Osman Müftüoğlu

Melatonin masum mu

20 Kasım 2023
Melatonin takviyeleri de tıpkı magnezyum takviyeleri gibi sıklıkla yanlış ve özensiz hatta bazen gereksiz kullanılabilen takviyeler.

Ayrıca sadece bizde değil, dünyanın her yerinde çoğu maalesef “ÇÖP”! O takviyelerin içinde ya yeteri kadar melatonin yok ya da üretim hataları nedeniyle yutulan melatonin hapları doğrudan bölünüp parçalanıp bağırsaklarda emilmeden kanalizasyona gidiyor(!) Kısacası melatoninden faydalanmanın da melatoninden zarar görmeden yararlanmanın da bazı ayrıntıları, püf noktaları var. İşte onlardan bazıları...

KESİP SAKLAYIN MELATONİN ALFABESİ

MADDE 1 Bağışıklık baskılayıcı, kan sulandırıcı, depresyonu iyileştirici, kan şekerini dengeleyici ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız melatonin haplarını yutmadan önce doktorunuzla mutlaka konuşun.

MADDE 2 Kanınızı inceltebilen panax ginseng, ginkgo biloba, sarımsak özütü vb. destekler kullanıyorsanız ya da reçeteli bir kan inceltici ilaç kullanıyorsanız daha da dikkatli olun.

MADDE 3 Melatoninin baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, bulantı, gece terlemeleri, kâbus ağırlıklı rüyalar görmeye ve çok yüksek dozlarda alındığında beklenenin tersine uykusuzluğu tetiklemeye yol açabileceğini de bir kenara not edin.

MADDE 4 Uyku desteği olarak 1-3 mg melatonin ile yetinin, 6 mg’a asla geçmeyin.

MADDE 5

Yazının Devamını Oku

Hangi tıp

18 Kasım 2023
Sağlıkla ilgili algılarımız ve uygulamalarımızda ciddi bir değişim var.

Bu değişim hangi sağlık sistemini tercih edeceğimiz meselesini de içine alıyor. Son yıllarda çok sık konuşulur hale gelen farklı sağlık yaklaşımlarıyla karşılaşmamızın nedeni de zaten bu.

Pek çok insan yaşadığı sağlık sorunlarının çözümü için eskisinden farklı yeni ve hatta bazen tehlikeli olabilecek arayışlar içinde. Mesela, başı mı ağrıyor? Bir dahiliye ya da nöroloji uzmanı ile görüşmek yerine gidip bir “ozon terapi kürü” almayı tercih edebiliyor. Ya da yıllardır çözemediği “şişkinlik, gaz, karın ağrısı vb.” gibi sorunlarının çözümü için bir gastroentelolok/mide bağırsak uzmanı ile görüşmek yerine bir fonksiyonel tıp uzmanı ile de görüşmeyi tercih edebiliyor. Bitmedi! Aramızda böbrek ya da karaciğer sorunlarına fitoterapi uzmanlarının önerdiği bitkisel ilaçlarla çözüm arayıp karaciğerini, böbreğini mahvedenlerin sayısı da bir hayli fazla. Peki, sebep ne? Bu ayrışmanın nedenleri neler? Doğru mu yapılıyor? Bu kafa karışıklığının nedeni ne olabilir? Siz olsaydınız hangi tıbbı tercih eder, sağlığınızda bir sorun olduğunda hangi tıp yaklaşımına sığınırdınız? Tavsiyem şudur: “Allopatik tıbbı, yani modern tıbbı” tercih edin ve bilimsel ve modern tıp yaklaşımlarından asla ve asla vazgeçmeyin ama gerektiğinde de “yaşam tarzı tıbbı”nın ve onun yol arkadaşlarının tavsiyelerinden de faydalanın. “Tamamlayıcı ve geleneksel tıbbın” önerilerinden de istifade etmeyi düşünün. Nedenine gelince...

ÖNEMLİ: HANGİ TIP NE YAPIYOR

VARAN 1

ALLOPATİK TIP

100

Yazının Devamını Oku

12/8’e dikkat

16 Kasım 2023
12/8 ya da 120/80 mmHg ideal tansiyon değerlerini gösteren son derece önemli ve hayati bir rakam ikilisidir.

