ilişkilerimizde yükselme ve gelişme fırsatı arıyor ve buluyor, ailemizle daha güçlü ilişkiler için çabalıyor, hayatımıza kalite kazandırmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan sadece ruhsal değil, yine dozunda ve kararında olmak kaydıyla fiziksel egzersizlerin de faydalı olduğunu bir kenara not edelim. “Makul dozdaki fiziksel egzersizlerin” yarattıkları stres yükünün de sadece kaslarımızda ve kemiklerimizde değil, beynimize ve ruhumuza yani duygu durumumuza da iyi geldiğini unutmayalım.

ÖZETİ ŞUDUR: Dozunda ruhsal ve fiziksel strese hepimizin ihtiyacı var. Ama doz aşımı hepimize her yaşta her koşulda zarar verebiliyor.

Yazının Devamını Oku

Diş sıkma sorunu büyüyor

3 Nisan 2023
DİŞ sıkmayı sadece “sabır”la eşdeğer gören ve bu işi sadece “iyi bilen” değil, “tavsiye eden, öven ve hatta meziyet kabul eden” güzel ve farklı bir toplumsal kültürümüz var.

Çocukluğumuz, anne babalarımız ve öğretmenlerimizin; yetişkinlik ve iş hayatımız, yöneticilerimizin; emeklilik ve yaşlılığımız ise siyasetçilerimizin “Sık dişini!” tavsiyeleriyle geçti, geçmeye de devam ediyor. Ama bilelim ki son zamanlarda üst üste gelen travmaların oluşturduğu yaralayıcı ve bunaltıcı stresler bu basit ve sıradan gibi görünen sosyal tavsiyeyi hızla ve ciddi ölçüde büyüyen önemli bir sağlık sorununa dönüştürme yolunda. Nedeni şu...

ÖNEMLİ

NEDENİ 6 ŞUBAT TRAVMASI

PANDEMİ ile hemen sonrasında gelen ekonomik sorunlar, kuzey komşularımız arasındaki savaş ve ardından yaşadığımız “6 Şubat travması” ruhsal sağlığımızı derinden etkiledi. Özellikle 6 Şubat travmasının en önemli sonuçlarından biri ise “DİŞ SIKMA ŞİKÂYETİ” ve onun sonuçları oldu. Son günlerde “baş, boyun, çene ve kulaklara vuran şiddetli ağrı” yakınmalarıyla hastanelere müracaat eden hasta sayısında muazzam bir artış var. İncelemelerimiz bu artışın arka planındaki esas faktörün “diş sıkma rahatsızlığı/bruksizm” olduğunu gösteriyor. Konuştuğum kulak burun boğaz ve diş sağlığı uzmanı meslektaşlarım da benimle aynı düşüncedeler. Özellikle diş hekimi dostlarım son zamanlarda çene eklemi rahatsızlıklarıyla müracaat eden hastalarının çoğunda arka plandaki temel nedenin “aşırı stres ve kaygıya bağlı geceleri sık tekrarlayan diş sıkmaları” olduğunu belirtiyor.

Geçtiğimiz günlerde görüşünü aldığım diş sağlığı uzmanı DR. GALİP GÜREL, “diş sıkmaya bağlı sağlık sorunlarının sadece çene eklemi ağrı ve aşınmalarıyla sınırlı kalmadığını, diş sıkmaya bağlı diş kırılmaları, aşınmaları ve diş eti sorunlarıyla da ilişkili olduğunu” belirtti.

Anlaşılan o ki önümüzdeki günlerin en önemli sağlık gündemlerinden biri de diş sıkma problemi ve onunla ilişkili sağlık sorunları olacak.

DR. GALİP GÜREL

Yazının Devamını Oku

Mutfak yalanları

1 Nisan 2023
Beslenme yanlışlarımız kadar maruz kaldığımız mutfak ve sofra yalanları da giderek büyüyen bir sorun.

Gazete sayfalarında, internet bloglarında, sosyal medya paylaşımlarında her gün bu tür yanlış ve tehlikeli sayısız haberle karşılaşabiliyoruz. Özellikle internet kullanımının artmasıyla büyüyen bu gibi yanlış haberlerin ve bilgilerin bazılarının kurgulanarak viral hale getirdiği de meçhul değil. En etkili ve dikkatli basın yayın kuruluşlarında, televizyon kanallarında bile kamuoyuna duyurulmadan önce elekten geçirilmesi ve teyit edilmesi gereken pek çok yanlış ve kurgulanmış mutfak yalanı emin olunuz ki sağlığımızı en az bozuk gıdalar, içine toksik maddeler katılmış hileli besinler kadar tehdit ediyor.

Ahlaki açıdan da büyük önem taşıyan bu mühim konunun sıradan ve masum olanları da tehlikeli ve yaşamsal tehdit haline gelebilenleri de var. İsterseniz gelin sayfamızı bugün “mutfak yalanları/yanlışlarına” ayıralım.

YANLIŞ BİLGİ 1

SİRKE İÇMEK KİLO VERDİRİR

Sirkenin yağ hücrelerinde depolanan yağları erittiği bilgisi de külliyen yanlıştır ve bugüne kadar bu bilgiyi doğrulayan tek bir güvenilir bilimsel araştırma hakemli bir bilimsel dergide yayımlanmamıştır. Diğer taraftan üzüm, erik, elma sirkesi olması fark etmiyor, sirkelerin hepsi yapısal olarak aynı maddeyi, asetik asiti içeriyor. Bu nedenle internet sayfalarında tur atıp duran hatta bazı diyetisyenlerce bile sık sık paylaşılan “Elma sirkesi yağları diğer sirkelerden daha çok eritir” bilgisi en yaygın mutfak yalanlarından ve kilo yanlışlarından biridir.

