“Nesimi’ye sormuşlar Yarin ila hoş misan..Hoş olayım olmayayım O yar benim kime ne..!?”
Şair böyle diyorsa ben nasıl “Hayır diyebilirim..” diye geldim İnönü’ye!
Holosko ayağının ucuyla golü atıyor, ben hala internete bağlanma sancısı çekiyorum.. Bir gözüm sahada bir gözüm internet bağlantısında..
Herkes seferber benim için. İmdadıma İsmail Er yetişiyor vınn veriyor bana.
1-0 olunca keyifler de “keka” olacak ya..
Olmuyor..
İlk devre bittiğinde Beşiktaş 2-1 mağlup gidiyor soyunma odasına..
E, basket takımının viraj maçı var orada.
"Ne bu şiddet, bu ne celal” yarabbi, Holosko’nun affetmediği an 3. dakikaydı. 1-0 oldu.
E, bi’durun da.. Maç yeni başladı..!!
Alsana 2. gol. Almeida'nın pas verdiği, Holosko’nun da kafayla tamamladığı an 7. dakikaydı..
E, ama bi’durun ya..
Daha stattaki ortamı anlatacaktık, ambiansı nakledecektik.. Ne oluyor(!) 2-0 oluyor tabii..
Ama, ilk golden sonra Beşiktaşlıların 3 numaralı formayı açıp golü İsmail’e hediye etmeleri çok anlamlıydı bence..
Almeida’nın kule gibi yükselip ilk golü attığını görüyorum.
Benim evde bir sevinç, bir sevinç..
Sanki “Ankara’dan abim gelmiş..” gibi!
Kırmızı-Beyaz olan Antalya karşısında kırmızı formasıyla Beşiktaş var..
Hey, bugün benim doğum günüm!
50’yi devirdiğim gün yani..
Basın Tribünü’ne gitmek için stadı bir baştan bir başa yürüyerek geçiyorum.
Yürü babam yürü..
Her gün bu hareketi yapsam, aha şuraya yazıyorum, tığ gibi olmazsam..
Buraya her geliş, benim gibi “Oturan boğa” için zorunlu bir spor..
500. milli maça bu kadar az ilginin olması kalbimi incitiyor..
Sayı az da olsa önemli değil..
Neden önemli değil? Çünkü “Korkma”!, “Sönmez” diyor, büyük şair ulusal marşta:
‘Aşk sana gelmiyorsa sen İnönü’ye gideceksin.. Gerçek sevdayı göreceksin oradaSakın şaşırma..’!!Beyaz Kelebekler Vadisi’ne bu gece de hoş geldiniz..
Rakip Bursa olunca İnönü’nün havası da bir başka oluyor.
Her iki takım için de kırılma maçı bence..Kapalı’da efsane Başkan Seba’nın resimleriyle süslenmiş “Geçmiş olsun” pankartı vardı.
Almeida’nın kaleciyle karşı karşıya kalıp atamadığı gol pozisyonundan sonra “Bir gün atacak. O zaman devrim olacak” dedim.
Yanımdan bir ses yükseldi; “Abi devrim için süreklilik gerekir”..Bu laf üzerine “Bak bu, iyi felsefe” demek zorunda kaldım..
Bu arada Bursa’nın golü statta şok etkisi yaratıyor..
“1-0 olsun bizim olsun..” Bu düşünceyle her maça gelirim ben.
Belki de bu yüzden;
“Şu olan biten var ya, boş ver onaTaş yağsın isterse, çok sürmez..Dakka şaşma dakka, yaşamaya bak!Ne geçmişi düşün, ne de gelecekten kork..” dizelerine sevdalandım..
Her Beşiktaşlı sevdalıdır zaten..
Çarşı Grubu’nun “tayini” çıkıp Eski Açığa gittiği için kapalı dışında her yer dolu bu gece.
Beşiktaş kırmızı forma ile sahada.
Mersinli taraftarların önünde kocaman “Kırmızı Şeytanlar” yazılı..
İnönü..
Ne de güzel bir yer yahu burası..
Gökyüzünde de dolunay var. Tepsi gibi..
Her maçta “Of” çekiyoruz ya..
Of’la oynuyor bu gece Beşiktaş..
Maçın sonunda “Offff, offf..” demeyelim de..
“Burası İnönü buradan çıkış yok” diye bağırıyor Beşiktaşlılar..
İnönü..
Ne de güzel bir yer yahu burası..
Gökyüzünde de dolunay var. Tepsi gibi..
Her maçta “Of” çekiyoruz ya..
Of’la oynuyor bu gece Beşiktaş..
Maçın sonunda “Offff, offf..” demeyelim de..
“Burası İnönü buradan çıkış yok” diye bağırıyor Beşiktaşlılar..