Her yaş ve her cins için mutlaka ama mutlaka büyük tansiyon 12’nin küçük tansiyon 8’in altında olmalıdır. Diğer taraftan hipertansiyon tedavi edilebilen veya yönetilebilen bir sağlık problemidir. Bilelim ve unutmayalım ki son yıllarda halkımız içinde giderek büyüyen bir sağlık sorunudur ve asla ihmal edilmemelidir. Detaylar için buyurun...

DİKKAT

SİNSİ BİR DÜŞMAN: HİPERTANSİYON 

Geçtiğimiz çeyrek yüzyılda muazzam bir “hipertansiyon patlaması” oldu. Bunun başlıca nedenlerinin ise “sağlıksız beslenme, kilo fazlalığı ve obezite, hareketsiz yaşam tarzı ve stres faktörü” olduğu net ve açık olarak anlaşıldı. Problem çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmesine rağmen genelde herhangi bir şikâyete de neden olmuyor. Bu açıdan bakıldığında hipertansiyon da sağlıklı yaşamın öncelikle de damar sağlığının en önemli ve en sinsi düşmanlarından biri kabul ediliyor. Ama yine de -seyrek de olsa- bazı belirtilerin hipertansiyona işaret edebileceğini bilmemizde fayda var. “Peki, o işaretler neler?” diyorsanız bir sonraki kutuyu biraz daha dikkatle incelemenizi tavsiye ederim.

KESİP SAKLAYIN

HİPERTANSİYON İŞARETLERİ

İLK BEŞ

Yazının Devamını Oku

Unutmayın damarlarınız kadar yaşlısınız

13 Kasım 2023
Eğer yaşam tarzınızı seçimlerinizi göstermeniz gereken dikkati göstermez, yapmanız gereken değişimleri zamanında yapmaz, yanlış seçimlere ısrarla devam ederseniz damarlarınızın beklenenden daha erken ve hızlı yaşlanacağı kesindir.

Damar sağlığınızı ciddiye almadığınızda damarlarınız daha hızlı sertleşecek, pıhtı ve plaklarla daha çabuk ve çok daralıp tıkanacaktır.

Sertleşmiş, elastikiyetini kaybetmiş, daralmış veya tıkanmış bir damar sistemi ise yeteri kadar oksijen alamayan, iyi beslenemeyen, ihtiyaçlarını karşılayamayan, ürettiği zararlı atıklardan yeteri kadar kurtulamayan kısacası daha hızlı yaşlanan hücreler, doku, organ, sistem ve bedenler demektir. Bu nedenle damar sağlığımızı koruyup kollamak yaşımız ne olursa olsun hepimiz için öncelikli ve vazgeçilmez bir görevdir.

AKLINIZDA OLSUN

DAMARLARIMIZ YAŞLANINCA BAKIN NELER OLUYOR

1-KALP DAMARLARIMIZ YAŞLANINCA: Göğüs ağrısı, kalp ritmi bozukluğu, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.

2-BEYİN DAMARLARIMIZ YAŞLANINCA:

Yazının Devamını Oku

Telomerlerinizi koruyun

11 Kasım 2023
Sağlıkta bazı konular var ki ya hiç gündemden düşmez ya da sık sık yeniden hatırlanır, gündeme getirilir.

TELOMER-UZUN ÖMÜR İLİŞKİSİ” de bunlardan biridir. İsterseniz gelin önce “Telomer nedir, neyin nesidir?” onu bir anlayalım/hatırlayalım. “Telomer neden önemlidir?” sorusunu daha sonra yanıtlayalım. “Telomerimize nasıl sahip çıkarız?” sorusunun yanıtını ise en sona, “TELOMER MANİFESTOSU”na bırakalım.

İYİ BİLGİ TELOMER GÜVENLİĞİ NEDEN ÖNEMLİ 

Telomer DNA materyalinin yani genetik şifre kutumuzun saklı olduğu ayakkabı bağı şeklindeki çapraz/X harfine benzer yapılanmanın uç kısımlarını kaplayan ve koruyan, DNA’da saklanan kalıtımsal genetik bilgilerin yıpranıp bozulmasını önlemek üzere tasarlanan, kısacası “her şeyimiz” gibi kabul edebileceğimiz kromozomlarımızın sağlamlığını garanti altına alan özel bir yapıdır. Ayakkabı bağlarımızı DNA gibi düşünürsek, telomerler o bağların ucundaki sert plastik yapılı koruyucu uç materyaller gibidir. Hücrelerimizin her bölünmesinde o materyalin/telomerin ucu biraz kısalır. Telomer kısaldıkça da o hücre giderek yaşlanır. Kısalma kritik bir düzeye geldiğinde ise o hücre gücünü, kuvvetini, fonksiyonunu, kısacası gençliğini kaybetmeye, bölünüp çoğalma yeteneğini sıfırlamaya başlar. Daha özet bir tanımla “yaşlanıp, ölüme hazırlanır!”.

