Sosyal medyada gezerken gördüm görüntüleri.
Merve Boluğur sahnede şarkı söylüyor.
Pardon pardon ‘söylemeye çalışıyor’! Ya pardon, söylemeye çalışmak da değil o...
Eveleyip geveliyor işte.
Sonra fark ettim ki orası Cahide Alaçatı!
Ve sahnenin sahibi o akşam Yıldız Tilbe.
Ne oldu, nasıl oldu hiç bilmiyorum ama Yıldız Tilbe, Merve’yi sahneye almış, sonra da kendisine bir sandalye bulup Merve’yi dinlemiş.
* Gece saat 01.00 olmadan Alaçatı sokakları sessizliğe bürünüyor.
Çevik kuvvet ekipleri dikkatimi çekti. Sokaklarda tur atıp mekanları kontrol ediyor.
* Eskiden geceleri tıklım tıklım olan kokoreççi, kumrucu, ıslak hamburgerci artık üç-beş masaya çalışıyor.
* Eskiden dışarıya çıkış saatlerinde şimdi otel ve evlere dönüş trafiği oluyor.
* Evlerde eğlencenin saati yok, neredeyse her evin bahçesinden sohbet sesleri duyuluyor.
Özetle çok ilginç bir durum yaşanıyor.
Gündüz boş olan yerler umudunu akşama saklıyor ama istediğini bulamıyor.
Herkesin bildiği adıyla ‘baklava vücut’ diyelim...
Oysa ben, ‘erkek dediğin azıcık ama azıcık göbekli olur’cuları destekliyordum.
Sonra karşıma Mustafa Sandal ve Oğuzhan Koç’un fotoğrafları çıktı.
Bakmayın internette ‘bunlar yapma kas’ paylaşımlarına, Mustafa Sandal kafayı yıllardır spora takmış biri. Yani ameliyata falan gerek yok. Six Pack onun için çocuk oyuncağıdır.
Oğuzhan Koç’a gelince.
E adam kendine dikkat ediyor, belli ki spora falan da son zamanlarda yüklenmiş ve karşılığını almış.
Aynı yarışmadaki Batuhan, Acun Ilıcalı’ya savaş açmış.
Batuhan’ın annesi “Oğluma haksızlık ettiniz Acun Beyyyy” diye suçlamalarda bulunmuş.
Nagihan “SMS oylamasına yenildik” diye imalı paylaşımlar yapmış.
Kimse de çıkıp...
“Ben nerede yanlış yaptım” demiyor.
İnsanlığın temel sorunu bu.
O sorun, ‘hatayı başkasında aramak’mış...
O burçlar...
‘İkizler, akrep, terazi ve yengeç...’
Hemen Kelebek yazarı ünlü astrolog Aygül Aydın’ı aradık programda ve aydınlat bizi Aygül diye rica ettik.
Doğruymuş.
Aygül bize burçların yalanla olan ilişkisini tek tek açıkladı.
İyi de bunları kim araştırıyor?
“Bir burç yalan söylemeye nasıl yol açabilir”, “Ya bırakın bu işleri lütfen” demeden, diyemeden ikna oldum yine.
O sohbet sırasında dikkatimi festivallere verdiği önem çekmişti başkanın...
Aradan aylar geçti ve fikri takip yapmak şart oldu derken, Galataport’taki ‘Uluslararası Lezzet Festivali’ni gördüm.
Başkan Yıldız’ı arayıp sordum, “Sözümüzü tuttuk, ertelediğimiz Gastronomi Festivali’ni gerçekleştirdik” dedi.
Tam bir festival aşığı başkan.
Önce haziran ayı içinde ev sahipliği yaptıkları ‘Uluslararası Halk Dansları Grupları’nın etkinliklerinden bahsetti sonra da onu asıl heyecanlandıran konuya sözü getirip;
“kısa süre sonra ‘Film Festivali’ ile kültürleri buluşturacağız” dedi.
Film festivali önemli. Tıpkı diğer festivaller gibi konsolosluklarla aylar süren toplantılar yapılmış, onların fikirleri alınıp, destekleri istenmiş. Hatta ünlü İranlı yönetmen Mecid Mecidi bu festival için Türkiye’ye gelip Beyoğlu’nda bir toplantıya bile katılmış.
Yani Beyoğlu’nda bir şeyler oluyor.
Hatta haberlerden birinin başlığı şöyleydi: Hababam Sınıfı yıldızları tepki çekti...
Pardon!
Adamların org çalması şarkı söylemesi neden tepki çekiyor?
Ne yapsaydı adamlar?
Nasıl para kazansınlar?
Hayatlarını nasıl sürdürsünler?
Doğru başlık şu olmalıydı:
Onun gibi kaç isim kaldı ki?
Kaç kişiyi sayabiliriz mesela?
Hani o klasik tabirle 100 kişiye sorsak 100’ü de onun ismini muhakkak geçirir favori oyuncuları arasında.
Ne mutlu bana dün Robert De Niro ile tanışma fırsatı buldum…
Kısa da olsa bir söyleşi yaptık.
Bakmayın İstanbul’da biraz durgun görüntü verdiğine.
Ağırbaşlı ama neşeli tiplerden.