YANLIŞ BİLGİ 2

PEKSİMET, KRAKER KİLO ALDIRMAZ

Yazının Devamını Oku

Uykusuzluk kalp krizini tetikliyor

30 Mart 2023
Görünen o ki yaşadığımız günlerin bir numaralı sağlık sorunu uykusuzluk problemidir.

Ve yine anlaşılan o ki bu önemli problem maalesef daha da büyüyerek sağlık gündemimizin ilk maddelerinden biri haline gelecektir. Bu gelişmenin önemli sonuçlarından biri de artan kalp krizleridir. Ama bilelim ki uykusuzlarda kalp krizlerinin beklenenden daha sık görülebileceği bilgisi yeni değildir. Mesela 2011 yılında 8 farklı ülkede, farklı yaş ve etnik kökenden yarım milyondan fazla erkek ve kadının incelendiği önemli bir çalışmada bu bilgi net ve açık olarak gösterilmiştir. O çalışmada giderek kısalan uyku süresinin ve bozulan uyku kalitesinin 7 ila 25 yıllık bir dönem içerisinde “koroner kalp hastalığına yakalanma” ve/veya “koroner kalp hastalığından ölme” riskinde “yüzde 45” gibi muazzam bir artışa yol açabileceği anlaşılmıştır.

Uykusuzluğun kalp krizlerini kolaylaştırma ve ağırlaştırma yönündeki etkisinde farklı mekanizmaların devreye girdiği anlaşılıyor. Bu mekanizmalardan bazılarını sıradaki kutuda görebilirsiniz..

İYİ BİLGİ

KEMİK ERİMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN 4 FARKLI ÖNERİ

KEMİK erimesini (osteoporozu) önlemede kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri, D3 ve K2 gibi vitaminleri, kollajen gibi besinleri yeteri kadar kazanmamız tabii ki öncelikli ve en etkili korunma yöntemleridir. Ne var ki en az bunlar kadar önemli olan ama çoğu zaman da maalesef gözden kaçan bazı ufak ayrıntılar da yok değil. Mesela mı?

1- AŞIRI VE HIZLI KİLO KAYBI TEHLİKELİ:

Yazının Devamını Oku

Uyudukça büyürsünüz

27 Mart 2023
MUAZZAM bir “uykusuzluk tehdidi” ile karşı karşıyayız.

Diğer taraftan uykusuzluk, sağlıklı yaşamın ve mükemmel sağlığın, daha da önemlisi iyi yaşayıp iyi yaşlanmanın 4 vazgeçilmez anahtarından biri. (Diğerlerini hatırlayalım: Sağlıklı beslenme, düzenli aktivite, sürekli huzur.) Yaşamımızın en az üçte birini uykuda geçiririz. Ama ne var ki çoğumuz hâlâ uykunun “dinlenmekten ibaret” basit ve pasif bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Oysa uyku, aktif bir süreç ve pek çok metabolik ve hormonal fonksiyonu var. Kaliteli ve yeterli her uyku eğer nicelik ve nitelik bakımından yeterliyse bu yeteneği sayesinde vücudumuzu da onarıyor, geliştiriyor, büyütüyor. Araştırmalar uykuda bedenimizin “üretim/anabolik/sentez” faaliyetlerinin hızının arttığını, örneğin, protein üretiminin ciddi ölçüde hızlandığını gösteriyor. Bunun temel nedenlerinden biri olarak da kaliteli bir gece uykusunda “büyüme hormonu” salgısının artması gösteriliyor. Bu bilimsel gerçek aslında geleneksel olarak da bilinen, kabul edilen, hatta “sosyal tekerleme”lere bile girebilen çok eski bir bilgi. Annelerin hemen her dilde bebeklerine söyledikleri “Uyusun da büyüsün!” şarkıları aslında bu şaşırtıcı ve bilimsel gerçeğe, uykuda büyüme hormonunun daha yoğun bir şekilde salgılanmasına dayanıyor. Kısa bir not daha: Uykuda düzenli büyüme hormonu üretmek/üretebilmek, yaşlılığa bağlı performans kaybını azaltıyor, daha zinde ve formda yaşlanmaya inanılmaz bir katkı sağlıyor. Özetle kaliteli bir gece uykusu mükemmel sağlığın vazgeçilmez anahtarlarından biridir. Uykunuza sahip çıkın!

AKLINIZDA OLSUN

YORGUNLUK NEDENLERİNDE İLK 10

1- Kansızlık

2- Depresyon

3- Tiroid tembelliği

4-

Yazının Devamını Oku

İlaç mı, yaşam tarzı mı

25 Mart 2023
Sadece basit bazı yaşam tarzı değişiklikleri yaparak, daha doğrusu bilerek ya da bilmeyerek sık tekrarladığımız bazı yanlışlarımızdan vazgeçerek daha sağlıklı ve keyifli bir hayat sürmemiz, daha az hastalanmamız, neticede de daha az “hap yutmamız(!)” mümkün.

Eğer böyle yapmazsak yakında biz de pek çok ülkede olduğu gibi “ilaç kullanım şampiyonu ve bağımlısı bir topluma” dönüşeceğiz. Mesele bununla da bitmeyecek! İyileşmek için hap yutarken o hapların zararlı etkileri nedeniyle hapı da yutabileceğiz. Bu nedenle sağlıklı yaşam tarzı değişimlerini yeniden ve sık sık gözden geçirmemizde fayda var.



BİR ÖRNEK
AMERİKA’NIN RAKAMLARI UYARIYOR

Yazının Devamını Oku