Hangi kolajen?
- Kolajenin farklı tipleri var. Farklı kolajen tiplerinin de farklı dokularda farklı yoğunlukta oldukları biliniyor.
Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturuyor. Bu durumda eğer kolajeni cildinize destek için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını özellikle de tip 1 kolajen tercih etmeniz lazım.
- Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için de kolajen lazım. Onları desteklerken de tip ve tip 3 kolajen karışımlarından istifade etmeniz en akılcı yol.
- Tendonların yani kasların kemiğe tutunduğu kiriş yapıların da yüzde 100’ü tip 1 ve 3 kolajenin karışımı. Bu nedenle tendon desteği olarak da yine tip 1 ve 3 karışımlarından istifade etmeniz en iyi olur.
- Eklemlere gelince... Burada durum biraz farklı. Eklem kıkırdaklarını oluşturan kolajenin yüzde 60’ını tip 2 kolajen oluşturuyor. Bu nedenle eklem kıkırdaklarına destek söz konusu olduğunda tip 1 ya da 3 değil, tip 3 kolajeni seçmeniz gerekiyor.
Ne kadar kolajen?
- Kullandığınız kolajenin miktarı da alacağınız sonucu etkiliyor. İdeali hidrolize, peptid kolajenleri kullanmak ve mümkünse 2-2.5 gramın üstündeki dozlardan istifade etmek. Doğal kolajen tozları veya hapları kullanırken de günde 6-10 gramlık dozlara ulaşmak olmalı.
Son yıllarda beslenme kavramında çok ama çok önemli değişiklikler yaşandı. Biz metabolizma ve kilo–obezite meseleleri ile ilgilenen doktorlar da yeni ve farklı şeyler öğrendik.
Malum, öğrenmenin yaşı ve zamanı yok. Gelişen bilimsel çalışmalar farklı ufukları önümüze seriyor. Daha açık deyimle “at gözlükleri”mizi çıkarıp sorunlara daha geniş bir perspektiften bakabilmemize olanak sağlıyor.
Kanaatime göre özellikle kilo sorunu ile mücadele edilirken nerede, ne gibi hatalar yaptığımızı daha net ve açık olarak anlamaya başladık. Yeni bilgilerden ilk beşi çok önemli. Biz o beşliyi “3P+2G” formülü ile özetliyoruz.
“P”ler probiyotik, protein ve posa kavramlarını, “G”ler ise gluten ve glisemik yük kavramlarını anlatıyor. Sağlıklı beslenip kilo dengesini korumanın yolu ise “P”leri artırıp “G”leri azaltmaktan geçiyor. Özeti şu:
- Daha çok kaliteli protein tüketin
- Daha çok probiyotik güç kazanmayı hedefleyin
- Daha çok posa gücü yüksek besin tercih edin
Konunun asıl sahiplerinden ya da sahiplenenlerinden biri de kesinlikle Ertuğrul Özkök’tür. Özkök haksız mı? Hayır! Bana göre en az Madonna kadar haklıdır. Çünkü o da en az Madonna kadar iddialı bir perennial, yani “yaşsız”dır! Aklınıza hemen “Hocam, bu perenniallik meselesi de neyin nesidir” sorusunun geleceğini bilsem de konunun detaylarını önümüzdeki yazılara bırakmaya kararlıyım. Tam da bu noktada aklıma rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in ünlü bir cümlesi takılıverdi: “Meseleleri mesele yapmazsanız ortada mesele olacak bir mesele kalmaz!” Özeti şudur: Özkök “yeni orta yaş” kavramında ısrarlıdır ve o da “meseleyi mesele yapmakta” en az Madonna kadar haklıdır.
