Orhan Can

Tüm suç onun mu sanki şarkı söylediyse bütün yaz

1 Nisan 2013

Ya Nobre kendi kalesine gol atmasaydı..

“Gel etme karınca kardeşağustos böceğine acıtüm suç onun mu sankişarkı söylediyse bütün yaz..”(!!)
Ne güzel de söylemiş şair..(X)

“Beşiktaş gerçek futbolunu ortaya koyarsa, daha önce yaptığı gibi” diye demeç veriliyor maç öncesi..
“Mühim bir açıklama mı?” diye kulak kesiliyorum..
“Hava sıcak, zemin güzel” diyor muhabir..
“E, güneye geldik normal. Hava sıcak, zemin güzel olacak” yanıtı veriliyor ..

Yazının Devamını Oku

Bu yüzden Beşiktaşlı olunur..

24 Mart 2013

Korkar mı insan geceden
Çekinir mi hiç?
Geceler güzeldir her zaman.
Geceler nahoştur her akşam.
Belki de tek düzedir hayat..

Güneş dalıp uykuya daldı mı hayat
Ne riyakarlık ne çirkinlik..

Yazının Devamını Oku

Sıradan bir gecede manşet nasıl çıkar?

16 Mart 2013

Sıradan bir ‘Mart’ cumartesisi..
Dün plajda güneşlenecektik, bugün kar yağıyor..
Mart dediğin böyle olur!
Çünkü o, kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır..
Bu yüzden karın yağması geleneksel mart için “Flaş” değildir.
“Flaş” olan, mart ayında soğuk ve kar yağışının olmamasıdır..Kısaca mart ayında, yaklaşık 10 gündür süren yaz havasıdır “Flaş” olan..
Bu yüzden pek şaşırmadım ‘mart’ ayının bu “Açmazına”..

Yazının Devamını Oku

Vallahi iyisin diyorlar, ben inanmıyorum ya..

9 Mart 2013

“İnsan kadere zenginken değil yoksulken inanır..”
“Feda” yılı diyerek nasıl sonuç alınırsa alınsın kendileri için opsiyon aldılar ya.
Biz de “He” diyoruz işte..
Yani, yoksulken kadere inanıyoruz..
“Yalancı Bahar”la mutlu oluyoruz işte..

Trabzon-Beşiktaş maçını seyrederken, “Acaba yanlış mı açtım?” diye düşündüm.
Çünkü, halı sahada oynaması gereken iki takım yanlışlıkla Avni Aker’e çıkmışlardı her halde!

Yazının Devamını Oku

Sonunu düşünen Beşiktaşlı olamaz..

3 Mart 2013

Bugün 03-03-2013, 3. Gol 90 artı 3, Kuruluş 1903..!!
Keskin bir soğuk altındaki İnönü saatler öncesinden dolu..
Beyaz Kelebekler Vadisi hazır mı hazır..
Besbelli polis de hazır..
Dışarıda sıktığı gazdan belli..
Biber gazı rüzgarın etkisiyle gözlerimizi yakıyor..
 

Yazının Devamını Oku

Ruhları yanmış ruhlar...

16 Şubat 2013

Beşiktaşlı oyuncular ısınırken ben, “Adam gibi maç olsun” diyorum..

Kendi kendime konuşuyordum ama “Görmezlikten gelme, kayrılma, torpil istemem”

Mesela, Beşiktaşlı bir oyuncu diğer oyunun sırtına kramponla basar ve buna kırmızı kart göstermezse, öteki dünyada da o hakemin yakasındadır yirmi tırnağım..

Ya da kalecinin tuttuğu topu eliyle alan bir Beşiktaşlı oyuncuya kart göstermezse, o hakeme de yuh olsun!

Hatta, “Öyleydi böyle oldu” manşetleri atılsın..

Öyle kayırma, böyle iltimas yaptıktan sonra çocuklarının yüzüne nasıl bakar insan..