ÖNEMLİ TELOMERİNİZ KADAR KONUŞUN

Mademki telomerlerin sağlamlığı ve uzunluğu daha yavaş ve daha iyi yaşlanmanın garantilerinden biridir, mademki bilimsel veriler bize “Telomerin kadar konuş!” gibi sert bazı talimatlar vermektedir, iyi yaşlanmanın şifrelerinden birinin de telomerlerimizin uzunluğu ve sağlamlığında gizli olduğu kesindir. Peki, o telomerlere nasıl sahip çıkacağız? Daha hızlı kısalıp bizi kötü yaşlandırmalarına nasıl engel olacağız? Bu işin en etkili ve güvenli, bilimsel olarak da kanıtlanmış yolu/yolları neler? İsterseniz gelin bu önemli soruların yanıtını telomer konusundaki çalışmalarıyla NOBEL ÖDÜLÜ kazanan ABD’li bir araştırmacı hanımefendiye, ELİZABETH BLACKBURN’e bırakalım.


Yazının Devamını Oku

Organlarınızı bağışladınız mı

9 Kasım 2023
Ülke olarak organ nakli alanında dünyanın hemen her ülkesiyle yarışabilecek düzeyde muazzam bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahibiz.

Bu seviyeye de öyle kolay kolay gelmedik. Ülkemizde ilk organ nakli -kalp nakli- 70’li yılların ortalarında yapıldı ama bu sürece geniş kadrolarla girmemiz 1980 ve sonrasında söz konusu oldu. Hemen belirteyim, ulaştığımız bu başarılı seviyede pek çok hocamızın emeği var. Ama o emektaşların bana göre en ön sırasında Prof. Dr. Mehmet Haberal Hoca yer alıyor. Prof. Dr. Mehmet Haberal, hem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hem de daha sonra kuruluşunu bizzat gerçekleştirdiği Başkent Üniversitesi’nde sadece ulusal değil, uluslararası düzeyde de çok önemli başarılara imza attı ve organ nakli alanında yalnızca ülkemiz için değil dünya için de pek çok gelişmenin öncüsü oldu. Peki, organ nakli meselesinde hangi noktadayız? Daha doğrusu biz sağlıklı insanlar organlarımızı bağışlama konusunda yeterince duyarlı mıyız? Maalesef hayır. Peki, neden?


Prof. Dr. Mehmet Haberal

KÖTÜ HABER BU SAYILAR YETERSİZ

Her yıl giderek artması gereken organ nakli rakamlarında arzuladığımız rakamları yakalamaktan hâlâ çok uzağız. Öncelikle böbrek nakli olmak üzere her türlü organ nakli için mükemmel merkezlerimiz, tecrübeli doktorlarımız ve son derece yetenekli sağlık kadrolarımız olmasına rağmen özellikle kadavradan nakiller konusunda hâlâ ve maalesef istediğimiz noktaya bir türlü ulaşamıyoruz. Ulaşabildiğimiz mevcut organ nakli rakamlarının çoğunu canlıdan canlıya nakillerle elde edebiliyoruz.

Uzmanlar her gün en az 7 vatandaşımızın organ nakli olamadığı için yaşamını yitirdiğini söylüyor. Kısacası organ nakli bekleyen hastaların sayısı maalesef hızla artıyor. Bu nedenle her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında “Organ ve Doku Bağış Haftası”nda gündeme getirdiğimiz bu önemli eksikliğimizi daha sık ve çok gündemde tutmamız lazım. Lütfen organ bağışı konusunda daha duyarlı olalım ve daha çok insana, daha çok hayata, daha çok ömre dokunmaya ve ömür katmaya çalışalım.

ÖNEMLİ FIRTINAYI BEKLEMEYİN

Yazının Devamını Oku

Demirel’in 3 sırrı

6 Kasım 2023
Geçen günlerde -1 Kasım 2023- 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in 99’uncu doğum günüydü. Ve o vesileyle çoğumuz onu bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle andık. Ve tabii ki bu arada onun neredeyse tarihe geçecek bazen esprili bazen öğretici pek çok tavsiyesini yeniden hatırladık.