ANTİDEPRESAN ŞAMPİYONUYUZ
BİLİNÇSİZ, dikkatsiz ve gereksiz bir antidepresan ilaç kullanma eğilimimiz var. Bu mühim yanlışın tek sorumlusu olarak “birbirimize ilaç tavsiye etme yanlışı”mızı göstermek de pek doğru değil. Biz hekimlerin de payı ve sorumluluğu olduğu kesin. Kolesterol haplarında yaptığımız yanlışı depresyon ilaçlarını reçete ederken de tekrarlıyor, “azıcık yorgunluk, birazcık halsizlik, bir tutam isteksizlik, can sıkıntısı, uyku bozukluğu” şikâyeti olan hemen herkese bir depresyon hapı reçete edebiliyor; basit, sıradan hüzünleri, ufak tefek gönül kırgınlıkları, keyifsizlik ve mutsuzlukları “klinik depresyon” diye damgalayabiliyoruz. Başka nedenler de var: Antidepresan hapların eczanelerden reçetesiz ve kolayca satın alınabiliyor olmaları mühim bir sorun. Ayrıca depresyonda tek tedavi yönteminin ilaç yutmak olmadığını bilmiyoruz, oysa sadece psikoterapi uygulamaları ile ilaçsız iyileşebilenler var. Hatta bazı doğal şifa yaklaşımları (meditasyon, yoga) ya da tabii desteklerle (SAM-e, omega-3, B12, magnezyum) de basit ve sıradan ruhsal çökkünlüklerle baş etmemiz mümkün. Bana göre saydığım bu hatalar ve dikkatsizlikler sebebiyle nerede ise “dünya antidepresan ilaç kullanma şampiyonu” olduk.
Not: Dünya şampiyonluğunun benim tahminim olduğunu ama bu tahminde pek de yanılmadığımı bir kenara not düşebilirsiniz.
1) VİTAMİN NOKSANLIĞI DEPRESYONU TETİKLER Mİ?
Zeytinyağının sağlıklı bir yağ olduğu ve yağların en faydalısı olduğu doğrudur. Ne var ki, bu güzel haber diğer yağlar gibi zeytinyağının da 1 gramında 9 kalori olduğu gerçeğini yok edemiyor!
Yani enerji bakımından zeytinyağı, tereyağı, ayçiçeği yağı tüketmeniz bir fark, avantaj yaratmıyor. Bir yemek kaşığı zeytinyağı 120 kalori.
Herhangi bir öğünde bir dilim ekmeği (50 kalori) şöyle bol limonlu, kekikli iki-üç kaşık zeytinyağına daldırdığınızda (300 kalori) toplam olarak 400 kalorilik bir enerjiyi bedeninize kazandırıveriyorsunuz.
Kısacası, sağlıklı besleneyim derken sağlıklı besilenme riskine girebiliyorsunuz.
Özet olarak zeytinyağının içinde bulunan bazı bileşenlerin kilo kontrolünü kolaylaştırabileceği doğru da olsa, kaşık kaşık ya da her sabah
1 bardak zeytinyağı kullanmanızı asla tavsiye etmeyiz.
Baş ağrıtan yiyeceklere dikkat
Özellikle migren tipi baş ağrılarıyla yiyecekler arasında ciddi bir ilişkinin olabileceğini gösteren ciddi kanıtlar var.
Eğer ağır bir vitamin eksikliği sebebiyle ciddi bir iştah kaybı söz konusu ise eksiğin tamamlanması ile sağlık da iştah da yerine gelir. Yani “artan” değil, “yeniden kazanılan” bir iştah söz konusu olur.
Gelelim detaylara...
Suda eriyen, ısıya dirençli, ışığa duyarlı B12 vitamini karaciğerde depolanır.
Sinir kılıfının (miyelin) korunması, kemik iliğinde alyuvar (eritrosit) yapımının artması, demirin depolanması, ağrı eşiğinin düşürülmesi, enerji sağlama, toksinlerin atılması B12’nin başlıca görevleridir. Bu görevleri folik asit desteğiyle başarır.
Eksikliğinde; halsizlik, güçsüzlük, denge bozukluğu, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk ve karıncalanma, yürüme güçlüğü, unutkanlık, yoğunlaşma yetisinde azalma, ileri dönemlerde bunama belirtileri ve psikiyatrik bulgular ortaya çıkabilir.
B12 nasıl kazanılacak?
Bedenimizin üretemediği bu vitamini öncelikle karaciğer ve böbrek, et, tavuk, balık, kabuklu deniz ürünleri, süt ürünleri ve yumurta sarısından alırız.