 

Ya da

Yazının Devamını Oku

Bizimkisi yıkıcı bir aşk.. Zangır zangır titretir adamı böyle

9 Şubat 2013
“Yıkıcı bir aşk bu, Yıkıyor milletin ortasına Tutku yükünü..” diyor şair..

Bir Beşiktaşlı gördüğünüzde “telaşlanmaya” bilirsiniz..

Ama iki Beşiktaşlıyı yan yana  gördüğünüzde “dikkat” kesilmelisiniz..

Yok, üç Beşiktaşlı konuşuyorsa, orada bir başkaldırı, ruhlarda ‘ihtilal’ rüzgarı vardır bilesiniz.

Hele hele, dört Beşiktaşlı yan yana ise “devrim” çoktaan olmuştur..

5 tanesini siz düşünün gayri..!!

Belki de bu yüzdendir Dünyanın dört bir yanında Beşiktaş tribünlerini çok sevilmesi..

Hatta Van’da, Tunceli’de..

Van’ın çarşısını gezin bir hele!

Yazının Devamını Oku

Halbuki İnönü’de dünyanın en güzel olayı olmuştu..

1 Şubat 2013
Anlayacağınız, Beşiktaş taraftarı yine yapmıştı yapacağını.. Çünkü, dünyaya bir kez daha örnek olmuştu.
Oysa ben, bu muazzam mavi gezegen İnönü’deki olaya şahit olmadan önce yani,
 
“Güzel haberler bekliyorum artık,
Kapının ardındayım, çalın zilimi..
Ayakkabılarınız kirli olsun fark etmez..
Çok özledim, girin içeri..”(x)
diye düşünüp,
 “Yorgun kramponlarınla,
terli formalarınla gel Beşiktaş..
Özledik be, al artık 3 puanı..”

diyen Beşiktaşlılara kulak kesilmiştim..
.
Bana göre iki proleter takım karşı karşıyaydı bu gece..
Beşiktaşlı Karabükspor’u, Karabüklü Beşiktaş’ı sever..
Takımlar ısınırken Beşiktaş taraftarı “Beşiktaş Karabük el ele, hep beraber tribüne..” diyerek İnönü’yü inletiyordu ki o güzel tablo ortaya çıktı..
İki takımın oyuncuları Beşiktaş taraftarını kırkmadı ve istenileni yaptı..
Yer yüzündeki bütün nesillere, bundan daha güzel örnek nasıl olunur ki..!?
Sporun kardeşlik olduğu, sevgi olduğunu, centilmenlik olduğunu
Hele hele, misafir tribününü dolduran Karabüklüler de “Beşiktaş Karabük el ele, hep beraber tribüne..” diye slogana katılınca, varın siz düşünün İnönü’deki ambiansı..
Taraftar maç başlamadan hemen önce aynı hareketi bir kez daha yaptırınca dünyaya örnek davranış bir kez daha pekişmiş oldu..
Daha ne yazayım ki gardaş!
Bu maç için daha ne yazayım..!?
Bu davranış kelimeleri tüket mi anam babam tüketmez mi?
Ama böyledir hayat.
Bazen kelimeler kifayetsiz kalır..
Çünkü; bir davranış bir hareket, tüm kalpleri fethetmeye yeter böyle.. 
 
Biliyorsunuz,
Mahalle maçında auta giden topa “Gol” diyen çocuk Beşiktaşlı değildir..
“O golse bizimki de gol” diyen de hiç Beşiktaşlı değildir..
“Tamam be o’lum gol olsun..” diyen Beşiktaşlıdır işte..
xxx
İbrahim Toraman’ın Karabüklüler arasından “sızarak” Fernandes’in ortasına dokunması ile durum 1-0 oldu..
Benden söylemesi, ilk yarı bittiğinde Fernandes için tehlike “Çakarları” çaktı..
Hani kayalık bölgelere, “Burunlara” fener koyarlar da ışıkları yanıp söner..
Ya da denizin ortasında yüzen bir şamandıra vardır ya..
Kardinal şamandırasıdır o..! Dalgaların ahengi ile bir sağa bir sola yatar durur hani..
Roma’daki Kardinalleri anımsatır.. Tipi öyledir de..
Tepesindeki ışık, bir sistem dahilinde “Çakar”..!!
Kimi, 3 yanar 1 durur, kimi 5 yanar (çakar) 2 durur.. vs vs
Size, tehlikenin mesafesini verir.. O yanıp sönmelerin bir anlamı vardır!
Duran ya da durmayan, kestiği tüm toplar kısa düştü Fernandes’in..
Adamın bacaklarında derman yok çünkü..
Bunun iki nedeni vardır..
Biri, ya hazır değildir.. Öteki, uykusuz gecelerdir(!)
Ah o uykusuz geceler yok mu?
Duran topları ona attırmamak lazımdı.
 