Biliyorsunuz benim rahmetli Demirel ile ilgili neredeyse tuğla kalınlığında bir kitap bile oluşturabilecek çok anım var. Ve bugün bu köşede rahmetliyi saygı ve sevgiyle bir kez daha anarken o anılardan önemli birini sizinle paylaşmak istedim. Hazırsanız buyurun...

Süleyman Demirel

DEMİREL’DEN TAVSİYE

ÖLÇÜLÜ, MAKUL VE VİCDANLI OLUN

Çankaya’daki mütevazı sabah kahvaltılarından birinde aklıma yazdığım “DEMİREL TAVSİYELERİ”nden biri de şu oldu: “DOKTOR, İYİ YAŞLANMANIN SIRRI ASLINDA BASİTÇE ŞU 3 SÖZCÜKTE GİZLİDİR: ÖLÇÜ, MAKUL VE VİCDAN! Eğer bir insan yaşlılık sürecini mutlu ve huzurlu bir ömür haline getirmek istiyorsa öncelikle ‘ölçülü, makul ve vicdanlı’ olmak zorundadır. Bu 3 sözcüğe başka şeyler de ilave edebilirsiniz: Ne huzur ne de mutluluk dünde, yarında veya başka bir yerde değildir. Mutluluk da huzur da öncelik ve kesinlikle burada, şimdidedir. Ve bana sorarsan mutlu ve huzurlu bir ömrün bu 3 sırrına şu dördüncü sırrı da eklemek gerekli: MİNNET! Zira minnet duygusuyla süslü her beyin, bedene ve ruha daha çok umut ve sevinç verir.”

MİNNETTARLIĞI PAS GEÇMEYİN

Demirel’in yukarıda saydığım tavsiyelerini hiçbir zaman unutmadım ve hayat yolculuğumun rehberlerinden biri yaptım. O tavsiyeleri yıllar sonra önemli bir biliminsanı/yazarın, Dr. Daniel J. Levitin’in “Başarılı Yaşlanma” kitabında gördüğüm zaman da hiç ama hiç şaşırmadım.

Dr. Levitin iyi yaşlanma yolculuğunda özellikle “

Yazının Devamını Oku

Hangi egzersiz

4 Kasım 2023
Egzersiz en güçlü doğal ilaçlardan biridir. Eğer daha sağlıklı yaşamak ve yaşlanmak istiyorsanız egzersiz şarttır, vazgeçilmezdir.

Bilinçli ve doğru egzersiz eğer düzenli olarak ve akıllıca tekrarlanırsa kalbe güç, damarlara elastikiyet, uykuya kalite, akciğere daha güçlü nefes, bağışıklığa daha güçlü savaşma imkânı verir. Kanınızdaki kolesterolü, trigliseridi, şekeri dengelemek istiyorsanız yine en etkili ve ve zararsız ilaç düzenli egzersizdir. Peki, hangi egzersiz daha faydalı ve etkilidir? KARDİYO MU, DİRENÇ Mİ? Hangisi daha etkilidir? İsterseniz gelin bu önemli sorunun yanıtı için de eski yazılarımızdan birine müracaat edelim. Hazırsanız buyurun...

OKUR SORUSU KARDİYO MU DİRENÇ Mİ

Yanıtım net: İKİSİ DE! Neden mi? Ne kardiyo ne direnç/dayanıklılık egzersizleri sizi tek başlarına arzuladığınız hedefe ulaştırabilir de ondan! Kardiyoyu ve direnç egzersizlerini kombine etmekse maksimum yarar anlamına gelir. Nedenine gelince... Buyurun...

İYİ BİLGİ 1 KARDİYO NE YAPIYOR

İsterseniz konuya “kardiyo”nun daha doğrusu “aerobik egzersiz”lerin ne anlama geldiğini hatırlayarak başlayalım. Kalp ve akciğer sistemlerinin ön planda olduğu, kalp-damar ve akciğer kapasitesini artırmanın “esas hedef” olarak belirlendiği ve “oksijen” kazanımının odak noktası olduğu egzersizlere “kardiyo egzersizleri” ya da aerobik çalışmalar deniyor.

Kısacası bu egzersizler sadece kas kaybını önlemekle kalmıyor, kalp ve dolaşım sistemini, akciğer kapasitesini de güçlendiriyor. Ek olarak da hastalık risklerinizi azaltıp ömrünüzü uzatıyor.

En iyi kardiyo egzersizinin de

Yazının Devamını Oku