Maydanoz, Akdeniz coğrafyasının dünyaya hediye ettiği en sağlıklı ve lezzetli otlardan biri. Tarihi bir geçmişi var, sağlık faydaları ise yüzyıllardır pek iyi biliniyor.
Maydanoz bol vitamin ve mineral ihtiva ediyor. Özellikle B vitaminleri (riboflavin, niasin, B6, B12, pantotenik asit) ile C ve K vitaminlerinden çok zengin. Ayrıca güçlü bir folat içeriği var. Maydanozu sağlıklı kılan özelliklerden biri de kalsiyum, magnezyum, demir, çinko ve potasyum gibi doğal elementlerden zengin yapısı. Antioksidan polifenol zenginliği ise apayrı bir özelliği.
Bu içerik maydanoza “bedeni toksinlerden arındırma, bağışıklığı güçlendirme, tokluk hissini uzatma, vücudun su dengesini iyileştirme, kan şekerini dengeleme, kanserden korunma” gibi birçok mükemmel özellik sağlamış.
Tavsiye edileni çiğ olarak tüketmek. Onu meyve-sebze suyu karışımlarına eklemek, çorba ve yemeklere lezzet artırıcı olarak ilave etmek de mümkün. Her yaz olduğu gibi bu yaz da manavda pazarda müthiş bir maydanoz şöleni var, fırsatı kaçırmayın ve bu yaz biraz daha maydanoza yüklenin, siz de kahvaltıda maydanozu deneyin derim.
KESİP SAKLAYIN
KETEN TOHUMUNDAN NASIL FAYDALANMALI?
“Maksimum fayda-minimum zarar” ilkesiyle hareket etmek için bazı kurallara uymanız lazım. Mesela birden bire fazla miktarda keten tohumu yuttuğunuzda şiddetli gaz, şişkinlik, karın ağrısı, hatta ishal problemi ile karşılaşmanız mümkün.
Bu nedenle dozu yavaş yavaş artırmak, örneğin bir çay kaşığı taze öğütülmüş keten tohumu ile başlayıp maksimum 1.5 çorba kaşığı (20 gram) ile sınırlamanız gerek.
“Bayramlar yaşayışımızın kilometre taşlarıdır. Bu taşlar olmazsa yolun neresinde olunduğu bilinmez. Bayramlar olmazsa da ömür biteviyeleşir, halkasız zincire, düğümsüz ipe döner...
Bayram günleri yüreklerin yıkanması, arınması zamanıdır. Tüm kötü duygular, kinler, nefretler yüreklerin göbek taşlarında yıkanmalı, birikintileri arıtılmalı, akıtılmalı, yok edilmelidir.
Bayram yüreklerin mevsim temizliği günleridir. Yüreklerin kapısı, penceresi açılmalı, içerisi temiz hava ile doldurulmalıdır.
Evet... Arada bir durup düşünmek yaşayışımızı tatmanın da bir fırsatı...
Uzun yıllar önceki bayramlarda nelerle mutlu olabiliyorduk? Şimdi nelerle mutlu olamıyoruz? Bunları düşünerek zaman dilimlerini birbirine tokuşturmak, bundan hiç olmazsa ders kırıntıları çıkarabilmek zevkli değil mi?”
Aydın Boysan/Doksan Beş Yıldan Serpintiler/Türkiye İş Bankası Yayınları
Bayramda neler yenip içilecek?
Her bayram gibi bu bayramda da evlerde keyifli “aile, eş-dost sofraları” kurulacak, öğle ve akşam yemekleri için geleneksel yemekler hazırlanacak. Beslenme bölüm şefimiz Dyt. Nilüfer Bayram size Ramazan Bayramı için iki güzel öneri paketi hazırladı. Biri kahvaltı diğeri de akşam için. Biz çok beğendik, bakalım siz ne diyeceksiniz...
6 CÜMLE
İlahi kanun kusursuz nedamet gerektirir.
Dua ruhun konuşmasıdır.
İlahi bilgi öğrenilmemiş olandır.
Affetmek, unutmaktır.
Manevi tohumlar sadece kendi topraklarında filizlenir.
Paylaşım, kederi katlanılabilir kılar.