* Seda Sayan.
“İyi dostluklara örnek isimler” deyince aklımıza kimler gelir?
* Seda ile Safiye.
E bu ikiliye bir de Faik Öztürk gibi neşeli bir adam eklendi mi tadından yenmez bir üçlü olurlar.
Fakat Faik Bey’in geçen gün söylediği bir sözü anlamadım.
Aynen şunları demiş...
“Seda’nın bir lunaparkı var. Orada kiminle oynamak istiyorsa onu alıyor.”
Japon bir iç giyim markası erkeklere özel dantelli boxer üretmiş. Markanın stokları 1 hafta içinde tükenince de ülkenin gündemine oturmuş bu iç çamaşırları.
Aslında fikir markanın alametifarikası falan değil. 3-5 yıl önce Versace de benzer bir model çıkarmış ama bu etkiyi yaratmamıştı.
Neyse...
Marka bir açıklama yaparak, dantelli boxer’ları alanlarının çoğunun 30-40’lı yaşlardaki erkekler olduğunu açıklamış. Hatta onlardan bazıları ürünü kullandıktan sonra “Dantel çamaşır giymenin bilincinde olmak bana bir enerji verdi. Vücudumda enerji artışı oldu” demiş.
* Mezar yerim hazır...
* Mezarımın maliyeti bilmem kaç lira olacak...
* Mezarım için özel mermerler kullanılacak...
* “Şöyle özellikleri olacak da böyle bilmem neyi olacak...
Baştan sona yürek boğan sohbetlerdir bunlar.
Anlatmaktan zevk alanın suratına anlamsızca bakmışlığım vardır.
Bülent Ersoy’la ilgili benzer haberler çıkıyor son günlerde. 1.5 milyon liraya mâl olacakmış mezarı Bülent Hanım’ın.
Bakmadıysanız mutlaka bakın.
Çünkü böyle fırsat çok az çıkar karşımıza.
Bu suratta...
Şarlatanlık var.
Soytarılık desen gırla!
◊ Ayça Ayşin Turan: Gecenin en popüler ismiydi. Sevgilisi Alp Navruz’la buluşunca da mekanın sahilinde kısa bir yürüyüş yaptılar. Davetliler Ayça’yla fotoğraf çektirmek için deyim yerindeyse sıraya girmişti.
◊ Melis Sezen: Gecenin ‘en’ füsunkâr (büyülü) kadınıydı. Kendisiyle kırmızı halıdan kırmızı halıya bir araya geliyoruz. En son Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni’nde konuşmuştuk. Kelebek Yazı partisinin de yıldızlarındandı. Tüm gözler ondaydı.
◊ Sakiler: Gecenin ‘en’ kritik noktada duranı onlardı. Sakiler grubu üyeleri Hasan Gözetlik, Yücel Girgin ve Serkan Balkan partide kendilerine mekana hakim bir köşe bulup kuruldular. Olan bitenleri onlardan iyi gören yoktu.
◊ Jessica May: Gecenin ‘en’ mahcup olduğum anını yaşadım Jessica May’le. Kırmızı halıda söyleşi yaparken -nasıl oldu bilmiyorum ama- ağzımdan ‘Nilsu Hanım’ lafı çıkıverdi. Hiç bozmadı Jessica, “Ben Nilsu değilim” demedi, tebessüm etti sadece. Nasıl mütevazı, nasıl neşeliydi anlatamam.
◊ Hasan Can Kaya: “Hoş geldin” dedim, “Sizi hiç yalnız bırakır mıyım, hoş bulduk” cevabını aldım. Özel adam Hasan. Onunla ilgili gözlemim ve merakım, acaba gecede kaç kişiyle, kaç kare fotoğraf çektirdi? Ben ne zaman baksam selfie mesaisindeydi, kimseyi de kıramadı.
◊ Hande Ünsal: Gecenin ‘en’ heyecanlısı, ‘en’ neşelisi, ‘en’ ışık saçan ismiydi. Dün çıkan şarkısının da bunda payı büyüktü tabii. Daha önce hiç yüz yüze sohbet etme şansımız olmamıştı. İyi ki gelmiş de konuşabilmişiz. Hatta bir ara ben, Hande ve erkek arkadaşı olan Sakiler grubu üyesi Serkan Balkan’a “Siz ne uyumlu çiftsiniz” derken buldum kendimi. Öyleler gerçekten.
◊ Derya Uluğ:
Sık sık da karşımıza çıkıyor sosyal medyada.
Şimdi de Hülya Avşar’la dans etmiş.
Balat’ta Kozmik Dede’yi gören Hülya Avşar, kendi şarkısı eşliğinde sokak ortasında onunla birlikte kendisinden geçmiş.
Aklıma geçen günlerde Hande Erçel ile ilgili ‘lütfen Hande’ye dans ettirmeyin’ başlıklı yazım geldi. Yazıdan sonra arkadaşlarımdan bile sayısız eleştiri aldım.
* ‘Sana ne!’ dediler...
“Ama” deriz...
* “hık mık” ederiz...
Sonunda bir noktada birleşiriz.
Doğruyu buluruz yani.
Mesela 80 küsur yaşındaki birinin, 20 yaşında biriyle ilişki yaşaması, evlenmesi gibi konularda...
Doğrusu tektir bu işin.
Olmaz bu iş.
Ben çok sıkı bir ‘SMKD’ üyesiyim mesela.
Yani, Slip Mayo Karşıtları Derneği.
Rafa kaldırdığım bu dernek üyeliğimi tekrar gündeme getiren Uraz Kaygılaroğlu oldu.
Bodrum tatilinde slip mayosuyla görüntülendi oyuncu.
Daha önce maalesef Tarkan ve Mehmet Günsür gibi isimleri de görmüştük slip mayoyla.