Orkun Ün

Bu doğru değil

4 Ağustos 2022
Geçen akşam Nişantaşı Topağacı’ndaki Bi Garip adlı mekândaydım.

Saat akşam 21.30...
Birden sokak kalabalıklaştı.
Aniden 15-20 kişilik polis ve bekçi grubu kapıda belirdi.
Kimse ne olduğunu anlamadan girdiler mekâna.
Öyle kapalı kapıları
olan, yerin altında bir mekândan bahsetmiyorum, bildiğiniz mahalle restoranı...
Gelenler, herkesten kimlik isteyeceklerini söyledi.

Yazının Devamını Oku

Şampanya tartışması

3 Ağustos 2022
Mahallede oturmuş yoldan gelen geçeni seyrederken düştü önüme görüntüler.

Demet Akalın şarkı söylediği bir mekânda kendisine gelen şampanyayı beğenmiyor.

Bana resmen elma suyu vermişsin” diyerek kadehteki şampanyayı garsonun başından aşağıya döküyor!

Yarım saat falan sürdü tepkilerin artması.

Sonrasında da Demet Akalın “Garson dökmemi istedi” diye bir açıklama yaptı.

Vay be dedim...

Vaaaay...

İyice kafayı sıyırdık sanırım...

Birkaç sözüm var.

Yazının Devamını Oku

Deniz mahsullü lahmacunu yedim

2 Ağustos 2022
Çok sevdiğim Danış Ulaç’ın kendi adıyla açtığı restorana gittim.

Hani o çok konuşulan, benim de eleştirdiğim, Bodrum’un meşhur deniz mahsullü lahmacunu vardı ya, onu yedim.

Çünkü bu işin sorumlusudur Danış...

Günlerdir onun sayesinde deniz mahsullü lahmacun diye tartışıp duruyoruz.

Ben üzerinde koca koca kalamar, karides ve ahtapotlar olan bir ‘şey’ bekliyordum.

Yanılmışım...

Çünkü deniz mahsullü lahmacun masaya ilk geldiğinde...

* E bunun nesi deniz mahsullü...

Yazının Devamını Oku

UEFA’nın yaptığı doğru mu

30 Temmuz 2022
Fenerbahçe-Dinamo Kiev maçında Fener taraftarları, “Vladimir Putin” tezahüratı yaptı. Şimdi herkes bunu konuşuyor, UEFA da Fenerbahçe’ye bu tezahürat yüzünden soruşturma açtı.

Peki bu tezahürat yanlış mıydı? Hem de çok!
Ama bu tezahürat yüzünden kulübe saldırmak doğru mu, değil.
Böyle maçlarda taraftarları tutma şansınız yoktur.
Biri çıkar “Putin” diye bağırır, ardından ona eşlik eden bir grup çıkar ortaya. O anda kitlelerin aklı kaybolur.
Öbürü çıkar, Putin yerine “Ayşe” diye bağırır. Başlar bütün tribün “Ayşe, Ayşe” diye bağırmaya...
O anda sorgu mekanizması falan devreden çıkar.
Bu hep böyle olmuştur.

Yazının Devamını Oku

‘Şşşt sakin ol’mak lazım

28 Temmuz 2022
Zeynep Bastık bir etkinlikte Doğukan Manço’dan önce sahneye çıkıp, konserini Doğukan’ın popüler olduğu iki şarkıyla noktalamış.

Doğukan soruyor şimdi Zeynep’e; “Hiç mi saygın yok bana. Neden sahneni benim söylediğim şarkılarla bitiriyorsun” diye...
Öyle bir konu ki; tartışmaya değer mi değmez mi, arada kalıyor insan.
O şarkılardan biri “Sakin Ol”, diğeri de “Ben Adam Olmam”.
Yani herkesin çıkıp sahnesinde söyleyebileceği iki şarkı. Kimseye ait, kimseyle anılan şarkılar değil.
Zeynep’in o şarkı listesini hazırlarken, “Doğukan benden sonra çıkıyor, bu şarkıları da o söylüyor, en iyisi atayım bunları” diye düşüneceğini sanmam.
Sahne öncesi koşturmacasında bunlar çok kolay gözden kaçabilecek durumlar.
Buradaki talihsizlik konserini o şarkılarla bitirmesi ve hemen sonrasında Doğukan’ın çıkması olmuş.

Yazının Devamını Oku

Bu yazın şarkısını açıklıyorum: ‘Bilir O Beni’

27 Temmuz 2022
Ben buna nokta atışı işler yapmak derim.

Ben buna çizgiyi hiç bozmamak derim.
Pinhani, “Dünyadan Uzak” şarkısında yarattığı etkiyi yarattı yine.
Şarkının adı “Bilir O Beni”.
Diyorlar ki;
∆ “Bugün aramadım ama bilir o beni...”
∆ “Çok uzaktayım ama görür o beni...”
Ve diyorlar ki;

Yazının Devamını Oku

Konsey’den kalan

26 Temmuz 2022
Kelebek’in Magazin Konseyi haftanın gündemini öyle sıkı değerlendiriyor ki...

Konsey’e dahil olmama rağmen her pazar heyecanla açıp, sanki konuları bilmiyormuş gibi okuyorum gazeteyi.

Ömür, ben, Savaş ve Onur...

Dört farklı kafa görüşlerimizi yazıyoruz Konsey’de.

Neyse...

Hafta sonu Konsey konularımız arasında Umut Evirgen ve Serenay Sarıkaya’nın dansı vardı. Daha doğrusu Serenay’ın dans ederken Umut’un sadece oturması...

Sordular;

“Neden oturuyor?”

“Sen de oturur musun?”

Yazının Devamını Oku

İzel, Çelik, Ercan

23 Temmuz 2022
Bu üçlü;Çok güçlüydü.Çok 90’lardı.

“Haydi şimdi bütün eller havaya” diye zıplatıyorlardı bizi.
İlk ayrılıklarımızda sevgiliye gönderilen şarkılara imza atmışlardı.
∆ Benim çevremdeki çoğu ilk platonik aşkın da taşıyıcısıydılar.
∆ Sonra kavga kıyamet kopmuştu İzel, Çelik, Ercan...
∆ Hepsi zor karakterdi çünkü.
∆ O yüzden kendi yollarına gittiler. Hiç aklıma gelmezdi onların tekrar bir araya geleceği.
Dün Hürriyet’te okudum.

Yazının Devamını Oku