(Ben böyle dedim ya, hoca çıkarttı Fernandes’i. Oyun kuran adamı oyundan aldı iyi mi..? Ben ‘duran topları ona kullandırtamayın bari’ dedim. Hiçbir varlık göstermeyen Dentinho’yu aldı..!! İnanılır gibi değil orta saha dağıldı)
xxxxx
Neyse Oğuzhan’ın “Al ve vur” diyerek attığı topu Olcay gole çevirdi. 2-0 oldu.
Karabük de 10 kişi kaldı..
İnanılır gibi değil ama 2-2 oldu.
Taraftar tribünde harikalar yaratırken, takım da sahada yarattı(!)
2-0 öndeyken 10 kişi kalmış rakipten 2 gol yiyerek..
Hani size “Vasati 40 çöpün gerçek anlamını” anlatmıştım ya daha önce..
Aynen öyle, sanki adamlar 10 kişi kalmadı 13 kişi oynadılar ikinci yarı..
Ve sanki Beşiktaş 11 kişi değil de 9 kişiydi sahada.. Alın size Vasati 40 çöp..!!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21601297.asp
 
Almeida’ın yerine girme şansı elde eden Sinan Kurtulmuş büyük fırsatı kaçırdı.
Oysa,  günün “Kahramanı” olabilirdi.. Ancak mayası sağlam o çocuğun..
Fırsat verilirse çok iş yapar..
Özet olarak:
Çizgiden çevrilen ve gol olan topu hakem vermedi..
Buz gibi golü vermedi hakem..
Fauller verilmedi, dakikalarca duran maç için bir de ‘3 dakika uzatma’ dediler!
Bir takımın hakkı bu kadar yenmez ki..
Top rakibe çarpıyor kornere çıkıyor, hakem “out” kararı veriyor..
Karabük’ün ilk golü gökyüzündeki güneş kadar gerçek bir faul.. El insaf be ama..
 
Tabii, takımında durumu ortada.. Hakem hakem diyoruz da, sen büyük takımsın hakemi de yeneceksin arkadaş! 50 metre uzaktan gelen top; yani 1. gol, yenecek gol mü birader?
Bir sorun bakalım kendi kendinize:
10 kişi Karabük mü kaldı, yoksa Samet Hoca’nın Beşiktaş’ı mı..!?
Bence Beşiktaş sahada 11 kişi gibi gözükse de 8 kişiydi..(!)
 
Neyse OC herkese selam eder..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..
 
NOT:(x) Yukarıdaki şiir dizeleri yazan sevgili üniversite arkadaşım Aslı Sara Didari ne de güzel anlatmış “Beklentiyi”! Ha, herkesin beklentisi farklıdır. Benimkisi, aşağıdaki gibidir.
 
“Güzel haberler bekliyorum artık,
Kapının ardındayım, çalın zilimi..
Ayakkabılarınız kirli olsun fark etmez..
Çok özledim, girin içeri..”
Yazık, bu gece de 3 puanla evimizin kapısından içeri giremedi Beşiktaş..
Yoksa; amanin, bu Beşiktaş mı beni şair ruhlu yaptı anacığım..
Şiirleri, kelimeleri sevmem yoksa bundan mı gözümün yağı..!?
Yazının Devamını Oku