Ayağımda 2 çift üst üste yün çorap..
İki kazak, bir mont üstünde parka..
Ellerimde eldiven..
Boynumda kaşkol..
Bir cebimde kar başlığı, diğerinde yedek eldiven..
Ve gökyüzünden yere inen minik minik beyaz kar taneleri..
Arena’nın durumu böyleydi işte..
Maç başlarken, “Pruvanız neta, rüzgârınız kolayına, denizleriniz sakin olsun..” diyorum..
Dile kolay, tam 110 yıl olmuş..
İşte, ben bu yüzden “Siz yokken biz vardık” sözüne bayılırım..
Tam karşımda “Türk sporunun 110 yıllık sarsılmaz temel taşı. Milyonların gözbebeği, dorukların şanlı Beşiktaş’ı..” yazılı. Her iki yanında Türk bayrağı asılı..
Tam ortasında da Beşiktaş arması..
Ve bu akşam da o arma, o forma için yine aynı şey oldu.
Ne mi oldu? “Semtler yürüdü mabede doğru, Şeref Bey bizi bekler” diyerek!
Maç başladı. Bu akşam da Beşiktaş kırmızı formayla sahada..
“TÜRKİYE LİGİ'Nİ, TÜRKİYE'Yİ VE İSTANBUL'U SEVİYORUM AMA YENİDEN İSTANBUL'A DÖNÜP DÖNMEYECEĞİMİ HENÜZ BİLMİYORUM”
“Bugün için futbol hayatıma nerede devam edeceğimi bilmiyorum. Şimdilik Portekiz'e gideceğim ve menajerim ile oturup konuşacağız. Kararımı daha sonra vereceğim. Gelecekte ne yapacağımı şuan bilmiyorum. Galatasaray'da veya başka bir Türk takımında oynayıp oynamayacağımı da bilmiyorum. Türkiye Ligi'ni, Türkiye'yi ve İstanbul'u seviyorum. Burada mutluydum. Türkiye Ligi, çok mücadeleci ve güzel bir lig! Burada oynamayı seviyorum. Ama şu anda bu konuda bir şey söyleyemem.”
“BENCE BEŞİKTAŞ'IN DAHA YÜKSEK KAPASİTELİ YÖNETİCİLER TARAFINDAN YÖNETİLMESİ GEREKİYOR”
“Beşiktaş'ta futbol oynayamamamın nedeni ben değildim ve Beşiktaş'tan ayrılmak istemezdim. Hem yönetim kurulu, hem de teknik direktör benim Beşiktaş'ta oynamamı istemediler. Bunun sebebini hiçbir zaman anlayamayacağım. Burada sözleşme var, bana para ödeniyor ama beni oynatmıyorlar. Yıllık ücretimi düşürmemi istediler. Bu tekliflerini kabul ettim ama daha sonra sözleşmemi feshetmem için ne istediğimi sordular. Bu olay beni çok sinirlendirdi ve artık menajerim ile görüşün dedim. Ben Beşiktaş gibi büyük bir kulübün bu şekilde yönetilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuyu daha iyi bir şekilde halledebilirdik. Bence Beşiktaş daha yüksek kapasiteli yöneticiler tarafından yönetilmesi gerekiyor. Sonuçta bugüne kadar geldik ve ben takımdan ayrıldım. Beşiktaş'ta neden oynayamadığımı bana değil, başkana ve teknik direktöre sorun.”
“GEÇMİŞ DÖNEMDE GÜÇLÜ BİR YÖNETİME, SCHUSTER GİBİ KALİTELİ BİR TEKNİK ADAMA VE İYİ OYUNCULARA SAHİPTİK”
Madem feshedecektin (Sözleşmesini), niye 6 ay parasını ödedin? Madem insanlara ‘şeyini’ gösterdi, niye o gün yollamadın? Madem “Feda yılı” niye parlatıp satmadın?”Can Akıncı adlı bir Beşiktaş taraftarı sosyal medyada böyle dedi!
Hatırlamayana hatırlatayım..
Guti ile birlikte ilk transfer haberi duyulduğunda ortalık yıkılmıştı..
El bebek gül bebekti..
“Q7 ve Çetesi” afişleri bile yapılmıştı..
Beşiktaş maçlarına bilet bulmak o kadar zordu ki..Basın tribünü ful çekiyordu.
Diğer takımların muhabirleri ve yazarları “Onları” seyretmeye geliyordu! Meraktan..!
Mektubuma başlamadan önce herkese selam ederim..
Bilindiği gibi Pazar günü GS-FB derbisi var..
Hürriyet Dünyası o gün birçok yerden CANLI Yayın gerçekleştirecek..
WEB TV ekibi de o gün mürettebat sayısı bakımından nöbetçi kalacak..
Arkadaşların yayın bitişi saati 22 veya 23 gibi peyderpey evlerine gecikemeden gitmeleri gerekiyor ki SABAH 9’da yeniden işte olabilsinler..
Binaenaleyh, bu durumu şimdiden sizlere bildirir, gerekli önlemlerin alınması rica ederim..
Tabii, o gün birçok birim, spor servisi, muhabir arkadaşlar da görev yapacakları için yoğunluk çok olacaktır..
Dediğimde herkes anımsar bu cümleyi..
Çoğu, şiiri bilmez de şarkısından tanır bu bölümü..
Ortak nokta, herkesin, şiirin bu dizesini çok sevmesidir.
Oysa ben,
“Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan” bölümüne bayılırım..
Antalya 2-0 öne geçtiğinde bile ben çok rahatım..
Korkuyla “Sevişmiyorum” yani..
Gerçekten mi? Gerçekten öyle bir organdır..!!
Bu mesajı okuduğumda önce güldüm sonra omuzlarımı silktim.
Ruh ikizini bulamayanlar için üzüldüm..
“Bulmuşuz ki ‘Ruh ikizimizi’ iyi günde kötü günde siyah beyaz türkü söyleriz!” dedim. İçimden ama..
Buz gibi bir İnönü gecesi yine..
Yeni Açık, Eski Açık dolu..
Kapalı’nın durumundan bahsetmiyorum!
Rakip zorlu.. Rakip iyi ekip!
Benim de her maçta, kalbimdeki umut limanından bir gemi kalkar..
Çünkü, umut yaşamın sevgilisidir..
Çünkü umut, hayatın goncasıdır..!!
Ve bu yüzden, nefes alıp verdiğin sürece umudun olacak!
Kalbindeki umut ateşi hiç sönmeyecek!
İşte bu yüzden, her maç ve nefes aldığım için kalktığım her sabah, kalbimin umut limanından, “Aganta burina burinata” diyerek kalkış yapar bir tekne..
Ve ben uyuyana kadar, o seyir hiç durmaz.. Demir atmadan yoluna devam eder!
Sabah, yeniden çıkış yapar limandan..