Paylaş
Zor bu kelime etmek evet, onu kabul ediyorum.
Mesela Nusret’in beyninden geçenleri de anlıyorum.
Bence şöyle yaptı...
Şimdi söz bana gelecek ne desem?
Neydi o söz ya... Kon? Con?
Kontra?
Kontratileş...
Kontratişin...
Ve mikrofon geldiğinde de yapıştırdı ilk düşündüğünü;
‘kongrataleyşin’
Hahahah.
Biz var ya biz kendimizi rezil etmezsek kimse bizi rezil edemez!
Bırak şovu
Edip Akbayram’ın kuzeni vefat eden ünlü sanatçının mezarına gidip video çekmiş...
“14 yaşındayken beni istismar etti. Yıllardır özür de dilemedi. Şimdi kaçacak yeri yok” diyor videoda.
Peki sormazlar mı insana sen bunca yıl niye bekledin?
Neden şikayet etmedin?
Neden sesini çıkartmadın diye?
Böyle olaylara hep birlikte ses çıkarmalıyız evet ama bu bana pek inandırıcı gelmedi.
Aksine bu bana çok reklam gibi geldi. Ölen birinin mezarına gidip böyle bir paylaşım mı yapılır? Bu hangi vicdana sığar?
15 dakikalık şöhret için bu yapılır mı...
‘Hipnoz’cu sahte çıktı
Dr. Volkan Uçak diye biri varmış. Hatta kamuoyunda ‘doktor’ olarak biliniyormuş.
Baksanıza patenti bile alınamayacak bir ismi kendine edinmiş.
Neyse...
Mind Renew diye bir şeyin kurucusu olduğunu iddia ediyordu bu kişi.
Zihin yenileme yani.
Hipnoz ediyormuş insanları.
Yıllarca böyle bir sürü hasta bakmış. Hipnoz mipnoz edememiş tabii kimseyi.
İnternet onun adına yazılmış şikayetlerle dolu.
Geçtiğimiz gün yapılan bir operasyonda bu beyefendinin diploması sahte çıkmış.
Buyurun bakalım...
Kendisi de ifadesinde itiraf etmiş zaten diplomasının olmadığını.
Muhtemelen zamanında basmış parayı almış sahte diplomayı.
Peki ona para verip, bir umut giden onca insan, onca hasta...
Onlara ne olacak?
Onların zararını maddi manevi kim karşılayacak?
Böyle hipnozdu, astral seyahatti, arınmaydı, enerjiydi...
Lütfen 50 kat dikkatli olalım.
Büyük çoğunluğu yalan dolan çünkü.
Tek dertleri ceplerini doldurmak, sonra tası tarağı toplayıp kaçmak çünkü.
Aslında çözülebilir
Kim ilgileniyor? Daha doğrusu kim bıraktı bu işin ucunu, kim neden ilgilenmiyor...
Defalarca yazdım, yazacağım da...
Buyurun size örnek. Fulya, Hakkı Yeten Caddesi.
Yahu oradaki kliniklerin, iş merkezlerinin önüne arabalar park etmese trafik mis gibi akacak. Ama yok.
Sürekli park, sürekli şerit daraltan arabalar.
Polis var mı derseniz... Var...
100 metre geride duruyorlar...
Zaten ikinci gün orada da olmuyorlar.
Yine aynı yerde Selenium Plaza’nın önü... CarrefourSA ve EspressoLab’in bulunduğu o ara yol...
O yol aynı zamanda Acıbadem Fulya Hastanesi’ne giden bir yol.
Ama ne var biliyor musunuz? Vale terörü!
Resmen 1 buçuk şeritlik yolun bir tarafını valeler almış araç park ediyorlar.
E kardeşim pes, ayıp!
Ya lütfen, bir belediye görevlisi yok mu Şişli Belediyesi’nden?
Bir polis yok mu trafik şubeden!
Gidin rezaleti kendi gözlerinizle görün.
Ne olması gerekiyor?
Mesela hastaneye yetişmeye çalışan birinin hayatını kaybetmesi mi gerekiyor önlem almak için!
Paylaş