Paylaş
“Canlı söylesene” diyordu o seyirci.
Semicenk de “Bilet alırken canlı söyleyecek diye bir bilgi mi vardı? Buranın konsepti böyle” diye yanıt vermiş.
Ama şimdi sen seyircine böyle üst perdeden cevap veremezsin.
Vermemelisin.
Kaldı ki ben konserlerde playback olayına tamamen karşıyım. Oraya gidenler, sevdikleri sanatçıların sesine gidiyor. Sahne performansını seyretmek istiyor. Ağız oynatmaları, arkada altyapının üzerine şarkı söylemelerini dinlemek için gitmiyorlar.
Bazen arkasına 15-20 kişilik dev orkestra alanlar bile bu altyapı üzerine şarkı söyleme konseptine giriyorlar. Yahu gerek yok.
“Ama bu şarkı böyle, altyapısız söylenmez” bahaneleri de hazır. E söyleme o zaman o şarkıyı. Ya da orkestra ile söylemeyi dene. Farklı bir şeyler duysun insanlar. Özetle, para verip giden seyirci haklı! Onlara üst perdeden “Gelmeseydin o zaman” tarzında konuşursan, o konserine gelecek seyirci bulamazsın.
Bir yaşıma daha girerim!
Her sene yaz öncesi dönemlerde Bodrum’un lahmacun fiyatları gelir gündeme.
Klasikleşmiş bir gündemimiz artık bu bizim.
Bu sene de geldi. Diyorlar ki Bodrum’da lahmacun fiyatı 2 bin 200 lira olacak, hatta olmuş.
Bakın bu doğruysa, pes! Ben bir yaşıma daha girerim.
Hep söylerim zaten o sıcakta, güneşin altında lahmacun yenmez. Ama bizde amaç karın doyurmak değil ki. O parayı verdiğini gösterip story atmak amaç.
Bakalım kaç sonradan görme bu yıl o paraları ödeyecek ve sosyal medyasında paylaşacak...
İşte feraset, işte öngörü!
Hadise iyi ki var.
Toplumun birçoğunun aynası çünkü.
Geçtiğimiz gün konserinde güzel güzel konuşup, izleyenleri beklentiye sokup sokup şöyle dedi: “Hayatta ne olursa olsun, şu cümle hep aklınızda olsun.”
Tabii derin bir sessizlik ve büyük bir beklenti oluştu. Ardından patlattı Hadise bombayı: “Yes ...”
Bilerek üç nokta koydum, çünkü İngilizce bir küfür kullandı aslında orada...
Yani siz siz olun, Hadise’nin bu öğüdünü dinlemeyin.
Dinleyip de o cümleyi aklınıza getirip birine kullanmayın. Yersiniz dayağı.
Büyük iş alırsınız başınıza.
Kavga çıktıktan sonra “Ama Hadise’nin hayat felsefesi buydu” diye savunamazsınız da kendinizi.
Ah siz taksiciler
Kim bilir her gün kaç kişi yaşıyor benzer durumları ama bizim haberimiz olmuyor. Az çok toplumun bildiği isimler yaşayınca öğreniyoruz ve tepki veriyoruz.
Ama bu işler böyle olmamalı. Bizler her daim tepkimizi sürdürmeliyiz.
Taksici mevzusu halen büyük sıkıntı İstanbul’da.
“Survivor” yarışmacısı Aleyna Kalaycıoğlu köpeğiyle taksiye binmiş. E almış taksici de.
3-5 km sonra “Sizi alamam, indirmem lazım” demiş. İddia o ki köpekten rahatsız olmuş.
Öyle büyük bir köpekten bahsetmiyoruz.
Büyük olsa ne olur?
Çünkü almışsın, kabul etmişsin. Hatta 3-4 kilometre de yol gitmişsin.
Sonra yolcunu indirmek nedir? En başta almazsınız, alerjiniz vardır, korkuyorsunuzdur tamam...
Ama aksi kabul edilemez.
Ne olacak bu taksici sorunumuz, bilmiyorum...
Herkes kontrolde!
Son dönemde çok kayıplar verdik.Volkan Konak’ı kaybettik. Sırrı Süreyya Önder de rahatsızlandı, hâlâ hastanede ve durumu ağır.
İşte tüm bunlar bir kez daha sağlığımızın önemini hatırlattı bize. Uzmanlar “Kalbinizi kontrol ettirin” diyor.
Bir sürü etken var kalbimizi sıkıntıya sokan.
Ben geçen hafta Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’ne gittim.
Baştan aşağıya check-up yaptırdım.
Kardiyoloji alanında nam salmış Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan ile tanıştım orada. Çok ortak yanımız çıktı.
Uzun süren bir kontrolden geçtim.
Sanal anjiyo sonrası ekranda gösterdi kalbin nasıl olması gerektiğini.
Sırrı Bey’in geçirdiği rahatsızlığı da anlattı.
Ve son haftalarda hiç olmadıkları kadar yoğun olduklarını söyledi.
Yani bu sefer insanlar ciddiye almışlar sağlıklarını.
Kuyruk var resmen.
Muhakkak, doktorların önerdiği kan testlerini, sanal anjiyonuzu ve şah damarı kontrollerinizi yaptırın.
Mutlaka...
Paylaş